Hayat 'Poz'lardan mı ibaret?

İkincikat'ın yeni oyunu; Selen Uçer, Esra Dermancıoğlu, Gülce Oral ve Banu Çiçek Barutçugil'in uyumlu oyunlarıyla sezonun dikkat çeken yapıtlarından biri...

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

nermin_sayin-032.jpg

İstanbul'da yağmurlu ve soğuk bir akşam... Karaköy'de yürüyorum. Gündüz cıvıl cıvıl olan Karaköy, akşamla birlikte hem karanlık hem sessiz... Biraz önümde üç hanımefendi, onların önünde de orta yaşlı bir çift var. Bu saatte Karaköy'de ne mi arıyoruz; efendim bir tiyatroseverseniz bunun yanıtını ya öğrendiniz ya da öğrenmek üzeresiniz: İkincikat'ı arıyoruz. Daha doğrusu artık öğrendiğim -hatta bazılarımızın müdavimi bile olduğu- bu gepgenç ama son derece olgun tiyatro vahasını. Hah, işte Demirci Fettah Çıkmazı göründü bile. Ve ellerimiz şimdiden kaşınıyor yeni oyunları “Poz”u alkışlamak için. 
2010’dan bu yana minicik sahnesine çok önemli oyunları sığdırdı İkincikat ve önemli ödüller de aldı. Bu akşam burada olmamızın sebebi olan “Poz”a da jürilerin kayıtsız kalamayacağı aşikar, önce bunu belirtelim. Topluluğun “Yarının Oyunları” projesine dahil olan “Poz”, Deniz Madanoğlu’nun kaleme aldığı ilk oyun, ama ilk oyunun hiçbir defosunu taşımıyor. Tempolu, sürprizli ve evrensel. Yani Madanoğlu’nun imzasını tiyatroda daha sık görmek istetecek bir yapıt. Konuyu kısaca özetlemek gerekirse, seyirciler olarak bir belgesel çekimine davetliyiz, diyebilirim. Bir vakitler çektiği tek bir kare fotoğrafla dünyaya bir katliamı duyurmuş olan ve bütün bir hayatı bu ünün gölgesinde geçen Rıdvan Kahraman’ı konu alan bir belgesel bu. İlk çekim, onun -suikast olduğu şüphelenilen- bir trafik kazası sonucu ölümünün birinci yılında, evinde gerçekleştirilecek. Eşinin misyonunu yaşatmak üzere politikaya atılan Fazilet Kahraman, 20 yıl boyunca yayında çalışan ve âdeta ona kardeş olan asistan Azra ve yollarının nerede nasıl kesiştiğini kimselerin bilmediği genç ve güzel manevi kızı İrem; kurt gazeteci Betül’e Rıdvan’ı anlatacaklar... Yani en azından oyunun ilk birkaç dakikasındaki ortam bu. Çünkü hemen sonra, bu küçük, düzenli ve yaslı eve gerçekler birbir bomba gibi düşecek ve hikâye fena karışacak. Ne de olsa hiçbir şey göründüğü gibi değildir. 

Oyunun rejisinde, genç kuşak tiyatronun en çalışkan isimlerinden biri olan Sami Berat Marçalı var. Marçalı, salonun küçüklüğü nedeniyle âdeta seyircinin burnunun dibinde oynanan “Poz” için samimiyet faktörünü birinci sıraya alan bir reji anlayışı kurmuş. 4 aktrisi de dengeli, samimi, birlikte yükselip birlikte alçalmayı becerebilecek kumaşta oyuncular. Yönetmen de zamanlamaya özen göstererek, temiz, pürüzsüz bir iş çıkarmış. Dekorları Elif Sönmez Horozoğlu, kostümleri Hakan Akkaya imzası taşıyan “Poz”, sezonun izlenmesi gereken yapıtlarından. Yoksa siz hâlâ Karaköy’deki o çıkmaz sokağı öğrenmediniz mi?

“Poz”unu almış karakterlerin deşifresi...

• Selen Uçer: Fazilet Kahraman. Nam-ı diğer yaslı dul. Ama yasını kalbine gömmüş, kocasını “öldürenlere” inat politikaya atılıp onun misyonunu devam ettirmeye son derece kararlı... Ödüllü oyuncu Selen Uçer’in yorumuyla Fazilet, kimi çok yakınınızda kimi de epey uzağınızda bir karakter. Yani gerçek. Hepimiz gibi defoları var, hepimiz gibi onları örtmeye teşne... Bir yandan ne politikası, ne işim var burada diyor; diğer taraftan özgeçmişinin artık biraz başarıya, biraz öne çıkmaya ihtiyacı olduğunun farkında... Oyun boyunca öğrenecekleri onu sürekli sarsacak, yaralayacak, kimi zaman da iyileştirecek ama en çok da değiştirecek. Selen Uçer’in tüm bu savruluşlara getirdiği gerçek yorum, ödüle aday, benden söylemesi. 
• Esra Dermancıoğlu: Rıdvan’ın 20 yıllık asistanı Azra. Bütün ömrü Kahraman ailesiyle geçmiş, onlar için adeta bir kardeş. Sessiz, sakin, işini yapan, daha iyi yapmaya gayret eden bir insan... Veyahut ona dair verdiğim tüm bu bilgiler sadece birer görüntü olabilir. İçinde bambaşka bir kadın saklıyor belki de. Esra Dermancıoğlu, ses tonundan vücut diline tüm hayatı boyunca ikinci planda kalmış ve buraya ait olmuş bir kadını canlandırıyor önce. Sonrasıysa fena. Anlatmayalım, sürprizi kaçmasın. Ayrıca oyuncunun onca hüzünlü karakterine getirdiği mizahı da tüm seyirciler sevdi gözlemlediğim kadarıyla. 
• Gülce Oral: İrem, genç ve güzel bir kız. Rıdvan’ın bütün hayatı boyunca eğitimi desteklediği, ölünce de mirasına ortak ettiği gizemli bir karakter. Yalanlardan çok sıkılmış, çünkü var oluşunun temelinde bile yalan var. Oyunun çizgisini değiştiren karakter. Gülce Oral için şunu söyleyeyim: Oyundan seyirciyle birlikte çıkıp gitse hiç kimse yadırgamaz. O kadar gerçek oynuyor. 
• Banu Çiçek Barutçugil: Gazeteci Betül. İşbitirici. Haberi bulmuş, yakasını bırakmayan cinsinden. Daha tokalaşırken bile işe konsantre. Banu Çiçek Barutçugil, çok kolay karikatür olabilecek karakterine, oyun ilerledikçe insanlık kokusu bulaştırabiliyor. Sevdim.