Tamer Özmen'in gururlandığı o gün...

Hakan GÜLDAĞ
Hakan GÜLDAĞ hakan.guldag@dunya.com

 

tamer_ozmen.jpg

 

Tamer Özmen, Microsoft'un şampiyonluk kupasını son üç yılda iki kez kaldırdı... Ama gurur duyduğu başka şeyler de var.

Geçen hafta, Tamer Özmen ile sohbet ettik...
Özmen, Microsoft Türkiye Genel Müdürü... Tam üç yıl önce bir karar vermesi gerekti. Microsoft Türkiye'yi yönetmesi isteniyordu...
Farklı bir sektörde çalışıyor, üstelik ailesiyle birlikte Londra'da yaşıyordu. Kurulu düzenini bozması gerekecekti...
Karar zordu...
  ***
Rüzgara bıraktı kendini Özmen...
Türkiye'nin rüzgarına...
"Ya Türkiye'yi şimdi büyütürüz ya da fırsatı kaçırırız" demiş kendi kendine...
Hani denir ya: Tam zamanı...
İşte öyle... Anı kaçırdınız mı bir daha ne zaman gelir belli olmaz...
Bir örnek veriyor: "Aynen gündemdeki 2020 İstanbul Olimpiyatları gibi...
Ya şimdi Türkiye'ye gelecek ya da kimbilir ne zaman...
Ama gelecek inanıyorum...
Çünkü rüzgar Türkiye'den yana esiyor..."
  ***
Özmen kararını verip İstanbul'un yolunu tutmuş olmaktan hiç pişman değil...
"Çok heyecanlı bir üç yıl oldu" diyor. Bu üç yılda Microsoft Türkiye hızla büyüdü. Öyle ki, Microsoft'un en hızlı büyüyen ülke kupasını iki kez kaldırdı...
Microsoft'çuların finansal yıl bazlı farklı bir takvimleri var. Buna göre 2009'dan 2010'a yüzde 13 büyümüş Microsoft Türkiye...
Bu artış ilk kupayı getirmiş...
2010'dan 2011'e büyüme oranı yüzde 27...
Büyüme müthiş ama demek ki, başkaları daha da hızlı büyümüş ki, o yıl kupa yok...
2011'den 2012'ye yüzde 17'lik büyüme hızı ise Özmen ve ekibine ikinci şampiyonluk kupasını getirdi...
  ***
Microsoft, bu bir hayli de ağır kupaları her yıl ABD'de, 16-22 Temmuz tarihlerinde düzenlediği etkinlikte sahipleriyle buluşturuyor...
112 ülke şirketi arasında geçen yıl "Yılın Ülkesi" ödülünün ikinci kez Türkiye'ye gitmesi Microsoft üst yönetimini de şaşırtmış...
Microsoft CEO'su Steve Ballmer kupayı verirken ‘Yine mi sen?' diye sormuş Özmen'e...
‘Peki ya bu yıl?' diye sordum...
"Bu yıl büyüme tahminimiz yüzde 24. Kupayı yine bekliyoruz..."
Turkish Time Yayın Yönetmeni Volkan Akı da oradaydı..
Espriyi patlattı: "Herhalde Ballmer bu sefer, ‘Hep mi sen?' diyecek..."
  ***
Microsoft Türkiye'nin kupaları kaldırmasının farklı yansımaları oluyor Türkiye'ye...
Yeni kapılar açıyor...
Özmen'in verdiği bilgiye göre, Microsoft'un Ar-Ge yatırımlarında İspanya, İtalya ve Fransa ile birlikte Türkiye de öne çıkmaya başlamış...
Koç Üniversitesi ve ODTÜ'de Ar-Ge laboratuvarları oluşturmuşlar...
Ayrıca, yaklaşımlarını beğendikleri İzmirYüksek Teknoloji Enstitüsü'nde de...
"Hedefimiz" diyor Özmen, "Ülkemize daha fazla katma değer yaratacak yatırımlar çekmek..."
  ***
Bu katma değer meselesi önemli...
Biliyorsunuz, gazeteniz DÜNYA'da da bu konuya sık sık dikkat çekiyoruz...
Tamer Özmen, Türkiye'nin son dört yılda Çin ve Hindistan'dan sonra en hızlı büyüyen ülke olduğundan bahsediyor. Bunun çok önemli ve sevindirici olduğunu söylüyor...
Arkasından da ekliyor: "Türkiye, dünyanın en büyük 10 ekonomisi arasında yer alacaksa bu kesinlikle teknoloji ile gelecek. Katma değerli ürünle gelecek..."
  ***
Rakamlar verdi Özmen...
Sevindiren rakamlar...
Bir o kadar da düşündüren...
Türkiye'yi BRIC pazarı ile karşılaştırdı...
Hazırladığı tabloyu yukarıya grafik olarak aktardım...
Oradan da izleyebilirsiniz...
Akıllı telefon kullanımında...
Internet kullanıcı sayısında...
BRIC ortalamalarını tutturuyoruz...
Hatta bazı alanlarda daha iyi durumdayız...
  ***
Ama bilişim teknolojileri pazarına gelince...
İş değişiyor...
"Örneğin" diyor Özmen, "Brezilya'nın kişi başına düşen reel milli geliri 6 bin 10 dolar...
Türkiye ise 8 bin 572 dolar...
Yani Türkiye kişi başına düşen milli gelir bakımından 1.8 daha iyi konumda. Bilişim teknolojileri pazarının büyüklüğü bakımından ise tablo farklı...
52.8 milyar dolarlık pazarıyla Brezilya, Türkiye'nin beş katı..."
  ***
Keza bir başka BRIC ülkesi Rusya...
Rusya'nın kişi başına düşen milli geliri de reel olarak 7 bin 85 dolar...
Yani o da Türkiye'nin altında...
Ancak gel gelelim, toplam bilişim teknolojileri pazarı büyüklüğü Türkiye'nin 10 milyar dolar...
Rusya'nın ise 31.3 milyar dolar...
Türkiye'nin üç katı büyüklüğünde bilişim pazarına sahip...
  ***
BT sektörü dünyanın geleceğini şekillendiriyor...
Türkiye'nin bilişim teknolojileri pazarındaki büyüme hızı 2010-2013 döneminde toplam yüzde 39...
Aynı dönemde BRIC ülkelerinin ortalaması da yüzde 38...
Bilişim sektörünün ekonomimiz içindeki payı yüzde 1.5...
Bu Rusya'da yüzde 3'ün üstünde...
Brezilya'da yüzde 4.5...
Yazılımın pazarının bilişim sektörü içerisindeki payı bakımından da Rusya ve Brezilya'nın altındayız...
Bizde yüzde 8... Onlarda yüzde 12...
  ***
Sizi rakamlara boğmayayım...
Özmen özetle diyor ki: "Tamamen tüketici olarak kullanıyoruz teknolojiyi...
Üretime geçmemiz lazım..."
Türkiye yazılım pazarının yarısına yakını Microsoft Türkiye'nin...
Peki o Türkiye'nin yararına ne yapıyor?
O sohbette bir konuyu özellikle vurguladı Özmen: Açık Akademi...
Bir kurumsal sosyal sorumluluk projesi. Geçen yıl Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım'ın da katılımıyla hayata geçirildi...
Türkiye'nin yeni dünyanın içinde yer almasında önemli bir proje...
  ***
Özmen, Açık Akademi projesini önce çalışanlarına anlatmış...
Sonra da sormuş: "Kim gönüllü olmak ister?" Sadece bir kişi el kaldırmış...
Pek umutlu başlamasa da aradan geçen bir yılda Açık Akademi önemli bir başarıya imza attı: Eğitim görenlerin sayısı 92 bine ulaştı. 33 bin 432 kişi üst seviyeye geçti. Ve 1970 kişi mezun oldu.
  ***
Uygulamalar...
Oyunlar, mesajlaşma araçları, oynatıcılar... 3-5 dolara satılan bu programlar başlı başına bir sektör. Bilgisayarlardan tabletlere...
Ve tabii en çok da akıllı telefonlara...
Bugün dünyada indirilen uygulama sayısı 185 milyar...
Elde edilen ciro ise 65 milyar dolar...
Dile kolay! Peki soralım: Türkiye'nin bu alandaki payı ne? Yanıt iç burkuyor: Maalesef sıfır düzeyinde...
  ***
Peki şansımız var mı? "Uğraşımız o" dedi Özmen. Baktım hayli heyecanlı...
Sanki bizimle paylaştıkları arasında en çok bu konudan gurur duyuyor...
Devam etti: "Geçenlerde Edirne Uzunköprü'den bir öğrencimizle tanıştık...
Tugay Tuna...
14 yaşında...
Okul dışında yemek saatlerini Açık Akademi'ye göre ayarlamış...
Tugay şimdiden yayınlanan 5 uygulama yaptı...
Gelecekte çok daha başarılı olacağına inanıyorum..."
  ***
Açık Akademi'den başka örnekler de verdi Özmen...
Perihan Yavuzcan Aykurt...
Kanada'da yaşıyor...
Biri Hürriyet Gazetesi'ne yönelik 5 uygulaması yayınlanmış...
Bir başka örnek, KKTC'de doktorluk yapan Metin Morris...
Şimdilik 8 uygulaması yayınlanmış...
Alperen Kaplan...
Üniversite ikinci sınıf öğrencisi..
Açık Akademi sayesinde keşfedilmiş. Şimdi önde gelen bir yazılım şirketinde çalışıyor...
  ***
Açık Akademi öğrencileri bugüne kadar 440 uygulama yazdı...
Bunların 280'i piyasaya çıktı...
185 milyar içinde az mı? Hem de çok az... Okyanusta damla...
"Ama" diyor Özmen, "piyango bileti almazsanız kazanma şansınız da olmaz..."
Doğru söylüyor... Çok değil, 3 yıl kadar önce Finlandiya'da birkaç arkadaşın geliştirdiği Angry Birds misali... Biri bile tutsa...
Dünyada paylaşılır hale gelse...
Havamız farklılaşır, konuşmamız değişir...


‘Anadolu'nun desteğe ihtiyacı var, ulusal plan 2012-2015 için biz de söz verdik...'

Teknoloji rekabette yaşamsal öneme sahip...
Hatta o gece duydum...
Denizbank'ı kurarlarken, genel müdür Hakan Ateş, bizzat Bill Gates'ten destek istemiş...
İş beğenilmiş olsa gerek ki, Denizbank'ın sistemleri Dexia'da kullanılıyor...
Neyse, bankalar zaten Microsoft ile çalışmaya alışık...
Garanti Bankası, Akbank ve diğerleri...
Büyük şirketler de öyle...
Ancak, KOBİ'lerle Microsoft'un arası pek yoktu...
Dahası, çeşitli nedenlerle tepki duyanlar da çoktu...
Tamer Özmen, bu konuya eğildi...
Anadolu'ya yöneldi...
Çeşitli analizlerle şirketlerin ihtiyaçlarını ve eksiklerini belirlemeye çalıştı...
Baktı ki, bir şirket, 180 milyar lira cirosu var ama sadece üç ülkeye ihracat yapıyor. Kar marjı da iyi değil. Web sayfası bile yok. Bilişim dünyası ile önceki tecrübeleri nedeniyle sütten ağzı yanmış,
yoğurdu üfleyerek yiyiyor...
Gitti bu şirkete, "Gel", dedi, "Bir web sayfası yapalım şirkete. Bu üç ülkeye ihracatı 7 ülkeye çıkaralım..."
"Satışlarına ilişkin bilgi vermeyeyim" diyor Özmen, "Ama şu anda inanılmaz profesyonel bir web sayfası var. Rusya'dan ABD'ye müşterisi arttı..."
Bir başka örnek Erzincan'dan...
Tulum peyniri üreticisi...
Peynirinin tadı müthiş...
Ama Erzincan dışında sadece Erzurum'a yollamış...
O da sadece 7 teneke...
Gidip, görüşmüşler...
2-3 bin liralık bir sistemle e-ticarete geçiş yapmış...
"Anadolu'daki şirketlerin gerçekten elinden tutulmaya ihtiyacı var" diyor Özmen, "Biz de tutmaya çalıştık. Microsoft'un algısı değişti. İngiliz KOBİ'leri ile Türk KOBİ'lerin toplam şirket sayısı içindeki payları her iki ülkede de aynı: Yüzde 77...
Ancak Türk KOBİ'lerin ekonomiye katkısı yüzde 20 iken İngilizlerin yüzde 60. Bunu değiştirmemiz gerekiyor..."
Tamer Özmen hedefin gençler ve KOBİ'ler olarak belirlendiği Ulusal Plan 2012-2015'den de bahsetti: "660 bin öğretmen bilişim çözümlerinde yetkinleşecek. 300 bin vatandaş daha bilişimle tanışacak. 350 bin kamu çalışanı bilişimle daha verimli çalışacak. 40 bin yeni yazılım geliştirici yetişecek. Bilişim sektöründe 4 milyar dolarlık büyüme yaşanacak. 100 bin yeni bilişim iş gücü yaratılacak... Biz de söz verdik!"

 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar