Çetinkaya: KGF'de herhangi bir risk görmüyoruz

Merkez Bankası Başkanı Çetinkaya, "Kredi büyümesinin bir yandan finansal derinleşmeyi desteklerken, bir yandan finansal istikrarla da uyumlu olması beklentimizi gerçekleştireceğini düşünüyoruz. O anlamda burada herhangi bir risk unsuru görmüyoruz" diye konuştu.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Merkez Bankası Başkanı Murat Çetinkaya, enflasyon raporunu açıkladığı toplantıda, Kredi Garanti Fonu'na (KGF) ilişkin değerlendirmelerde bulundu. KGF desteğiyle kullandırılan kredilerin tamamının yeni kredi olduğunun varsayılması halinde, kredi hacminde yüzde 5 civarında artış olacağını söyledi.

Türkiye'de finansal aktarım mekanizmasının çok iyi çalıştığını vurgulayan Murat Çetinkaya, para politikası kararlarının da piyasa faizleri üzerinde etkili olduğunu kaydetti.

Başta KGF kanalı olmak üzere diğer teşviklerle oluşan etkinin burada bir miktar yavaşlama oluşturabileceğini dile getiren Çetinkaya, "Ancak KGF belli bir dönem için, yoğun bir kredi kullanımı, bir paket kullanım şeklinde gerçekleşiyor. Bunun zaman içerisinde normalize olmasını bekleriz. KGF'nin yoğun kullanımının bir miktar dolaylı olarak mevduat faizleri üzerinde de yukarı yönlü etkisini gördük. Para politikasının aktarım mekanizmasını o anlamda orta vadede önemli ölçüde etkilemeyecek unsurlardır. Bir süre sonra para politikası aktarım mekanizması bu etkilerle de birleşerek normalize olacaktır" ifadelerini kullandı.

Parasal sıkılaştırmanın devam ettiğini vurgulayan Çetinkaya, KGF'den gelen etkinin bunu bir miktar yavaşlatsa da gelecek dönemde sıkılaştırmanın etkisinin net olarak görüleceğine değindi.

Maliyet, teminat, vade iyileşti

KGF aracılığıyla sağlanan desteğin, KOBİ'lerin krediye erişimini ve finansman koşullarını kolaylaştırdığını kaydeden Murat Çetinkaya, bunun da büyüme cephesinde aşağı yönlü riskleri ve kırılganlıkları sınırlayacak bir unsur olduğunu dile getirdi.

Büyümedeki ivmelenmeye bu yıl için ihracat kanalından daha fazla katkı beklediklerini vurgulayan Çetinkaya, "Yatırımların bir miktar artış yönde hareket etmesini bekliyoruz. Yapısal reformların katkısı her zaman için önemli, onu kesinlikle dışlayamayız. Bu anlamda tedbir ve teşvikler, dönemsel, ekonomideki aşağı yönlü riskleri sınırlama amaçlı tedbirlerdir ve geçicidir. Burada kalıcı bir büyümeyi sağlayacak unsurlar önemli ölçüde yapısal faktörlerle bağlantılıdır ve bunların hızlı bir biçimde uygulanmaya devam edeceğini umuyoruz" diye konuştu.

Murat Çetinkaya, döviz ve TL kredileri ve KGF etkisi konusunda şu değerlendirmelerde bulundu: "TL firma kredisi yüzde 25'ler seviyesinde. Döviz kurundaki dalgalanmalarla birlikte yabancı para cinsinden firma kredilerinde duraksama görmüştük. Son dönemde alınan tedbirler, maliyet, teminat ve vade konularında bir iyileşme sağlamış oldu. Kredi büyümesine KGF'nin sağlayacağı katkı, hepsinin yeni kredi olduğunu varsayarsak, 5 puan ve üzerinde gerçekleşebilir. Önümüzdeki dönemde bu talep bir miktar yavaşlayacaktır. Çünkü başlangıçta yoğun bir kredi kullanımı gözlemledik. Para politikasının gecikmeli etkileri bu arada tüketici kredileri üzerinde hissedilecektir"

Finansal derinleşmeye destek

Çetinkaya, temel olarak kredi büyümesinde finansal istikrar açısından geçtiğimiz yıllarda yaptıkları iletişimin de dikkate alındığında KGF kaynaklı herhangi bir risk görmediklerini bildirdi ve "Şu anlamda; toplam kredi büyümesi bir miktar artış gösterebilir. Ancak kompozisyon ağırlıklı olarak ticari kredi kanalında gerçekleştiği için, KOBİ segmentini de desteklediğini düşündüğümüzde, kredi büyümesine dair geçtiğimiz yıllarda yaptığımız iletişimin iki unsuru olan kredi büyümesinin bir yandan finansal derinleşmeyi desteklerken, bir yandan finansal istikrarla da uyumlu olması beklentimizi gerçekleştireceğini düşünüyoruz. O anlamda burada herhangi bir risk unsuru görmüyoruz" diye konuştu.

"Koordinasyon sorunu yok"

Murat Çetinkaya, kredi artış hızıyla ilgili herhangi bir hedefl eri olup olmadığına ilişkin soruya, "Kredi artışı ile ilgili olarak geçtiğimiz yıllarda yaptığımız iletişim aslında bir hedef değil, temel olarak finansal istikrar ve finansal derinleşmeyi dikkate alan bir kredi büyümesi bakışımızı kamuoyu ile paylaşmamızdı" cevabını verdi.

Çetinkaya, bankacılık sektörünün kredi kompozisyonunda çok hızlı bir biçimde tüketici kredileri lehine bir artış gözlendiğini, bunun da cari açıkla bağlantısını ithal mallarla tüketim talebi kanalı başta olmak üzere analiz ettiklerini belirtti.

Merkez Bankası'nın bu analizleri düzenli bir şekilde yaptığını dile getiren Murat Çetinkaya, "KGF ve diğer kanallardan gelen büyüme etkisinin hali hazırda gördüğümüz resimde bu anlamda finansal istikrar açısından ve bizim beklentilerimizle uyumlu olduğunu ve bir risk teşkil etmediğini düşünüyoruz" dedi.

Önümüzdeki bir iki aylık zaman diliminde kredi kullanımındaki artış hızının yavaşlayacağının altını çizen Çetinkaya, "Burada bakacağımız temel unsur; kredi kullanımlarının amaçları ve bu kredilerin genel dağılımı olacak. Oradan hem büyümeye gelebilecek katkıyı, hem de finansal istikrarla ilgili değerlendirmelerimize olası etkilerini daha net görmüş oluruz ve kamuoyu ile paylaşırız. Bu yönüyle önümüzdeki dönemde daha net bir tablo vermemiz mümkün olabilir. Para politikası sıkılaşırken, kredinin kalanı ne olursa olsun, ister KGF ister bankaların genel risk iştahı, bu kredilerin hızlanması herhangi bir koordinasyon sorununa işaret etmiyor" diye konuştu.

Devlet destekli büyük yatırımlardan katkı

Merkez Bankası'nın enfl asyonla mücadele ederken, maliyet kanalına odaklandığını vurgulayan Murat Çetinkaya, "Makro ihtiyati tedbirler ve KGF gibi destekleyici tedbirler de kredi kanalının sağlıklı işlemesine katkı sağlıyor. Buradan da iktisadi faaliyete dair aşağı yönlü risklerin önemli ölçüde azaldığını gördük. Bu noktadan sonra biz artık önümüze bakıyoruz. Yani TCMB'nin odağı zaten enfl asyonla mücadele. Bu kanallardan gelecek herhangi bir unsur olursa değerlendirir, para politikasına etkileri söz konusu olursa gereken tepkiyi vermiş oluruz" dedi.