Reel sektöre göre işler fena değil ama gidişat kötü!

Alaattin AKTAŞ
Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ ala.aktas@gmail.com

Merkez Bankası her ay reel sektör kuruluşları arasında iktisadi yönelim anketi gerçekleştiriyor ve bu sektörün ekonomiye olan güvenini ölçmeye çalışıyor. Anket çerçevesinde reel sektör kuruluşlarına bir dizi soru yöneltiliyor ve alınan yanıtlarla ortaya bir sonuç çıkıyor.

Ankete her ay 2 bin dolayında kuruluş katılıyor; sonuçları dün açıklanan ekim ayı anketine katılım ise 2 bin 119 düzeyinde.

Merkez Bankası'nın dün açıkladığı verilere göre reel sektör güven endeksi ekimde 109.5 oldu ve eylül ayındaki 111.6'lık endekse göre 2.1 puan geriledi.

Hiçbir anket elbette gerçeği yüzde 100 yansıtamaz. Ama anketlerin de kendi içinde bir tutarlılığının olması beklenir. İşte zaman zaman Merkez Bankası'nın iktisadi yönelim anketinin detaylarında bu tutarlılığı görmek mümkün olmayabiliyor. Ekim ayı anketinde olduğu gibi...

Ancak hemen şunu belirtelim. Ankette dikkat çeken bu iç tutarsızlığa Merkez Bankası'nın uyguladığı bir yöntem ya da yaklaşım hatası yol açmıyor. Bu durum Merkez Bankası'na reel sektör kuruluşlarınca verilen yanıtlardan kaynaklanıyor.

Hem fena değil, hem kötü!

Reel kesim güven endeksi temelde sekiz soruya verilen yanıtlarla oluşuyor. Ekim ayında eylüle göre bu sekiz konu başlığından biri hariç tümünde kötüleşme var. Tek iyileşme sabit sermaye yatırım harcamasına ilişkin beklentide gösteriyor kendini. Yatırım harcaması endeksinde ekimde eylüle göre 0.6 puan da olsa bir artış gözleniyor.

Reel sektör kuruluşları ekim ayı itibariyle sipariş miktarı, stoklar, gelecekteki üretim hacmi, istihdam ve ihracat gibi konularda hep olumsuz bir yaklaşım sergiliyorlar. Ancak bu olumsuzluk öyle çok ileri boyutta değil. Hani, "Durum çok da fena sayılmaz" denilebilecek bir denge söz konusu gibi.

Ne var ki, genel eğilim olarak çok kötü bir tablo çizmeyen reel sektör kuruluşları, soru "Sanayi dalınızdaki genel gidişat konusunda bir ay önceye göre görüşünüz nedir" şekline bürününce birden karamsar oluyorlar.

Sekiz temel sorudan yedisine verilen yanıtlara göre ekim endeksinde eylüle göre 1.4 puanlık bir bozulma var. Ama genel gidişata ilişkin sorunun yanıtıyla oluşan endeksteki bozulma 7.4 puanı buluyor.

Reel kesim güven endeksi kapsamındaki genel gidişat konusunda şöyle bir tablo oluştuğu dikkati çekiyor:

Sanayi dallarındaki genel gidişatla ilgili soruya yanıt verenlerin geçen ay yüzde 15'i bir önceki aya göre iyimser olduğunu söylerken, bu ay geçen aya göre iyimserlerin oranı yüzde 11.7'ye düşmüş.

Geçen ay "Aynı" diyenlerin oranı yüzde 77.9 düzeyindeymiş, oran bu ay yüzde 77.1'e inmiş.

Daha kötümser olduğunu belirtenlerin oranı ise yüzde 7.1'den yüzde 11.2'ye yükselmiş.

Böylece iyimser-kötümser farkını gösteren denge değeri 0.5 puana (11.7-11.2) gerilemiş. Ekimdeki bu 0.5, mart ayından sonraki en düşük değere işaret ediyor.

Faizde artış beklentisi çok belirginleşti

Reel sektör güven endeksi kapsamında yöneltilen bir soruya verilen yanıt, reel sektör kuruluşlarının kısa vadeli ticari kredi faizlerinde artış beklentilerinin birden arttığını ortaya koyuyor.

Şirketlere, gelecek üç aylık dönemde kısa vadeli Türk Lirası cinsi kredi faiz oranlarının yönüne ilişkin beklentileri soruluyor.

Buna göre eylül ayında bu soruya yüzde 17.7'lik bir kesim artacak demişken, ekimde artacak yanıtını verenlerin oranı yüzde 32.1'e fırlamış durumda.

Faiz oranı aynı kalacak, diyenlerin oranı yüzde 73.6'dan yüzde 63.3'e gerilemiş.

Faiz oranının azalacağı tahmininde bulunanların oranı da yüzde 8.7'den yüzde 4.6'ya inmiş.

Sonuçta, faizin artacağını söyleyenlerle azalacağını söyleyenlerin (32.1-4.6) farkı 27.5 düzeyinde oluştu.

Geçen ay bu dengenin yalnızca 9 düzeyinde bulunduğunun altını çizmekte fayda var.

Yani piyasada yoğun bir şekilde "Faiz artacak" beklentisi oluşmuş durumda. Bir yandan faizlerin düşmesi isteniyor istenmesine ama görülüyor ki bu düşüşten en çok yarar sağlayacak kesim olan şirketler bile bunun gerçekleşebileceğine pek ihtimal vermiyor, hatta tersini tahmin ediyorlar.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar