Deyimler, dilin en renkli süsleridir

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

İSTANBUL - Teknolojinin de etkisiyle gündelik hayatımızda kullandığımız kelime sayısı hızla azalıyor. Belli bir yaşın altındaki kesim, dilin en güzel süslerinden olan deyimleri neredeyse hiç kullanmaz oldu. İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kültür A.Ş’nin yayınladığı “İstanbul’un Yüzleri” serisinin yeni kitabı “İstanbul’un 100 Deyimi” kitabı, bu bağlamda dilimizin bu renkli sözcüklerinin yok olup gitmemesi açısından önemli. Çilem Tercüman’ın kaleme aldığı kitap; kimini çok iyi bildiğimiz, kiminiyse artık hiç kullanmadığımız bazı deyimleri, bugünün okurlarına yeniden hatırlatıyor, üstelik hikâyeleriyle. Dönemin ruhunu yansıtacak görsellerle zenginleştirilen “İstanbul’un 100 Deyimi” kitabından hâlâ kullandığımız “ağzınla kuş tutsan nafile”, “altı kaval üstü şeşhane”, “ateş pahası”, “dingonun ahırı”, “İstanbul’un taşı toprağı altındır”, “insan kuş misali”, “meteliğe kurşun atmak” gibi deyimlerin çıkış öykülerini öğrenmek mümkün. Ama yapıtın asıl ilginç yönü, bugün hemen hemen unutulan bazı deyimleri de öyküleriyle birlikte içermesi. Örneklemek gerekirse; “Ayas Paşa kol geziyor”, “Divanyolu’nda fidan büyütmek”, “Ebussuud Efendi’nin gelini”, “gayret dayıya düştü”, “Göksu testisi gibi terlemek”, “Hafız Paşa tokadı”, “Tavukpazarı şairi” gibi pek çok unutulmuş deyim, kitap aracılığıyla bugünün okuru tarafından da öğreniliyor.

Kanuni’nin “ateş pahası”

Kanuni Sultan Süleyman, maiyetiyle birlikte Halkalı civarında ava çıkar. Aniden başlayan şiddetli bir yağmur, padişah ve adamlarını karşılarına çıkan ilk eve sığınmak zorunda bırakır. Ev sahibinin yaktığı ateşin karşısında ısınan padişah, yanındakilere dönerek “Şu ateş bin altın eder!” der. Yağmurun dinmemesi üzerine padişah ve maiyetindekiler geceyi de bu evde geçirirler. Konuklarını tanıyamasa da önemli, zengin şahıslar olduğunu anlayan ev sahibi, sabah ona borcunu soran sultana “Bin altın” cevabını verir. Bu cevabın şaşkınlıkla karşılanması üzerine ise ateşe bin altın değeri kendisinin biçtiğini, gecelik konaklamanın ise bir altın olduğunu söyler.