Yurtdışı inşaat, onarım, montaj işleri ve teknik hizmetlerle ilgili kazançlarda istisna uygulaması

Akif AKARCA / Dr.Mehmet ŞAFAK
Akif AKARCA / Dr.Mehmet ŞAFAK VERGİNİN GÜNDEMİ akif.akarca@alfaymm.com

Türkiye’de mukim inşaat şirketleri, yurt içinde yürüttükleri inşaat ve montaj faaliyetleri yanında yurtdışında da aynı faaliyetleri yapabilmektedir. Bu faaliyetleri dolayısıyla Türkiye’den mal ve hizmet ihraç etmekte ve işçi götürmektedirler. Ayrıca yurtdışında üstlendikleri inşaatlar için yurtiçindeki bir kısım makinalarını geçici olarak ilgili ülkeye götürmekte sonra geri getirmektedirler. Belirlediğimiz bu işlemlerde vergileme ve vergiden istisna olma durumu farklılık göstermektedir.

1) Yurtdışında yapılan inşaat, onarım, montaj işleri ve teknik hizmetler ve vergi istisnası

Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 5. maddesinin birinci fıkrasının (h) bendi ile yurt dışında yapılan inşaat, onarım, montaj işleri ile teknik hizmetlerden sağlanarak Türkiye'de genel sonuç hesaplarına aktarılan kazançlar, herhangi bir koşula bağlanmaksızın kurumlar vergisinden istisna edilmiştir.

Anılan fıkranın (h) bendi ile yurt dışında bulunan iş yerleri veya daimi temsilcileri aracılığıyla yapılan ve yurt dışında vergilendirilen inşaat, onarım, montaj işleri ile teknik hizmetlerden sağlanan kazançların (vergi yükü oranına bakılmaksızın), ayrıca yurt içinde de vergilendirilmesinin önüne geçilmesi amacıyla kurumlar vergisinden istisna edilmiştir.
İnşaat ve onarım ve montaj işleri deyimi ile neyin kastedildiği açık olmakla beraber teknik hizmetlerin neleri ifade ettiği her zaman açık olmayabilmektedir. 1. No.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliği’nde ’’ teknik hizmetler esas itibariyle inşaat, onarım ve montaj işleriyle ilgili olarak yürütülen planlama, projelendirme, mimarlık ve mühendislik, etüt, fizibilite, harita tasarım, metraj, keşif, idari ve teknik şartname ile ihale dosyası hazırlama, ihale değerlendirme, mesleki kontrollük, inşaat kontrollüğü, tasarım kontrollüğü, işletmeye alma danışmanlığı, proje ve yatırım yönetimi ve benzeri hizmetler i kapsamaktadır’’ şeklinde açıklanmıştır.
Teknik hizmetlerden elde edilen kazançların da anılan istisnadan yararlanabilmesi için bu işlerin yurt dışında bulunan iş yerleri veya daimi temsilciler aracılığıyla yapılması gerekmektedir; yurtdışında ayrıca bir iş yeri veya daimi temsilci olmadan yapılan teknik hizmetlerin, hizmet ihracatı olarak değerlendirilmesi gerekmektedir. Öte yandan, teknik hizmetlerin yurt dışındaki inşaat, onarım ve montaj işlerine bağlı olarak yapılma şartı bulunmamaktadır.
İnşaat, onarım ve montaj işlerinin yurt dışında gerçekleştirilmesi için bir iş yeri bulunması gerekirken, bu işlere bağlı teknik hizmetlerin yurt dışında herhangi bir iş yeri olmaksızın Türkiye'den gerçekleştirilebilmesi de mümkün olabilmektedir. Yurt dışındaki inşaat işine bağlı olarak Türkiye'de yapılan teknik hizmetlerden sağlanan kazançların bu istisnadan yararlandırılması mümkün bulunmaktadır. Kurumların yurtdışında bir inşaat ve onarım işi varsa buna bağlı teknik hizmetler ister Türkiye'de isterse yurt dışında yapılsın, elde edilen kazançlar istisnadan yararlanabilecektir. Kurumların yurt dışında yaptıkları bir inşaat ve onarım işinin bulunmaması halinde ise ancak yurt dışında bir iş yeri veya daimi temsilci aracılığıyla yaptıkları teknik hizmetlerden elde edilen kazançlar istisnadan yararlanılabilecektir.
Bu istisnanın uygulanması açısından, yurt dışında yapılan inşaat, onarım, montaj işleri ile teknik hizmetlerden sağlanan kazançların Türkiye'ye getirilmesi zorunluluğu bulunmamaktadır. Söz konusu kazançların Türkiye'de genel sonuç hesaplarına intikal ettirilmesi istisnadan yararlanılması için yeterlidir.

Vergi istisnası tanınan bu faaliyetlerin zararla sonuçlanması halinde ise bu zarar Türkiye’de mukim kurumun yurtiçi kazançlarından indirim konusu yapılamaz. Ödenen bir vergi söz konusu ise kurum kazancı üzerinden hesaplanan vergiden mahsup edilemez.

Yurt dışı şube kazancının genel sonuç hesaplarına intikali

Yurt dışındaki şubelerden elde edilen kazançların genel sonuç hesaplarına intikal ettirilmesinde, faaliyette bulunulan yabancı ülkenin mevzuatına göre hesap döneminin kapandığı tarih itibarıyla ilgili ülke mevzuatına göre tespit edilen faaliyet sonucu, Türkiye'de de aynı tarih itibarıyla genel sonuç hesaplarına kaydedilecektir. Bu hususun Türkiye'de genel sonuç hesaplarına intikal ettirilmesinde, kazancın kambiyo mevzuatına göre fiilen Türkiye'ye getirilmesinin herhangi bir etkisi olmayacaktır. Faaliyette bulunulan yabancı ülkede kazanca tasarruf edilebilmesi yeterlidir.
Türkiye’de genel sonuç hesaplarına intikal ettirilen kazanç, hesaplara intikal ettirilmesi gereken tarihte T.C. Merkez Bankası’nın o gün için tespit ve ilan ettiği döviz alış kurlarıyla değerlendirilecektir. T.C. Merkez Bankası’nca tespit ve ilan olunmayan yabancı paralarda ise Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre tespit ve ilan ettiği kurlar dikkate alınacaktır.

Yurt dışı faaliyet sonucunda elde edilen kazançlar elde edildiği dönem itibarıyla, Türkiye'de ilgili olduğu geçici vergi matrahının tespitinde de dikkate alınacaktır. Şube kazancı Yıllık Kurumlar Vergisi Beyannamesi ile de beyan edilecek, yıllık kurum kazancından indirim olarak dikkate alınacaktır.

Örneğin; Türkiye'de 1 Temmuz - 30 Haziran özel hesap dönemini kullanan bir kurumun, yurt dışında yaptığı inşaat işleri dolayısıyla tabi olduğu hesap dönemi ilgili ülke mevzuatına göre takvim yılı ise bu şirketin yurt dışı şubesinin, 2018 takvim yılına ilişkin kazancı, Türkiye'de 31/12/2018 tarihi itibarıyla elde edilmiş sayılacağından, 1/7/2018 - 30/6/2019 özel hesap döneminin ikinci geçici vergi dönemi matrahının tespitinde dikkate alınması gerekecektir.

Yurt dışında yapılan inşaat işleri nedeniyle, işin tamamlanmasından sonra ödenen faiz ve kur farklarının durumu

Yurt dışında yapılan inşaat işlerinde kullanılmak üzere alınmış krediler için, inşaat işlerinin sona
erdirilmesinden sonra ödenmesi gereken faiz ve kur farkları, yabancı ülkede bunları ödeyecek bir işletmenin kalmaması ve bu işe ilişkin olarak elde edilen hasılatın yurt dışındaki inşaata harcanan kredi tutan kadar kısmının Türkiye'ye getirilmesi halinde, söz konusu kredi Türkiye'deki merkezin bir borcu haline gelmekte ve merkez tarafından ödenmesi zorunluluğu ortaya çıkmaktadır. Bu kredilere ilişkin olarak yurt dışındaki inşaat işlerinin sona ermesinden sonra doğan kur farkı ve faizler, merkezdeki lamım için ticari kazancın elde edilmesi ve idamesi için yapılmış bir gider niteliğinde olduğundan, genel esaslar çerçevesinde kurum kazancının tespitinde dikkate alınabilecektir.

Yurt dışında yapılan inşaat işleri nedeniyle, merkez ve şube arasındaki cari hesapların değerlemesi

Yurt dışında yapılan inşaat işleri ile ilgili olarak Türkiye'deki merkez ile yurt dışındaki iş yeri arasında ortaya çıkan ilişkilerde yurt dışındaki iş yerine Türkiye den fatura kesilmek suretiyle yapılan ve o iş yerinde maliyet veya gider olarak kabul edilen mal ve hizmet hareketleri yurtdışındaki iş yeri ile Türkiye deki merkez arasındaki para hareketlerinin ayrı ayrı hesaplarda izlenmesi ve değerlemenin buna göre yapılması gerekmektedir.

Yurt dışındaki iş yerine merkez tarafından fatura düzenlenmek suretiyle ihraç olunan emtia ile yurt dışına yönelik olarak fatura düzenlenmek suretiyle yapılan hizmetlerden doğan dövize bağlı alacak ve borçların aynen mal veya hizmet ihracından doğan alacak ve borçlarda olduğu gibi değerlemeye tabi tutulacak ve değerleme farkları vergi matrahının tespitinde dikkate alınacaktır.
Türkiye'de bulunan merkez ile yurt dışındaki iş yeri arasında gerçekleşen diğer para hareketlerinden doğan alacak ve borçların ise gerçek bir alacak ve borç niteliği taşımadığı açıktır. Bu nedenle, söz konusu para hareketlerine dayalı cari hesap bakiyelerinin değerlemesine gerek bulunmamaktadır.

Türkiye'deki merkez genel giderlerinden yurt dışında yapılan inşaat işlerine pay verilmesi
Türkiye'deki merkez genel giderlerinden, yurt dışında yapılan inşaat işlerine pay verilmesi gerekiyor ise yurt dışında gider kaydedilen bu payların Türkiye de gider kaydedilmesi mümkün olmayacaktır.

Yurt dışında yapılan inşaat, onarım, montaj işleri ile teknik hizmetlerden sağlanan kazanç veya hasılatın Türkiye'ye döviz olarak getirilmesi halinde doğacak kur farklarının durumu
İstisna uygulamasında, yurt dışında yapılan inşaat, onarım, montaj işleri ile teknik hizmetlerden sağlanan kazançların Türkiye'ye getirilmesi şart değildir. Bu kazançlar, Türkiye'ye getirilmese dahi istisna uygulamasına konu edilebilecektir. Öte yandan, bu kazançların Türkiye'ye getirilmesi durumunda oluşacak kur farklarının ne şekilde değerlendirileceği, iki hale göre aşağıda açıklanmıştır.

a) Yurt dışında tamamlanmış işlere ilişkin kazançların Türkiye'ye getirilmesi halinde kur farklarının durumu

İstisna uygulamasına konu olan ve yurt dışında yapılıp tamamlanan işlerden doğan kazancın Türkiye'ye getirilmesi halinde, söz konusu yabancı paraların değerlemesinden kaynaklanan kur farklarının istisna kazançla ilişkilendirilmesi mümkün değildir. Merkezin geliri veya gideri olarak dikkate alınır.

b) Yurt dışında devam etmekte olan işlere ilişkin hasılatın Türkiye'ye getirilmesi halinde kur farklarının durumu

Yurt dışında yapılmakta olan işlerden elde edilen hasılatın Türkiye'ye döviz olarak getirilmesi halinde, anılan işlerin tamamlandığı geçici vergilendirme dönemine kadar söz konusu yabancı paraların değerlemesinden kaynaklanan kur farkları istisna kapsamında değerlendirilebilecektir.
Bununla birlikte söz konusu uygulamada yurt dışında gerçekleştirilen her bir işin bağımsız olarak değerlendirileceği tabiidir.

2) Yurt dışı inşaatla ilgili olarak Türkiye’den mal ve hizmet ve inşaattan bağımsız teknik hizmet ihracında vergileme durumu

Yurt dışında yapılan inşaat onarım ve montaj işleri dolayısıyla yurt dışına gönderilen inşaat malzemeleri ile yurt dışına yapılan hizmetler ihracat niteliğindedir. Ayrıca, proje hazırlanması vb. gibi, yukarıda tanımlanan teknik hizmetler, inşaat ve onarma işinin tamamlayıcı bir unsuru olmakla beraber, bu hizmeti veren bir kurumun yurtdışında devam eden bir işi olmadığı ya da ayrıca bir iş yeri ve ya daimi temsilcisi bulunmadığı ya da verilen teknik hizmetin yurtdışı şube veya temsilcilikle ilgisi bulunmayan ayrı bir hizmet olduğu hallerde yurtdışına gönderilen mallar ile verilen hizmetlerin ihracat olarak dikkate alınması gerekir. Doğan kazanç ise merkezin gelirleri arasına dahil edilir.

Yurtdışına gönderilen mal ve malzemelerle yurtdışına yapılan hizmetler KDV Kanunu’nun 11. maddesi uyarınca katma değer vergisinden istisnadır. Ayrıca ihracat kapsamındaki teslim ve ifalar ilgili olarak yüklenilen ve indirim konusu yapılamayan katma değer vergileri KDVK Genel Uygulama Tebliği'nde belirlenen usul ve esaslar çerçevesinde iade edilebilir.

3) Geçici olarak ihraç edilen makine ve teçhizatın Türkiye'ye ithalinde amortisman uygulaması

Tam mükellef kurumların aktiflerinde yer alan makine ve teçhizatları, yurt dışında yapılan inşaat işleri ile ilgili olarak yurt dışına geçici olarak ihraç etmeleri halinde, geçici olarak ihraç edilen ve işin bitiminde Türkiye'ye getirilen makine ve teçhizat ile ilgili olarak Türkiye de amortisman ayrılmasına son verilecek; işin bitiminde söz konusu makine ve teçhizatın" Türkiye'ye geri gelmesinden itibaren amortisman uygulaması kaldığı yerden devam edecektir.

4) Yurtdışına gönderilen işçiler

Şirketlerin yurtdışında ifade ettikleri inşaat, onarım montaj ve diğer teknik hizmet işleri ile ilgili olarak yurtdışına gönderilen işçilere yurtdışı ülkede tahakkuk ettirilerek ödenen ücretlerden vergi tevkifatı yapılmayacaktır. Ancak ücret ödemesinin Türkiye de yapılması halinde bu ücret ödemesinin vergi tevkifatına tabi tutulması ve tevkifatın ait olduğu dönemlere ilişkin muhtasar beyanname ile beyan edilmesi gerekir.

Öte yandan, söz konusu ücret ödemelerinin ise her iki durumda yurtdışı kazancın tespitinde gider olarak dikkate alınabileceği, yurt içi kazançların tespitinde gider olarak dikkate alınamayacağı açıktır.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Aramalı vergi incelemesi 26 Eylül 2019