Zeytin altından değerlidir…

Ali Ekber YILDIRIM
Ali Ekber YILDIRIM TARIM DÜNYASINDAN aey@dunya.com

Zeytin hasadı başladı. Rekolte için Ulusal Zeytin ve Zeytinyağı Konseyi ile İzmir Ticaret Borsası'nın öncülüğünde yapılan iki çalışmada da bir birine yakın veriler çıktı.

Bu sezon 1 milyon 74 bin  ton  dane zeytin üretimi olacağı tahmin ediliyor. Bu zeytinin yüzde 70'i  yağlığa ayrılacak, yüzde 30'u sofralık olarak tüketime sunulacak. Zeytinyağı üretiminin 160 bin ton olması bekleniyor.

Son 6 yıldır zeytin hasadını Ayvalık'ta  dostlarla birlikte kutluyoruz. İstanbul, Ankara ve İzmir'den gazeteci dostlarla, Ayvalık ve Körfez Bölgesi'nin zeytin üreticisi, sanayicisi, ihracatçısı buluşuyor. Zeytin hasadının sevinci, mutluluğu paylaşılıyor. Özenle seçilen ana tema çerçevesinde zeytinciliğin sorunları tartışılıyor.

Gelenekselleşen ve her geçen yıl etkinliği artarak büyüyen organizasyonda pek çok kişinin emeği var. Özveri ile çalışan Ayvalık Ticaret Odası Başkanı Rahmi Gencer, Yönetim Kurulu Üyesi Zeynep Kürşat Alumur, Ayvalık Belediye Başkanı Hasan Bülent Türközen, Kaymakam Nihat Nalbant, Salih  ve Sezai Madra kardeşler, Cem-Ümit Boyner çifti, Anadolu Grubu Başkanı Tuncay Özilhan, Ana Gıda'nın Genel Müdürü Ümit Ersoy ve ekibinin çabaları ile her yıl Ayvalık'ın şirin bir köyünde yapılan hasat günleri aynı zamanda zeytincileri de Ayvalık'ta buluşturuyor.

Bu yılki buluşmada Komili'nin desteği ile Usta Gazeteci Celal Başlangıç ve Fotograf Sanatçısı Tolga Sezgin'in  "Trilye'den Yusufeli'ne,Adatepe'den Derik'e Hayat Ağacıyla Yaşayanlar" kitabı da katılımcılara sunuldu. 

"Zeytin altından değerlidir" ana temasıyla bu yıl madencilik yasasında yapılmak istenen değişiklik, Kazdağları'nda süren altın arama faaliyetleri ve sonuçları tartışıldı. Ulusal Zeytin ve Zeytinyağı Konseyi Başkanı Dr. Mustafa Tan dostumuzla birlikte düzenlenen panelde görüşlerimizi paylaştık.

Tamamını www.tarimdunyasi.net  adresinden okuyabileceğiniz konuşmamızın kısa özeti şöyle:

Türkiye'de 400 maden ocağı, altın üretimi yapan 3 işletme var. Bergama Ovacık, Gümüşhane Mastra ve Uşak Kışladağ. Balıkesir Havran Küçükdere'den alınan cevher ise Bergama Ovacık'a taşınıyor ve orada işleniyor.

Altın arama çalışması yapan 30 firma, yıllık ortalama 50 milyon dolar harcıyor.

Türkiye'de dore külçe altın üretimi 9 yıldan beri yapılıyor yıllık üretim 15 ton civarında.

Yaklaşık değeri 500- 550 milyon dolar.

Maden Tetkik Arama Genel Müdürlüğü verilerine göre, Türkiye'nin görünür muhtemel altın rezervi 328 ton, potansiyel rezervi 560 ton.

Yastık altında çok daha fazlası var, 5 bin ton.

Türkiye'nin yılık 400 ton altın mücevherat işleme kapasitesi var. Fakat yılda ortalama 250-300 ton altın mücevherat üretiliyor. Türkiye altın mücevherat üretiminde İtalya ve Hindistan 'dan sonra 3. sırada.

Altın mücevherat üretiminde yaklaşık 250 bin kişi istihdam ediliyor. Sektörde 6 bin üretici, 35 bin kuyumcu var.

Türkiye en çok altın ithal eden ülkelerden biri. Yılda ortalama 150 ton altın ithal ediliyor. Bunun için ödenen döviz ortalama 5 milyar dolar.

Ayrıca 400 milyon dolarlık işlenmiş altın mücevherat ithalatı yapılıyor.

Türkiye'nin yıllık altın ihracatı 1.5 milyar dolar.

Türkiye'nin üretimi, dünya altın üretimi sıralamasında yer alacak düzeyde değil. Fakat, altın talebinde 5. sırada yer alıyor.

Zeytine gelince; Türkiye genelinde 41 ilde zeytincilikle uğraşan 500 bin aile var. Doğrudan ve dolaylı yaklaşık 10 milyon insanı ilgilendiriyor.

Yaklaşık 159 milyon zeytin ağacı var.

Yıllık ortalama 1 milyon ton dane zeytin üretimi yapılıyor. Yüzde 30'u sofralık, yüzde 70'i yağlık olarak değerlendiriliyor.

Son iki yıla bakıldığında ortalama 150 bin ton zeytinyağı üretiliyor.

Yaklaşık 100 bin tonu içerde tüketiliyor. Kalanı ihraç ediliyor.

Zeytin ve zeytinyağı ithalatı yapılmıyor.

Zeytin ve zeytinyağının değeri yaklaşık 1 milyar dolar olarak hesaplanıyor.

Körfez Bölgesi'nin ekonomisi yüzde 70 oranında zeytinciliğe dayanıyor.

Zeytin dünyada yıldızı parlayan bir ürün.

İşlevi ve kullanım alanı çok farklı olan zeytin ve altın neden karşı karşıya geliyor.

Zeytinin ve altının buluşma noktası toprak. Biri toprağın altında diğeri üstünde.

Ortak bir özelliği de var; ikisi de işlenmeden kullanılamıyor.

Farklı özellikleri ise, altının bir güç kaynağı olması. Altını herkes alamaz, herkes edinemez. Zeytin, Anadolu deyimiyle en fakir ailenin bile sofrasının vazgeçilmez katığıdır.

Altın rezervi olan ve tükenen bir kaynak, zeytin ise, binlerce yıl yaşayan ve ürün veren bir kaynak.

Altının cazibesi çok yüksek. Zeytinyağı firmaları bile "altın sıvı", "altın sızma", "yeşil altın", tanımlamasını çok sık kullanıyor.

Genel anlamda madencilik ve altın üretim faaliyeti, zeytine, doğal yaşama, çevreye, biyoçeşitliliğe ciddi zarar veriyor. Dünyanın en önemli oksijen deposu olan, endemik bitki çeşitleri, zeytinlikleri ve ormanlık alanları ile dünyanın eşsiz doğa parçası Kazdağları' nda altın aranması, altın madenciliğine izin verilmesi bütün bu eşsiz değerlerin kaybolmasına neden olacak. Bu durumda altın ile zeytin arasında bir tercih yapmak gerekiyor.

Bu tercihi de değerli olandan, insanlık için yararlı olandan, binlerce yıl yaşayan ve bundan sonra da yaşayacak olan zeytinden yana yapmak en doğrusu.

Yukarıda anlattığımız tablodan da görüleceği gibi hem ekonomik olarak hem de yaşamın sürdürülebilirliği için yerin üstündeki yerin altındakinden daha değerli. Yani zeytin altından daha değerli. O halde zeytin, yani geleceğimiz çok uluslu altın şirketlerine feda edilmemeli.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar