Borusan'dan Kültür Başkenti'ne armağan
Müzik Evi'ni açan kurumun faaliyetleri hakkında Ahmet Erenli'yle görüştük
Borusan'ın toplum kültür ve sanat hayatına katma değer yaratma hedefi kapsamında İstiklâl Caddesi'nde restore ettiği 135 yıllık tarihi binada oluşturulan Borusan Müzik Evi, Borusan Kültür Sanat Yönetim Kurulu Başkan Zeynep Hamedi'nin verdiği davetlerle geçtiğimiz hafta içinde açıldı. "Aşk Ateştir" temalı gecelerde, Mercan Dede'nin, Borusan Yaylı Çalgılar Dörtlüsü ve semazenler eşliğindeki konserleri ve ressam Carlito Dalceggio'nun canlı resim performansı vardı.
Borusan Müzik Evi; klasik müzikten caza, modern danstan tiyatroya, çağdaş sanattan atölye çalışmalarına kadar birçok kültür sanat etkinliğine ev sahipliği yapacak. Borusan Müzik Evi'nde sezon; Avusturya Barok Topluluğu'nun eşlik edeceği Katalan soprano Nuria Rial'in konseriyle 15 Ocak'ta başlayacak.
Konuyla ilgili olarak Borusan Kültür Sanat Müzik'in Genel Müdürü Ahmet Erenli, bu hafta konuğum... İstanbul'da 1961 yılında doğan Erenli, Anadolu Üniversitesi'nde ekonomi alanında öğrenim gördü. 1989 yılında, çalışmaya başladığı İstanbul Kültür Sanat Vakfı'nda, 1999'da İstanbul Müzik Festivali Direktörlüğü görevini üstlendi. 1999 - 2006 yılları arasında yedi festivalin yöneticiliğini yaptı. 2006'dan bu yana, Borusan Kültür Sanat Müzik'in Genel Müdürü. Sohbetimize, Borusan'ın klasik müzik ve görsel sanatlara olan ilgisini tek bir çatı altında birleştiren 1875 tarihli "yeni" binadan başlayacağız. Ayrıntıları Ahmet Erenli'den dinleyelim…
"Müzik Evi'nin macerası esasında 2002 yılında başlamış, o tarihte bina satın alınmış. Daha sonra içinde yerleşmiş olan kiracılar, hatta kiracı olmayan işgalci gruplar çıkarılmış. Binanın içinde köpek, horoz dövüşlerinin yapıldığı, terzihanelerin yanı sıra birçok bekâr odasının bulunduğu biliniyor. Önce onların boşaltılması gerekiyordu. Boşaltıldılar. Uzun bir süreçti tabii ki bu... 2006 yılında anıtlardan projeyi geçirdik, daha sonra inşaat başladı. Gökhan Avcıoğlu'nun mimarlığını yaptığı bir tasarım oldu bina. 2. derecede tarihi eser olduğu için dış yüzü olduğu gibi tutuldu, içi bütün olarak yeniden yapıldı, tamamen demir konstrüksiyon üzerine farklı bir uygulamaya gidildi, ağırlıklı olarak demir ve cam kullanıldı."
Neler konuldu yeni projeye?
"Sergi alanları mevcut, bir konser etkinlik mekânımız var. Onun dışında sanatçıların tek başlarına veya küçük gruplar hâlinde çalışabilecekleri çalışma odaları bulunuyor. En üst katta bir terasımız var, henüz orada ne yapacağımıza karar vermedik. Güzel bir manzarası var, ama restoran gibi bir şey düşünmüyoruz, daha farklı bir şey gerçekleştireceğiz. Bakalım, o, hâlâ düşünce aşamasında."
Konser salonunu anlatabilir misiniz?
"Tabii, ona etkinlik salonu diyoruz. Yüzde yüz bir konser salonu gibi değil…"
Ama akustiği çok beğenilmiş, örneğin Fazıl Say çok övmüş…
"Evet, Fazıl Say çok beğendi, Kerem Görsev de beğendi ki daha bunlar, akustik panolar gelmeden önceydi. Sanıyorum bundan sonra daha da hoşlarına gidecek. 200 kişi civarında bir izleyici topluluğunu alabileceğiz. Dans performansları da düşünüyoruz orada, böyle bir durumda, bazı bölümler göremeyeceği için küçülebilir salon. Normalde aşağı kat, yani parter diyeyim 120-130 kişi kadar alıyor, üst kat balkon ise yaklaşık 80 kişilik."
Böyle bir mekân özel olarak bu projede yer aldı değil mi?
"Evet."
Peki, Müzik Evi, Borusan'ın 3. binası mı oluyor Beyoğlu hattındaki?
"Şu anda içinde bulunduğumuz Beyoğlu'ndaki ofis binamız ve müzik kütüphanesi var. ArtCenter, ikinci bina, Müzik Evi de 3. binamız."
Borusan Müzik Evi'ndeki etkinliklerden daha ayrıntılı bahsedebilir miyiz? Belli mi program?
"Ocak - Şubat belli, onları açıkladık zaten. Barok'tan çağdaş müziğe, müziğin her dalı olacak. Ama ağırlıklı olarak oda müziği düşünüyoruz. Her ne kadar Ocak ve Şubat oda müziği ağırlıklı değilse de program, ondan sonraki dönemde oda müziği ağırlıklı olacak, çünkü oda müziği İstanbul'da, Türkiye'de gelişmiş bir müzik dalı değil. Çok iyi sanatçılarımız var birlikte çalışan, tek başına çalışan, dünyada büyük kariyerler yapan… Fakat birlikte çalışarak bir küçük grupla dünyaya açılmış bir grubumuz yok. Bunun ilk örneği Borusan Quartet oldu ki yurtdışından eğitim alıyor, hem de Alban Berg Quartet'ten ders alıyorlar ve de aynı zamanda yurtdışında konserler veriyorlar.
Bu kapsamda biraz oda müziğine ağırlık vereceğiz. Bunun için gençlere, konservatuardaki gençlere açıyoruz burayı. Gençlerin çeşitli projelerini topluyoruz ki konservatuar yönetimleri bize bu konuda çok destek oluyorlar. Şu anda 7-8 tane projeleri var ki bunların sayısının 16'ya çıkması gerekiyor. Mayıs ayına kadar etkinliklerimiz ağırlıklı olarak oda müziği ile devam edecek. Dediğim gibi dans var, ama bu tabii ki müzikle bir arada olacak.
Onların dışında dünya müziği var. Biliyorsunuz Mercan Dede ile açılışı yaptık. Daha sonra Burhan Öcal ve Borusan Quartet'in birlikte gerçekleştirecekleri bir etkinlik olacak.
Şan tabii ki var, ağırlıklı leed yapmak istiyoruz.
15'indeki ilk biletli konserimiz Nuria Rial ve Avusturya Barok Topluluğu. Küçük bir grup, 8 kişilik, Haendel Dönemi'nden yani Barok dönemden aryalar seslendirecekler.
Tabii ki gönlümüz Fazıl'la da bir şey yapmak istiyor, onunla görüşmelerimiz devam ediyor gelecek yılla ilgili…"
Borusan İstanbul Filarmoni Orkestrası (BİFO) 10 yaşında. O da bir mekâna kavuştu diyebilir miyiz? Müzik Evi'nde çalışmalar yapabilecekler mi?
"Burası, Borusan Filarmoni'nin bir anlamda evi de olacak. Tabii ki çalışabilecekler, fakat küçük orkestra olduğu zaman, yani ancak 75 kişinin altında olduklarında burada çalışabilecekler..."
Borusan Kültür Sanat, 2009–2010 sezonundan itibaren Abonman Kart satışı yerine BİFO Klasik Kart uygulamasına başladı. Müzik Evi'nde de geçerli olacak mı o kart?
"BİFO Klasik Kart, BİFO'ya ait bir kart. Burası farklı. Müzik Evi'nde zaten yüksek olmayan ücretler istiyoruz, o yüzden herhangi bir indirimimiz yok. Tabii ki öğrenciye bir indirim var, o ayrı. Onun dışında Biletix'ten biletlerini alıp izleyecekler. O kart bu binada geçerli olmayacak. Ama ileride 2011'den itibaren kartlarımızın sayısını fazlalaştırmayı düşünüyoruz. O zaman o kartların içine bu mekânı da dâhil edeceğiz."
Müzik Evi'ndeki yerleşim nasıl oldu?
"Giriş katında sabit bir sergi, Borusan'ın koleksiyonundan eserler var. Orada aynı zamanda bir gişemiz olacak, o gişe, konserden belli bir saat önce açılacak ve bilet satışı yapacak. İsteyenlere haftanın belli günlerinde sanat eserleri ile ilgili açıklamalı, sanat eserlerini tanıtan turlar da olacak. Borusan Koleksiyonu'nun küçük bir kısmı yer alıyor Müzik Evi'nde, 5 eser var burada. Ama bu 5 eserin içinde Leo Villareal'ın yaptığı ışıklar var ki o ışıklar, bu bina için özel olarak tasarlandı. Ama mesela aşağıda bir piramit vardır, o zaten yapılmış bir şeydi satın alındı.
Konser salonu 2 ve 3. katlarda, 4'te çalışma odaları bulunuyor, 5'te yine bir sergi alanı var, 6'da da esasında yine sergi yapılabilir, ama orası yarım bir kat ve terası var, demin de söz ettiğim gibi henüz orayı ellemiyoruz."
Borusan'ın bu güzel binaları alması - Boğaz'daki Perili Köşk gibi - sürecek mi? Sizin alanınızda soruyorum tabii, gözünüze kestirdiğiniz bir bina var mı?
"Şu anda benim açımdan, kültür sanat açısından yok, ama tabii ki en büyük arzumuz bir konser salonu. Hâlâ İstanbul'da bir konser salonu yok, ki kültür başkenti bu sene. Esasında çok zor bir durum bu… Sadece bizim için de değil, İstanbul Devlet Senfoni olsun, diğer özel orkestralar olsun, belediye orkestraları olsun doğru düzgün, gerçek anlamda klasik müzik ya da başka müzikleri dinletebileceğiniz bir konser salonu yok. Arada bir yerlere bakıyoruz tabii burada konser salonu olur mu diye, ama bakalım…"
Çok büyük bütçeli bir iş...
"Sadece bizim kültür sanat olarak bütçemizin yetmesi mümkün değil. Şehir içinde arazi yok, kalmadı. Bizim izleyicimiz de İstanbul'un dışına çıkmaz, o kesin. Ancak şehir içinde bir yeri çevirebilirsiniz ya da şu anda kullanılan konser mekânlarını düzeltip gerçek bir konser mekânı hâline getirebilirsiniz o da olabilir. Mesela Lütfi Kırdar Kongre Merkezi yerine Lütfi Kırdar Konser Salonu olabilir, orası dönüştürülebilir konser salonuna. Lütfi Kırdar'ın işletmesi de birçok şeyi de iyi ama gerçek anlamda bir konser salonu değil. Arka tarafları, kulisleri, soyunma odaları yeterli değil, çünkü öyle düşünülerek yapılmamış. Gerçek anlamda bir konser salonu olarak düşünülerek profesyonellerin yapması gereken mekânlar var."
Borusan Kültür Sanat, 2005 yılından bu yana Türkiye adına ISCM (International Society for Contemporary Music)üyesi. ISCM, günümüz müziğini tanıtmak amacıyla 1922 yılında Salzburg'da kurulan Uluslararası Çağdaş Müzik Birliği. 2007'de ise Avrupa Müzik Konseyi (European Music Council – EMC), EMC'ye üye olduğunu görüyoruz Borusan Kültür Sanat'ın. Bu arada BİFO, 2003 yılından bu yana İstanbul Müzik Festival'inin resmi orkestrası görevini sürdürüyor. 2006 yılında, Uluslararası İstanbul Müzik Festivali'nin 10 yıllık ana sponsorluğunu üstlendiniz. Bunlar, şu anda da sürüyor.
"Tabii ki… Aynı zamanda Leyla Gencer Şan Yarışması'na desteğimiz de sürüyor."
Başka projeler var mı?
"Bir CD'miz çıkıyor. Çok detayını vermeyeyim, ama bu ayın 15'inde bir tanıtım lansmanımız var. Yurtdışından 30 kadar yabancı basın davetlisi de gelecek hem bizim CD lansmanımıza hem de İstanbul Avrupa Kültür Başkenti olduğu için ayın 16'sındaki etkinliklere katılacaklar."
Müzik Evi'nin açılışı, 2010'un ilk önemli etkinliği oldu, İstanbul Avrupa Kültür Başkenti etkinlikleri de sizinle başladı diyebiliriz...
"Evet, evet… Zaten Müzik Evi'nin bir yerde Avrupa Kültür Başkenti İstanbul'a bir hediye oldu diye düşünüyorum. Aslında hedef 2009'da açmaktı, ama 2010 oldu, daha güzel oldu."
Neler var CD'de?
"CD'de Hindemith, Florent Schmitt, Respighi var, bir de Gustav Holst'un bir eseri bulunuyor 'Beni Mora', o da internetten download edilebilecek. Detayları 15 Ocak'ta vereceğiz."
Borusan İstanbul Filarmoni Orkestrası, 9 Şubat 2006 tarihinde verdiği "Özel Konser"le hem Türkiye'de bir ilki gerçekleştirdi, hem de önümüzdeki yıllarda da devam edecek bir geleneği başlattı. Bundan böyle Borusan İstanbul Filarmoni Orkestrası'nın "Özel Konser"lerinde, orkestrayı iş dünyasından bağışta bulunacak bir isim yönetecek. Verilen bağış, klasik müzik alanında yetenekli bir gencin yurtdışında eğitim görmesini sağlayacak. Fakat, 9 Şubat Salı akşamki konserin şefi, bir işadamı değil, bir sanatçı, Cem Yılmaz…
"İlk kez Ahmet Kocabıyık yönetti orkestrayı, sonra Rahmi Koç, sonra da Bülent Eczacıbaşı. Bütün bu iş adamları kendi bütçelerinden bir bağışta bulundular Borusan Kültür Sanat'a ve öğrenciler, o bursla okudular. Bu sene farklı bir şey yapalım dedik, Cem Yılmaz ile görüştük. Cem Yılmaz ilk görüşmemizde 'bu hayallerimden biriydi' dedi, hatta 'ben yapsam nasıl olur' diye de kendi kendine düşünmüş zaten. Cem Yılmaz sanatçı olduğu için biz ondan herhangi bir ücret talep etmedik, hatta kendisi vermeye kalktı, ama biz kabul etmedik, ama 'izin verin biz bilet satalım, davetli olmasın' dedik, o da kabul etti. Biletler de bitmek üzere… Bu konserin özelliği hemen hemen hiç davetiye vermiyoruz. Aile bile, Kocabıyık ailesi bile yerlerini satın aldılar."
66 yıllık bir geçmişi olan Borusan, sosyal sorumluluk alanındaki kaynaklarını özellikle iki alandaki projelerde kullanıyor. Bunların birincisi, ülkemizin vasıflı işgücü gereksiniminin temin edilmesine yönelik ve Borusan Kocabıyık Vakfı bünyesinde gerçekleştirilen Milli Eğitim'e katkı projeleri. İkincisi ise toplumsal gelişime katkıda bulunma amaçlı kültür ve sanat projeleri. Bunun için de 1997'de Borusan Kültür Sanat kurulmuş. Faaliyetlerini bu sayfada anlatmaya çalıştık. Atladığımız bir şey var mı?
"Borusan Holding, 2010 Avrupa Kültür Başkenti'nin ana sponsorlarından birisi, onu da belirtelim..."
Sohbetimizi 2010 Avrupa Kültür Başkenti ile bitirelim. Siz, Fazıl Say'ın bir projesine destek olacaksınız değil mi?
"Fazıl Say ile birlikte 3 projemiz Avrupa Kültür Başkenti'nden onaylanırsa gerçekleşecek. Henüz okey'ini almadık, ama üzerinde çalışıyoruz."
Çağdaş sanat merkezi: Art Center
Beyoğlu Ayhan Işık Sokak'taki diğer binanız ArtCenter. Burası, Borusan Kültür Sanat çatısı altında 2008 yılında hayata geçen bir çağdaş sanat merkezi projesi. Amacı, İstanbul'da çağdaş görsel sanat birikiminin ve üretiminin gelişmesini sağlamak, ayrıntıları sizden alabilir miyiz? Müzik Evi gibi, oranın da size bağlı bir direktörü var değil mi?
"Evet, her bölümün de bir direktörü var. Müzik Evi'ninki Yağız Zaimoğlu, ArtCenter'ın direktörü ise İpek Yenisu. İpek'in hazırladığı programları devam ettiriyoruz. Orada şu anda 10 sanatçı hâlihazırda stüdyodaki çalışmalarına devam ediyor."
Neler yapılıyor, bizimle paylaşır mısınız?
"Şöyle anlatayım, 2007 yılında başladık. 10 tane stüdyo var binada. O 10 stüdyoyu çok cüzi bir paraya kiralıyoruz sanatçılara, ama çeşitli kriterler var. Belli bir yaşın altında olacaklar meselâ. Yani, gençlere yönelik. Sanatçılar eserleri, özgeçmişleri ve portfolyoları ile başvuruyorlar. Bir jürimiz var, o jüri değerlendiriyor ve hak kazananlara teklifte bulunuyor. Onlar da kabul ettikleri takdirde stüdyoyu onlara kiralıyoruz. 2009 yılında bir sergi yapacaktık buradaki sanatçılarla fakat kriz olduğu için erteledik. Şimdi şubat ayında oradaki 10 sanatçı ve daha önce bizimle çalışmış, şimdi ayrılmış olan 3 sanatçı ile, yani 13 sanatçı ile Müzik Evi'nde bir sergi açacağız 1. ve 5. katlarda…"
On bin CD'lik kütüphane
Hedef kitlesi çoğunlukla eğitim çağındaki gençler olan bir Müzik Kütüphanesi, 1997'den bu yana hizmet veriyor, burada gençlerin çok sesli batı müziği ve çağdaş müziği sevmelerini amaçlıyor. Kütüphane yeni binaya geçmiyor değil mi?
"Her zamanki yerinde kalacak."
Oraya giriş nasıl oluyor?
"Ücretsiz, isteyen herkes gelip yararlanabiliyor."
Kaç CD, DVD ve kitap var?
"Yaklaşık 10 binin üzerinde CD var, sanıyorum 700-800 tane DVD ve 6-7 bin civarında da kitap bulunuyor.
Kaç kişi müzik dinleyebiliyor aynı anda?
"12-13 kişi…"