Yenilme duygusu olmayan dijital yeni bir nesil geliyor

DİDEM ERYAR ÜNLÜ
DİDEM ERYAR ÜNLÜ YAKIN PLAN didem.eryar@dunya.com

İş hayatına atılmaya hazırlanan farklı coğrafyalardaki üniversiteli kadınla, çalışan kadının ilham, tecrübe ve iş fırsatlarını paylaştıkları dijital işte kız kardeşlik networkü BinYaprak, geçtiğimiz günlerde Fütüristler Derneği Başkanı Eray Yüksek’i ağırladı.

Eray Yüksek, çeşitli endüstrilerde kurumların markalaşmaları, farklılaşmaları, yaratıcı ve inovatif olmaları konusunda önemli roller almış; dönüşüm, strateji, teknoloji ile işi buluşturma; geleceği anlama, senaryolar üretme konularında liderlik ve koçluk görevleri üstlenmiş bir isim.

IBM Türk’ün hizmet organizasyonuna dönüştüğü yıllarda yaptığı Genel Müdürlük görevi sırasında, şirketin büyüme ve pazar paylarında rekor artışlar izlenmiş. Başkan Yardımcılığı döneminde ise, yeni pazarlar ve yeni ülkeler IBM dünyasına katılmış.

Biraz daha geriye gidersek, Eray Yüksek, meslek yaşamına teknoloji sektöründe başlamış. Renkli TV tüp üretiminde çalışırken, teknolojik gelişmeler sonucunda bu meslek ortadan kalkmış. Yani işe girdikten beş sene sonra, yaptığı işi yapamaz olmuş.

BinYaprak ilham buluşmalarında “Geleceğin Meslekleri” hakkında görüşlerini paylaşan Eray Yüksek’in özellikle altını çizdiği konu şu: “Ortalama 24 yaşında üniversiteden mezun olan bir gencin bir işyerinde işe başlaması ya da kendi işini kurmasından 5 yıl sonra, söz konusu işin tanımı olmayacak. Ve gerçek tıptan hukuka, finanstan teknolojiye kadar çok sayıda sektörde geçerli olacak. Diyelim ki tıp doktoru oldunuz, ancak beş sene sonra akıllı zeka ile yüklenmiş bilgilerin olduğu bir ortamda başka bir konsültan ile tanışacaksınız. O zaman tıp doktorunun iş tanımı da değişmeye başlıyor demektir.”

Hiyerarşi tanımıyorlar kendi öncelikleri var

Yüksek’in dikkat çektiği bir diğer konu da, halihazırda 24 yaşında olan eğitimli bir gencin arkasından, dijital teknolojilerin dünyasına doğmuş çok farklı bir kuşağın geliyor olduğu. Zaman kavramı farklı, beklentileri yüksek ve sürekli “oyun oynayan” bir nesil. Bakın neler diyor Eray Yüksek:

Şu an üniversite mezunu olan, kendine iş arayan ya da iş bulan bir gencin karşısında oldukça fazla tehdit var. Önce arzu edilen işi bulmak, işi bulduktan ya da bir iş kurduktan sonra o işi sahiplenmek ve yönetmek gerekiyor. Fakat aşağıdan çok ilginç bir nesil geliyor. Beş on yaşındaki çocuklara baktığımızda sürekli oyun oynadıklarını görüyoruz. Oyunlara olan tutkuları, bağlılıkları, stratejileri, anlayışları, hızları ve zaman kavramının tamamı oyunun içinde. Sonrasında oyundan çıkıyorlar ve mutsuzluklar, yıkılmışlıklar, öğrenmişlikler için bu çocuklara sadece üç saniye yetiyor.

Ardından tekrar oyuna başlıyorlar. Dolayısıyla zaman kavramları çok farklı. Beklentileri çok yüksek. Bir de çok önemli bir özellikleri var; yenilme duyguları yok. Böyle bir nesil yakın gelecekte yapılan tüm işlerin tanımlarını değiştirecek. Hiyerarşileri yok. Görev başına proje bazında çalışmaya gidecekler ve kendi öncelikleri olacak. Başkasından emir ya da proje aldıkları için değil, kendi öncelikleri için hazır olacaklar. Sonuç olarak şu anda 24–25 yaşlarında olanların sahip oldukları işlerin tamamını değiştirecekler. Tamamını değiştirecekleri gibi kendi ellerine alacaklar. Bu gerçekten ciddi bir sorun yaratacak. Dolayısıyla bugünkü genç kuşakların kendi yollarını bulmaları gerekiyor. Çok büyük bir değişim olacağı için, sadece Türkiye değil hiç kimse dünyada bu dönüşüme hazır değil.“

Gelecek Okulu

Peki, bugün 24–25 yaşlarında olan kuşak geleceğin iş dünyasında nasıl ayakta kalabilecek?
Yüksek’e göre bu konuda hazır bir reçete yok.

En çok sorulan sorunun “Akıllı zeka işimizi elimizden alacak mı?” olduğunu söyleyen Yüksek, şöyle diyor: “Geçen yıl yayınlanan bir rapor 2040’a kadar yapay zekanın ciddi ölçeğe ulaşamayacağını söylüyor. Fakat 2040 yılına ne kadar kaldı ki? Yapay zekanın etkisi ne olacak derseniz, tanımladığımız her işi almaya hazır olduğunu söyleyebilirim. Dolayısıyla kendi geleceğimizi kendimizin tasarlamamız gerekiyor. Bu noktada geleceğin mesleklerine yönelik eğitimler çok önemli. Bu konuda Türkiye biraz zayıf, ancak gelişmeler var. Dünya üzerinde 41 üniversite bu konuda eğitim veriliyor. Türkiye’de de iki üniversite bu üniversitelerle işbirliğine girerek programlar başlattılar. Fütüristler Derneği’nin desteğiyle Bahçeşehir Üniversitesi’nde başlattığımız Gelecek Okulu ve Okan Üniversitesi’nde online olarak verilen Fütürizm Okulları ilk ciddi adımlar. Bahçeşehir Üniversitesi’nde 45 öğrenci fiilen, Okan Üniversitesi’nde 910 öğrenci online ders görüyor. Bu derslerde fütürizmin yanı sıra yapay zeka, Endüstri 4.0, felsefe, etik, gelecek endüstriler, iş ortamları öğretiliyor. Üniversiteye gitme imkanı olmayanlar aynı programı Deloitte’un sertifika programlarına katılarak görebilirler.”

16 yaşında, 9 şirketinin 5’i Silikon Vadisi’nde

“Dijital çağın çocukları, bizim düşünme sistemimiz, başarı anlayışımız, eğitim sistemimiz ve alışkanlıklarımızın tamamen dışında bir bakış açısına sahipler. Başarı tanımları tamamen farklı” diyen Eray Yüksek, iki çarpıcı örnek veriyor.

Bunlardan birincisi, bir üniversitenin buluşmasında tanıştığı 12 yaşında bir çocuk.
Çocuk kendisine şu soruyu soruyor: “Otonom araçlardan bahsederken; bir ara geçilmiş gibi gösterilen hibrid araçlar ve sonrası elektrikli araçları düşündüğümüzde ve bugünkü enerji üretimini göz önüne aldığımızda bir ikilem yaşanmıyor mu? Elektrik üretimimizin yüzde 67‘sini doğalgazla karşılıyoruz, bu anlamlı değil. Öte yandan, güneş tarlaları ikinci nesil lityum pillerden dolayı kullanıldıkları toprağı öldürüyor. Gelecekte kuraklıkları da düşünürseniz bu yöntem çevre açısından oldukça zararlı.”

Kendi sorduğu soruya ürettiği çözüm ise şöyle: “Bunların yerine var olan fosil yakıt kaynağı hariç potansiyel enerjileri kinetik enerjiye çevirmek için altyapılar üretemez miyiz?”

İkinci örnek ise; 16 yaşında bir genç. Şu an 9 şirketi var ve bu şirketlerin beşi Silikon Vadisi’nde. 11 ya da 12 adet şirket batırmış. “İleride hangi üniversitenin hangi branşında okumak istiyorsun” sorusunu, “bilmiyorum, henüz çok gencim” diye cevaplıyor.

Eray Yüksek’ik söylediğine göre işin en ilginç tarafı ise, bir şirket kurduğu zaman şirketin başının belaya girmesi ve problemlerin yoğunlaşmasından zevk alması. Tıpkı dijital oyunlarda olduğu gibi. Bu şirketlerden biri çok başarılı olursa, onun kölesi olmaktan korktuğunu söylüyor.

***GÜNÜN SÖZÜ

“Ne zaman bir kadın kendisi için ayağa kalksa, aslında tüm kadınlar için ayağa kalkar.”
Maya Angelou/Şair

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar