Sahadan depremde son durum

Prof. Dr. Aykut GÜL
Prof. Dr. Aykut GÜL STRATEJİK DÜŞÜNCE aykut.gul@dunya.com

Gün geçtikçe hafifleyeceğini, yaraların tez elden sarılacağını düşünüyor insan. Her felaketten sonra genellikle böyle olmuştur. Ancak bu kez durum çok farklı… Olayın boyutu her geçen gün giderek büyüyor. Buzdağının suyun altında kalan kısmı gibi felaketin derinliği henüz anlaşılabilmiş değil.

Son beş yüz yılın en büyük deprem felaketi olduğunu söylüyor konu uzmanları. Sahadaki başarısından sıklıkla bahsedilince bizzat yerinde görebilmek için hafta sonu Hatay’ın Kırıkhan ilçesine gittim. İlçede şahit olduğum manzara anlatılanların çok ötesindeydi maalesef. Gerçekten de kameraların objektifleri ve kelimeler yetersiz kalıyormuş.

Kırıkhan, 122 bin nüfusa sahip ve 3.500 civarında can kaybı ile depremi en ağır hisseden ilçelerinden Hatay’ın. Daha çok tarımsal üretim ve tarıma dayalı sanayi hâkim. Neredeyse kullanılabilir konut kalmamış. 1.590 bina yıkılmış, 7.500 kadarının da hasarlı olduğu tahmin ediliyor.

Çadır hayatı, özellikle çocuklu aileleri zorluyor. İlçe halkı çadır kentlerde kalmayı tercih etmiyor. Daha çok evlerinin bahçesine çadır ya da konteyner yerleştirerek aynı zamanda tarımsal üretimlerini de devam ettirmek istiyorlar.

Kırıkhan-Tuzla Belediyesi kardeşliği

Bahsedeceğim örnek uygulama Tuzla Belediyesi’nden… Kırıkhan Belediyesi çalışanlarının bizzat depremzedeler haline gelmiş olmaları üzerine onlara destek olarak Tuzla Belediyesi, depremin ilk günü saat 13:00'dan itibaren, arama-kurtarma çalışmalarına başlamış ve tüm imkanlarını bölge için seferber etmiş.

Toplamda 70 personeli ile ilk günden beri başta Fen İşleri olmak üzere faaliyetlerini Kırıkhan Belediyesi ile koordinasyon halinde sürdürüyorlar. Özellikle sağlıklı su altyapısı konusunda çok iyi iş çıkartmışlar. İlçede üç adet konteyner kent inşa ediyor Tuzla Belediyesi…

Bir farkla; kilitli parke, su, elektrik ve kanalizasyon altyapını en iyi şekilde oluşturarak. Sanki sürekli yaşam alanı oluşturma gayretine girmişler gibi… Toplamda 450 konteynerden oluşacak bu kentlerin ilk ikisi tam donanımlı olarak bir-iki hafta içerisinde tamamlanmış olacak. Şu an faal olan ve 4.500 kişiye sıcak yemek verilen aşevi de ilk konteyner kentin hemen yanında… Ayrıca konteynerlerin üretimini yerel üreticiler yapıyor.

Böylelikle hem yerel istihdama ciddi bir katkı sağlanıyor hem de taşıma için ilave zaman ve maliyete katlanmak zorunda kalınmıyor. Personel yorgun ama bezgin değil. Dönüşümlü olarak hizmet veriyorlar.

Böylece personelin dinç kalması sağlanıyor. Depremde daha çok bilinen çadır ve yemek hizmetlerinin de ötesinde altyapı konusunda hiçbir aksamanın yaşanmamasına gayret ediyorlar. Bunun özellikle de sürekli ve sürdürülebilir olmasının gerekliliğine vurgu yaparak…

Kısacası, Tuzla Belediyesi, ikinci bir belediye kurmuş ilçede. Çöp toplamadan ulaşıma, aşevinden fen işlerine neredeyse tüm belediyecilik işlerini yüklenmişler. Tam bir kardeşlik örneği…

Ve bunu sessiz sedasız yapıyorlar. Başkan Şadi Yazıcı, ilçedeki çalışmaları yakından takip ediyor. Aslında Tuzla Belediyesi’nin ilçedeki Hayad Derneği ile 12 yıldır, yetim bakımevi çalışmaları var. Bölgeyi iyi tanıyor olmanın tecrübesi ile seri ve verimli hareket edebilmişler.

Diğer kurumlar da sahada aktif

Tuzla Belediyesi’nin yanı sıra Fatih, Sultanbeyli, Beykoz ve Arnavutköy Belediyelerinin de çalışmalarını zikretmek ve hepsine şükranlarımızı sunmamız gerekiyor. Son olarak 3.000 kişiye her gün üç öğün yemek çıkartan Hüdayi Vakfı’nın aşevinin başarısını vurgulamak ve çalışanlarına özel teşekkür etmek gerekiyor.

Reyhanlı, İskenderun ve Antakya’da, özellikle kırsalda üreticilerle yaptığımız temaslarda, zengin Amik Ovası’nda kurulan modern bahçeler ile tarlalarda üretimin aksamadan sürdüğünü gördüm. Köyler bazen arka planda kalabiliyorlar yardım konusunda…

Daha hassas olunmalı...Rabbim bu ülkeye bir daha böyle bir afet yaşatmasın. Bu felaketten güçlenerek çıkabilmeyi, hızlıca yeniden yapılanmayı gerçekleştirmeyi nasip etsin.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar