Yeni yılda tarımın önemli gündemi: Sözleşmeli üretim - 3

Prof. Dr. Aykut GÜL
Prof. Dr. Aykut GÜL STRATEJİK DÜŞÜNCE aykut.gul@dunya.com

Önceki iki bölümde tarım ürünleri piyasalarına, sözleşmeli üretimin gerekliliğine ve kanun taslağının 7’nci madde değerlendirmelerine yer verildi. Bu bölümde ise taslak metnin üzerinden incelemeler sürdürüldü.

Sözleşmelerin içerikleri ve zorunluluklar

Sözleşmeli üretimle ilgili hususlar ise Kanun taslağının 13’üncü maddesinde verildi:

“Sözleşmede yer alan tarafların haklarının korunması ve sorumluluklarının belirlenmesi için sözleşmenin taraflarında aranacak vasıflar, sözleşmeye konu ürünün teslim ve tesellüm koşulları, fiyat ve miktardaki değişim oranları, ayni ve nakdi avansın sınırları ile kapsamı ve benzer hususların da içinde olduğu sözleşme genel şartları tarımsal faaliyet alanlarına göre Bakanlık tarafından çıkarılacak yönetmelikle belirlenir.” Bu ifadeyle, sözleşmelerle ilgili olarak geçmişte dile getirilen hukuki altyapının olmadığı eleştirileri giderilebilecek.

Aynı maddenin (b) bendinde ise “Sözleşmeli üretimde irade serbestisi esastır.

Ancak salgın hastalıklar, tarım ürünleri ticaretinde yaşanan gelişmeler karşısında arz güvenliğinin sağlanması, tarımsal üretimin iç veya dış talebe uygun olarak ayarlanması veya bitki ve hayvan sağlığının korunması amacıyla, ihtiyaç halinde Bakanlık tarafından belirlenen ürün veya ürün grupları bu madde kapsamında sözleşmeli olarak üretilir” ifadesine yer veriliyor.

Yine (c) bendinde yer alan “Bakanlık, sözleşmeli üretimin geliştirilmesi, izlenmesi ve kontrol edilmesi amacıyla sözleşmenin taraflarını ve kapsamını içeren kayıt sistemleri oluşturur ve sözleşmeler bu kayıt sistemleri kullanılmak suretiyle de düzenlenebilir” ifadesi, dijital ortamda sözleşmelerin hazırlanabileceğini ve böylelikle daha etkili bir kontrol sisteminin sağlanacağını gösteriyor.

Sigorta yaptırılması zorunluluğu

Bir sonraki bentte, tarımsal üretim sözleşmesine tabi ürünlere veya üretim varlıklarına sigorta yaptırılması zorunluluğu getiriliyor.

Bu zorunluluk, sözleşmeden doğabilecek riskleri en aza indirebilecek ve sistemin devamlılığını sağlayacak.

Ayrıca (d) bendinde, “Tarımsal üretim sözleşmelerinde belirtilen mücbir sebepler haricinde sözleşme kapsamında üretilen ürünün alımından veya satımından vazgeçen üretici ya da alıcılar için ceza koşulu belirlenir” denmiş ve sözleşme bedeli üzerinden cezalara yer verilmiş.

13’üncü maddenin sonraki bentlerinde, hukuki süreçlerle ilgili olarak, arabuluculuk, yargılama usulü ve yargılama giderleri ile ilgili hususlar detaylı bir şekilde yazılmış.

Son olarak, geçici bir kanun maddesi ile “Entegre idare ve kontrol sistemi oluşturuluncaya kadar üreticilere yapılacak destekleme ödemelerinde Bakanlıkça belirlenen kayıt sistemleri esas alınır” ibaresi eklenerek Çiftçi Kayıt Sistemi (ÇKS) dışında da bir sistemin kurulacağı anlaşılıyor.

Değerlendirme

Burada önemli olan, büyük alıcı firmalar ile küçük tarım işletmeleri arasındaki ilişkinin bir bağımlılığa dönüşmemesi.

Küçük tarım işletmeleri, ekonomik ölçek büyüklüğünün çok altında olabilir ancak sosyal yönden önemli bir yeri doldurdukları unutulmamalı.

Devlet, sistemin tüm ayaklarının sağlam kalmasını sağlayacak, mağduriyetleri önleyecek bir sistem kurmak durumundadır.

Üretici örgütlenmesinin de güçlendirilmesi için bu çalışma bir fırsat olabilir. Başta kooperatifler olmak üzere örgütler, üretim planlamasının önemli bir unsurudur. Henüz taslak halinde olan bu çalışmaya bu yönde düzenlemeler de eklenmelidir.

Sonuç olarak, sözleşmeli üretim konusunda bugüne kadar yapılan eleştirilerin tamamına cevap verebilecek bir kanun değişikliği var gündemde.

Başta üretici örgütleri olmak üzere, sivil toplumun, akademi dünyasının, düşünce kuruluşlarının ve özellikle de siyasetin, konuya ciddiyetle eğilmesi, yapıcı eleştiri ve katkılarını ortaya koyması gerekmekte.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Gıda güvencesi vizyonu 13 Şubat 2024