Türkiye 'hayat kurtaran' ilaçların üretildiği bir merkez olacak

DİDEM ERYAR ÜNLÜ
DİDEM ERYAR ÜNLÜ YAKIN PLAN didem.eryar@dunya.com

10. Kalkınma Planı çerçevesinde Türkiye’de çok yoğun bir şekilde ilaçta yerelleşme hamlesi başlatıldı. Değer bazında Türkiye’de üretilen ilaçların yüzde 60 oranında yerli üretilmesi hedefleniyor. Gilead Sciences, yaşamı tehdit eden hastalıklara yönelik yenilikçi tedaviler geliştirmeye odaklanan bir bilim şirketi.

Dünyada 32 yıldır HIV/AIDS, karaciğer hastalıkları, hematoloji ve onkoloji, inflamatuar hastalıklar, solunum hastalıkları ve kardiyovasküler hastalıklara yönelik çalışmalar yapan şirket yenilikçi ilaçlarını Türkiye’de üretmek üzere 2018 yılında bir yatırım kararı aldı.

Gilead Sciences Türkiye’nin başında bir kadın var. Gilead Sciences Türkiye Genel Müdürü Şebnem Girgin, son iki senedir, Türkiye’nin en güçlü 50 kadını sıralamasında yer alan bir isim aynı zamanda.

Girgin, bu yatırım kararı ile birlikte, Türkiye’nin “hayat kurtaran” ilaçların üretildiği önemli bir üretim merkezi haline geleceğini söylüyor ve “Projemizin ilerleyen dönemde benzer yatırımlara ve işbirliklerine de örnek olabilecek bir konumda olduğunu düşünüyoruz” diyor. Şebnem Girgin’in yorumları şöyle:

AIDS’i ölümcül hastalık olmaktan çıkartıp, kronik hastalığa dönüştürdük

“Gilead Sciences, HIV alanında geliştirdiği ilaçlar ile AIDS hastalığını ölümcül ve çaresiz bir hastalık olmaktan çıkartıp kronik bir hastalığa dönüştürmeyi başardı. Hastalığın tamamen yok edilebilmesi için ilaç geliştirme çalışmalarımız devam ediyor. Ayrıca HIV/AIDS tedavileri alanında sivil topluma fon sağlayan özel kurumlar arasında birinci sırada yer alıyor. Hepatit B hastalığının ortadan kaldırılması için bilimsel çalışmalar devam ediyor. Hepatit C alanında ise daha kısa sürede ve daha az yan etki ile hastalığın tamamen eradike edilmesini sağlayan devrim niteliğinde iki tedavi rejimini geliştirdik ve dünyada 2,6 milyon hastanın Hepatit C’den tamamen kurtulmasını sağladık. Türkiye’de de bu hastalıklar konusunda yürütülen klinik araştırmalarla yeni tedavilerin gelişimine destek veriyoruz. Gilead Sciences Türkiye olarak 2015 yılında Hepatit B alanında 5 merkez ile başlattığımız klinik araştırmalarını, 2016-2017 yıllarında onkoloji alanındaki yeni araştırmalar ile 28 merkeze çıkarttık. Geçtiğimiz yıl onaylanan HIV tedavi alanındaki çalışma merkezlerinin eklenmesiyle birlikte bugüne kadar toplamda klinik araştırma merkez sayımız 30’a çıktı.

Türkiye’ye son 5 yılda 6 milyon dolarlık Ar-Ge ve bağış desteği yaptık

Gilead Sciences olarak bilimin ışığında tedavi alanlarımızdaki ihtiyaçları karşılamayı misyon edinen bir şirketiz. Tüm dünyada araştırmalarımıza ek olarak bilimsel ve sosyal projelere de destek veriyoruz. Bu kapsamda Gilead Sciences Türkiye’nin 2013 yılında başlattığı proje destek programı “Gilead ile Hayat Bulan Fikirler”in bu yıl 7’ncisini gerçekleştiriyoruz. Bu destek programına, uzman hekimler ve tıp fakültesi veya Genetik, Biyomedikal gibi bölümlerde okuyan üniversite öğrencileri ile hastalık alanında çalışan Sivil Toplum Kuruluşları bilimsel ve sosyal projeleriyle başvurabiliyor. Programa 2013 yılından bu yana 300’ün üzerinde başvuru yapıldı. Gilead Sciences Türkiye olarak bugüne kadar HIV, Hepatit B, Hepatit C, hematoloji, onkoloji ve sistemik mantar enfeksiyonları gibi hastalık alanlarında 35’i bilimsel, 11’i sosyal toplam 46 projeye destek verdik. 2019 yılına kadar verilen destek miktarı ise 700 bin dolar. Başvurular tamamen bağımsız bir jüri tarafından değerlendirilip ödüllendiriliyor. Ödül alan adaylarımıza baktığımızda cinsiyet eşitliğini yakalayan bir sonuç olması bizi oldukça mutlu ediyor. Ayrıca, Gilead Sciences, ülkemizin küresel klinik araştırma yatırımlarından aldığı payın ve üniversitelerde yürütülen klinik araştırma sayısının yıl bazında arttırılması hedefini destekleyerek Türkiye’ye son 5 yılda 6 milyon dolarlık Ar- Ge ve bağış desteği yaptı.”

Son 3 yılda yurtdışına transfer olan yeteneklerimizin dörtte üçü kadın

Türkiye’de diğer sektörlere kıyasla aslında sağlıkta kadın çalışan ve kadın yönetici oranının daha yüksek olduğunu görüyoruz. Gilead Sciences’da her alanda “Fırsat Eşitliğini” önceliklendiriyoruz. Cinsiyet eşitliği, çeşitlilik kavramındaki yaklaşımlarımızdan sadece bir tanesi. Bizler cinsiyet eşitliğini, dil, din, ırk, etnik köken gibi unsurların yanı sıra insanların; fikirlerine, yaşam tarzına, hayata bakış açısına saygı göstermek, farklılıklara saygılı olmak ve bunları zenginlik olarak görmek olarak değerlendiriyoruz. Gilead Sciences Türkiye’de 12 yıldır sağlığın sürdürülebilirliğine hizmet eden bir bilim şirketi. Global vizyonumuzda olduğu gibi Türkiye’de de herkesi kapsayıcılık ve fırsat eşitliğini maksimum düzeyde sağlamak önceliğimiz. Son 3 yılda yurtdışına transfer ettiğimiz yeteneklerimizin dörtte üçü kadın. Son bir yıl içinde 2 çalışanımızın biri doğum iznine ayrılmadan, diğeri de doğum iznindeyken terfi ettirildi. Türkiye’deki merkez ofisimizin yüzde 68’i, yönetim kurulumuzun yüzde 60’ı kadın çalışanlardan oluşuyor. Bunlara sahadaki çalışanlarımızı da ekleyince cinsiyet eşitliğini sağlayan bir firmayız. Yüzde 52 kadın, yüzde 48 erkek çalışana sahibiz. Türkiye yapılanmasına baktığımız zaman 12 yıllık faaliyet dönemimizde 3 Genel Müdür de kadın. Açıkçası bu konu bizim için oldukça önemli ve öncelikli.”

"Bilgiyi insanlığın faydası için kullananlar fark yaratacak"

Şebnem Girgin son iki senedir Türkiye’nin en güçlü 50 kadını arasında yer alıyor. Girgin’in genç kadınlara verdiği tavsiyeler şöyle: “Ben kendini geliştirmenin, açık fikirli olmanın, değerlerine sahip çıkmanın, belirsizlik ortamlarında cesaretle hareket etmenin, değişime öncülük etmenin, tutku ile çalışmanın ve ekip arkadaşlarını koruyup, güvenmenin başarıyı getireceğine inanıyorum. Kendimi bilgi anlamında daha donanımlı hale getirmeye, teknolojinin getirdiği yenilikleri hem özel hem kariyer hayatımda etkin bir biçimde kullanmaya çalışıyorum. Sanırım en çok güvendiğim de öğrenmenin yaşının olmaması ve bu motivasyonumuzu her yaşta devam ettirebilmek. Gençlere en büyük önerim meraklarını hiç kaybetmemeleri, farklı bakış açısı geliştirmek üzere kendilerine yatırım yapmaları. Artık tüm bilgilere ulaşabiliriz ama bunu insanlığın faydasına, pozitif bakışla ve azimle kullanmayı bilenler kendileri ve dünya için fark yaratmayı başarabilecekler.”

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar