Unutkanlık işte...

Doğan SELÇUK
Doğan SELÇUK ANEKDOT doganselcuk@hotmail.com.tr

Mutluluğun sırları, zengin olmanın yolları türündeki kitapları pek sevmemişimdir. Anlık ferahlama veya kısa süreli motivasyon kaynağı olmak dışında pek faydaları yoktur. Şu kadar saatte, bu kadar günde kırk yıllık alışkanlıklarımızı değiştirebileceğimizi iddia ederler. Yayınevi yöneticiliği yaptığım zaman bu tür kitaplar yazan kişilerle tanışma imkânım olmuştu. Birtanesini hiç unutmuyorum. Gençlere yönelik iş hayatında başarı konulu bir kitap yazdığı için ziyaret etmişti beni. Yeni tanıştığım bu genç sayılabilecek yaştaki yazara ne işle uğraştığını sorduğumda “bir süredir çalışmıyorum” cevabını almış, ne diyeceğimi bilememiştim.

Bu noktada bilimsel altyapısı olan, psikoloji – sosyoloji - sosyal psikoloji gibi alanlarda yetkinlikleri olan yazarların yazdığı kitapları tenzih ediyorum. Daha somut hikâyelere inanıyorum, ders alınabilecek veya uygulanabilecek tavsiyeler içeren kitaplar ilham verici olabilir. Ayrıca iş adamlarımızın veya ekonomi âleminin üstatlarının biyografi türündeki kitaplarının yaygınlaşmasını ümit ediyorum, böylece başarı - başarısızlık hikâyelerini, tecrübelerini daha geniş kitlelerle paylaşma imkânları olur. 

Lafı uzatmadan, katıldığı her toplantıda, gittiği her yerde nasıl zengin olduğunu, paradan nasıl para kazandığını anlatmayı çok seven bir işadamımızdan bahsedelim. Milyar dolarlık serveti olan bu saygıdeğer patronumuz, çalışanlarına tavsiyede bulunma fırsatını hiçbir zaman kaçırmamaktadır. Yine bir gün tüm bölge müdürleri, genel müdürler vb. üst yönetiminin toplandığı yıllık değerlendirme toplantılarının birinde “şöyle zengin oldum, böyle zengin oldum...” diye anlatmaya başlıyor. Ağzı iyi laf yapan, özgüven sahibi genel müdürlerden biri dayanamayıp söz alıyor “Patronum bir kere de işin sırrını bize de anlatın. Her seferinde bize nasihat verirsiniz, ben böyle zengin oldum sen öyle yapma, böyle yap diye, baştan anlatabilir misiniz nasıl zengin olduğunuzu?” diyor.
Patron önce bir duraklıyor, herkesin pürdikkat kesildiğini görünce biraz heyecanlanıyor ama sonrasında durumdan gayet memnun bir şekilde başlıyor anlatmaya. Üniversite hayatından, daha o yaşlarda kurduğu şirketten, tanıştığı kişilerden ve ortaklıklarından bahsediyor. Kazandıklarını bir bir sayıp döküyor. Heyecanla anlatıyor bir yarım saat. Sonra şöyle bir cümle kuruyor:
“İşte ben ilk milyon dolarımı o yatırımdan kazandım.”
Gülümseyerek susuyor, dinleyenlerin tepkisini ölçüyor.
İlk soruyu soran genel müdür teşvik etmek için tekrar giriyor söze. 
“Sonrası patronum, sonrası nasıl geldi?”
Patronun ağzı kulaklarına varıyor. Geri kalanını anlatmaya hazırlanarak heyecanla derin bir nefes alıyor. Duruyor. Derin bir nefes daha alıyor. Yine duruyor. Bir şey söyleyemiyor. Çıt çıkmıyor kalabalık odada. Neden sonra patron pes ediyor ve diyor:
“Vallahi ilk milyon dolarımdan sonra kalanını nasıl kazandığımı hatırlamıyorum!”

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Coca-Cola’da CEO Olmak 17 Eylül 2014
Toplama ofis 02 Haziran 2014
Koltuk 14 Mayıs 2014
Denetimden kaçılmaz 19 Şubat 2014
İletişim ve motivasyon 15 Şubat 2014