Serbest ticaret

Osman Ata ATAÇ
Osman Ata ATAÇ İŞLETMECİLİK SOHBETLERİ oaatac@gmail.com

 

 

Bazı okurlarım herhalde biliyorlardır, hasbel kader bir aralar Türkiye Güreş Federasyonu Asbaşkanı ve kısa bir süre de başkanı olarak çalışmıştım. "Sen resim yaptın mı ki beni eleştiriyorsun" diyen ressama kritiğin verdiği "Ben hiç yumurtlamadım ama iyi omlet yaparım" cavabı misali eğer ille de soracaksanız, yanıtlayayım: "Hayır güreş yapmadım ama bu işten anlarım". Güreş stilleri arasında iki tanesi hemen her ülkede yapılır: Serbest ve Grekoromen. Grekoromen'de bacaklarınızı kullanamaz, rakiplerinizin bacaklarını tutamazsınız. Serbest güreşte ise bacakları kullanabilir ve tutabilirsiniz. Her iki güreşte de neyi yapıp neyi yapamayacağınız yönetmeliklerde açıkça anlatılmış, yaparsanız ne olacağı izah edilmiştir. Yani, tanım getiren kurallar bellidir. Bu kurallara müsabıkların uyup uymadığını ortada bir tane yanlarda bir sürü hakem ve gözlemci, güreşçilerin antrenör ve yardımcıları gözleriyle, video kayıt cihazlarıyla gözlerler.
Şimdi bir serbest ticaret var. Genel bir tanımı var ama bu tanımı kesinleştirecek kurallar o kadar da açık değil. Genel anlayışa göre serbest ticaret gümrüksüz ithalat, serbest olmayan ticaret ise gümrük duvarlarıyla kısıtlanmış ticaret olarak algılanıyor.
"Bu konu nereden çıktı?" diye soruyorsanız, malum ABD ve AB önümüzdeki temmuz ayında masaya oturup 2014 yılında yürürlüğe sokmak istedikleri bir serbest ticaret anlaşması hazırlığı içindeler. Bu konu AB Gümrük Birliği Anlaşması'na bağlı ancak AB üyesi olmayan Türkiye'yi telaşlandırmış görünüyor. Başbakan'ın Obama ile görüşmesinde bu endişelerin dile getirildiği ve bunun sonucu bir ABD-TC ticaret komisyonu kurularak serbest ticaret konusunun tartışılacağı söyleniyor. Bazı bakanlarımız "bu böyle giderse Türkiye yılda 20 milyar dolar zarara uğrar" diye demeçler veriyorlar. Konunun önemli olduğuna şüphe yok. Ancak bu konuya geniş kapsamlı bakmak gerekiyor. Gerekmesine gerekiyor ama dörtbin tuş vuruşunu geçmeyeceksin. Yazı işleri atmaca gibi gözlüyor. Çoğu kez "Aman bre daha başlamadık" diyerek telaşlanıyorum ve bu nedenle konulara taksit taksit yaklaşıyorum.
Gelecek yazılarda sizlerle aşağıdaki konulardaki görüşlerimi paylaşacağım.
1. Ticaretin hakem veya hakemleri kim? Gözlemciler kim? Kuralları kim koyuyor? Kurallar nelere göre konuluyor?
2. ABD ve AB'nin bir serbest ticaret anlaşması imzalaması olasılığı nedir? Bu serbest ticaret anlaşması ABD ve AB için dış ticaret açısından ne ifade ediyor?
3. Olası bir serbest ticaret anlaşması AB ülkelerinin hepsi için dış ticaret açısından aynı şeyi mi ifade ediyor? Böyle bir serbest ticaret anlaşması başka hangi ülkeleri ilgilendiriyor? Onlar bu konuda ne yapıyorlar?
4. AB Gümrük Birliği'ni imzalamış bulunan Türkiye için bu serbest ticaret anlaşması ne anlama geliyor? Türkiye'nin konudaki ağırlığı nedir? Ne yapabilir?
Bu yazı, konunun birinci taksidi ve ilk önce ABD-EU ST Anlaşmasına genelde bakacağız.
ABD'nin ithalata uyguladığı ortalama vergi %5; AB'nin %4. Yani zaten fazla bir ithalat vergisi yok. O zaman "Ne zorlarına uğraşıyorlar?" diye sorarsınız. Bu rakamlar genel. Ürünlere göre değişik yüzdeler kullanılıyor. Söz gelimi tütün ürünlerinde bu oranlar doğru hatırlıyorsam ABD için %204, AB için %45 (tütün ürünleri bir istisna örnek diye veriyorum.) Yine de sanki bu ikili arasındaki ticaret sanki serbestmiş gibi. O halde acaba işin içinde bir başka iş mi var? Var elbette. ABD TPP (Trans Pacific Partnership) adı altında Asya Pasifik Bölgesi'nin onbir ülkesiyle the STA görüşmelerine başladı bile. Kanada ve Meksika ile zaten ST Anlaşmaları var. Bir-iki sene sonra Avrupalıların ABD'nin kültürel ve odyo-visüel hizmetlerinin STA dışında bırakılması talepleri; Amerikalıların da Avrupalıların ABD'nin GDO'lu mahsullerini almaları gerektiği konusundaki ısrarları gibi müzakere maddeleri bir şekilde çözülürse, ABD bir yanda Kanada-Meksika, diğer yanda EU ve öte tarafta da onbir Asya ve Pasifik ülkesiyle STA imzalamış olacak. Haritaya bir bakın oyunun ebadını göreceksiniz. Obama'nın yakın arkadaşı Mike Froman'ı ABD-EU ST Anlaşmasını bitirmesi için ataması tesadüf değil. Çin'in alelacale İsviçre ile ST Anlaşması imzalaması ve Cumhurbaşkanının ABD'ye ziyaretlerde bulunması da.
Sağlıcakla kalın

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Teknokrat-Politikacı 30 Ekim 2019
Strateji mi? 23 Ekim 2019
Tenkisat 16 Ekim 2019
Kasvetli ilim 02 Ekim 2019
Zombiler 25 Eylül 2019
Yeni Bull 18 Eylül 2019
Bull 11 Eylül 2019
Neden olmuyor? 04 Eylül 2019
Olmayacak duaya... 28 Ağustos 2019