TEMA’dan çağrı: Ovayı suyu, lüle taşını üzme!

DİDEM ERYAR ÜNLÜ
DİDEM ERYAR ÜNLÜ YAKIN PLAN didem.eryar@dunya.com

Türkiye’nin enerjide dışa bağımlılığını azaltmak gerekçesiyle 2012 yılı Kömür Yılı ilan edildi. Bu bağlamda yerli kömür rezervlerinin tespit edilmesi ve mevcut rezervlerin değerlendirilmesi için, Konya-Karaman, Afyon Dinar, Eskişehir Alpu, Ergene ovaları dışında, Adana, Çanakkale, Zonguldak ve İzmir gibi kıyı şehirlerinde birçok kömürlü santral projesi gündeme geldi.
Tema Vakfı ise geçtiğimiz yıl Türkiye çapında “Kömür Üzer” sloganıyla başlattığı kampanya kapsamında, planlanan kömür yatırımlarının gıda güvencesine ve tarımsal üretime zarar vereceğine dikkat çekiyor.

Vakfın şu sıralar gündemini oluşturan konu, Eskişehir’in Tepebaşı ilçesinde yapılması planlanan Alpu Termik Santrali ve Kömür İşletmesi.

TEMA Vakfı Başkanı Deniz Ataç, Alpu Ovası’na yapılacak termik santralin, ovayı, su kaynaklarını, 5 bin yıldır çıkarılan lüle taşı rezervlerini tehdit ettiğini söylüyor. Ataç, maden sahasının içinde birinci dereceden SİT alanları bulunduğunu da belirtiyor. Alpu Termik Santrali ve Kömür İşletmesi için daha önce 15 Ağustos’ta yapılacağı duyurulan özelleştirme ihalesi 17 Ekim’e ertelendi. Verilen tüm izin ve işlemler hakkında dava açılan proje, döviz üzerinden alım garantisiyle özel sektöre devredilecek.

İhalesi 4. kez ertelenen santralin çevresel, ekonomik ve sosyal etkilerine dikkat çeken Ataç’ın yorumları şöyle: “Proje yer seçimi olarak iki temel yanlışı barındırıyor; birincisi Alpu Ovası’nın “büyük ova” olması, ikincisi de maden sahası içinde 1. derece arkeolojik sit alanları bulunması. Diğer yandan bölge için önemli bir simge olan, 5 bin yıldır bilinen ve kullanılan lüle taşının rezervlerinin büyük bölümü Eskişehir sınırları içinde bulunuyor. Projenin kül depolama sahalarının yapılacağı bölgede lüle taşı rezervleri var. Önemli bir kültür mirasımızı kaybetme tehlikesi ile karşı karşıyayız. Ayrıca bu bölge su varlıkları açısından da kırılgan özellikler gösteriyor. Termik santralin su varlıklarına ciddi tehdit oluşturacağını düşünüyoruz.”

ÇED raporunda önemli eksiklik var

Deniz Ataç, ÇED süreci ile ilgili aksaklıklara da değinerek şu bilgileriverdi: “ÇED raporunda güvenli madencilik faaliyeti açısından kritik olan hidrojeolojik çalışmaların henüz tamamlanmamış olduğu belirtiliyor. Ayrıca atık su, kömür, kül depoları ve maden sularının drenajı ile ilgili sorunlara değinilmiyor. Yer altından kömürün çıkarılması için yapılacak susuzlaştırma çalışmalarına dair açık ifadelere yer verilmediği görülüyor; yer altından çekilecek suyun miktarı, Porsuk Nehri’ne boşaltılacağı yerde ne tür arıtma tekniğinin uygulanacağı gibi bilgiler eksik.”

Tarımsal faaliyetler etkilenecek

Termik santralin planlandığı ve kömür madeninin çıkarılacağı alan, tarımsal potansiyeli nedeniyle Bakanlar Kurulu’nun “büyük ova” yani “tarımsal sit” ilan ettiği Alpu Ovası’nın içinde yer alıyor. Bakanlar Kurulu kararına göre, tarımdan başka faaliyet yapılmaması gereken ovada iki tarımsal sulama yatırımı başlamış durumda. Toplam 1.500 hektarlık alanın sulamaya açılması anlamına gelen bu yatırım her sene 6 milyon TL’lik ek tarımsal gelir ve 3.000 kişiye tarımsal istihdam anlamına geliyor.

Deniz Ataç, termik santralin bu yatırımları, tarımsal faaliyetleri olumsuz etkileyeceğini ifade ediyor.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar