Üretimin kalbi OSB'ler KGF'nin daha güçlü şekilde yoluna devam etmesini istiyor

Türkiye'de üretimin kalbi olarak nitelendirilen Organize Sanayi Bölgeleri, Üretim Reformu Paketi ile güçlendirilirken, 2016 yılı Mart ayında yeniden yapılandırılan KGF'nin sağladığı finansman imkanları da OSB'lerin elini rahatlattı.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Halen 1 milyon 736 bin kişiye istihdam sağlayan 50 binin üzerinde fabrikanın faaliyet gösterdiği OSB'lerin temsilcileri, siyasi olarak zor bir dönemi geride bırakan Türkiye'nin, ekonomik yönden sıkıntı yaşamamasında KGF desteklerinin çok önemli bir rol oynadığı görüşünde birleştiler. Bundan sonraki aşamada özellikle işletmelerde ölçek büyüklüğünün sağlanması gerektiğine işaret eden OSB başkanları, bu süreçte KGF'nin daha güçlü bir şekilde desteğe devam etmesi gerektiğini vurguladılar.

OSBÜK Başkanı Memiş Kütükçü
Türkiye, KGF kefaletinin de desteğiyle pozitif ayrıştı, bu ayrışma devam etmeli

Türkiye'de 315 organize sanayi bölgesi, bu 315 organize sanayi bölgesinde de 50 binin üzerinde fabrika var. 1 milyon 736 bin kişiye istihdam sağlayan OSB camiasının üst kuruluşu OSBÜK, Kredi Garanti Fonu kefaletli kredilerinde piyasalara verdiği destekle Türkiye'nin büyümede pozitif ayrıştığını, bu ayrışmanın devam etmesi için KGF desteğinin artarak devam etmesi gerektiğini savunuyor.

"Türkiye artık rahatladı. KGF desteği azaltılmalı" gibi bir yaklaşıma girmenin doğru olmadığını ifade eden Organize Sanayi Bölgeleri Üst Kuruluşu (OSBÜK) ve Konya Sanayi Odası Başkanı Memiş Kütükcü, "Türkiye çok zor dönemler yaşadı. Henüz küresel krizin dünyadaki etkileri devam ederken, bir de FETÖ ihaneti, terör, finansal saldırılar, AB ile ilişkilerdeki dalgalanmalar gibi piyasaları geren pek çok olumsuzluk yaşadık. Eğer Türkiye bugün tüm bunları en az hasarla atlatabilmişse, bunu iki şeye borçluyuz. Özel sektörümüzün dinamikliği ve devletimizin KGF gibi enstrümanları güçlü bir şekilde devreye sokarak işletmelerimizin finansa erişimini kolaylaştırması. Tüm dünyadan pozitif ayrıştığımız bu dönemde, sanayi üretimimizi, ihracatımızı ve tabii ki büyümemizi devam ettirebilmek için KGF kefaletini güçlendirerek yola devam etmek zorundayız. Burada yeni fon oluşturmanın yanı sıra, işletmelerimizin vadesi gelen kredi borçlarından sağlanan geri dönüşlerin de yeniden işletmelerimize kullandırılması gerektiğini düşünüyoruz" dedi.

İşletmelerimizin ölçek büyütmeye ihtiyacı var

İşletmelerin hem yatırım aşamasında hem de işletme aşamasında sürdürülebilir bir şekilde desteklenmesinin sağlıklı büyüme için son derece önemli bir mesele olduğunun altını çizen Kütükcü, Türkiye'nin en sağlıklı sanayi modeli olan organize sanayi bölgeleri uygulaması ile dünyaya örnek bir hale geldiğini ancak bu yapıda bile halen işletmelerin ağırlıklı olarak orta ölçekli olduğunu vurgulayarak şunları söyledi: "Ülkemizin büyümeye ihtiyacı var. Bunu başarabilmenin ön şartı işletmelerimizin ölçek büyütmesi ve ihracat odaklı çalışması. Bugün ülkemizin en başarılı, en planlı ve en sağlıklı sanayi modeli olan organize sanayi bölgelerimizde dahi işletmelerimiz ağırlıklı olarak orta ölçekli işletmeler. Biz bu işletmelerin finansa erişimlerini kolaylaştırır, ihracata odaklayabilirsek o zaman gerçek kalkınmayı yakalayabiliriz. İşte bunun için devletimizin KGF modelinde olduğu gibi tüm enstrümanlarıyla yanımızda olması çok önemli."

KGF'nin kefaletiyle kullandırılan 200 milyar liranın üzerindeki kredinin yüzde 75'ini KOBİ'lerin kullanmasının da ölçek büyütme anlamında umut verdiğini belirten Kütükcü, imalat sanayine yönelik kefaletlerin mevcut yüzde 30'ların daha üzerine çıkması gerektiğini kaydetti. Kütükcü, "Türkiye kalıcı büyümeyi imalat sanayinin lokomotifl iğinde yakalayabilir" dedi.

Üretime kazandırılmayan bir karış dahi OSB arsası istemiyoruz

Değerlendirmesinde OSB'lerdeki doluluk oranlarına da dikkat çeken Kütükcü, OSBÜK olarak Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ile birlikte şu anda yüzde 70 olan doluluk oranlarının artması için çalıştıklarını belirterek, "Sayın Cumhurbaşkanımızın onayıyla hayata geçen Üretim Reform Paketi, OSB'lerin avantajlarını artırdı ancak doluluk oranlarının artması için bu sürecin finansmanla da desteklenmesi gerekiyor. Biz ülkemizde üretime kazandırılmayan bir karış dahi OSB arsası istemiyoruz. Hazine destekli kredilerin artırılması iş dünyamıza ve ülkemize bu anlamda da önemli katkılar sağlar" ifadelerini kullandı.

OSBDER ve Gebze OSB Başkanı Vahit Yıldırım
KGF ihracata taahhüt karşılığı yüzde 100 kefalet vermeli

Organize Sanayi Bölgeleri Derneği (OSBDER) ve Gebze OSB Başkanı Vahit Yıldırım, yapısı güçlendirilen KGF'nin sıkışan reel sektöre ilaç gibi geldiğini söyledi. Yıldırım, belirli aşamaya gelmiş ihracatçı şirketlere KGF'nin taahhüt karşılığı yüzde 100 teminat vermesi, bankalarla faiz pazarlığını da yine KGF'nin yapması gerektiğini söyledi.

KGF teminatlı kredilerin, düşük teminat limitleri sebebiyle geçmiş dönemlerde çok kalıcı fayda sağlayamadığını dile getiren Vahit Yıldırım, buna karşılık yapısı güçlendirildikten sonra sıkışan reel sektöre ilaç gibi geldiğini aktardı.

Hazine garantisinin geri gelmeyecek kredilerin yüzde 7'siyle sınırlandırılmasının bankaların firmalara bakış açısını etkilediğine değinen Yıldırım, "Diğer taraftan bu kredilerin ciddi bir kısmı daha önce firma banka ilişkisinde firmaların bozuk yada eksik kalan teminat yapısının teminatına konu edilerek kullandırıldı belki bankaların teminat yapısını güçlendirirken firmaların tekrar kredi yapılandırmasında da önemli bir avantaj sağladı" diye konuştu. Bundan sonra süreçte KGF teminatlarının tamamen reel sektörün yatırım ürünlerine teminat olacak şekilde kullandırılmasının doğru olacağının altını çizen Vahit Yıldırım, "Özellikle orta ve büyük ölçekli KOBİ'ler makine, teçhizat ve otomasyon yatırımlarında ciddi anlamda teminat sıkıntısı çekmektedirler, bu teminat konusu firmaların gayrimenkul ipotekleri, şahsi kefaletleri, kabul edilecek denilen ama bugüne kadardevlet bankaları dahil hiçbir banka tarafından kabul edilmeyen mevcut makine temlikleri ile çözülememektedir" ifadelerini kullandı.

Şu anda orta ve büyük ölçekli KOBİ'lerin dünya ile rekabet edebilmesi, katma değeri yüksek ürün üretebilmesi ihracatta rekabetçi olabilmesi için acilen teknolojilerini yükseltecek makine ve ekipmana ihtiyaçları bulunduğunu söyleyen Vahit Yıldırım, "Şirketler kendilerinde olan sermayeyi mevcut fabrika arsasına, binasına ve makine ve ekipmanına harcamış durumdadır ve mevcut durum devam edebilir ve sürdürülebilir değildir" dedi.

KGF'nin belli bir geçmişi olan, işini geliştirmede belli bir aşama kaydetmiş olan, dünyada güncel ve ihtiyaç duyulan işletmelere belli bir ihracat taahhüdü alarak yüzde 100 kefalet vermesi gerektiğini dile getiren Yıldırım, "Hatta bu verdiği kefaletin karşılığında banka ile faiz pazarlığını da kendisi yapmalıdır" şeklinde konuştu.

Halen konut kredilerinde yüzde 0.9 oran veren bankaların, KGF kefaleti ile yatırım malı alımında da bu oranlara yakın kredi kullandırabilmesi gerektiğini vurgulayan Yıldırım, şunları söyledi: "Türk sanayisi ve Türk sanayicisinin çok acil sanayi seferberliği ve sanayi reformuna ihtiyacı vardır bu ihtiyacın 1. maddesi, ekonomik destek 2. maddesi, nitelikli iş gücü bu her iki madde de devlet desteksiz ve devlet iradesi olmadan olmaz, kalan tüm konuları aşabilecek tecrübe ve girişim ruhu Türk reel sektöründe bulunmaktadır." Yeni dönemde üretim ve ihracata yönelik desteklerin başlatılacağı yerlerin OSB'ler olması gerektiğini bildiren Vahit Yıldırım, "OSB'ler üs olarak seçilmeli, çünkü gerek altyapı gerekse vizyon buna çok müsait. Şöyle ki OSB içinde üretimi seçmiş işletmeler; kaliteyi, planlı sanayileşmeyi, kayıt dışı üretim yapmamayı, katma değeri yüksek üretim alt yapısının farkında olan, üretimde nitelikli insan çalıştırmanın gerekliliğini, tasarrufu, yani üretim için ne olması gerektiğini gayet iyi bilen işletmelerden oluşmaktadır" diye konuştu.

Tek durak ofis mantığı ile çalışıldığı ve sanayicinin kendi kendini yönettiği için, OSB'lerde işlerin çok hızlı yürüdüğünü belirten Vahit Yıldırım, faaliyet gösteren her kuruluşla aynı dilin konuşulabilmesinin önemine işaret etti.

Halen Türkiye'deki 314 OSB'de faaliyet gösteren 53 bin firmada 1 milyon 900 bin kişilik istihdam bulunduğuna vurgu yapan Yıldırım, "Ayrıca ülkemizde doluluğunu tamamlamış büyük OSB'ler var burada kurumsal ve her biri kendi konusunda ihtisaslaşmış işletmeler var bu OSB'lere katma değeri yüksek üretim anlamında görevler verilebilir" dedi.

Başkanı bulunduğu Gebze OSB'nin karma bir OSB olduğunu ve her üründe ihtisaslaşmış firmalar yer aldığını kaydeden Vahit Yıldırım, Türkiye'nin ihtiyacı olan ve kimi zaman parasını ödese dahi ithal edilemeyen ürünlerin üretilmesi konusunda Gebze OSB'ye görev verilebileceğini söyledi.

Bu noktada bilgi, beceri, yer ve finansmana sahip olduklarını anlatan Yıldırım, "Bunun şirket ve ortaklık yapısı kurgulanabilir ticarileşmesi yapılandırılabilir ama öz şu ki her ürünü üretebiliriz. GOSB bu anlamda rol model seçilebilir. Bazı ihtisas OSB'lerimiz var onlar da kendi konularında bir ortak üretim yapabilir" ifadelerini kullandı.

Bursa OSB Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Durmaz
KGF ile sanayi üretimi ve ihracat arttı

Kredi Garanti Fonu'nun (KGF), reel sektör ve bankacılık sektörünü aynı paydada buluşturduğunu ve sadece KOBİ'lerin değil tüm işletmelerin finansmana erişiminde önemli bir destek mekanizması olduğunu vurgulayan Bursa OSB Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Durmaz, "Üretime odaklanan reel sektörün teminatı olan KGF, teminat yetersizliği nedeniyle kredi alamayan KOBİ'lere ve KOBİ dışı işletmelere kefil olurken, KOBİ'lerin ve KOBİ dışı işletmelerin finansmana erişimini kolaylaştırmaktadır" dedi. KGF ile sanayi üretimi ve ihracatın arttığını ve ihracatçının daha rekabetçi olduğunu vurgulayan Durmaz, "KGF kefaleti kullanan firmaların çalışan sayısı Şubat 2017 - Haziran 2017 döneminde yüzde 7 oranında yükselmiş ve bu firmalar Haziran ayında 3 milyonu aşkın kişiye istihdam sağlamıştır" ifadelerini kullandı.

KGF'nin, kredi tahsisi yapmamakla birlikte, işletmeler lehine kefil olmak suretiyle işletmelerin kredi ve destek kullanımını sağlamakta olduğunu kaydeden Durmaz, "Bireysel krediler, tüketici kredileri ve çek karnesi kredisi ile şirket kredi kartları hariç, işletmelerin ihtiyaç duyduğu işletme ve yatırım finansmanı için her türlü nakdi ve gayri nakdi kredilere yönelik kefalet vererek, bankalar nezdinde kredi değerliliği olan ancak teminat yetersizliği nedeniyle çeşitli kredi ve destek imkanlarından yararlanamayan KOBİ tanımına haiz işletmeler ve KOBİ tanımı dışında kalan işletmeler de KGF kefaletlerinden yararlanabilmektedir" diye konuştu.

"Kefalet tutarının 250 milyar TL'ye çıkarılması önemli"

Aralarında Bursa'nın da yer aldığı 35 ilde toplam 40 şubesi bulunan KGF tarafından verilebilecek kefalet tutarının 250 milyar TL'ye çıkarılmış olmasının önemli bir karar olduğunu dile getiren Durmaz, "KGF'nin KOSGEB geri ödemeli destekleri, TÜBİTAK transfer ödemeleri, Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı destekleri ile kadın ve genç girişimci destekleri, iş dünyasının neredeyse her kesimine fayda sağlamaktadır" ifadelerini kullandı. Türk Eximbank tarafından uygun bulunan kredi başvurusu için, kredinin anapara, faiz ve taahhüt riskleri toplamının yüzde 100'ü oranında KGF kefaleti sağlanmasının da ihracatçıya önemli avantajlar getirdiğini vurgulayan Durmaz, "20 Mart 2017 tarihinde Hazine Müsteşarlığı ile imzalanan protokolle işletmelerin finansmana erişimde en büyük destekçisi haline gelen KGF, ihracatçıların bankalardan kullandığı kredilerin yüzde 100'üne kefalet verirken ihracatçı KOBİ'ler 12 milyon TL, KOBİ dışı olan ihracatçılar da 200 milyon TL'ye kadar KGF kefaletinden faydalanabilmektedir" dedi.

Durmaz, OSB'ler bünyesinde faaliyet gösteren KOBİ'lerin iş yeri inşasının finansmanı için kullanacakları yatırım kredilerinin KGF tarafından kefaletlendirilmesinin de önemli bir destek olduğunu ifade etti. KGF'de 300 bini aşkın müşteri için kullandırılan kredi miktarının 210 milyar liranın üzerine çıktığına değinen Durmaz, "Bu da ekonomiye katkının ciddi bir göstergesidir" diye konuştu.

"Ülkemizin büyümesine katkı sağlandı"

Son dönemde yapılan düzenlemeler ile taleplerin aynı gün değerlendirilmesi işlemlerinin de hızlandırıldığını kaydeden Durmaz, Portföy Garanti Sistemi'nin Hazine kaynaklı kefaletlerde de uygulamaya başlanması ile eskiden iki aya kadar uzayan taleplerin sonuçlanma süresini neredeyse bir güne kadar kısaldığını belirtti. Bu çalışmaların sanayide çarkların dönüşünü hızlandırarak tüm sektörlerde canlılığı arttırdığını dile getiren Durmaz, "Yabancı yatırımcının hatta uluslararası ekonomi otoritelerinin Türkiye ekonomisinin büyümesine olan güveninin tazelenmesi ile birlikte ülkemizin büyümesine katkı sağlamıştır" ifadelerini kullandı. Durmaz, KGF desteklerinin özellikle bu dönemde şirketler için önemli fayda sağladığını belirterek, desteklerin daha da yaygınlaştırılması ve sürdürülebilir olması gerektiğini söyledi.

Denizli OSB Yönetim Kurulu Başkanı Abdulkadir Uslu
Krediye ulaşımda prosedürler düzenlenmeli

Kredi Garanti Fonu'nun (KGF) KOBİ'lerin ve KOBİ dışı işletmelerin finansmana erişimine ciddi destek sağladığını belirten Denizli OSB Yönetim Kurulu Başkanı Abdulkadir Uslu, Denizli'de ise bu yılın ilk 3 aylık döneminde 1.528 firmaya kefil olarak 723.136.000 TL kredi kullandırıldığını söyledi. Kullandırılan bu kredilerin birçok işletmenin soluk almasını sağladığını kaydeden Uslu, "15 Temmuz hain darbe girişiminden sonra hükümetimiz istihdamı arttırmak ve sanayicimizin elini güçlendirmek amacıyla çeşitli atılımlar yapmıştır. Bu atılımların en önemlisi de Kredi Garanti Fonu'nun kurulmasıdır. Teminat yetersizliği sebebiyle kredi alamayan KOBİ'lere ve KOBİ dışı işletmelere kefil oldu. Bilindiği üzere Ağustos 2017 tarihi itibariyle Türkiye genelinde 322.138 işletme yaklaşık 190 milyar TL kefalet, 212 milyar TL'lik de kredi hacmine ulaşmıştır" dedi. Tüm bu olumlu gelişmelerin yanında; sanayicilerle görüşmelerinde bazı şikayetler aldıklarını vurgulayan Uslu, "Çok ciddi anlamda krediye ihtiyacı olan bazı sanayiciler prosedürlerden dolayı bu krediden faydalanamadılar. Bunun için hükümetimizin yeni bir çalışma yaparak bazı prosedürlerden dolayı bu krediden faydalanmayan sanayicilerimizin faydalanması sağlanmalıdır. Bankalarda üzerine düşen görevi yerine getirmeleri gerekmektedir. Çünkü verilen bu krediler noktasında işletmeler daha iyi çalışacak ve ülkede istihdam oluşacaktır" diye konuştu.

"KGF, firmaları üretimler ve ihracatın artırılması yönünde rahatlattı"

Küçük işletmelerin, kredi veren finans kurumlarından kolayca kredi temin edemediğini kaydeden Uslu, büyük firmaların elinde hem geniş kredi imkanı ve seçenekleri hem de bu kredileri uygun şartlarda elde edecek pazarlık güçleri bulunduğunu dile getirdi. Bu gücü yaratan temel nedenlerden birinin büyük firmaların kredi karşılığı verebildiği teminat garantisi avantajı olduğunu aktaran Uslu, "KOBİ'ler ise teminat sunabilme konusunda kısıtlı olanaklara sahiptir" dedi. Bu soruna çözüm bulmak ve KOBİ'lerin teminat olanaklarını genişletmek amacıyla kurulan KGF'nin, teminat yetersizliği nedeniyle kredi alamayan KOBİ'lere ve KOBİ dışı işletmelere kefil olmasının önemine vurgu yapan Uslu, "KOBİ'lerin ve KOBİ dışı işletmelerin finansmana erişimine destek olması, Eximbank'tan hem doğrudan hem de banka aracılığıyla kredi alma imkanının getirilmesi ile biz işletme sahiplerini ileri teknoloji ve yenilikçi yatırımların gerçekleştirilmesi üretimlerimizin ve ihracatın artırılması yönünde rahatlatmıştır" ifadelerini kullandı. KGF'nin, KOBİ'lere verdiği kefalet ve üstlendiği risk ile bu işletmelerin daha çok banka kredisi kullanabilmelerini sağlamakta olduğunu ifade eden Uslu, "Uzun vadeli ve uygun maliyetli kredilerden küçük işletmelerin de yararlanmasını mümkün hale getirmektedir. Bu sayede girişimcilik teşvik edilerek, KOBİ'ler lehine ek bir kredilendirme yaratılarak ekonomik büyüme ve kalkınmaya katkı sağlamıştır" dedi.