Üniversitemizi yapay zeka üssü yapmak için çalışıyoruz

DİDEM ERYAR ÜNLÜ
DİDEM ERYAR ÜNLÜ YAKIN PLAN didem.eryar@dunya.com

İstinye Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Melih Bulu “Dünya çapında altyapıya sahip AR-GE merkezlerimizde ülkemizin ilk patentli kanser ilacı geliştiriliyor, milli ilaç, yapay organ gibi önemli çalışmalar yürütülüyor. Üniversitemizi girişimci fikirlerin ürüne dönüşeceği bir yapay zeka üssü yapmak için çalışıyoruz” diyor.

Yaşadığımız çağın farklı sorunlarına çözüm üretebilmek, farklı becerilere ve bütüncül bakma yeteneğine sahip olmayı gerektiriyor. Bugün iş dünyasında da bu değişimi yakından izliyoruz. Yaşadığı topluma fayda sağlamadan sadece ben merkezli büyümek artık mümkün değil. Sürdürülebilir bir gelecek için, bugünün tüketim ve iş modellerinin değişmesi, yenilikçi bir bakış açısının benimsenmesi şart. Bu değişim adına atılan her bir adım çok önemli.

İstinye Üniversitesi (İSÜ) de, bu değişim adına çok önemli çalışmalar yapıyor. NONA (Non-Academic Transkript) programı bunlardan biri.

İSÜ Rektörü Prof. Dr. Melih Bulu’nun dediği gibi, “Bu sistemde, sosyal sorumluluk faaliyetleriyle ilgilenmeyen öğrencinin mezun bile olmama ihtimali var”

“Tüm öğrencilerimiz, mezun olabilmek için, en az 2 dönem olmak üzere, ders formatında sosyal çalışmalar yapıyorlar. Öğrencilerimize dahil oldukları çalışmalar doğrultusunda, mezuniyetlerinden sonra alacakları diplomanın yanına ek olarak bir non-academic transkript veriyoruz” diyen Prof. Dr. Bulu, “Amacımız, toplumsal duyarlılığı yüksek bir şekilde öğrencileri iş dünyasına kazandırmak” diye ekliyor.

İSÜ’nün hayata geçirdiği bir diğer program ise “Mentorun CEO Olsun”. Prof. Dr. Bulu, “Program kapsamında, öğrencilerimiz henüz eğitimleri devam ederken Türk iş dünyasına damga vurmuş liderlerin tecrübelerinden yararlanarak geleceğe hazırlanıyorlar. Programa dahil olan üst düzey yöneticiler arasında alanlarında ulusal ve uluslararası başarılarıyla öne çıkan bir çok isim var. Temel amacımız öğrencileri eğitim aldıkları bölümün kariyer dünyasındaki karşılığında en etkili isimlerle bir araya getirebilmek ve henüz öğrenciyken geniş bir vizyon kazandırmak” sözleri ile anlatıyor programı.

Girişimciliğin desteklenmesinde eğitim kritik önem taşıyor

Prof. Dr. Bulu, günümüzde girişimciliğin çok daha fazla desteklendiğini söylerken, üniversiteler, Teknoloji Transfer Ofisleri (TTO), melek yatırımcılar, devlet kurumları, fonlar gibi birçok farklı yapı ve kurumun gençler için fırsatlar sunduğunu belirtiyor. Prof. Dr. Bulu, “Eğitim sektörü kritik bir noktada; çünkü girişimci ruhun temelleri gençken atılıyor. Ancak sistemin devamlılığı için girişimcilerin başarılı olması gerekir. Bu da girişimciliği destekleyen ekosistemle mümkün. Bir fikir veya ürün ortaya koymak başarı için yeterli olmuyor. Yatırımcı, finans, pazarlama, markalaşma, insan kaynakları da bu ekosistemin önemli aktörleri. Biz de öğrencilerimizi sadece fikir ortaya koyma noktasında desteklemekle kalmıyor, özellikle TTO aracılığı ile projelerini ürüne dönüştürene kadar pazarlama, yönetim, finans gibi alanlarda destek veriyoruz. Bu döngü eksik kalınca girişimcilik sadece lafta kalıyor maalesef” yorumlarını yapıyor.

Kanser tedavisinde devrim yaratacak program

“Yapay Zeka en yoğunlaştığımız çalışma alanlarının başında geliyor” diyen Prof. Dr. Bulu, şu bilgileri veriyor: “Çin, ABD gibi ülkelerin önde gelen üniversiteleri ve şirketleriyle ortak projeler üstünde çalışıyoruz. Sağlıkta çok güçlü bir know how ve datamız var. Bunu yapay zeka ile birleştirerek dünyada kanser tedavisinde devrim yaratacak yapay zeka programını ortaya çıkardık. Dünya çapında altyapıya sahip AR-GE merkezlerimizde ülkemizin ilk patentli kanser ilacı geliştiriliyor, milli ilaç, yapay organ gibi önemli çalışmalar yürütülüyor. Üniversitemizi girişimci fikirlerin ürüne dönüşeceği bir yapay zeka üssü yapmak için çalışıyoruz.”

Türkiye’de her şehir bir Singapur adayı

Şehirler daha rekabetçi olabilmek için teknolojiyi kullanmaya başladılar. Teknolojiyi iyi kullanabilen ve kalifiye işgücünü kendine çekebilen şehirler rekabet yarışında bir adım öne geçiyorlar. Her şehrin önemli bir potansiyeli var. Eğer onu iyi yönetebilirseniz bu potansiyel açığa çıkar. Örneğin Singapur aslında tek şehirden oluşan boyutları 20x30 km olan bir ülke. 6 milyona yakın insan yaşıyor. Ekonomik üretimine baktığınızda ihracatı Türkiye’den çok daha fazla. Rekabetçiliğin şartlarını iyi anlayıp yerine getirince, küçücük bir şehrin bile nasıl bir ekonomik güce sahip olabildiğinin iyi bir örneği Singapur. Türkiye’de her şehir bir Singapur adayıdır.”

Bilim ortaya ürün koymalıdır

“Türkiye teknolojiyi dışardan transfer eden ülke olmaktan çıkmalı ve kendi ürünlerini ortaya koymalı. Bu noktada üniversite sanayi iş birliğinin kritik önemi var. Çin modeli bize bunu gösteriyor. Üniversitelerin amacı burada üretilen bilginin toplumdaki ilgili noktalarla buluşmasını sağlamak. Günün sonunda bilim ortaya ürün koymalıdır. TTO’lar ve iş dünyası dinamikleri de bu ürünleri yaygınlaştırmak ve toplumda kullanıma sokmak için çalıştığında üretim çarkı dönmektedir.”

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar