Trakyalı çiftçilerin Hanover Fuarı'nda gözledikleri

Rüştü BOZKURT
Rüştü BOZKURT BUZDAĞININ DİBİ rustu.bozkurt@dunya.com

Keşan Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Mustafa Helvacıoğlu, İpsala Ticaret Borsası Başkanı İbrahim Girgin ve Keşan Ticaret Borsası Başkanı Yusuf Yörük'ün birlikte organize ettikleri Hanover Uluslararası Tarım Makineleri Fuarı inceleme gezisine katıldım. 

Ferdi Narlı, Abdullah Saka, Murat Erk, Kadir Keser, Mehmet Yörük, İsmail Boz, Volkan Kaya, Habib Ataman, Nail Sazlı, Temel Sezer, Orhan Kızıl, Ahmet Gündüz, Recep Durgun, İbrahim Göksü ve Uğur Urgan'ın fuarla ilgili gözlemlerini paylaştım.

Fuarda, bir günde10 kilometreden fazla yürüdük. Daha önceki fuarları da gezmiş olan İbrahim Girgin'in karşılaştırmalı gözlemlerini paylaşmadaki cömertliği gezinin verimini arttırdı. Fuar, tarımsal üretimle ilgili düşüncelerimizi gözden geçirmemizi sağladı.

Tarım makineleriyle ilgili dünyanın en büyük üreticilerinin bütün hünerlerini sergiledikleri  fuar gerçekten öğreticiydi; daha çok çiftçinin izlemiş olmasını çok isterdim. Katılımcıların gözlemlerini özetle aktarmaya çalışacağım.

Yeni makineler bizim tarlalarda dönmez

Öncelikle tarım makine-donanımları üretiminde çok açık bir eğilim, gözlemlerin ortak noktasıydı: Makinelerin güçleri artıyor; çoklu-işlevleri yapabilecek özellikler kazandırılıyor. Makineler sürme, tesfiye, karıklama, tohum ekme, kapatma, gübreleme ve benzeri işlemleri aynı anda yapabiliyor. Güçleri artan,işlevleri çeşitlenen makinelerin büyüklüğü, mülkiyeti çok parçalanmış olan ülkemizdeki tarla büyüklüklerine hiç uygun değil. Yeni tarım teknolojilerini içeren makine-donanımların bizim küçük ölçekli tarlarımızda dönmesi mümkün olmadığı gibi, maliyetini karşılamak da imkânsız.

İkinci eğilim, üretime göre makinelerin geliştirilmesi. Boyları insan boyunu aşan mısırları ilaçlama makinesi, yeniliklerin küçük bir örneğiydi.

Makineleri inceleyen Trakyalı çiftçiler, böylesi bir makineye sahip olamadıklarından zararlıların yok ettiği ürün kayıplarından söz ettiler. Çiftçilerin karşılaştığı sorunlara çözüm üreten, işlerini kolaylaştıran, hız ve esneklikleri artırılan makine-donanımlar, dünya genelinde tarım işletmelerinin daha örgütlü hale geldiğinin de göstergesiydi.

Üçüncü gözlem, kırsal kesimde azalan nüfus nedeniyle, tarımsal üretimin bütün aşamalarında  insan gücünü ikâme eden teknik donanımların geliştirilmesiydi. Bu eğilim, tarımsal üretimde “işgücünden bağımsızlaşma talebini” karşılayacak geliştirmeler yapılmaktadır.

12 bin yıllık bakış değişiyor

Tarım makinelerinin sergilendiği fuardan çıkarılması gereken dördüncü bir ders daha vardı: Teknolojik gelişmeler, ilk tohumun toprağa atılmasından bu yana geçen yaklaşık 12 bin yıllık tarımsal üretime bakış açısını değiştiriyordu.Toprağın içine yerleştirilen çevrimci sensörler, toprak içinde bitkinin gelişmesini etkileyen bileşenler kadar, gelişmesini engelleyen  bileşenleri de gerçek zamanlı olarak saptanıyor; transdüserlerle merkezi kumandaya bağlıyor;  gerçek zamanlı veriler telefonda çiftçiyi tam zamanında uyarabiliyordu. Dijital teknoloji  tarımsal üretimde hızla yaygınlaşıyordu. Ayrıca hayvancılıkta da ekoloji ve evrimin birlikte analiz edilmesi yeni performansları ortaya çıkarıyordu. Besleme sistemindeki gelişmeler  ineklerden günde ortalama 40 litreye yakın süt sağılmasına olanak veriyordu. Bir analize göre gelecek 20 yıl içinde toprağın içsel yapısını iyi anlama nedeniyle tarımsal üretimde yüzde 40'lara varan bir verimlilik artışı sağlanabilecekti. Fuardan çıkarılan beşinci ders ise tarımsal üretim ve hayvancılıkta “kurumsal Ar-Ge ihtiyacının” giderek artmasıydı. Tarım teknolojisi, toprağın üstü kadar altında olup bitenleri  gerçek zamanlı izleyen sensörler sayesinde çok ciddi verimlilik artışları sağlayacaktı. Sadece  kamu-odaklı desteklerle tarım ve hayvancılık alanındaki gelişmeleri yakalamak mümkün olamazdı. Ar-Ge harcamaları ihtiyacının artması da işletme ölçeklerinin büyümesini, kârlılıkların artmasını, Ar-Ge yapabilecek bir “ekonomik fazla üretilmesini” sağlamaktı.

Fuara katılanların gözlemlerinden çıkardığımı paylaştığımızda altıncı bir ders daha öne çıkıyordu: Tarım ve hayvancılık alanındaki gelişmeler ülkemizde çok sınırlı sayıda fuara katılmış çiftçilerle sınırlı kalmamalıydı. Örgütlü biçimde çok sayıda çiftçinin  fuarı  incelemesi, yeni gelişmelere tanıklık etmesi gerekiyordu. Bir çok çiftçimiz “gelenek taassubu” nedeniyle anadan atadan gördüklerinde ısrar ediyor; yeniliklere açık olmamak nedeniyle verimlilikler istendiği gibi geliştirilemiyordu.

Tarımda ciddi reform yapılmasının gündemde olduğu günümüzde, dünyayı iyi izlemek ve anlamak, kendi olanak ve kısıtlarımızı kavramak ve geleceği inşa edecek planlar yapmak gerekiyor.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar