Türk denizciler rotayı Brezilya sularına kırdı

Kerim ÜLKER
Kerim ÜLKER Perde Arkası kerim.ulker@dunya.com

Türk savunma sanayisinin son yıllarda gerçekleştirdiği projeler dünyanın hayli ilgisini çekiyor. ABD'ye ürün satan konuma gelen savunma sanayisinin son dönemde en önemli çalışma alanlarından biri de denizcilik. Başta Ortadoğu olmak üzere yakın coğrafyada bir çok ülkenin deniz kuvvetlerine ürün tedariği sağlayan Türk şirketleri şimdi de rotayı uzak coğrafyalara kırıyor.

Örneğin askeri geminin 'Ferrari'si olarak gösterilen Yonca Onuk'un Tuzla'da ürettiği Kaan sınıfı hücum botlar, Pakistan'dan Malezya'ya kadar birçok ülkenin donanmasında yer alıyor. Hatırlayacağınız gibi deniz savunmasında son olarak önemli bir proje için düğmeye basıldı. Neredeyse dünyanın bir ucunda yer alan Endonezya'nın yeni denizaltı projesinde de Alman ThyssenKrupp Marine Systems (TKMS) ile Savunma Teknolojileri Mühendislik ve Ticaret AŞ (STM) iyi niyet anlaşması imzalamıştı. Mayıs ayının ilk haftasında ilk kez DÜNYA'nın verdiği bu haberin anlaşması ise 12 Mayıs'ta 13'üncü Savunma Sanayisi Fuarı'nda (IDEF 2017) duyurulmuştu. Deniz savunmasında güzel bir haberi daha paylaşmak istiyoruz. Bu haber de yine dünyanın bir başka ucundan; Brezilya'dan...

1.8 milyar dolarlık proje

Brezilya Deniz Kuvvetleri, özel bir proje için çalışma başlattı. 1.8 milyar dolarlık bu projeyle filosunu daha da güçlendirmek isteyen Brezilya, son jenerasyon korvet yani denizaltılara karşı özel olarak silahlandırılan ve konvoyları korumakta kullanılan küçük savaş gemisi filosu kuracağını duyurdu. Bunun için de dünyanın değişik ülkelerinden savunma şirketleri ile görüşmeye başladı. İlk ünitesi 2022 yılında hazır olacak 450 milyon dolarlık korvetler için ihaleye 17 firma davet edildi.

Brezilya Donanma Komutanı Oramiral Eduardo Bacellar Leal Ferreira, bu şirketlerin arasında Çin'den China Shipbuilding and Offshore ve China Shipbuilding Trading, Hollanda'dan Damen Schelde Naval Shipbuilding, İtalya'dan Ficantieri, Almanya'dan German Naval Yards, Rusya'dan Rosoboronexport Joint Stock Company'nin yanı sıra Türk şirketi Turkish Associated International Shipyards'ın (TAIS) bulunduğunu açıkladı.

Türk denizciliğinin öncü isimlerini buluşturan TAIS'in içinde Sedef, Anadolu, İstanbul, Selah ile Sefine adlı 5 büyük gemicilik ve tersanecilik şirketi bulunuyor. Turkon Holding'e ait Sedef Gemi İnşaat'ın Yönetim Kurulu Başkanı Metin Kalkavan, projenin kendileri için önemli olduğunu ve bu çalışmanın ihalesine katılacaklarını doğruladı.

***

Hapimag Sea Garden'dan Bodrum'a gurme projesi

Dünyanın en zengin mutfaklarından birine sahip Türkiye... Şili'den Japonya'ya bir çok ülkenin en iyi restoranları listesinde Türkler'in kurduğu işletmeleri görmek mümkün. Yemekleri her bölgeye göre değişiyor. Karadeniz'de balık, Güneydoğu'da et yemekleri dikkat çekiyor. Sadece bölgeler arasında değil, komşu olan iki şehrin mutfağı da farklı. Bu kadar zenginliğe sahip olsa da Türk mutfağının küreselleşmesi ne yazık ki hâlâ emekleme döneminde. Bir dönem Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği, bu konuda bir çalışma yapmış, tıpkı Japonya, Çin, İtalyan restoranlarında olduğu gibi Türk işletmelerine de kurumsal bir kimlik kazandırmak için kolları sıvamıştı. Ancak proje hâlâ yolun başında. Dünyanın çeşitli ülkelerinde 8 bin Türk restoranı ile irtibata geçilse de çalışma bir türlü başlayamadı.

200 dönüm araziye kurulu

Türkiye kadar zengin olmasa da mutfağını turizmle birleştiren bir çok ülke yılda milyarlarca dolarlık gelir elde ediyor. Özellikle Fransa, İtalya, Yunanistan gibi ülkelerin yer aldığı Avrupa'da... Oysa Türkiye'nin Gurme Turizmi'nin gelimesi için yurtdışındaki Türkler çeşitli çalışmalar başlatmıştı. Onlardan biri de Avustralya'nın en ünlü şeflerinden Somer Sivrioğlu'nun rehberliğindeki Türk mutfağı turu. Birkaç yıl önce başlayan bu tur 13 gün sürüyor ve İstanbul, Edremit, Cunda, Efes ve Bodrum şeridinde devam ediyor. Avustralya televizyonlarında sıkça görünen Somer Usta'nın rehberliğindeki bu gezi, kültür turuyla tatlanıyor.

Bunları anlatmamın nedeni Türk turizminin son yıllarda yaşadığı kan kaybını kurumsal bir proje ile önlemek... İşte bunun için Türkiye'de yıllardır var olan İsviçre merkezli bir turizm şirketi kolları sıvamış durumda. Bodrum'daki Hapimag Sea Garden'ın uzun yıllardır genel müdürlüğünü yapan Kerem Demirkol'un uğraştığı proje ise bölgenin gurme turizmiyle daha da gelişmesi. Biraz Sea Gardan'dan bahsedersek çalışmanın başarılı olma ihtimalinin yüksek olduğunu görebiliriz. Mavi ve yeşilin buluştuğu Sea Garden 200 dönüm arazi üzerine kurulu. 3 farklı koyu bulunuyor.

1994'te Turgut Özal tarafından açılan turizm tesisi İsviçre merkezli Hapimag tarafından yönetiliyor. 285 odası, 352 villası var. ABD'den Fas'a kadar bir çok ülkede var olan Hapimag'ın tek otelcilik hizmeti verdiği ülke ise Türkiye. Bunun da sebebi Özal'dan gelen talep. Diğerlerinde ise villalar devremülk sistemine benzer şekilde yönetiliyor.

Nar, çilek yetiştiriyor

Demirkol'un verdiği bilgilere göre 200 dönümlük arazinin 20 dönümü zeytin ağaçlarıyla süslü. "4 yıl önce zeytin ağaçlarından faydalanma çalışmasını başlattık" diyen Demirkol, "Zeytinleri bir şirketle anlaşarak yağ haline getirdik. Bunu da markalaştırdık. Sabun gibi malzemeler de üretiyoruz. Bunun dışında bahçeler kurduk. Hapimag Sea Garden Resort'un konukları bir yandan tatil yaparken, tesiste yetiştirilen sebze, meyve ve baharatları, kendileri bahçeden toplayıp tatma şansına da sahip oluyor. Özellikle yurt dışından gelen tatilcilerin büyük ilgisini çeken bahçelerde, domatesten salatalığa, kapyadan sivri bibere, kabaktan patlıcana kadar pek çok sebze ile kekik, biberiye, fesleğen ve reyhan gibi baharatlar yetiştiriliyor.

Tesisin farklı alanlarında bulunan meyve ağaçlarından toplanan mandalina, portakal ve narlar da hem meyve olarak tüketiliyor hem de dileyen misafirlere taze meyve suyu olarak ikram ediliyor. Şimdi işi biraz daha ilerletmek istiyoruz. Biz 12 ay hizmet veren bir tesisisiz. Bir çok otel yılın belirli dönemlerinde kapalı oluyor. Gastronomi ile hem bu işletmeler çalışır hale gelecek hem de çevre köylerdeki çiftçiler, köylüler ürünlerini bizlerle paylaşacak" diye anlatıyor.

Son dönemde Türk otelcilerinin organik tarıma yönelik çalışmaları biliniyor. Çevik Grubu'na ait Aydın'daki Charisma adlı otel de bunlardan biri. Çevik Grubu, sahip olduğu 5 yıldızlı bu otelin yeme-içme ihtiyaçlarını kurdukları kendi çiftliklerinden tedarik ediyor.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar