Sınır ihraç kapılarımızda çok yönlü sorun

Osman AROLAT
Osman AROLAT AROLAT'tan osman.arolat@dunya.com

IKB yönetiminin referandum kararından sonra, Habur Sınır Kapısı'na alternatif arayışları aranırken, Avrupa yönündeki çıkış kapılarımızda da başta Kapıkule, Hamzabeyi ve İpsala’da da kilometrelerce TIR kuyruğu oluşması nedeniyle, yılda 1 milyon TIR’ın geçiş yaptığı ihracatımızın yüzde 50’sinin bu kapılardan Avrupa’ya yapıldığı alanlarda büyük sıkıntı yaşanıyor. Aysel Yücel’in haberinde konuyla ilgili değerlendirmesinde UND İcra Kurulu Başkanı Fatih Şener, “Eylül başından bu yana devam eden TIR kuyrukları, taşımacı firmaları, sürücüleri ve ihracatçıları canından bezdirdi, acil önlem ve çözüm için resmi makamlarla görüşmelere başladık” diyor.

Şener, beklemeler nedeniyle nakliyecilerin müşterileri ile sorun yaşayıp, maddi manevi zarara uğradıklarını açıklıyor. “Hafta sonunda Kapıkule’de 20, Hamzebey’de 10 kilometrenin üzerine çıkan TIR kuyruğu sebebiyle, Türk ihraç ürünleri yollarda kaldı. Gümrük sınır teşkilatımızın müdahalelerine rağmen Bulgar sınır gümrük idarelerinin tutumu nedeniyle birçok sürücü iş bırakma noktasına geldi” değerlendirmesini yapıyor.

İpsala’daki beklemelerin nedeninin ise Yunanistan’ın Kipri Sınır Kapısı'nda tek peron üzerinden verimsiz işlem yapmalarının sonucu olduğunu belirtiyor.

Fatih Şener, beklemelerin nedeni ve kuyrukların uzamasına neyin sebep olduğu konusunda bilgi verirken de “Bulgar tarafı araç kabulünü yarı yarıya azalttı. AB’den gelen yetkililer kontrol yapıyorlar. AB, bariyer kurarak bilinçli olarak bizi orada boğuyor. Türk ihracatçısına duvar örüyor. Bunda AB’deli büyük otomotiv firmalarının Türkiye’deki yan sanayicilerin Balkanlar'a taşınmasını istemelerinin de rolü var" açıklamasını yapıyor.

Şener, yaşanan olumsuzluktan Türkiye’de yatırım yapmış AB şirketlerinin de zarar gördüğünü belirterek, “Geciken mallar aynı zamanda AB’nindir. AB’ye ihracatımızın yüzde 50’si Türkiye’de yatırım yapmış AB şirketlerinin malı” diyerek, çözüm için o firmaların yetkililari ve ülkelerinin de devreye gireceği girişimlerde bulunulmasını ilgili bakanlıklardan talep ediyor.

İhraç kapılarındaki bu sorunlar, yöneticilerimizin başka ülkelere zarar vereceği açıklamalarını yaptıkları konularda bizim de önemli zararlara uğradığımızı görmeleri gereken sonuçlara yol açıyor. Bu konuda hükümet içersinden de bazı uyarılar gündeme gelmeye başladı. Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekçi, önceki gün Hürriyet’e verdiği demeçte Kuzey Irak ile ticaretin süreceğini belirterek, “Rusya gibi yapamayız. Ekonomik ambargo tehlikeli bir söylem. Ticaret ve ekonomiyle ilgili faaliyetlerimize devam edeceğiz. Son Bakanlar Kurulu toplantısında yaptığımız görüşmelerde de bu görüşü değiştirecek karar alınmadı” açıklamasını yaptı.

Bakan Zeybekçi, Almanya ile ülkemiz arasında yatırım yapan şirketlerin 100 milyar dolarlık bir potansiyeli olduğunu belirterek, “Kötüye gidiş duracaktır. Sepete tekme attığımızda sepet dolu. Ayaklarımız acır. Bu iki taraf için de geçerli. Bence Almanlar kendileri olmaya doğru döneceklerdir” değerlendirmesini yaptı.

Şimdi iş dünyası temsilciler ile siyasilerin de içinde bulunduğumuz durumun sadece karşı taraflara değil, bize de zarar verdiğini görerek, çatışmalı, söylemlerle ilişkilerin kötüye gitmesini değil, uzlaşmacı söylemlerle, çatışmanın azalıp, normanleşmenin sağlanmasına yardımcı olmalarını beklemek gerekir.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar