Wall Street-Main Street farkı açılıyor, piyasalarda düzeltme kaçınılmaz

Nouriel ROUBINI
Nouriel ROUBINI

ABD Başkanı Donald Trump oval ofise geçeli altı ay oluyor ve artık Trump ve hükümetinin yönetimindeki ABD ekonomisinin görünümü ve ekonomik politikaları konusunda daha rahat tahminler yapabiliriz. Trump başkanlığında genel olarak olduğu üzere bu alanda da bolca çelişki görüyoruz.

En büyük bilmece gerçekle finans piyasalarının performansı arasındaki kopukluk. Hisse piyasaları yeni zirveler görmeye devam ederken ABD ekonomisi 2017’nin ilk yarısında ortalama yüzde 2 gibi bir hızda büyüdü - Başkan Barack Obama döneminden daha yavaş bir büyüme - ve yılın geri kalanında da daha iyi bir büyüme kaydetmesi beklenmiyor. Borsa yatırımcıları Trump’ın büyümeyi destekleyen ve kurum karlarını artıracak politikaları zorlamasına dair umutlarına tutunmaya devam ediyor. Dahası miskin ücret büyümesi enflasyonun ABD Merkez Bankası’nın (Fed) hedefine ulaşamayacağına işaret ediyor bu da Fed’in faiz oranlarını beklenenden daha yavaş normalleştirmek zorunda olacağı anlamına geliyor.

Daha düşük uzun vadeli faiz oranları ve daha zayıf bir dolar ABD borsaları için iyi haber ve Trump’ın iş dünyası yanlısı ajandası bireysel hisseler için prensipte hala iyi bir şey, Trump reflasyon ticareti denilen hava serbest kalsa bile iyi bir şey. Ve şimdi büyük bir mali teşvik programının doları yükselteceği ve Fed’i faizlere yükseltmeye zorlayacağına dair endişe etmek için daha az neden var. Trump yönetiminin politik işlevsizliği göz önüne alındığında herhangi bir teşvik olacaksa da beklenenden daha küçük bir teşvik olacağını varsaymak tehlikesiz.

Hükümetin ekonomik politika cephesindeki yönetim kabiliyetsizliği muhtemelen değişmeyecek. Kongre Cumhuriyetçilerinin Uygun Bakım Yasası’nı (Obamacare) değiştirme girişimleri, özellikle de ılımlı Cumhuriyetçi’lerin 20 milyon Amerikalıyı sağlık hizmetlerinden mahrum edecek bir yasayı onaylamayı reddetmesinden dolayı başarısız oldu.

Trump yönetimi şimdi yasalaştırması bir o kadar zor olacak bir vergi reformunu zorluyor. Daha önceki vergi reformu önerileri Obamacare’in iptalinden ve o günden bu güne vazgeçilen “sınır vergisi düzenlemeleri”nden beklenen tasarruflar göz önünde bulundurularak yapılmıştı.

Bu da şimdi Kongre Cumhuriyetçilerine çok küçük bir manevra alanı bırakıyor. Çünkü ABD Senatosu’nun bütçe güncelleme kuralları tüm vergi indirimlerinin on yıl boyunca gelirleri etkilememesini gerektiriyor. Yani Cumhuriyetçiler ya ilk başta düşündüklerinden çok daha az vergi indirimi uygulayacak ya da ödenmemiş geçici ve sınırlı vergi kesintilerine razı olacak.

Amerikalı işçilere fayda sağlamak ve ekonomik büyümeyi hızlandırmak için vergi reformlarının zenginin yükünü artırması ve işçi ve orta sınıfa rahatlık sağlaması gerekiyor. Fakat Trump’ın önerileri tam tersini yapacak: baktığınız plana göre değişmekle beraber faydaların yüzde 80 ila 90’ı gelir dağılımının en üst yüzde 10’luk dilimine gidiyor.

“1 trilyon dolarlık altyapı harcaması planı ufukta görünmüyor”

Dahası ABD’li şirketler Trump’ın ve kongredeki Cumhuriyetçilerin iddia ettiği gibi trilyonlarca doları nakitte tutmuyor ve vergi oranları çok yüksek olduğu için sermaye yatırımı yapmayı reddediyor. Şirketler daha ziyade yavaş büyüme tüketimi dolayısıyla genel ekonomik büyümeyi baskıladığı için yatırım yapmaya daha az eğilimliler. Vergi reformunu geçelim, Trump’ın kısa vadeli büyümeyi tetiklemek için 1 trilyon dolarlık altyapı harcaması planı da ufukta görünmüyor.
Ve bu meblağdan doğrudan devlet yatırımı yapmak yerine hükümet bazı projelere öncülük vermek için özel sektöre ılımlı vergi teşvikleri sağlamak istiyor.

Maalesef büyük altyapı projelerini baştan sonra yapabilmek için vergi muafiyetinden daha fazlasına ihtiyaç var ve kürek sallamaya hazır projeler hayli nadir.

Ticarette hem iyi hem kötü haberler var. İyi haber hükümetin ülkeleri para birimi manipülatörü diye etiketlemek veya sınır dışı vergiler getirmek veya sınır düzenleme vergisini zorlamak gibi radikal korumacı politikaları uygulamamış olması.

Kötü haber ise Trump’ın “Amerika’dan alın, Amerikalıları çalıştırın” amentüsüne bağlı kalması ve korumacı jestlerinin istihdamı korumaktan ziyade büyümeye zarar verecek olması. Şimdiden Trans-Pasifik Ortaklığını ve Avrupa Birliği’yle süren Transatlantik Ticaret ve Yatırım Ortaklığı müzakerelerini bırakmış durumda. Kuzey Amerika Serbest Ticaret Anlaşması’nda tekrar pazarlığa girişti ve Güney Kore ile yapılan ikili anlaşma gibi diğer serbest ticaret anlaşmalarında da tekrar pazarlık yapmaya çalışabilir. Ve halen çelik ve diğer ürünlere gümrük vergisi getirerek Çin’le bir ticaret savaşı başlatabilir – hele şimdi Kuzey Kore’nin artan nükleer tehditlerine tepki verme konusunda Çin çok da işbirliği yapmadığı için…

Trump göçmenliği kısıtlayarak da ABD’nin büyüme potansiyelini baskılayabilir. Çoğunluk nüfusu Müslüman olan altı ülkeden gelen ziyaretçilerin girişini yasaklamanın yanı sıra hükümet yüksek yetkinlikteki işçilerin göçmenliğini de kısıtlama niyetinde ve belgesiz göçmenlerin sınır dışı edilmelerini sıklaştırıyor. Tüm bunlar ve büyük gürültü kopartan sınır duvarı gelecekteki istihdam arzını dolayısıyla ekonomik büyümeyi kesintiye uğratacak, özellikle de Amerika’nın nüfusu yaşlanmaya ve işgücünden ayrılmaya devam ettiği için.

“Yeni bir finansal kriz ve resesyon olabilir”

Son olarak Trump’ın serbestleşme ajandası ekonomik büyümeyi güçlendirmeyecek hatta zamanla zayıflatabilir. Eğer finansal düzenlemeler fazla serbestleşirse sonuç yeni bir varlık veya kredi balonu hatta yeni bir finansal kriz ve resesyon olabilir. Bu arada Trump’ın Paris iklim anlaşmasından çekilme kararı ve en başa döndüren bir dizi çevre düzenlemesi güneş enerjisi gibi yeşil ekonomi sektörlerinde ekolojik bozulmaya ve daha yavaş büyümeye neden olacak. Ve daha zayıf işçi koruma düzenlemeleri işçilerin pazarlık gücünü daha da azaltarak ücretleri baskılamaya dolayısıyla genel tüketimi baskılamaya devam edecek.

Aslında gerçek ve potansiyel büyümenin yüzde 2 civarında takılı kalması çok şaşırtıcı değil. Evet enflasyon düşük, kurumsal karlar ve hisse piyasaları yükselişte. Fakat Wall Street ve Main Street yani sokaktaki adamın arasındaki fark gittikçe açılıyor. Likidite ve gerçekçi olmayan bir coşkunlukla körüklenen yüksek piyasa değerleri temek ekonomik gerçeklikleri yansıtmıyor. Er ya da geç bir piyasa düzeltmesi kaçınılmaz. Tek soru bu olduğunda Trump’ın kimi suçlayacağı.

Nouriel Roubini; Roubini Macro Associates CEO’su ve New York Üniversitesi Stern İşletme Fakültesi Ekonomi Profesörüdür.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar