Nobel Edebiyat Ödülü, Kanadalı yazar Munro'nun oldu
Nobel Edebiyat Ödülü, Kanadalı yazar Alice Munro'ya verildi. Munro, ödüle "duruluk ve psikolojik gerçekçiliğiyle öne çıkan, incelikle işlenmiş hikayelerinden dolayı" değer görüldü.
ANKARA - İsveç Kraliyet Bilimler Akademisi, "duruluk ve psikolojik gerçekçiliğiyle öne çıkan, incelikle işlenmiş hikayelerinden dolayı" Kanadalı kısa öykü Alice Munro'yu Nobel Edebiyat Ödülü'ne layık gördü.
Nobel Edebiyat Ödülü tarihine 110. kazanan olarak geçen 82 yaşındaki Munro, aynı zamanda bu ödüle değer görülen 13. kadın yazar oldu.
Munro, ödülün açıklandığı basın toplantısında İsveç Akademisi yetkilisi tarafından "çağdaş kısa öykünün ustası" diye nitelendi. Akademinin saat farkı nedeniyle Munro ile iletişim kuramadığı, telefonuna mesaj bırakıldığı bildirildi.
Alice Munro
Kanadalı yazar Alice Munro 1931'de Ontario'da Wingham'da dünyaya geldi, öğretmen annesi ve çiftçi babasıyla burada büyüdü.
Batı Ontario Üniversitesi'nde gazetecilik ve İngiliz dili eğitimi gören Munro, 1951'de evlendi ve eşiyle taşındığı Victoria'da kitapçı dükkanı açtı.
İlk gençlik yıllarında öykü yazmaya başlayan Munro, ilk kitabı "Dance of the Happy Shades"i 1968'de yayımladı.
Edebiyat çevrelerinde kısa sürede beğeni toplayan Munro'nun hikayeleri pek çok ödüle değer görüldü, New Yorker, Atlantic Monthly ve Paris Review gibi öne çıkan yayınlarda yer aldı, çok sayıda dile çevrildi.
Kimi eleştirmenlerin "Kanada'nın Çehov'u" diye nitelediği Alice Munro'nun hikayelerinin çoğu küçük kasabalardaki hayata ve insani durumlara ışık tutuyor.
Üç çocuk annesi Munro'nun Türkçe yayımlanan öykü derlemeleri arasında "Çocuklar Kalıyor" ve "Bazı Kadınlar" da bulunuyor.
Nasıl seçiliyor?
Ekim ayında açıklanan Nobel Edebiyat Ödülü için her yıl şubatta 200'ün üzerinde aday değerlendirmeye alınıyor ve Nobel komitesine gönderiliyor. Akademinin kendi çalışanlarının yanı sıra dışarıdan uzmanlar da bu aşamaya dahil edilebiliyor.
Yapılan değerlendirmeler sonucunda aday sayısı önce 20'ye, sonra 5'e indiriliyor. Akademi üyeleri yaz aylarını kısa listede yer alan bu 5 adayı ve çalışmalarını incelemekle geçiriyor.
Eylül ortasında yeniden toplanan Akademi, açıklanana dek sır gibi saklanan kararlarını genellikle ekim başında vermiş oluyor.
Ödül
Nobel'in babası Alfred Nobel'in kültürel ilgi alanları genişti. İlk gençlik döneminde edebiyata ilgi duymaya başlamış, bu ilgiyi ömür boyu sürdürmüştü. Kütüphanesinde farklı dillerde geniş ve zengin bir edebiyat seçkisi vardı. Alfred Nobel'in, yaşamının son yıllarında roman yazmaya başladığı da söylenir.
Nobel Edebiyat Ödülü, 1901'den bu yana, 1918, 1935, 1940, 1941, 1942 ve 1943 yılları haricinde, 105 kez verildi. 1904, 1917, 1966 ve 1974 yıllarında ödülü iki yazarın paylaşmasıyla 2013'e dek 109 yazar Nobel Edebiyat Ödülü almış oldu. Ödülü alanların 12'si kadın yazardı.
Şu ana dek Nobel Edebiyat Ödülü'ne değer görülen en genç yazar, ödülü 1907'de 42 yaşındayken alan Rudyard Kipling, en yaşlı yazarsa ödülü 2007 yılında 88 yaşındayken alan Doris Lessing oldu.
Ödülü iki yazar geri çevirdi. Rus Boris Pasternak'in 1958'de layık görüldüğü ödülü kendi isteğiyle mi yoksa ülkesinin dayatmasıyla mı reddettiği tam olarak bilinemese de 1964'te Fransız Jean Paul Sartre'ın gerekçesi netti: Sartre, her tür "resmi onurlandırmanın" karşısındaydı.
Ödüle 2001 öncesinde değer görülen yazarlar arasında dünya edebiyatına damgasını vurmuş John Steinbeck, Ernest Hemingway, William Faulkner, Gabriel García Marquez, Pablo Neruda ve Albert Camus gibi isimler yer alıyordu. 2001'den bu yana Nobel Edebiyat Ödülü'nü alan şu isimlerse şöyleydi:
2001: Vidiadhar Surajprased Naipaul (Trinidad ve Tobago)
2002: İmre Kertesz (Macaristan)
2003: John M. Coetzee (Güney Afrika)
2004: Elfriede Jelinek (Avusturya)
2005: Harold Pinter (İngiltere)
2006: Orhan Pamuk (Türkiye)
2007: Dorris Lessing (İngiltere)
2008: Jean Marie Gustave Le Clezio (Fransa)
2009: Herta Müller (Romanya, Almanya)
2010: Mario Vargas Llosa (Peru, İspanya)
2011:Tomas Tranströmer (İsveç)
2012: Mo Yan (Çin)
Orhan Pamuk'un başarısı
Nobel Edebiyat Ödülü'nün 2006 yılında Orhan Pamuk'a verilmesi, Türkiye için büyük övünç kaynağı oldu. Pamuk'un bu başarısı, dünya çapında fazla tanınmayan Türk edebiyatının ve Türk yazarların önünün artık açılacağı umudunu da doğurdu.
İsveç Akademisi, 12 Ekim 2006'da, "kültürlerin çatışma sembolleriyle ilgili çalışmaları" nedeniyle ödülün Orhan Pamuk'a verildiğini açıkladı ve "yaşadığı kentin melankolik ruhunu arayışında Pamuk'un, kültürlerin çatışması ve birleşmesinde yeni semboller bulduğunu" belirtti.
İsveç Akademisi, "roman sanatında, kimliklerle ve çift kişiliklilik motifleriyle oynamasıyla ün kazanan" Pamuk'un, Doğu ve Batı arasındaki ilişkiyi ele alan romanlarını öne çıkardı.