Teknokentler için 19 Ekim düzenlemesi: ”Önce patent al”la gelen sıkıntı...

Osman AROLAT
Osman AROLAT AROLAT'tan osman.arolat@dunya.com

Arkadaşımız İbrahim Ekinci’nin haberinden, teknokent firmalarına getirilen ve 19 Ekim’de yürürlüğe giren düzenlemeyle, çalışanların gelir ve şirketlerin kurumlar vergisi muafiyetlerinden yararlanabilmesi için gündeme getirilen “buluşuna önce patent al” koşulu, teknokentlerde sıkıntıya yol açtı. Haberde daha önce bölgelerde geliştirilen bir teknolojinin destek ve muafiyetlerden yararlanması için teknokent yönetiminin onayı yeterli oluyordu. Yeni uygulamada ise son beş yılın hesap ortalaması dikkate alınarak brüt gelirleri 30 milyon lira ve kendisinin dahil olduğu şirketler grubunun yıllık satış geliri 200 milyon lirayı aşan firmaların çalışanları gelir vergisi ve şirketlerde kurumlar vergisi muafiyetlerinden yararlanabilmek için patent almak zorunda olacaklar. 30 milyon lirayı aşmayanlar ise istisnadan yararlanmak için Bilim ve Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı'ndan proje bitirme belgesi alacaklar.

Uzmanlar hem patent alma süresinin 2-3 yılı bulması, hem de zorunlu iş bitirme belgesinin gecikebileceğini belirterek, yeni uygulamadan duydukları sıkıntıyı dile getiriyorlar. Kararı değerlendiren KPMG’nin Türkiye vergi şirket ortağı Emrah Akın, “Hizmet verdiğimiz şirketler bize yeni uygulamadan kaygı duyduklarını belirttiler. Gayri maddi hakların patente bağlanmasıyla ortaya sorunlar çıkacak. Türkiye’de patent alma süresi 2-3 yılı buluyor. Konu teknoloji olunca bu 2-3 yıllık süreç aslında onlarca yıla isebet ediyor. Bugün ürettiğimiz bir teknolojinin patentini aldığımızda o eskimiş ve yerine yeni teknoloji gelmiş olabilir. Bu durumda şirketlerin ortaya çıkardıkları gayri maddi hakların patentini almadan müşteriye kullandırması gerekiyor. Problem de tam bu noktada ortaya çıkıyo r. Kullanım haklarının devredilmesine rağmen kuruluş istisnalardan ancak 2-3 yıl sonra yararlanacak. Ödediği vergilerin iadesi için de 1 yıl baklemek zorunda kalacak. Bu da şirketlere önemli bir finansman yükü getirecek” değerlerdirmesini yaparak, yeni düzenlemeden doğacak olumsuzluğu dile getiriyor.

Bu konunun önem taşıyacağı teknokentler ve Ar-Ge faaliyetleri yürüten şirketlerin değerlerdirmesini yaptığımızda karşımıza çıkan durum şöyle: Türkiye’deki 45 teknokentin 30’u çeşitli Anadolu kentlerinde, 15 tanesi ise İstanbul, Ankara ve İzmir’de, yani üç büyük kentte. 2016 yılında Ar-Ge faaliyeti yürüten firma sayısı da 45 bin 103. Bunların yüzde 37’si yazılım, yüzde 17’si bilgisayar/ iletişim, yüzde 8 ‘i elektronik, yüzde 6’sı makine /teçhizat alanında faaliyet gösteriyorlar. Bu şirketlerde istihdam edilen kişi sayısı 40 bin 314. Gelişmiş ülkelere 2016 yılında ihraç edilen teknolojik ürün toplamı ise 2.5 milyar dolar. Alınmış 640 patent varken, çalışmaları devam eden patent sayısı ise 1121 adet. Bütün bunlar gösteriyor ki, son yıllarda gelişme göstermemize karşın teknokentler ve Ar- Ge inovasyon konularında daha alacağımız çok yol var. O nedenle bu alandaki kurumlara desteklerimizde yeni sıkılaştırmalar ve zorluklardan uzak durmamız gerekiyor. 19 Ekim’de yürülüğe giren karara uzman eleştirileri bu açıdan dikkate alınmalıdır.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar