Üreticide bilinç mi arttı, bıçak kemiğe mi dayandı....

Osman AROLAT
Osman AROLAT AROLAT'tan osman.arolat@dunya.com

Son günlerde tarım ve hayvancılık alanındaki üreticiler birbiri ardından kendilerine sunulan fiyatlar konusunda memnuniyetsizliklerini ortaya koyan eylemler yapıyorlar. Fındık üreticileri 10 bin liralık fiyat açıklamasının ardından fiyatın 8 liraya düşmesini protesto edip, fındık ocaklarını kesip üretmekten vazgeçtiklerini televizyon programlarında açıkladılar. Ordu-Giresun arasında fındık fiyatını protesto için 47 kilometrelik yürüyüş yapıldı. Yürüyüşün son bölümüne de CHP lideri de katıldı. Dünyada üretim lideri olduğumuz fındıktaki, protestoları, bir başka lider olduğumuz ürün kayısı üreticisinin protestoları izledi. Onların Malatya'da ağaç kesmeleri, üretimi terk etmeleri de televizyon haberlerine görüntülü olarak yansıtıldı.

Bu iki ürünü, bir başka önemli ihraç ürünümüz olan üzümle ilgili 4 lira fiyat açıklanmasının protestoları izledi. Bu konuda eleştirilerini hem Kılıçdaroğlu hem Bahçeli dile getirdi. Bahçeli Manisa'da fiyatın en az 5 lira olması gerektiğini söyledi.

Tarım ürünlerindeki bu protestoların ardından yeni bir protesto kararını Kırmızı Et Birliği Antalya Şubesi Başkanı İlhan Ayhan'ın Ankara'ya yürüyüş kararı açıklaması izledi. Ayhan, "Bakanlığımıza deriz ki gerekirse etin ithalatını siz yaparsınız, biz üretimden çekiliriz. Bu konuda genel merkezimizle ciddi bir çalışma yürütüyoruz, Ankara'ya yürüyeceğiz" dedi.

Görüldüğü gibi kendimize yeterli ve dünyada yerimiz olan üç tarım ürünü fındık, kayısı ve üzüm üreticileri verilen fiyatları uygun görmeyip protestolarını en sert şekilde ortaya koyuyorlar. Et üreticileri de bakanlığın açıklamalarının ve Et ve Süt Kurumu'nun fiyat düşürmek için ithalat yapması ve market zincirlerinde reyon açmasının kendilerine zarar vereceğini düşünerek yürüyüş kararı alma girişiminde olduklarını ve üretimden vazgeçeceklerini açıklıyorlar. Etteki sorun ise yeterli üretim olmamasından kaynaklanıyor.

Tarım ve Hayvancılık Bakanı Fakıbaba ise bir yandan, fındık üreticilerini uyarırken, "Ürününüzü ucuza satmayın TMO bütün ürünlerinizi 10 liradan alacak bekleyin" diyor, diğer yandan market zincirlerinde Et ve Süt Kurumu'nun paketlenmiş ucuz et satışlarının üreticiye zarar vermeyeceğini, kendisi için en büyük değerin üreticiler olduğunu ifade ediyor. Yaşanan bu durum gösteriyor ki üreticiler tarım ve hayvancılıkta girdi maliyetlerinin yüksekliğinden şikayet ederken, üretimlerinin karşılığını alamadıkları düşüncesiyle protesto eylemlerini artırıyorlar. Bu durum benim aklıma, "Üreticinin bilinci mi arttı, bıçak kemiğe mi dayandı" sorusunu getirdi.

Bunun üzerine kendimce çözüm önerisinin neler içermesi gerektiğini düşündüm:

Öncelikle üreticilerin maliyetleri içerisinde yer alan faktörler, onların birlikleriyle bir araya gelerek, gerçekçi olarak saptanmalı. Girdi maliyetlerini aşağıya çekecek adımlar atılmalı, destekler verilmeli. Çünkü dünyanın her yerinde tarımsal ürünler ve hayvancılık çok önemli şekilde destekleniyor. Bizdeki destekler konusunda ise üreticilerin şikayetleri söz konusu.

Üreticilerin karlılığı çok düşükken, ürünler aracı karları nedeniyle tüketici tarafından pahalı görülüyor. Üretici tüketici zincirindeki aracı sayısı azaltılmalı, karları üretici ve tüketici lehine fiyatlara yansıtılmalı.

Geçmiş dönemin Fiskobirlik ve Et v Balık Kurumu gibi regülasyon yapan kurumlarının benzerleri oluşturulmalıdır.

Üretimden tüketime tarımsal ürünlerin yüzde 25'lere varan kaybını, israfını azaltacak uygulamalar hayata geçirilmelidir.

Meraları üreticinin kullanımına açacak yasal düzenleme yapılmalıdır..

Doğaldır ki yapılması gerekenlerin sağlıklı tespiti, üreticiler ve onların örgütleriyle sürekli diyalog içinde ortaya çıkacaktır. Bakanlığa düşen görev, onlarla sorunların tespiti ve çözümü için diyalog içinde olmaktır.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar