Toshiba’nın televizyonuyla Vestel ilgileniyor

Kerim ÜLKER
Kerim ÜLKER Perde Arkası kerim.ulker@dunya.com

Dünyanın en büyük teknoloji şirketlerinden Japon Toshiba, sancılı günler yaşıyor. 2006 yılında 5.4 milyar dolara satın aldığı Westinghouse nedeniyle bu yıl 9 milyar dolarlık zarar açıklaması beklenen Toshiba’nın, bazı varlıklarını vitrine çıkardığı kaydediliyor. Bunlar arasında televizyon en fazla dikkat çekeni. Japon devinin satmak istediği televizyon birimine ise tanıdık bir şirket talip oldu. Japon medyasının verdiği bilgilere göre potansiyel alıcılar arasında Vestel’in yanı sıra Çinli şirketler de var.

İlk renkli TV’yi üretti

Nikkei haberi “Toshiba TV’yi, satmak istiyor. Türkler ve Çinliler talip” başlığıyla duyurdu. 1960’da Japonya’nın ilk renkli televizyonunu üreten Toshiba’nın Westinghouse nedeniyle iflas ertelemeye başvurduğu ve bu nedenle hızlı bir yapılanma içinde olduğunu duyurdu. Toshiba’nın televizyon birimi 2015 yılı Nisan-Eylül döneminde satışlarını yüzde 42 azaltmıştı. Toshiba, daha önce de beyaz eşya ünitesini Çinli Midea Group’a devretmişti.

Marka lisans anlaşması imzaladı

Bilindiği üzere Toshiba ile Vestel arasında ciddi bir birliktelik var. Vestel Elektronik uluslararası pazardaki konumunu sağlamlaştırmak ve stratejik ortaklıklarını güçlendirme hedefi doğrultusunda, bağlı ortaklığı Vestel Ticaret aracılığıyla Toshiba Visual Solutions Corporation ile Avrupa pazarı için marka lisans anlaşması imzalamıştı. İlk etapta 5 yıllık süre boyunca geçerli olacak anlaşma 2016’nın eylül ayında devreye girmişti. İmzalanan marka lisans anlaşması ile Toshiba markalı televizyonların Avrupa'daki pazar payının orta vadede yüzde 5'in üzerine çıkarılması ve Vestel'in Avrupa televizyon pazarındaki rekabet gücünün ve markalı satışlarının artırılması hedefleniyor.

Azeri iş kadını çantadan fırsat çıkardı

2008'den bu yana etkisini hâlâ sürdüren küresel ekonomik krizde herkes sığınacak güvenli liman arıyor. Kimi için bu liman altın, kimi için dolar. Kimi için yatırım yapmak riskli kimi için yatırımdan kaçmak. Ama şu var ki; söz konusu kadınlar olunca bütün hesapları sil baştan yapmak elzem oluyor. Çünkü krizler iş dünyasında kadınların rolünü artırıyor, kadın tüketicilerin alışkanlıkları böyle dönemlerde farklılık gösteriyor. Yani kadınlara yönelik iş yapıyorsanız eğer, dünyada ekonomik bir krizin patlak vermesi sizin için bir dönüm noktası olabilir.

Japonca’da ‘Kiki’ yani ‘kriz’ ile ‘fırsat’ ifadelerinin aynı kelimede buluşması gibi söz konusu kadın olunca krizler fırsata dönüşebiliyor. Belki de tek başına kadınlara yönelik ürünler üretiyor olmak değil, kadınların ilgisini çekecek inovasyon yapmak, fırsat treninden bilet almanızı sağlayacaktır.

İtalyan çanta markası ‘O bag’, işte tam bu öngörü ile yola çıkmış. Altında ilginç bir inovasyon fikri yatıyor. Bir kadının sürekli aynı çantayı kullanmaktansa istediği zaman rengini, şeklini değiştirebileceğini ve yine de aynı çantayı taşıyacağı fikrini hayata geçirmiş. Öyle ki; kendi çantanızı kendiniz dizayn ediyorsunuz. Çantanın gövdesini ayrı, kulpunu ayrı, zincirini ayrı, aksesuarını ayrı alabiliyor ve zevkinize göre bir çanta tasarlayabiliyorsunuz. Yani çantanızın tasarımcısı siz oluyorsunuz.

O bag için Mezo Moda’yı kurdu

Bu çantaları Türkiye’ye getiren, Azerbaycanlı diplomat bir ailenin kızı olan Nabat Garakhanova. Bir süre kendisi de diplomatik işlerle uğraşan Garakhanova, 2014 yılında kurduğu Mezo Digital ile iş hayatına atıldı. Kısa bir süre sonra da yurtdışında gördüğü O bag’i 20 yıldan uzun zamandır yaşadığı Türkiye’ye getirmek için harekete geçti. Kurduğu Mezo Moda ile hem Türkiye’nin hem de çevre ülkelerin distribütörlüğünü üstlenmiş durumda.

Türkiye’deki ilk O bag mağazasını Kanyon’da açan Mezo Moda’nın, İstanbul’da üç, Alaçatı’da bir mağazası bulunuyor. Bir iki ay içinde Bursa ve Bodrum’da da birer O bag mağazası açacak olan Mezo Moda, Ankara, İzmir ve Antalya’da da mağazalaşmaya gidecek. Garakhanova, “Türkiye’ye yatırım yapmaktan hiçbir zaman vazgeçmedik, vazgeçmeyeceğiz” diyor.

Aceleci değil, seçici davranıyor

Bu yıl 20 mağazaya ulaşmak istediklerini belirten Garakhanova, önceliklerinin hızlı büyümek değil, istikrarlı büyümek olduğunun altını çiziyor. Franchise verirken de marklarını ön planda tuttuklarını belirten Garakhanova, kendilerine çok sayıda franchising başvurusu geldiğini ancak bu konuda aceleci değil, seçici davranmaya dikkat ettiklerini söylüyor.

Çantanın yanı sıra saat gibi aksesuarların da mağazalarında satıldığını belirten Garakhanova, “Ekonomik durgunluklar kadınların alışveriş heyecanını azaltmıyor. Sadece daha kullanışlı ürünlere yöneliyorlar. O bag, bu anlamda oldukça dikkatlerini çekiyor. Çünkü çantaların renklerini, tarzlarını değiştirecek aksesuarlarla farklı ürünmüş hissi uyandırıyor. Bir aksesuar ikinci bir çantaymış görüntüsü veriyor. O nedenle daha ekonomik geliyor. Çanta ve gözlüklerde de öyle. Müşteri ayrıca kendi beğenisini öne çıkarıyor. Bir anlamda tasarımcı müşteri oluyor” diyor.

O bag’in distribütörlüğünü üstlendiği ülkeler arasında Azerbaycan ve Gürcistan’ın da olduğunu belirten Garakhanova, yakın zamanda buralarda da mağazalaşmayı planladıklarını kaydediyor.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar