Türkiye yaşlanmaya hazır değil

DİDEM ERYAR ÜNLÜ
DİDEM ERYAR ÜNLÜ YAKIN PLAN didem.eryar@dunya.com

“Yaşlı toplum” tanımı, toplam nüfusun içinde 65 yaşından büyük kişilerin oranı yüzde 7’yi aşmış toplumlar için kullanılıyor.

TÜİK verilerine göre, bugün Türkiye’de 65 yaş ve üzerindeki kişiler toplam nüfusun yüzde 8,8’ini oluşturuyor. Yapılan projeksiyonlar, yaşlı nüfus oranının 2023’te yüzde 10’u, 2060’ta ise yüzde 20’yi aşacağını gösteriyor.

Peki, kendisini “genç ve dinamik bir toplum” olarak tanımlayan, fakat hızla yaşlanan Türkiye, bu değişime hazır mı?

AvivaSa ve YADA (Yaşama Dair Derneği) tarafından gerçekleştirilen Türkiye’de Yaşlılık Tahayyülleri ve Pratikleri Araştırması’na göre; Türkiye yaşlanmaya hazır değil!

Yaşlanmaktan korkuyoruz ve kaçıyoruz, ama aksiyon almıyoruz. Birikim hazırlığımız yok. Gelecek kaygımız yüksek.

Emeklilerin yüzde 71’i çalışmayı tamamen bırakmış. Emekliliğe de hazır değiliz, emekli olduktan sonrasına dair hayallerimiz sınırlı, planlarımız neredeyse hiç yok… Geleceğe sağlık olarak da hazırlanmıyoruz.

65 yaş üstü insanımız, fırsat verilse bile eskisi kadar üretken olacağını düşünmüyor. Yaşlılara toplum tarafından çizilen roller oldukça sınırlı.

Türkiye’de yaşlı ve yaşlılık algısı negatif. Toplumda, yaşlılara yönelik yaş ayrımcılığı çok kuvvetli.

65 yaş üstü ise umutsuz…

"Bireysel fayda” anlayışını “toplumsal fayda”ya taşıyor

AvivaSA CEO’su Fırat Kuruca, “Türkiye nüfusu yaşlanıyor. Türkiye’de ilk öğretime başlayan çocuk sayısı ise düşüyor. Fakat biz hızla yaşlanmaya başladığımızın farkında değiliz. Bunun yanı sıra, ne finansal ne de altyapısal olarak buna hazırız” diyor.

Bireysel emeklilik ve hayat sigortası alanında hizmet veren AvivaSa, ürünleri ile sağlamaya çalıştığı bireysel fayda anlayışını, toplumsal fayda sağlayacağı bir kurumsal sosyal sorumluluk projesi ile yaygınlaştırmayı hedefliyor. “Her Yaşta Dolu Dolu Yaşa” adını verdiği proje ile, iyi yaşlanma ve emeklilik sonrası iyi yaşam için, “yaş alma” kavramına dair olumsuz algıları değiştirmeyi ve bu konuda farkındalık yaratmayı amaçlıyor.

Türkiye’de Yaşlılık Tahayyülleri ve Pratikleri Araştırması bu sürecin ilk adımı. Araştırma, bugünün ve geleceğin yaşlılarındaki yaşlılık algısını, yaşlılık beklentilerini ve planlarını ortaya koyuyor.

Refah artmadan yaşlanmak sorun

Proje kapsamından hayata geçirilen www.heryasta.org portalı ise; orta yaş grubunun yaşlanmaya hazırlanmasına, planlarını bugünden şekillendirmesine yardımcı olmayı amaçlıyor. Portalda, yaşlanma ve yaşlanırken kazanılanlar üzerine bilgiler, haberler, röportajlar yer alıyor.


AvivaSa’nın bu proje kapsamındaki gündemini Fırat Kuruca’dan dinleyelim: “Ülkemizde yaşlanma çalışmaları ya da bu konuya dair araştırmalar son derece sınırlı. Bu eksiklikten yola çıkarak, yaşlanan nüfusa yönelik farkındalığı artırmak ve orta yaş itibariyle insanların bu yeni döneme hazırlanmasına destek sağlamayı hedefliyoruz. Proje kapsamında, yaşlıların itibar ve standartlarının yükseltilmesini sağlayacak çözümler aranacak; ’yaşlanmanın’ değerini yitirmiş, köhne kavramlarla değil, enerjik ve olumlu kavramlarla sahiplenilmesinin önemi anlatılacak; yaşlı nüfusun potansiyellerini ne kadar hayata geçirebildikleri; sosyal yaşamda ne derece yer bulabildikleri sorgulanacak. Çünkü araştırmanın da ortaya koyduğu gibi, yaşlılık ve yaşlanma aslında bir sorun değil; ancak içinde bulunduğumuz çağda, bir toplumun refah düzeyinin artmadan yaşlanması bir sorun.”

YAŞLANAN NÜFUS, HER SEKTÖRÜ YAKINDAN İLGİLENDİRİYOR

AvivaSa’nın CEO’su Fırat Kuruca’nın ifade ettiği gibi, sadece Türkiye değil, tüm dünya yaşlanıyor ve yaşlılık her sektör için sosyolojik bir gerçek konumunda. Dolayısıyla, her sektörün bu konu ile yakından ilgilenmesi; toplumun her kesimi için fayda yaratabilecek yaratıcı ve sürdürülebilir çözümler geliştirmesi gerekiyor. Meksika’nın hayata geçirdiği örnek, bu açından ilham verici: Ülkedeki bir dil eğitimi kurumunun, ABD’deki bir yaşlılar evi ile hayata geçirdiği proje kapsamında, çocuklar skype üzerinden yaşlılarla sohbet ediyorlar. Bu sayede; bir yandan çocukların İngilizcesi gelişirken; diğer yandan da yaşlıların sosyalleşmesi sağlanıyor. Türkiye’nin de, en hızlı yaşlanan ülkelerden biri olarak, bu tür projeleri bir an önce hayata geçirmesinde fayda var. Çünkü; güncel hesaplamalara göre Türkiye’de 2040 yılında, yaşlıların sayısı çocukların sayısından daha fazla olacak.

Türkiye dünyanın en hızlı yaşlanan toplumlarından birisi

Türkiye’de Yaşlılık Tahayyülleri ve Pratikleri Araştırması’nın ortaya koyduğu verilerden bazıları şöyle: Yaşlanma hızı, bir toplumda yaşlı nüfusun iki katına çıkması için geçen süreye bakılarak belirleniyor. Fransa’da yaşlı nüfus oranının yüzde 7’den yüzde 14’e yükselmesi için gerçek süre 115 yıl; İsveç’te 85 yıl, Avustralya’da ise 73 yıl sürmüş. Güncel tahminlere göre, Türkiye’nin bu süreyi 15 yıl içinde tamamlaması öngörülüyor. Bu bakımdan, Türkiye dünyanın en hızlı yaşlanan toplumlarından biri görünümünde.

Türkiye’de refah ve eğitim düzeyi düşük bir yaşlı nüfus var. Yaşlı nüfus spesifik bir tüketici kategorisi olarak karşımıza çıkmıyor. Haneye giren toplam aylık geliri 2 bin TL’nin altında olan nüfusun yüzde 30’unu ve 2 bin 3 bin TL aralığında olanların yüzde 33’ünü 65 yaş ve üstü nüfus oluşturuyor. Türkiye’de yaşlıların yüzde 17’si yoksul. Yoksulluk riskinde yaşlılar ikinci sırada geliyor. Çocuk yoksulluğu ise yüzde 25 düzeyinde. Genç kuşaklar arasındaki yüksek eşitsizlik riskinin gelecek 50 yıl içinde eşitsiz yaşlanmaya neden olacağı anlaşılıyor.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar