Türkiye, kömür yerine temiz enerji yatırımı istiyor

DİDEM ERYAR ÜNLÜ
DİDEM ERYAR ÜNLÜ YAKIN PLAN didem.eryar@dunya.com

“Bir Kuşak Bir Yol” olarak da bilinen Kuşak ve Yol Girişimi (Belt and Road Initiative, BRI), Çin hükümeti tarafından geliştirilen; Orta Asya, Güneydoğu Asya, Orta Doğu ve Afrika’daki altyapı projeleri ağı aracılığıyla eski ticaret rotalarını canlandırmayı amaçlayan kapsamlı bir kalkınma stratejisi. 30 Mart 2019 itibarıyla, 124 ülke ve 29 uluslararası kuruluş, Çin ile iş birliği anlaşmaları imzalamış durumda. BRI kapsamındaki ülkeler, dünya nüfusunun üçte ikisine ve küresel GSYİH’nın üçte birine denk geliyor.

Kuşak ve Yol Fonu, Çin bankaları, şirketler, özel sermaye fonları, çokuluslu kalkınma bankaları, yabancı özel fonlar ve yabancı devlet kaynaklarını içeren birçok kaynaktan oluşuyor. Oxford Economics’e göre, Çin kamu şirketleri ve bankaları hali hazırda BRI projelerinin yüzde 86'sını finanse ediyor. Mevcut finansmanın yüzde 8'i Çin dışından geliyor.

BRI, önümüzdeki birkaç on yıllık sürede önemli altyapı harcamalarını hayata geçirecek. Morgan Stanley’e göre Çin’in BRI kapsamındaki toplam yatırımları 2027 yılında 1,3 trilyon dolara ulaşabilir. Çin yetkili makamları ise bu oranın 4 ila 8 trilyon dolara ulaşabileceğini ifade ediyorlar. Enerji ise, bu yatırımların çok önemli bir bölümünü oluşturuyor.

Yol haritası tartışılıyor

Önümüzdeki döneme yönelik yol haritasının tartışıldığı Uluslararası İşbirliği için Kuşak ve Yol Forumu 25 Nisan’da Çin’in başkentin Pekin’de başladı. Forumun hemen öncesinde ise bağımsız düşünce kuruluşu E3G; Endonezya, Pakistan, Filipinler, Güney Afrika, Türkiye ve Vietnam’ı kapsayan altı Kuşak ve Yol ülkesinde bir kamuoyu araştırması gerçekleştirdi. Enerji sektöründe yabancı yatırım hakkında çok uluslu ölçekte gerçekleştirilen ilk kamuoyu araştırması olan ankete göre, Türkiye dahil altı ülkenin hepsinde vatandaşlar kömür yerine temiz enerjiyi tercih ediyorlar. Anketin sonuçları, Pakistan’da yüzde 61 ile Vietnam’da yüzde 89 arasında değişkenlik gösteriyor. Tüm ülkelerde toplumsal karşılığı en yüksek olan enerji teknolojisi ise güneş enerjisi.

Vatandaşların temiz enerji konusundaki görüşleri ile kirli enerji hakkındaki görüşleri arasında keskin farklar var. Kömür, araştırmanın gerçekleştirildiği altı ülkede de en istenmeyen enerji kaynağı olarak öne çıkıyor. Dört ülkede ise nükleer enerjiden bile daha az popüler durumda.

Güneş enerjisi zirvede

Ülkelerin tamamında enerji üretim biçimleri arasında en çok rağbet gören güneş enerjisi. Vatandaşlar ülkelerinin uzun vadeli kalkınması için güneş enerjisine yatırıma yüksek öncelik verilmesi gerektiğini düşünüyor. Kömürden elektrik üretimine yapılan yabancı yatırım kirliliğin, iklim değişikliğinin ve yolsuzluğun artmasıyla ilişkilendiriliyor ve temiz enerji yatırımlarına kıyasla toplumsal muhalefetle karşılaşıyor. Ülkelerin tamamında uzun vadede yenilenebilir enerjinin ekonomi için iyi olduğu düşünülüyor.

Bu arada anket araştırmasının yapıldığı altı ülke, küresel ölçekte en çok kömürlü termik santral planlanan ilk 10 ülke arasında yer alıyor. Anket sonuçları ise, hükümetlerin, mevcut durumda kömürü önceliklendiren enerji politikaları ve yurtdışı yatırım paketlerinin, vatandaşların tercihleriyle uyuşmadığını ortaya koyuyor.

E3G Genel Müdürü Nick Mabey de “Enerji tercihlerinin ekonomik kalkınma ve toplumların refahı üzerinde uzun vadeli etkileri olacağını biliyoruz. İnsanlar temiz enerjinin istihdam yaratma ve uzun vadeli gelişime katkı sağlama konusunda en iyi çözüm olduğunu biliyor” diyor.

Koruma altındaki kumsala Çin’den kömürlü termik santral

Türkiye’nin enerji stratejisinde yerli ve milli kaynaklara yapılan vurgu çerçevesinde gerek kömür, gerekse yenilenebilir enerji kaynakları merkezi yer tutuyor. Yerli kömür kaynaklarının kullanılmasına verilen önceliğe rağmen, yenilenebilir enerji kaynakları alanındaki gelişmeler oldukça çarpıcı. 2018 yılındaki 4 GW’lık brüt kurulu güç artışının yüzde 85’i de yenilenebilir enerji kaynaklarında gerçekleşti. Kömürün payı ise yüzde 8 oldu. Kuşak ve Yol girişimi kapsamındaki ülkelerden Türkiye’de, önlisans ve lisans süreçlerindeki iki kömürlü termik santral projesi Çin finansmanından yararlanıyor.

Kuşak ve Yol Forumu öncesinde, Türkiye’deki sivil toplum kuruluşları Çinli Şangay Elektrik tarafından Adana’ya kurulmak istenen Hunutlu termik santralinin koruma altındaki Sugözü Kumsalı’na yapılmasının yasaya aykırı olduğunu vurguladı. Açıklamada, Çinli firmanın, Çin’deki çok daha sıkı baca gazı limitlerini bu santralde uygulamadıkları, Türkiye’nin yüksek emisyon salımına izin veren mevzuatı nedeniyle bu tür kirletici yatırımlara elverişli ülke haline gelmesinden kaygılandıkları ifade edildi. Projenin teknik belgelerine göre, her yıl 2,8 milyon ton kömür ithal edilerek santralde yakılacak. Çin yatırımıyla gerçekleştirilmek istenen santralin hava kalitesine, tarımsal üretime, deniz ekosistemine ve özellikle Yumurtalık ilçesinde insan sağlığına verdiği zarara dikkat çekiliyor.

WWF-Türkiye Genel Müdürü Aslı Pasinli, Sugözü Kumsalı’nın korunması gereken önemli deniz kaplumbağası yuvalama alanlarından biri olduğunu söylüyor.

TEMA Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Deniz Ataç ise, Türkiye’nin enerji dönüşümü için potansiyeline vurgu yaparak “Çin gibi tüm dünyada yatırımlar yaparak dünyanın kaderini belirleyen güçlü bir ülkenin, güneş ve rüzgâr potansiyeli yüksek bir ülke olan Türkiye’nin enerji dönüşümüne yatırım yapması iki ülke için de kazanç olacaktır. Çin’in küresel kalkınma için uluslararası iş birliğine katkı vermeyi hedeflediği Kuşak ve Yol Forumu’nda (Belt and Road Forum) iklim, çevre ve sağlığa çok fazla olumsuz etkisi olan kömürlü termik santral yatırımları yerine yenilenebilir yatırımlarına yönelik bir vizyon çizmeye davet ediyoruz” diyor.

Yatırımların “karbonsuzlaşması” gerekiyor

Yeni İklim Ekonomisi raporunun bulguları, 2030 yılına kadar dünya genelinde 90 trilyon dolarlık altyapı yatırımına ihtiyaç duyulacağını belirtiyor. Paris Anlaşması kapsamında yapılan Ulusal Katkı Beyanları, BRI ülkeleri için düşük karbonlu altyapı yatırımlarına yönelik fırsatlar sunacak. World Resources Institute (WRI) tarafından yapılan bir araştırmaya göre, 31 BRI ülkesi yenilenebilir enerji taahhütlerini yerine getirebilmek için, yüzde 54’ü güneş, yüzde 19’u rüzgâr projelerine olmak üzere, yaklaşık 470 milyar doları yatırıma ihtiyaç duyacak. Trilyon dolar ölçeğindeki BRI finansmanı da, Asya, Avrupa ve Afrika'daki 80'den fazla ülkede düşük karbonlu enerji dönüşümünü şekillendirmede büyük bir potansiyele sahip.

Yenilenebilir enerji ekonomiye fayda sağlayacak

Araştırmanın sonuçlarına göre, toplumun yabancı yatırımcıya ve bu yatırımları teşvik eden ve planlayan karar vericilerine mesajı açık; “yabancı yatırımcı fosil yatırımları ile Türkiye’yi kirletmek yerine, yenilenebilir enerjiye yatırım yaparak Türkiye’nin sürdürülebilir kalkınmasına katkı sağlamalı.

Anketin Türkiye özelindeki sonuçları şöyle:

● Uzun vadeli kalkınma düşünüldüğünde Türkiye’de vatandaşlar fosil yakıta kıyasla yüzde 86 oranında yenilenebilir enerjiye yatırım yapılmasını tercih ediyor.

● Tüm ülkelerde toplumsal karşılığı en yüksek olan enerji teknolojisi güneş enerjisi. Türkiye hükümetinin yabancı yatırımları teşvik etme önceliği söz konusu olunca, ankete katılanların yüzde 83’ü güneş enerjisine, yüzde 76’sı da rüzgâr enerjisine yüksek öncelik verilmesi gerektiğini düşünüyor.

● Her ülkede vatandaşların temiz enerji konusundaki görüşleri ile fosil yakıtlar hakkındaki görüşleri arasında keskin farklar var. Kömür, araştırmanın gerçekleştirildiği altı ülkede de en istenmeyen enerji kaynağı olarak öne çıkıyor.

● Türkiye’den ankete katılanların yüzde 92’si, yabancı yatırımcıların Türkiye’de yenilenebilir enerjiye yatırım yapmasını 'olumlu' karşılayacağını belirtiyor.

● Altı ülkenin hepsinde uzun vadede yenilenebilir enerjinin ekonomi için iyi olduğu düşünülüyor. Bu oran Türkiye sonuçlarında yüzde 66’ya ulaşıyor.

● Kömürden elektrik üretimine yapılan yabancı yatırım ise kirliliğin, iklim değişikliğinin ve yolsuzluğun artmasıyla ilişkilendiriliyor ve temiz enerji yatırımlarına kıyasla toplumsal muhalefetle karşılaşıyor.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar