Zeugma’dan 'bugün'e yeni hediyeler

Antik kentte sürdürülen Muzalar Evi kazı çalışmalarında ortaya çıkarılan yeni mozaikler, gerçekleştirilen bir lansmanla basına tanıtıldı

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

nermin_sayin-024.jpg

Zeugma’dayız... Antik kente giden hafif rampayı heyecanla yürürken, tam karşımızdaki Danae ile Dionysos Evleri ve onları çevre koşullarına karşı savunan “koruma yapısı”, adımlarımızı daha da hızlandırıyor. Fakat bugün onun için gelmedik buraya, hedefimiz, yaz boyunca kazıların sürdüğü, hemen yamacındaki Muzalar Evi. Mekânın yeni süprizleriyle, 4 kadın mozaiği ve “Okeaanos ile Thetis”le tanışmak için Gaziantep’teyiz, projeye 2017'ye kadar destek verecek olan İş Bankası’nın davetlisi olarak. Ve işte, üzerleri örtülmüş halde, orada, 253 yılından beri bizi bekliyorlar. Ama önemli bir fark var, 253'ten beri üzerlerini toprak örtüyordu, bugünse onları yeniden günışığına kavuşturan Kazı Başkanı Prof. Dr. Kutalmış Görkay ve ekibinin emaneten serdikleri muşamba...

Heyecan verici...

Meraklısı biliyor elbette, ama yine de hatırlatmakta fayda var: Kazı çalışmaları 2007’de başlayan Muzalar Evi, adını içinde bulunduğu dönemin yazarları, şairleri, müzisyenleri, tarihçileri ve filozofl arı için resmedilmiş ilham perileri olduğu söylenen Muzalar mozaiğinden alıyor. Muzalar Evi, zengin mimari dekorasyonu, iyi korunmuş mozaikleri ve duvar freskleriyle Zeugma’da ikinci katına kadar ayakta kalmış ve iyi korunmuş en önemli Roma konut örneklerinden biri. M.S. 2. yüzyılda yapılmış olan 26 metreye 15 metre boyutlarındaki konutun mozaiklerinin büyük bir çoğunluğu M.S. 3. yüzyıl başlarına tarihleniyor. Kutalmış Görkay, mozaiklerin evlerin sahiplerinin “zevklerini” yansıttığı bilgisinden yola çıkarak, bu evin sahibinin çok büyük bir ihtimalle eğitime ve iyi insan olmaya çok önem veren biri olduğunu söylüyor.

İyi bir biçimde korunan mozaikler arasında; misafir salonlarından birinde Muzalar mozaiği, ikinci misafir salonunda ise mitolojide "ideal kadın" olarak bilinen ve antik dönemde Heroine olarak da adlandırılan dört figür bulunuyor. Avlu sundurmasında iki mitolojik kadın kahraman figürü, konutun avlusunda ise zengin deniz canlıları arasında verilmiş Deniz tanrısı ve tanrıçası olan Okeanos ve Thetis’in figürleri var. Zeugma’nın sürprizleri bu yıllık böyle ve tabii önünüzdeki on yıllar boyunca devam da edecek... Bu bekleyişi kısaltmak, Zeugma’yı toplumumuza, dünya kültür mirasına ve elbette turizme kazandırmak için sponsorlara da önemli iş düşüyor. Özetle, Zeugma’da yine ve daima görev zamanı!

Suat Sözen: Çok büyük bir miras

Ülkemizde sanatın en önemli destekçilerinden biri olan İş Bankası, Zeugma'nın da sponsorlarından. İş Bankası Kurumsal Bölüm Müdürü Suat Sözen, “Muzalar Evi”ne kazı desteklerinin 2012 yılından beri sürse de, işbirliklerinin “evveliyatı” olduğunu belirterek şunları söylüyor: “2000 yılında Birecik Barajı nedeniyle, burada sular altında kalacak mozaiklerin kurtarılması için oluşturulan sivil insiyatife de destek vermiştik. Sponsorluk değil ama, bir anlamda ilk katkı koyanlardan birisiydik. 2012'de yeniden 5 yıllık bir katkı koyduk. Buradaki temel düşüncemiz de şu: Zeugma bu ülkenin ortak mirasıdır, hepimize aittir, herkesin buna katkı koyması lâzım. Devlet, yerel yönetim bunları yapıyor. Bize de görev geldi, biz de gereğini yapıyoruz. 5. yılın sonunda biz görevimizi tamamlamış olacağız, muhtemelen bizden sonra da birisi gelip bu bayrağı devralacak. Muzalar Evi'nden sonra bir başka kazı başlayacak ve o devam edecek. Burada gerçekten çok büyük bir miras var, yapılması gereken çok iş var. Şu anki hızla devam ettiği sürece, onlarca yıl devam etse de bitmeyecek bir iş görünüyor. Bunun için gerçekten birçok kurumun, kuruluşun üzerine düşen katkıyı yerine getirmesi gerekecek.”

Sanat müzesinden de haber var

Bu arada, İş Bankası’ndan sanatseverlere güzel bir haber daha var. Suat Sözen’den öğrendiğimize göre, daha önce açıkladıkları Beyoğlu’na sanat müzesi projesinde inşaatın kısa bir süre içinde başlaması bekleniyor. Anıtlar Kurulu’ndan beklenen izin geldi, şu sıralar inşaat izinleri alınıyor. Daha sonra da sırada inşaat süreci var.

Hayalleri “gıdıklayan” antik şehre dair...

Zeugma Kazı Başkanı Prof. Dr. Kutalmış Görkay’dan projenin dünü, bugünü ve yarınına dair ilginç bilgiler aldık... İşte bir kısmı: 

İLK İŞ GEÇİCİ ÇATI: Roma’nın doğu sınırındaki en önemli merkezlerinden birisi Zeugma. Kelime anlamı "geçit" ya da "köprü." Hellenistik, daha sonra Roma döneminde de genişleyen bir şehir. Muzalar Evi, Roma Zeugması’nın konut alanlarından “Doğu Sektörü” olarak adlandırılan kısımda. 2007’de Muzalar mozaiğinin çok az bir kısmı bulundu, çalışmalar 2012’den sonra buraya yöneldi. 2014’te aldıkları desteklerle konutun hemen hemen tamamını kazabilmişler, ama hâlâ kazılmamış alanlar var. Kayaodaları olarak anılan bu bölümler, yazlık yemeklerin verildiği serin mekânlar. Henüz birine ulaşılmış, 2015 programında buralar da var. Bu sene kazı sezonu bitti ama, asıl meşakatli iş, yani koruma, restorasyonkonservasyon bölümü başlıyor şimdi de. İlk iş olarak, mozaikleri korumak için geçici çatı yapılacak. 
►YÜZDE 75'İ KAZILMAYI BEKLİYOR: Zeugma’nın Roma dönemi nüfusu 60-70 bin, bunun 10 bini askeri lejyonla bağlantılı. Yani bölgede tahmini 2 bin-3 bin konut olabilir, bir kısmı artık sular altında, yüzde 75’iyse kazılmayı bekliyor. 
DAHA ÇOK DESTEK LÂZIM: Görkay’ın verdiği bilgilere göre; Kültür ve Turizm Bakanlığı, projeye 2005’ten beri bugüne dek 7 milyon lira yakın para harcamış durumda. Kamulaştırmalar, altyapı projeleri, restorasyon çalışmaları gibi masrafl arı bakanlık karşılıyor. Sadece, Danae ve Dionysos evinin çatısı 2.5 milyon liraya mal olmuş. “Birçok kazı olduğu da düşünülürse bakanlığın bütçesinin artırılması gerekiyor. Bakanlığın bütçesi artırılırsa kültürel mirasımıza sahip çıkmak daha kolay olacak” diyor Görkay ve şöyle devam ediyor: “Büyükşehir Belediyesi’nin bu sene bize verdiği destek, Türkiye’deki diğer yerel yönetimlere de örnek olması gereken bir davranış.” Mevcut sponsorların desteklerine teşekkür eden ekip başkanı, yeni sponsorluklar beklediklerini de sözlerine ekliyor.
BELKISTEPE'DE KÜLT HEYKELLER VAR: Zeugma’da Muzalar Evi kazısının yanı sıra bir proje daha devam ediyor. Belkıstepe olarak adlandırılan tapınak alanında bir çalışma var. Burada büyük kült heykelleri bulunuyor. Nemrut’takiler kadar büyük olmasa da oradakilerle karşılaştırılabilecek durumda. Agora da yine çalışmaların devam ettiği bir bölüm. 
BİR ROMAN KONUSU: Konutlar, 253 yılındaki Sasani saldırısında tahrip olmuş yapılar ve çoğu o gün yakıldığı için, bugün bütün buluntularıyla arkeologların karşısına çıkabiliyorlar. Bu da hem tarihsel hem de sosyolojik pek çok bilgi aktarıyor günümüze. Muzalar Evi ise ilginçtir, bu istila sırasında bir anda yakılıp yıkılmamış. İstila sırasında evin boşaltıldığını düşünüyorlar, çünkü mimari kalıntılar dışında hemen hemen ek hiçbir buluntuya rastlanmamış. Aslında bu da, bir roman konusu olabilecek kadar hoş bir ayrıntı.

Gaziantep Büyükşehir  Belediyesi’nden 200 bin lira destek

Kazılar Kültür ve Turizm Bakanlığı Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü’nün öz kaynakları ve ana koordinasyonunda, Gaziantep Büyükşehir Belediyesi, Türkiye İş Bankası, Verbundplan ve Ankara Üniversitesi’nin maddi destekleriyle sürüyor. Büyükşehir Belediyesi bu yıl kazılara 200 bin lira destek sağlarken, Kültür Bakanlığı’ndan gelen ödenek 110 bin lira. Lansmana katılan Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin, emeği geçenlere teşekkür ederek başladığı konuşmasında Gaziantep’in kültür şehri olarak anılmayı hak ettiğini de vurgulayarak şunları belirti: “Biz büyükşehir belediye başkanlığı olarak yanlızca yol, altyapı-üstyapı olarak bakmıyoruz. Bu şehir ne kadar sanayi ve ticaret şehriyse o kadar kültür ve turizm şehri olmayı hak ediyor. Hak ettiği yere getirmek de bizim en büyük görevimiz.”