Taner Berksoy ve düşünce arkadaşlığı

Rüştü BOZKURT
Rüştü BOZKURT BUZDAĞININ DİBİ rustu.bozkurt@dunya.com

Çocuklukta birlikte yola koyulduğunuz arkadaşlıklar vardır; sizinle birlikte büyür ve olgunlaşırlar. Çocukluk arkadaşlıkları insan olmanın zayıf ve güçlü yanlarını dengeleyen hayatın kabulleri üzerine kurulu, kökleri derinlere sinen; dayanıklı bir öze sahiptir. Birbirinizin zaaflarını da zarif yanlarını da kabullenen, sıcak ilişkilere, güçlü güvene dayanan arkadaşlıklardır.

Sonra sınıf ve okul arkadaşlıkları başlar. Yatılı okulda, aileden uçup, kendi ayaklarınız üzerinde durma günlerinde, pansiyon ve ev arkadaşlıkları, “kankalık” aşamasıdır. Büyük umutlara ortak yelkenlerin açıldığı, düşlerin sınırsızlığının, her şeyi yapabileceğiniz özgüveninin birlikteliğidir o günler. Hayatın balyozu sürekli tepenize inmeye başlasa da... Ayrılışların, kopuşların, ihanetlerin ve bağlılıkların sınavından geçse de, asker diliyiyle anlatırsak, “ Bütün teğmenler generaldir”… Okul günlerinde bütün arkadaşlıklar “başarılı ilerleyiş düşlerinden kurulan” dünyalardır.

Toplumumuzda “askerlik arkadaşlığı” bambaşka bir yer edinmiştir. Ülkenin çok değişik yerlerinden gelip, kışla yaşamının katı disiplini ile her an ölüme gitmeye hazırlanan bir duygu derinliğinin birlikteliğidir. Kimi zaman hiç kopmayan bağlar oluşturabilir; hayat boyu sağlam zeminler üzerinde yükselen dostluklara dönüşür.

Yol arkadaşlıkları başlar. Bir uzak yol sürücüsünün dediği gibi, “Yolda bulduğun arkadaş, tekerin döndüğü sürece arkadaştır!” Kısa dönemli olanları kadar kökleri derinliklere inen sağlamlığın da olabileceği bir arkadaşlık alanıdır yol arkadaşlığı. Başına bir iş geldiği zaman o yoluna devam edenlerde seninle birlikte kalabilenlerin elendiği deneysel alandır. Arkadaşlık paylaşmaktır… Arkadaşlık dayanışmadır. Arkadaşlık iyi günün ve kötü gün ortağıdır. Arkadaşlık birlikte uzun yollara çıkmanın, ortak işler yapmanın, zor günlerde birbirini test etmenin laboratuvarıdır.

Yarım yüzyıllık denenmişlik

Taner Berksoy'la ömrümüzün yarısını gerilerde bıraktıktan sonra yakın olduk. Ben kendisini yazılarından ve üniversite hocalığından izliyordum, ama “Heykeller yanına yaklaştıkça büyür, insanlar yanına yaklaştıkça küçülür” diyen öz deyişin mihengine vurmadığımız bir tanışıklıktı uzaktan yoldaş olmak. Sonra birlikte çok sayıda seyahate katılık. O zaman anladım ki, Taner Berksoy'un özünü sağlamlaştıran özellikleri var.

Benim bakış açımdan meslekte 50 yılını dolduran Taner Berksoy’un ayırt edici özelliklerini sizlerle paylaşmak istiyorum.

Gözlediğim önemli özelliklerinden biri, “meslek saygısını beslediği diri merakı”dır. Mesleğinin temel kurallarını bilme, kavram ve terimlerini izleme konusunda motivasyonu olan biridir. Aynı bilgileri takla attırarak her yerde bayat sözler edenlerden değildir. Değişen koşulları izleyerek, mesleğiyle ilgili adlandırmaları sorgulayarak, kavramların içeriklerini irdeleyerek, düşünceleri akıl eleklerinden geçirerek, davranışlarını günün koşullarına uyumlu hale getirerek ilerler.

Bir diğer özelliği, “aklını emanet eden angajmanlara girmemektir”. O kendi zihni modelinin gerçekliği neyse, onun peşindedir.Başkaları kendisini ikna edinceye kadar, kendi gerçekliğinin savuncusudur. Karşı düşünceleri de “alıcı ruhla” dinlemeye, anlamaya, gerekirse benimsemeye ve içselleştirmeye de hazırdır. Düşünce bağnazı değildir; açık bir insandır.

Benim sık yinelediğim bir ölçüm var: Dürüstlük, bildiklerimiz ile söylediklerimiz arasındaki makastır. Gözlemlerime göre Taner Berksoy dürüstlük oranını yükseltmek için kendine fren koyan, özveriden kaçınmayan biridir. Küçük ya da büyük yararlar adına, bildiği gerçekliği çarpıttığına hiç tanıklık etmedim.

Taner Berksoy’un “popüler olanın peşinde koşanlardan olmadığına” da tanıklık ederim. Algı yaratmanın peşinde hiç olmadı. Bu ilkeli seçimi onu insanlığın en önemli özelliklerinden biri olan “mütevazi kişilik” düzeyine taşıdı. Hiç bir çabasında “ Yüksek dağları ben yarattım” anlayışına pirim verenler kervanına katılmadı.

Arkadaşlığımız açısından beni yüreklendiren bir özelliğin, onun kişiliğini iyi yansıttığını düşünüyorum. Ben daha çok işletme-odağından bakan biriyim. Taner Berksoy ise makro ekonomi çalışan biri. Makro dengelerin iş yaşamına etkilerine hepimiz tanığız, ama işletme açısından büyük öneme sahip olan doğru bir birikim, sağlam bir bakış açısı, yüksel bir bilinç olmadan makro dengelerin fırsatları en üst düzeyde değere dönüştürülemez. Bu açıdan, işletme odağından baktığımda önemli bulduğum bütün saptamalarını kendisiyle paylaştım. Hiç bir zaman kendi işini aşırı değerlendirenlerden olmadı. Düşüncelerini net olarak paylaştı, sadece paylaşmakla da kalmadı, gücü ne kadar yetiyorsa o kadar da yüreklendirme özeni gösterdi.

Sağlıklı nice yıllara

Mesleğinde yarım yüzyılı aşan Taner Berksoy’u daha nice yıllara sağlıkla yürümesini diliyorum. Bağımsız aklını, diri merakını, mesleki saygısını, başka alanların değerini bilme kadirşinaslığını, dürüstlüğünü, paylaşımcılığını, kapsayıcı bakış açısını bu ülke için bir zenginlik olduğunu düşünüyorum.

Dilerim daha çok yerlerde buluşur; yolculuklarımızda “geyik muhabbeti” yerine “eğilim sorgulamaları” yaparak düşünce dünyamızı zenginleştiririz. Çocukluk, okul, askerlik arkadaşı değiliz, ama benzer medeniyet tasavvuruna sahip düşünce arkadaşıyız. Çağımızda geliştici arkadaşlıkların başında da ortak medeniyet tasavvuruna bizi götürecek düşünce üreten arkadaşlık değil midir?

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar