Yerel lezzetlerimizi torunlarımız da tatsın!

Faruk ŞÜYÜN
Faruk ŞÜYÜN ODAK kitap@dunya.com

Sirha İstanbul’un üçüncü buluşması İstanbul Kongre Merkezi’nde sürüyor. Horeca (oteller, restoranlar ve hazır yemek şirketleri) sektörünün ihtiyaçlarına cevap vermeyi hedefleyen Sirha’da Türkiye’den ve dünyadan bir kısmı ülkemize ilk defa gelen 300’den fazla katılımcı yer alıyor; 12 binden fazla ziyaretçi hedefleniyor. 28 Kasım’a kadar sürecek olan etkinlikle ilgili ayrıntılı bilgilere “sirha-istanbul.com” adresinden ulaşmak mümkün.

Sektör profesyonelleri, yatırımcıları ve karar vericilerine yönelik bu aktivite kültürel etkinlikler ve yarışmalarla, önde gelen şeflerin ve sektör çalışanlarının katılımlarıyla da destekleniyor. Bunlardan birisi de gastronomi kültürüne hizmet eden “Gastronometro” platformunu hayata geçiren Metro Toptancı Market. Horeca profesyonelleri ile uluslararası gastronomi dünyası arasında köprü oluşturmayı ve onları Türkiye’nin yerel değerleri ile buluşturmayı hedefleyen Gastronometro’nun Sirha Fuarı konukları arasında dünyaca ünlü tat eşleşmesi uzmanı şef Paul Da Costa-Greaves da bulunuyor. Bugün Gastronometro standında özel bir tadım var: Da Costa’nın mikro filizler ve deniz mahsulleri gibi özel ürünleri kullanacağı yenilikçi tat eşleşmeleri ile çikolatacı Callebaut’nun ürünleri sunulacak.

Fırsat buldukça yazıyor, her vesilede anlatmaya çalışıyorum ki bu toprakların en büyük zenginliklerinden olan yerel lezzetlerimiz büyük tehlike altında! Mono kültüre doğru gidiyoruz. Bunun panzehiri ise yerel farklılıkları yaşatabileceğimiz “coğrafi işaretler” sistemini hayatımıza sokabilmek!

Bu amaçla yine Metro Toptancı Market ve Mutfak Dostları Derneği (MDD) işbirliğiyle gerçekleştirilen Anadolu Lezzet Envanteri çalışmaları sürüyor. MDD’nin Slow Food Essedra (Kırsal Alanlarda Çevresel ve Sosyo-Ekonomik Sürdürülebilir Kalkınma) Projesi’nde Türkiye ortağı olması ile kaybolan ürünlerin kataloglanması konusunda önemli adımlar atıldı. Bu kapsamda yanık dondurma, Tunceli sarımsağı, koca tarhana, Yedikule marulu gibi farklı tatlar fuarda ziyaretçilerle buluşuyor. 

Bu sayede de Anadolu Lezzet Envanteri’nde sergilenen ürünlerin bir kısmını tanımayan veya nasıl ulaşabileceklerini bilmeyen şef ve satınalma sorumluları sadece görmek ve tatmak değil, üreticiler ile bir araya gelerek tanışma fırsatı da yakalıyorlar. Sirha İstanbul 2015’de sergilenecek ürünlerin tamamı yeryüzündeki kayıp türlerin kurtarılmasına yönelik Nuh’un Ambarı Kataloğu’na girmiş olan kaybolan ürünlerden seçilmiş. Söz konusu proje sonunda en az 100 gıda ürünün bu kataloğa dahil edilmesi hedefleniyor.

Coğrafi işaretler anlamda şanslı bir ülkeyiz, ama ürünlerimiz tehdit altında. Şeflerle bu özel ürünler arasında köprüler kurmamız şart. Geçtiğimiz haftasonunda keyifli bir mekânda bu şeflerden birisiyle tanıştım: Narod… Mekân ise Kemal Kural’ın sahibi olduğu Ömerli’deki Riva’s Club. Kemal Bey, Anadolu’yu, Anadolu Halk Mutfakları Derneği Başkanı Adnan Şahin ile beraber gezip her yörenin kendine özgü ürünlerinin en iyilerini araştırıp buluyor, sonra da 19 odalı butik otelinin mutfağından servis ediyor. 

Kargı tulum peyniri, Divle obruk peyniri; küp (çökelek) peyniri, Tokat elbiseli bez sucuğu, çeçil peyniri, Kastamonu sucuğu, cevizli çörek (Tokat’ın meşhur Hanife Teyze’sinin), ev yapımı pastırma, Kars gravyeri, mıhlama, manda kaymağı, manda yoğurdu, keçi yoğurdu, isli ahlat pekmezi, marmelât (Merzifon bölgesinden gelen kızılcık ve alıç, Küçükkuyu’dan getirtilen erik), Ezine keçi peyniri, Bitlis Karakovan balı, Sivas’ta kiraladıkları kovanlarda üretilen Sivas Balı bunlardan yalnızca birkaçı. Etler, balıklar ve peynirler de yine kendi mutfaklarında fümeleniyor. Narod, bunların yanında o gece bizlere Ermeni usulü fasulye pilaki, yaprak sarma, midye dolma, lakerda ve topikin yanısıra meyveli rezene de hazırlamıştı. Etler ve tatlılar ise bir başka âlemdi.

Unutmayalım ki yerel lezzetlerimizi yaşatmak, onları özgün tatlarıyla gelecek nesillere taşımak, torunlarımızın da tatmasını sağlamak hepimizin görevi olmalı…

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar