Türkiye’de Hazine’nin Barter Usulü Para Basma Önerisi

Dr. Tolga DAĞLAROĞLU
Dr. Tolga DAĞLAROĞLU Ekonomik Günce tolga.daglaroglu@gmail.com

Geçtiğimiz hafta ASO Başkanı Sayın Nurettin ÖZDEBİR’den çok ilginç bir öneri geldi. Sayın ÖZDEBİR devletin özel sektöre 161 Milyar Lira borcu olduğunun altını çizdi ve Hazine’nin ev yapımı para basmasını önerdi. Bu önerinin altında yatan nedenleri de şu şekilde sıraladı:

Bankaların kredi açacak alanlarının kalmadığı. Gerçekten de son açıklanan BDDK verileri Sayın Başkanı doğrular nitelikte. TL Krediler / Toplam Mevduat oranının %118 olduğu ve bankacılık sektöründe yabancı para birimi cinsinden mevduatların %54’ler civarında olduğunu düşündüğümüzde; bankaların TL cinsinden kredi yaratma imkanları son derece zayıf. Böyle bir ortamda reel sektörün ayakta kalabilmesi için Sayın Başkan Hazine’nin barter (takas) parası basmasını önermekte.

Sayın Başkan, yaratılan bu para ile firmaların hem piyasaya hem de devlete olan vergi ve SGK gibi borçlarını ödeyeceklerini ve bu parayı teminat olarak göstererek bankalardan borçlanıp, bu yolla ticari faaliyetlerini sürdüreceklerinin altını çizdi. Aynı zamanda da gün sonunda bu paranın tekrar Hazine’ye döneceğini belirtti.

Diğer Oda Başkanları’nın aksine Sayın ÖZDEBİR’in içinden geçtiğimiz bu sıkıntılı sürece ilişkin tespitleri ile çözüm önerileri hep oldu ve bunu basınla paylaştı. Bu noktada Sayın ÖZDEBİR’in önerisi bana iki barter parasını ya da bir başka deyişle ev yapımı para önerisini anımsattı. Sizinle bu deneyimlere daha yakından bakarsak; örneklerden ilki Tayland’dan.

Wall Street Journal’da 7 Ocak 2009 tarihinde çıkan bir habere göre; Tayland’in Santi Suk Köyü’nde, bundan yaklaşık otuz yıl önce 1997-98 Asya Kriz’i sonrasında çıkartılan; üzerinde çocukların, su bufalolarının ve budist tapınaklarının resminin bulunduğu ev yapımı para günümüzde hala kullanılmaktadır. Santi Suklular yerel dilde “Bia” anlamına gelen, Türkçe’de ise “Fide” anlamı taşıyan bu parayı neden çıkarmışlardır? Aslında sorunun cevabı Türkiye Ekonomisi’ndeki sorunla bir noktada benzerlik göstermektedir. Sorunun benzerliği; piyasadaki likiditenin kurumasıdır. Santi Suk Köyü’nün en büyük gelir kaynağı Bankong Bölgesi’nde çalışan yerli halkın gönderdiği işçi dövizleridir. Sorun; köye yeteri kadar işçi dövizi gelmemesiyle başlamıştır. Bunun sonucunda da köyde borcun çevrilememesi sorunu baş göstermiştir. Köy’de bu sorun; iki gönüllünün köyün kendisine ait ev yapımı parayı dolaşıma sürmeleri önerisiyle aşılmaya çalışılmıştır. Gönüllüler, ev yapımı parayla köy halkının borç sorununun çözülebileceğini belirtmişlerdir. Köy halkı da bu öneri doğrultusunda, tapınağın baş rahibinden guvernör (merkez bankası başkanı) sıfatıyla ev yapımı parayı imzalamasını rica etmiş, böylece dünyanın ilk tek odalı merkez bankası ortaya çıkmıştır. Köy halkı günlük harcamalarını ev yapımı yeni para ile gerçekleştirirken, tasarruflarını görece daha sağlam gördükleri ve faiz elde edebilecekleri Tayland’ın yerel para birimi olan Baht ile yapmaktadırlar.

Taylandlı uzmanlar ev yapımı para biriminin kullanılmasında önemli bir finansal faydanın bulunup bulunmadığı konusunda net bir şey söyleyemeyeceklerini, ancak böyle bir paranın yaratılmasında kanuni açıdan sorun teşkil edecek bir durum olmadığını belirtmişlerdir. Aynı uzmanlar, bu ev yapımı paranın en azından köye ekonomik anlamda bir istikrar getirdiğinin de altını çizmişlerdir.

Peki bu tarz topluluk paraları ya da tamamlayıcı para olarak adlandırılan ev yapımı paralar nasıl ortaya çıkmaktadır? Genellikle bu paraların çıkışını tetikleyen durum; yaşanan finansal krizler olmaktadır. Büyük Buhran sırasında başta ABD, Kanada ve Almanya’daki bazı şehirler de ev yapımı yerel para çıkartan ekonomilerdir.

Ev yapımı yerel para uygulamasının en başarılısı; ABD’nin Massachusetts eyaletinde bulunan Berkshire kasabasıdır. Kasaba halkı, 2006 yılında BerkShares adını verdikleri ve 10$ vererek karşılığında 11 BerkShares aldıkları sistemi hayata geçirmişlerdir. Yerel olarak oldukça geniş bir kabule sahip ev yapımı parayı kullanmaktadırlar.

Ev yapımı paraya ikinci örnek; Venezuela’nın San Cristobal Şehri’nin ev yapımı parası olan Elorzadır. Venezuela’nın batısında yer alan San Cristobal şehri hiper-enflasyon yüzünden yaşanan nakit krizini çözebilmek için kendi parasını çıkartmıştır. Bölgenin yerel lideri Jose Andres ELORZAdır. Ev yapımı bu banknotlar belediye binasında satılmaktadır. Venezuela’nın yerel para birimi Bolivar’ın ekonomik kriz nedeniyle değerinin düşmesi, neredeyse her ay fiyatların ikiye katlandığı Venezüella ekonomisinde yaşanan likidite sıkışıklığı temel işlemlerin bile yapılmasını imkansız hale getirmiştir. Elorza’nın değeri; 2 milyar Bolivar yani yaklaşık olarak 9.000$ dır. Vatandaşlar, Elorza’ya belediye hesaplarına yapılan banka havalesi ya da kredi kartı ile %8 komisyon ödemek kaydıyla sahip olabilmektedirler.

Kriz zamanları ev yapımı paraları gündeme getirmektedir. Evet! Ancak, incelediğimiz deneyimlerden elde ettiğimiz çıkarımlar şunu göstermektedir ki; Türkiye, sermaye akımlarına açık büyük bir ekonomi ve aynı zamanda da dolarize olmuş bir ekonomidir. Bu deneyim Türkiye’de; İktisat’ta Gresham Yasası olarak bilinen “Kötü paranın iyi parayı kovması” sonucuna yol açabilir ve dolarizasyonu daha da tetikler. Bir başka ifade ile; dışa açık ekonomi olan Türkiye’de ekonomik birimlerin sağlam para olarak gördükleri döviz taleplerinin artmasına, böylece kur, enflasyon ve faizin yükselmesine yol açabilir.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar