5 maddede “Güzel ve Çirkin” şöleni
1- DİSNEY FAKTÖRÜ: Jeanne- Marie Leprince de Beaumont imzalı ünlü masal, bugüne kadar pek çok kez beyazperdeye ve sinemaya uyarlandı. Zorlu Center PSM’nin sezonun ilk müzikali olarak ağırladığı “Güzel ve Çirkin” de, sevilen hikâyenin Disney yorumu. Dolayısıyla, 1991’de Oscar’a aday gösterilen animasyon filminin canlı versiyonunu izliyormuş gibi hissedebilirsiniz kendinizi.
2- ESKİMEYEN HİKÂYE: “Güzel ve Çirkin” neredeyse 300 yıllık bir masal. Ama hiç eskimiyor. Neden derseniz, “Shakespeare neden eksimiyorsa ondan,” diye yanıtlarım sizi. Yani evrensel teması dolayısıyla. Kendini taşranın kalıpları içinde sıkışmış bulan Belle (Güzel) kitap okuyarak, hayaller kurarak dünyasının sınırlarını genişletmeye çalışırken, “farklı” olduğu için “tuhaf” damgasını yiyor çevresinde. Tıpkı “farklı” görünen Çirkin gibi. E, bu “farklının yadırganması ve yalnızlığı” teması da, insanoğlu değişmedikçe hiç eskimeyecek bir tema, öyle değil mi...
3- COŞKULU ŞARKILAR: Bir müzikalin en önemli yönü nedir? Elbette müziği! Ve karşımızda bu kez “En İyi Müzik” ve “En İyi Şarkı” kategorilerinde hem Oscar’ı hem Altın Küre’yi kucaklamayı bilen Alan Menken imzalı nefis melodiler var. Şarkı sözlerini Howard Ashman ve Tim Rice’ın yazdığı müzikalin en iyi melodileriyse bana göre; “Be Our Guest”, “Beauty and the Beast” ve “Human Again.” Melodilerin en büyük başarısı, hiç kuşkusuz barındırdıkları duyguların genişliği. Coşkudan aşka, umuttan yalnızlığa gerçek bir şölen “Güzel ve Çirkin”in müzikleri.
4- MASALDAN ÇIKMA BİR DEKOR: Perde açıldı mı sanki canlı bir masalda buluyorsunuz kendinizi. Hani yeni nesil çocuk kitaplarını açınca içindeki katlanmış şatolar, evler, köyler canlanıyor ya, dekor âdeta bu sevimlilikte. Sahneler gözümüzün önünde ama hiç gözümüze sokulmadan hızla değişiyor, renk ve ışıktan şölen bâki kalıyor. İnsanı birkaç saat için çocukluğuna döndüren bir gösteri diyebilirim “Güzel ve Çirkin” için.
5- VE EKİP: Müzisyenlerden hemen her biri başarılı birer dansçı olan oyuncularına, koreograf Matt West’ten yönetmen Rob Roth’a, dev bir ekip var gösterinin arkasında. Sihirli bir seyirlik yaratmışlar doğrusu, insana sanatın iyileştirici gücünü taşıyor. Özellikle “Be Our Guest” sahnesinde (üstte) Belle’le dans eden çatal-bıçak ve tabakların sahnesini çok sevdim. Belle’de Hilary Maiberger hem pozitifl iği hem de pırıl pırıl sesiyle göz doldurdu. Gaston’ın kendini beğenmişliği, hele hele Lumiere’in fl örtözlüğü müzikali çok zenginleştirmişti. Bütün ekip, finaldeki coşkulu alkışları sonuna kadar hak etti, özetle.