TL gerçekten değerli mi?

Naki BAKIR
Naki BAKIR MAKRO BAKIŞ naki.bakir@dunya.com

Tekstil ve deri gibi ihracatçı sektörler, yüksek enflasyon yüzünden artan TL maliyetlere karşılık döviz kurlarının uzun süre yatay seyretmesinden yakınarak devalüasyon talep ederken, TL’nin reel değerinin hala pandemi öncesindeki düzeyinin altında bulunduğu belirlendi.

Merkez Bankası’nın Türkiye'nin dış ticaretinde önemli paya sahip ülkelerin para birimlerinden oluşan sepete göre oluşturduğu Reel Efektif Kur Endeksi’nin, TL’nin sepet karşısındaki değerini ifade eden ve 2003 yılı itibarıyla 100 kabul edilen değeri, pandeminin etkisinin henüz hissedilmediği Aralık 2019 sonunda 76,06 düzeyinde bulunuyordu. Başka deyişle 2003 yılından o tarihe kadar TL’de; söz konusu döviz sepetine karşı zaten yüzde 23,9’luk bir değer kaybı yaşanmıştı.

Son üç yılda ne oldu?

Reel kur endeksi, pandeminin tüm dünyayı etkilediği ve Türkiye’de kurların yükselişe geçtiği 2020 yılının sonunda 61,96’ya indi. Buna göre TL, Aralık 2019-Aralık 2020 karşılaştırmasında döviz sepeti karşısında yüzde 18,5 değer yitirdi.

Reel kur endeksi, küresel ekonomide olumsuzluklar ve risklerin arttığı Aralık 2020-Aralık 2021 arasında ise TL’nin sepet karşısında yüzde 23 değer yitirmesi sonucu 47,74’e kadar geriledi. Böylece TL’de iki yıldaki reel değer kaybı yüzde 37,2’ye ulaştı. Kur artışlarının hız kestiği Aralık 2021-Aralık 2022 döneminde ise reel kur endeksi yüzde 14,5 artarak 54,66’ya çıktı. Başka deyişle yıl sonu düzeylerine göre TL geçen yıl bu oranda değerlendi.

Böylece Aralık 2022 itibarıyla, pandemi öncesi olan 2019 sonuna göre, TL’de dövize karşı değer kaybı yüzde 28,1’e gerilemiş oldu. TL’nin 2022 sonu itibarıyla değeri, pandeminin tüm dünya ekonomilerini kasıp kavurmaya başladığı 2020 sonundaki düzeyinin ise yüzde 11,8 altında oluştu.

Efektif Kur Endeksine göre 2022 sonu itibarıyla TL’nin reel değeri, 2003 yılındaki düzeyinin ise hala yüzde 45,3 altında bulunuyor. Buna göre endeks, 20 yıllık dönemde, baz alınan ülke dövizlerinin TL karşısında reel olarak yüzde 82,9 değerlendiğini gösteriyor.

Ortalama değer kaybı

Daha doğru bir hesaplama için endeksin yıl sonu değerlerinin karşılaştırması yerine, 12 ayın ortalama endeks değerlerine göre değişimi baz almak gerekiyor. TL’nin döviz sepeti karşısındaki değerinin yıl boyunca aylar itibarıyla seyri iniş çıkışlı olabildiği için, yıl sonları karşılaştırması gerçeği tam yansıtmıyor.

On iki aydaki endekslerin ortalamasına göre ise TL’de 2020 yılında yüzde 10,3 ve 2021 yılında da yüzde 10,2 değer kaybı yaşandı. Yıl sonları karşılaştırmasında değerlenme gözükmekle birlikte 2022 yılı ortalamasında da TL, 2021 ortalamasına göre yüzde 10,1 değer yitirdi.

2022’nin 12 ayı endekslerinin ortalama değerinin, 2019’un ortalamasına göre değişimi ise dönemde kümülatif yüzde 27,6’lık bir değer kaybına işaret ediyor.

2022’nin on iki ayındaki endekslerin ortalaması baz alındığında TL’de döviz sepetine karşı reel değer kaybı yüzde 45,6; başka deyişle dövizde TL’ye karşı reel değerlenme yüzde 83,8 düzeyinde bulunuyor.

Kurlar yükselirse ihracat artar mı?

Kur artışlarının hızlandığı ve Efektif Kur Endeksine göre dış ticarette ağırlıklı ülkeler dövizleri karşısında TL’nin önceki yıl sonuna göre yüzde 18,5, on iki aylık ortalamalara göre de yüzde 10,3 reel değer kaybı yaşadığı 2020 yılında Türkiye’nin toplam ihracatı yüzde 6,3 azalırken, ithalatının ise yüzde 4,3 arttığı görülüyor. TL’nin değer kaybının, ihracat yerine ithalatı artırdığı dikkati çekiyor. TL’nin reel olarak dönemsel bazda yüzde 23, on iki aylık ortalamalara göre de yüzde 10,2 değer yitirdiği 2021 yılında bu gelişmenin ihracata yansıdığı ve yıllık ihracatın yüzde 32,9 arttığı, ancak ithalatta da yüzde 23,7 ile yüksek oranlı bir artış olduğu göze çarpıyor.

TL’nin reel olarak önceki yıl sonuna göre yüzde 14,5 değerlendiği, on iki aylık ortalamalara göre ise yüzde 10,1 değer yitirdiği 2022 yılında ise ithalat artışı yüzde 34,3’e ulaşırken, ihracat artışının yüzde 12,9’da kaldığı dikkati çekiyor

Dış ticarette bumerang etkisi

Ulusal paranın dövizler karşısında değer yitimi, normal koşullarda dış pazarlarda ülkenin ürünlerine sağlayacağı fiyat avantajı dolayısıyla ihracatta ivmeye yol açıyor. Ancak üretimde ithal girdiye bağımlı ekonomilerde durum, bağımlılık oranına göre değişiyor.

Yerli girdi ağırlıklı üretim ve ihracat yapan sektörler fiyat avantajı yakalayarak daha çok ihracat yapabilmek için kurların baskılanmamasını, hatta devalüasyona gidilmesini talep ederken; ithal ara malına bağımlı sektörler için dövizin pahalanması, ithalat yoluyla karşıladıkları üretim girdilerinin de pahalanması ve birim fiyatların yükselmesi, dolayısıyla dış pazarlarda rekabet şansının azalması anlamına geliyor

Ekonomide ithal girdiye bağımlı sektörlerin ağırlığı, kur artışlarının, başka deyişle TL’nin değer kaybının ithalatı, ihracattan daha fazla artırması gibi bir sonuç doğruyor. Bu durum; temel üretim girdisi olan petrol, gaz gibi enerji kaynaklarında dışarıya olan zorunlu bağımlılık yanında, sanayide montajcılık tercihi nedeniyle de yaşanıyor.

Türkiye’nin 2022’de 364 milyar dolara ulaşan ithalatın 293 milyar dolarla büyük bölümünü hammaddeler (ara malları) oluşturdu. Söz konusu ithalat, önceki yıla göre yüzde 39,5’la genel ithalat artışın üzerinde bir büyüme kaydetti. Dış ticaret açığının büyük bölümü net hammadde ithalatından kaynaklandı.

Reel döviz kuru endeksi nedir?

Reel efektif döviz kuru, Türkiye'nin dış ticaretinde önemli paya sahip ülkelerin para birimlerinden oluşan sepete göre, Türk Lirası'nın ağırlıklı ortalama değerini ifade ediyor. Ağırlıklar ikili ticaret akımları kullanılarak belirleniyor. Merkez Bankası tarafından hesaplanan Reel Efektif Döviz Kuru Endeksi Türkiye’nin fiyat düzeyinin dış ticaret yaptığı ülkelerin fiyat düzeylerine oranının ağırlıklı geometrik ortalaması alınarak hesaplanıyor. TÜFE bazlı endeks, reel efektif döviz kurunun TÜFE deflatörü ile hesaplanması sonucu elde ediliyor. Endekste TL’nin döviz sepeti karşısında 2003 yılı değeri 100 kabul ediyor. Endeks değerinde düşüş, TL’nin reel olarak değer yitirdiğini, diğer bir deyişle Türk mallarının yabancı mallar cinsinden fiyatının düştüğünü; endeksin yükselmesi ise pahalandığını gösteriyor. Reel kur endeksinde şu ana kadarki en yüksek aylık düzey 127,71 ile Temmuz 2007’de görüldü. Aralık 2021’deki 47,7 ise endeksin tarihi dip noktası. Başka deyişle bu, TL’nin döviz sepeti karşısında en güçsüz, yani dış ticarette ağırlıklı ülkelerin paralarının TL karşısında en değerli olduğu tarihti

İhracatçıya özel kur

Yüksek enflasyonla TL maliyetleri artan ihracatçılar, buna karşılık dövizin aylardan beri sabit kalması yüzünden rekabet avantajlarını yitirdiklerini dile getirip devalüasyona gidilmesi ve 23-25 TL’lik bir dolar kuru talep ederken, ekonomi yönetiminin, bu sıkışıklığı aşmak için “ihracatçıya özel kur” seçeneğini değerlendirdiği belirtiliyor. Yurt dışında pazar kaybedeceklerini söyleyen ihracatçılar için “özel kur” yanında, finansmana ulaşamayan ihracatçılar için yakında yeni paketler açıklaması da bekleniyor. “Katlı kur” ya da “ikili kur” da denilen ihracatçıya özel kur uygulaması konusunda Hazine ve Maliye Bakanlığı ile Merkez Bankası arasında görüş birliğinin henüz oluşmadığı kaydediliyor. Konunun önümüzdeki günlerde netleşmesi bekleniyor.

İhracatçılar ne diyor?

Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Mustafa Gültepe: "Enflasyon dikkate alındığında kurun bu seviyelerde olmaması gerekiyor. Kurun enflasyon oranında artması gerekiyor. Kurun üreticilere destek çıkması gerekiyor"

Ege İhracatçı Birlikleri (EİB) Başkanı Jack Eşkinazi: "İhracat daralmaya başladı. 24 Ocak 1980'deki yüzde 32'lik devalüasyon benzeri bir düzeltme lazım. Dolar kuru yüzde 32,7 arttığı takdirde 25 TL seviyesine gelecek.”

Ev ve Mutfak Eşyaları Sanayicileri ve İhracatçıları Derneği (EVSİD) Başkanı Talha Özger: “2023’ün birinci ve ikinci çeyreğinde kurun artmasını bekliyorum. Artan kur ihracatçılar için olumlu olacak. Kur yüzde 7-10 seviyelerinde artış gösterirse bizim için rahatlatıcı bir durum olur.”

İstanbul Deri ve Deri Mamulleri İhracatçıları Birliği (İDMİB) Başkanı Güven Karaca: “Son bir yıla baktığımızda TL maliyetlerimiz artarken kur aynı seviyede kaldı. Bu kur seviyesi ile artan TL maliyetini karşılamak da rakiplerimizle rekabet etmek de zor. İhracatçı TL maliyetlerle döviz kuru arasında sıkıştı.”

TOBB Hazır Giyim ve Konfeksiyon Sektör Meclis Başkanı Şeref Fayat: “Biz enflasyon ile devalüasyonun bir şekilde buluşması gerektiğini, bunu da hesapladığımız zaman doların en az 21-22 TL olması gerektiğini söylüyoruz.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar