Turizm sektörü önce yabancılarla şimdi yerlilerle derin bir nefes aldı

Alaattin AKTAŞ
Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ ala.aktas@gmail.com

Yoğun gündem arasında gözden kaçan ya da üstünde pek fazla durulmayan bir veri açıklandı geçenlerde. Turizm istatistikleriydi bu veri. Tabii ki söz konusu olan yabancı turistlere ilişkindi.

Yabancı turist sayısının temmuzda 5.1 milyona yaklaştığı ve geçen yılın tam yüzde 46 üstüne çıktığı görüldü. Nisandan beri zaten geçen yıldan daha fazla turist geliyordu gelmesine ama artış oranı hazirandaki yüzde 43'ü de geride bıraktı ve yüzde 46'ya ulaştı.

Yabancı turist sayısı temmuzda ulaştığı 5.1 milyon kişiyle 2015'in aynı ayındaki 5.5 milyonluk sayıya da yaklaşmış oldu. Gerçi 2015'in, temmuz itibariyle yüzde 7, ilk yedi ay itibariyle yüzde 15 altındayız ama makas giderek kapanıyor.

Turizmde haziran ve temmuzda kayda değer bir gelişme sağlandı. Ama temmuzdaki durum daha bir önem arz ediyor.

Özellikle haziran ayındaki hızlı artış neredeyse tümüyle Rusya'dan gelenler sayesinde sağlanmıştı. Oysa temmuzda Avrupalı turistin devreye girdiği gözlendi. Rusya yine o büyük önemini ve ağırlığını koruyor ama temmuzda geçen yıla göre Avrupa'dan gelenlerde de bir canlanma oldu. Bu yıl temmuzda geçen yıla göre daha fazla Alman, Belçikalı, Fransız, İngiliz, İsveçli, İsviçreli ve İtalyan geldiği dikkati çekti.

Sektör temkinli

Sektörü temsilcileri Avrupalı turist sayısı konusunda temmuzdaki bu gelişmeye rağmen temkinli olmayı sürdürmekten yana.

Özellikle İspanya'nın turiste doyduğu ve yabancılara karşı protesto eylemlerinde bulunulduğu hatırlatılıyor. İtalya ve Yunanistan'da adeta yer kalmadığı, Mısır'ın bir seçenek durumuna gelemediği ve bu yüzden Almanya ağırlıklı olmak üzere Avrupalı turistin Türkiye'yi tercih ettiği, etmek zorunda kaldığı ifade ediliyor.

Gelişmeleri yakından izleyenler, Rusya'dan yoğun turist gelişinin devam edeceğine, ancak Avrupa'dan temmuzdan sonra aynı yoğunlukta giriş beklenmesinin zor olacağına dikkat çekiyorlar.

Yabancıya ihtiyaç da pek kalmadı

Kuşku yok ki on güne uzatılan Kurban Bayramı tatili turizm sektörü için yabancı ihtiyacını en azından bu dönem için ortadan kaldıran çok önemli bir etken oldu. Doluluk oranlarının kimi tatil yörelerinde yüzde 100'e yaklaştığı, hatta bu orana erişildiği biliniyor.

Ancak gözden uzak tutulmaması gereken bir gerçek var. Bu on günlük tatil dolayısıyla yaşanacak iç turizm hareketliliği, bizim klasik turizm gelirimiz anlamında ülkeye bir kazanç sağlamıyor; yani döviz kazancımız neredeyse sıfır. Bir iç hareketlilik yaşanıyor yalnızca; Ankara, İstanbul, Samsun ya da Konya'dan tatile çıkan vatandaşlar Antalya, Bodrum, Marmaris ya da Ayvalık'ta para harcıyor. Hepsi hepsi bu!

Elbette bu harcama, üretici bir dizi kesimi ilgilendiriyor, onların da cebi para görüyor ama bizim turizm geliri olarak ele aldığımız "yabancıdan döviz kazanmak" anlamında bir avantajımız söz konusu değil.

Çok geldiler, az harcadılar

Turist sayısı ilk yedi ayda geçen yıldan yüzde 22 daha fazla. Turizm gelirine ilişkin veriler altı aylık olduğu için sayıdaki artışı da altı aylık olarak alıp bir kıyaslama yapmakta yarar var.

İlk altı ayda turist sayısındaki artış yüzde 14 oldu. Ne var ki Merkez Bankası'nın ödemeler dengesi verileri, bu altı aylık dönemde turizm gelirlerinde bir artışa değil, tam tersine bir düşüşe işaret ediyor.

Elimizde turist sayısı var, turizm geliri var; bakıyoruz her bir turist geçen yıl ilk altı ayda ortalama 708 dolar harcarken, bu yıl 606 dolarlık harcamayla yetinmiş.

Ülke olarak daha az döviz kazanmışız, ama sektörün cebine daha çok para girmiş!

Bu ters yönlü gelişmeyi sağlayan da kur artışı. Geçen yılın ilk yarı ortalamasında 2.92 olan dolar kurunun bu yıl aynı dönemde 3.64'e çıkmış olması turizm sektörünün cebine giren paranın, Türk Lirası bazında, geçen yıla göre çok fazla olmasa da bir miktar artması sonucunu doğurmuş.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar