Ülke krizi- Bankacılık krizi kısır döngüsü ve "Bankacılık Birliği&q

Fatma MELEK
Fatma MELEK PİYASA GÖZÜYLE fatma.melek@akbank.com

 

Kriz sonrasında verilen yüksek tutarlardaki parasal ve mali teşviklere rağmen, ekonomilerdeki büyüme görünümü çok zayıf. Temel sebep, kamu sektörünün yanısıra bir çok ülkede, özel sektörün borcunun çok yüksek olması. Özel sektörün harcamalarını azaltması da vergi gelirlerindeki düşüş yoluyla kamu dengelerini kötüleştiriyor.
Finansal sektörün yeniden sermayelendirilmesi,  özel sektörün (hanehalkı+şirket) borçluluğunun azaltılması ve kamu sektörünün borçluluğunun sürdürülebilir düzeye indirilmesi şeklinde özetleyebileceğimiz düzeltme sürecinde bu alanların hepsinin birbirleri ile karşılıklı bağımlılıkları da bir kısır döngü yaratıyor. Örneğin; İspanya'nın özel sektör borcunun milli gelire oranı %300'ün üzerinde; işsizlik oranı %24'de ve ekonomide derinleşen resesyon özel sektör borcunun kredi kalitesini kötüleştiriyor. Konut fiyatları zirve seviyelerinden %20-%30 aşağıda ve bankacılık sektöründe aktif kalitesini bozuyor. Takipteki kredilerin toplam kredilere oranı son 10 yılın en yüksek seviyesinde(%8.7).
Bankacılık krizi ile ülke krizi arasındaki korelasyon yüksek. Bankacılık sisteminin kurtarılması ülke borcuna ek maliyet getiriyor. Euro bölgesinde bankacılık sisteminin büyüklüğü göz önüne alındığında, bankaları kurtarma operasyonlarının ülkelerin kamu borçluluğunu artırma potansiyeli de çok yüksek ve piyasalarda son dönemde görülen endişeleri açıklıyor. Ülkeden-bankacılık sistemine olan bulaşma ise özellikle çevre ülkelerde olmak üzere bankacılık sisteminin kamu borcunun önemli bir kısmını bilançosunda taşıması yoluyla gerçekleşiyor. Özellikle bono fiyatlarındaki gerileme bankaların zararlarını, dolayısıyla sermaye ihtiyaçlarını artırıyor. İspanya'nın kamu borcu Mart 2012 itibariyle 585 milyar euro; yaklaşık %66'lık kısmı (385 milyar euro) yurt içi yatırımcılarda; bunun da 240 milyar euroluk kısmı da bankalarda.
Avrupa Merkez Bankası'nın (AMB) bankalara kullandırmış olduğu 3 yıl vadeli %1 faizli kredi ile özellikle İspanya ve İtalya bankaları kendi ülkelerinin bonolarına yatırım yaptılar. Ancak ECB'nin destekleyici para politikaları sorunları geçici bir süre için hafifletse de bugün gelinen noktada bankaların sermaye sorununa ve zayıf ülkelerin kredi itibarına bir çözüm getirmedi.
Bankacılık sektörü ve ülke riski kısır döngüsüne bir çözüm olarak bankacılık sektörü denetiminin ve bankaları kurtarma sorumluluğunun AB seviyesinde merkezi bir otoriteye devredilmesi gündemde. Avrupa Kurtarma Fonu İspanya bankacılık sektörünü doğrudan 100 milyar euro sermayelendirecek. Ancak anlaşma Avrupa Merkez Bankası bünyesinde kurulacak olan tek bir "bankacılık sektörü denetleyicisi"  faaliyete geçtikten sonra yürürlüğe girebilecek. Böyle bir merkezi denetim de euro bölgesinin "bankacılık birliğine" geçmesi için temel adımı oluşturuyor.
Parasal Birliğin uzun vadede yaşayabilmesi "mali" ve "bankacılık"  birliğinin kurulmasına bağlı. Ancak mali birlik ülkelerin birbirlerinin borçlarını garanti etmelerini gerektiriyor. Bu da "bankacılık birliğinin" kurulmasına bağlı; zira bankacılık sektörü problemleri devlet bütçelerini etkiliyor. Mali birlik ve bankacılık birliği için zayıf ülkelerin kamu maliyesi koşullarının ve bankacılık sektörleri bilançosunun düzelmesi gerekiyor. Bu şekilde borçların garanti edilmesi büyük tutarlara yol açmayacak.
Son olarak neden "bankacılık birliği önemli?
Brugel Policy Contribution tarafından yayınlanan raporda kriz sonrası bankacılık sektörünün zayıf noktalarına ilişkin öne çıkan başlıklardan bazıları şunlar:
Öncelikle krizle birlikte euro bölgesi finansal piyasaları da parçalanma sürecine girerek Kuzey'den Güney'e sermaye akışı kesildi ve euro bölgesi içinde ödemeler dengesi  krizine yol açtı. Sınırlar arası kredi akışı kesildi ve AMB interbank piyasasının yerini alarak temel finansal aracı konumuna geldi.
İkincisi 2008 yılından beri bankacılık krizi ile ülke krizi arasında çok güçlü bir korelasyon söz konusu. Bu korelasyonun sebepleri ise; bankaların bono portföylerinde yurt içi eğilimin güçlü seyretmesi, ülkelerin zordaki bankaları kurtarma sorumluluğu taşıması ve ülke riskinin açık bir şekilde tekrar ortaya çıkması
Rapor bu ve benzeri gelişmelerin parasal birliğin temellerini zayıflattığını ve bankacılık birliğinin Avrupa Para Birliği'nin tamamlanmamış yönlerini karşılamada temel yol olduğuna işaret ediyor. Sorumluluğun mevduat sigortası, banka gözetimi ve kriz çözümü konularında merkezileştirilmesi finansal entegrasyonu kuvvetlendirerek ve potansiyel bankacılık -ülke krizleri korelasyonunu azaltarak dayanıklılığı artıracak.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
2016 Beklentiler 07 Ocak 2016