Standart prosedürler abasının altı

Osman Ata ATAÇ
Osman Ata ATAÇ İŞLETMECİLİK SOHBETLERİ oaatac@gmail.com

Kurumsallaşma deyince iş dönüyor dolaşıyor ‘işlerin’ (bu ne demek bakacağız) ‘yürütülmelerinin’ (bu ne demek ona da bakacağız) yöneticilerin keyfinden alınıp standart prosedürlere bağlanmasına geliyor. Bu işin yürütülmesinin yazılı dokümanlarla anlatılması demektir. Bunu yapmak için uzmanlar!! işi parçalarına ayırır her parçada kim ne yapacak, nasıl yapacak kime soracak, kime sormayacak yazarlar. Hani Bol Kepçe Lokantasında patlıcan musakka yapılacak kararını şef Mahir Tatlıcı verir, satın almacı Ahmet Yutar gereken patlıcanı, Mehmet Yer kıymayı, Ali Köşe ise soğan, domates ve biberleri alır. Patlıcan sert ve koyu renkli, kıyma dana koyun yüzde 50- yüzde 50 karışık olmalı falan diye yönetmelik gibi yazarlar. Sonra bunları yönetim ile tartışır “Kabul mü?” diye sorarlar, tamamsa bir el kitabı olur, bunun adına da kurumsallaşma denir. Tatlıcı musakka yapılacak kararını nasıl vereceğini bilir, satın almacı Yer, Yutar ve Köşe çarşıya çıkar malları getirirler vesaire. Bu kurumsallaşma gayreti abasının altında önemli sopalar gizlidir.

İşlerin yürütülmelerinin yönetmeliklere bağlanması bir anlamda “Bu iş böyle yapılır” demektir. Yani Bol Kepçe Lokantası patlıcan musakka yapımı işinin yürütülmesinin en iyi yolunu bulmuş varsayılır. Aslında bunun bir garantisi yoktur. Hemen her zaman bu gayretler hani işin yürütülmesinin keyfinden alınması istenen yönetici var ya! işte onun keyfinin kayda geçirilmesidir. Bu el kitabının birinci fasikülünde yanlış işi lanse etmek olur. Bu aba altındaki küçük sopa. 

Şimdi Bol Kepçe Lokantası musakka yapımını standart prosedürlere bağladı ya! şirket personelinin bu prosedürlere uyup uymadığını denetlemek gerekir. Öyle ya sen otur o kadar prosedür hazırla millet gene istediğini yapsın. Olmaz öyle şey. O zaman bir de prosedürlere uygunluk denetim sistemi uygulamaya konmalı. Bu en basitinden bir kişinin zaman zaman da olsa sayın baylar Tatlı, Yer, Yutar ve Köşe’nin uygulamalarında prosedürlere uyup uymadıklarına bakmasını gerektirir. Bunun için sayın Ayşe Sert işe alınır veya bu işle görevlendirilir. Kısa zamanda da büyük olasılık hır çıkar. Bir başkası da Bayan Sert’in işini doğru dürüst yapıp yapmadığına bakmak zorunda kalır. Bu denetim işinin nasıl yapılacağı da el kitabının ikinci fasikülü olur. Bu da abanın altındaki orta boy sopa. Şimdi Bayan Sert işini düzgün yaparsa musakka prosedüre uygun hazırlanır sorun çıkmaz. Ama diyelim ki satın almacı bay Yutar sert, koyu renk patlıcan almak yerine yumuşak ve açık renk Çin patlıcanı almış. Bayan Sert bunu yakalamış. Şimdi Bay Yutar’a ne ceza vermeli. Eski zaman olsa falaka. Şimdi? Demek ki ‘prosedürü ihlal’ suçunun derecelendirilmesi ve suç ile mütenasip cezaların da bu el kitabına alınması lazım. Bu eklenti el kitabının üçüncü fasikülü, abanın altındaki büyük boy sopadır. Buraya musakka yapım işini ‘kurumsallaştırmış’ olduk. İyi de Bol Kepçe Lokantası’nın menüsünde 30’u aşkın kalem ikram var. Bunların hepsine üçer fasıl prosedür yazarsak ortaya ansiklopedi kalınlığında bir eser koyarız ki okuyan pişman okumayan bin pişman olur. “İş mi yapacağız yoksa kitap mı okuyacağız” diyecek münafıkları bir tarafa bırakırsanız, bu uzunlukta bir prosedürler kitabı Bol Kepçe personelini hakikaten zorlar. Bu nedenle uzmanlar!! benzer işleri “Bu da öyle yapılır” diye özetle geçiştirirler. Musakka “öz” veya “örnek” iş olarak alınır diğerleri “Bakınız Musakka Sayfa 2” diye geçiştirilir. Dolayısı ile patlıcan kebap, patlıcan oturtma, patlıcan silkme, patlıcan pür lezzet musakka örneği yapılır. Uzmanlar kurumsallaştırma işini bitirir ve vazifesini yapmış, bir şirketi daha kaçınılmaz bir acıklı sondan kurtarmış insanların gönül huzuru içinde paralarını alır giderler. 

Sonra prosedürü ilk defa patronun kendisi ihlal eder. Söz gelimi Bay Yutar’ı çağırır “Oğlum önemli herif Hasan geliyor patlıcan beğendi istiyor koş sebze haline Ali Bey’deki bostan patlıcanlarını al” der. Patron Mustafa’ya ne Ayşe Sert bir şey diyebilir ne de Bay Yutar. Ali Bey’in patlıcanları alaca ve yumuşak çıkarsa “Patron dedi. Ne yapaydık yani?” denir. Bir cilt kitap daha rafl arda toz toplar. İşte abanın altındaki battal sopa bu. 

Sağlıcakla kalın.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Teknokrat-Politikacı 30 Ekim 2019
Strateji mi? 23 Ekim 2019
Tenkisat 16 Ekim 2019
Kasvetli ilim 02 Ekim 2019
Zombiler 25 Eylül 2019
Yeni Bull 18 Eylül 2019
Bull 11 Eylül 2019
Neden olmuyor? 04 Eylül 2019
Olmayacak duaya... 28 Ağustos 2019