Tütün ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurumu neden kapatıldı?

Ali Ekber YILDIRIM
Ali Ekber YILDIRIM TARIM DÜNYASINDAN aey@dunya.com

 

 

Hükümet, Tütün ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurumu'nun kapatılacağını resmen açıkladı. Karar, geçen hafta yapılan Bakanlar Kurulu toplantısından sonra Başbakan Yardımcısı Ali Babacan tarafından açıklandı. Karara göre, Tütün ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurumu'nun görevleri 3 bakanlık arasında paylaştırılacak. Tütün tarımı, tütün ve alkol üretimi ve ticareti ile ilgili görev ve yetkiler Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı'na devredilmesi bekleniyor. Bandrol ve vergi gibi kurumun gelir getirici işleri Maliye Bakanlığı'na, tütün ve alkol kontrolü ile ilgili görev ve yetkiler ise Sağlık Bakanlığı'na devredilmesi bekleniyor.
Ömrü AKP Hükümeti ile eşdeğer olan Tütün ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurumu neden kapatılıyor?
Bu sorunun yanıtını anlamak için hafızamızı tazeleyerek Tütün ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurumu neden kurulduğunu hatırlayalım.
Türkiye'nin büyük bir ekonomik krizden geçtiği 2000'li yılların başıydı. Ülkeyi krizden çıkaracak iddiası ile Kemal Derviş, "kurtarıcı" olarak Amerika'dan gönderildi. Kemal Derviş gelmeden önce Uluslararası Para Fonu (IMF) ve Dünya Bankası ekonominin iplerini ele almış ve Türkiye'ye istediğini dayatıyor, istediğini yaptırıyordu.
Tarımda destekleme sistemi değiştirilerek doğrudan gelir desteği uygulamasına geçilmesi, tarım satış kooperatiflerinin yeniden yapılandırılması adı altında tasfiye sürecinin başlatılması, Ziraat Bankası'nın tarıma kredi vermesinin adeta yasaklanması, bankalara el konularak kapatılması veya el değiştirilmesi gibi bir dizi dayatma ve uygulama.

Aynı günlerde Türkiye Büyük Millet Meclisi'nden de 15 günde 15 yasanın çıkarılması isteniyordu. Bu 15 yasadan en önemli olanlardan biri Şeker Yasası, diğeri Tütün Yasası idi. Çok uluslu sigara şirketleri için Tütün Yasası'nın çıkarılması ve tütünde liberal bir piyasanın kurulması çok önemliydi. Ekonomik krizle köşeye sıkışan Türkiye, Uluslararası Para Fonu (IMF) kredisine muhtaçtı. Bunu bilen IMF Türkiye Masası Şefi Juha Kahkonen "Tütün Kanunu çıkmadan para yok" diyordu.
Tütün Yasası nedeniyle hükümette de ciddi tartışmalar oldu. Başbakan Bülent Ecevit'in başkanlığında, Demokratik Sol Parti (DSP), Anavatan Partisi (ANAP) ve Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Koalisyon Hükümeti'nde TEKEL ve Özelleştirmeden Sorumlu Bakan Yüksel Yalova ile ekonominin dümenindeki Kemal Derviş arasında sert tartışmalar yaşandı. Tütün Yasası nedeniyle Yüksel Yalova istifa etti. Yasa Türkiye Büyük Millet Meclisi'nden geçti. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer yasayı veto etti. Yasa bir kez daha aynen meclisten geçti ve yürürlüğe girdi. Ahmet Necdet Sezer'in veto gerekçelerinin hepsi doğru çıktı.

Tütün Yasası ile destekleme alımları yerine sözleşmeli üretime geçildi. Üretici çok uluslu sigara tekellerinin insafına bırakıldı. Sözleşme dışı tütünlerin satışı için açık artırma yöntemi getirildi.
Tütün ve alkol piyasasının liberalleştirilmesi, TEKEL'in özelleştirilerek devre dışı bırakılması için 2002'de çıkarılan Tütün Yasası ile aynı zamanda Tütün ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurumu kuruldu. Kurumu yönetecek 7 kişilik bir kurul oluşturuldu.
Tütün Yasası ile Osmanlı İmparatorluğu'nun en önemli kurumlarından birisi olan ve Cumhuriyet ilan edilmeden İzmir'de toplanan İzmir İktisat Kongresi ile millileştirilen Reji İdaresi yeniden kurulmuş oldu.
Sonraki süreci hatırlıyorsunuz. AKP Hükümeti'nin önceki Maliye Bakanı Kemal Unakıtan'ın deyimi ile TEKEL "babalar gibi satıldı". Tütün ve Alkol piyasası liberalleştirildi.
Tütün ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurumu'nun kuruluş gerekçesi 10 yıl sonra Ali Babacan tarafından kurumun kapatılma gerekçesi olarak açıklandı. Ali Babacan ne dedi: "Devlet artık tamamen sigara ve alkollü içecek üretiminden çıkmış durumda. Böyle bir kurumunda özelleştirmeler sonrasında durmasının bir anlamı kalmamıştır."
Tütün Yasası'nın çıkarıldığı, Tütün ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurumu'nun kurulduğu 2002 yılında Türkiye'de 450 bini aşkın üretici yılda ortalama 160 bin ton tütün üretiyordu. Bugün tütün üretici sayısı 15 binin altında ve yıllık üretim 50 bin ton seviyelerinde. Çok uluslu sigara şirketleri kiminle sözleşme yaparsa onlar tütün üretebiliyor.

Tütün üretimi azalınca tüketim azaldı mı? Elbette azalmadı. Türkiye ürettiğinden daha fazla tütünü ithal ediyor. Tütün ve alkol piyasası yüzde 90'nın üzerinde yabancıların eline geçti.
"Altın yumurtlayan tavuk" olarak nitelendirilen TEKEL yağmalandı. TEKEL'in yerine konulan Tütün ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurumu piyasayı düzenlemeye çalıştı. Ancak kontrol ve denetim görevini yapmayınca düzenlemelerde fazla işe yaramadı.
Kurum'un yaptığı kimi düzenlemeler, aldığı bazı kararlar siyasi hükümeti çok rahatsız etti. Hükümet temsilcileri bu rahatsızlıkları her defasında, "davul bizde tokmak üst kurulda" diyerek dile getirdi. Bardağı taşıran kararlardan birisi, İstanbul Bilgi Üniversitesi Santralİstanbul Kampusu'ndaki restoranlara içki ruhsatı verilmesiydi. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan 25 Temmuz 2012'de katıldığı Kanal 24'teki programda Tütün ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurumu'nun verdiği bu içki ruhsatını çok sert bir dille eleştirdi ve gerekenin yapılacağını söyledi.
Gereken yapıldı ve kurum kapatıldı. Peki, bundan sonra ne olacak?
Tütün ve alkol piyasasının düzenlenmesi ve denetlenmesi nasıl sağlanacak?
Halkın sağlığını yakından ilgilendiren tütün ve alkol kontrolü konusunda neler olacak?
Bu soruların yanıtını yarın ki yazıda ele alacağız.
Bir kez daha Cumhuriyet Bayramınızı kutluyoruz, Mustafa Kemal Atatürk ve Cumhuriyetin kurucularını saygı ve özlemle anıyoruz.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar