Nobel Barış Ödülü'nü bu yıl umut kazandı
Değişim Yelpazesi'nde bu haftanın konusu Nobel Ödülleri
2009 Nobel ödüllerinin en göze çarpan yanı hem geçmişi, hem bugünü, hem de geleceği ödüllendiriyor olmaları. Yıllar öncesinde yapılan çalışmalar sayesinde hızla yaygınlaşan dijital fotoğraf makinelerinde kullanılan semikondüktör sensörü, Nobel ile geriye dönük takdir gördü. Tıp alanında özellikle kanser tedavisinde yeni umutlar yeşerten çalışma ödül alırken, kimya alanında ödül alan ribozom mekanizmasının keşfi sayesinde yeni antibiyotikler üretilecek. Barış ödülünde, gözler geleceğe dönük: bugünün fikirleri ve çabalarının yarının somut sonuçlarına ve yeni bir dünya sistemine dönüşeceğine inanılıyor.
Nobel Barış Ödülü Barack Obama'nın
Cuma günü açıklanan Nobel Barış ödülü birçok eleştiri alsa da, içinde din adamlarının insan hakları savunucularının bulunduğu 205 adaylık uzun listeden çıkan karar, "Amerikan Başkanı Barack Obama" oldu. Obama, uluslararası diplomasiye ve ortak çalışmaya sağladığı katkılardan dolayı Nobel'e layık görüldü. Nobel Komitesi son kararını bir soruya cevap bulamayarak vermiş: 'Geçen sene dünya barışına Obama'dan daha çok kim katkıda bulundu?'
New York Times'a göre, realpolitiğin içinden çok yeni bir başkanın henüz somut sonuçlar almadan seçilmesi eleştirilere neden olsa da, geçmişte de Nobel Barış Ödülüne layık görülen politikacılarda benzer durumlar yaşanmıştı. Örneğin, 1971'de Ostpolitik politikasıyla Nobel alan Batı Almanya Başbakanı Willy Brandt, komünist Doğu Almanya ile birleşmeyi önermişti. Nobel kazandığı dönemde ise, bu politikayla ilgili henüz herhangi bir gelişme kaydedilmemişti. Oysa, ilerleyen senelerde Brandt'ın başlattığı politika Berlin duvarının yıkılmasını ve Almanya'nın birleşmesini sağlandı. 1990'da Mikhail Gorbachev'in perestroika veya yeniden yapılandırma politikası da hem Rusya, hem de dünya genelinde dengeleri değiştirmiş, çoğu politika uzmanı tarafından komünist güçlerin zayıflamasında sebep gösterildi. Burada Nobel komitesine düşen zor görev ileriyi görmek ve dünya barışını sağlayan veya güçlendiren politikalara Nobel ile destek vermektir.
Barış ödülünü kapsama alanı oldukça geniş: Yoksullukla savaşmak için mikrofinans sistemini geliştiren Muhammed Yunus, 2006'da Nobel ödülünü kazandı. 2000'de Amerikan seçimlerinden sonra, Al Gore aktif politikadan ayrılıp iklim değişimi konusunda bir sivil toplum örgütü kurdu; yıllardır inandığı ve dünyayı en çok etkileyecek küresel tehditlerden birine küresel ısınma ve iklim değişimine kariyerini adamayı seçti. Küresel ısınmayı yavaşlatmak, karbon salınımını azaltmak ve ekonomilerin dikkatini çekmek için yürüttüğü çabalardan dolayı, Al Gore, 2007'de Nobel Barış Ödülü'nü aldı.
Tıp ve Kimya, Hastalıklara; Fizik ise Teknolojiye Işık Tutuyor
Bu senenin Nobel ödülleri, bilimsel alanda heyecan verici. Laboratuvar ortamından tedaviye geçmesi hızlandırılırsa, birçok hastaya yaşama şansı verecek.
Tıp alanında Nobel ödülünü Amerikalı üç bilim insanı, kromozomların nasıl telomerler tarafından korunduğunu ve telomeraz enzimini keşfettikleri çalışmayla kazandılar. Kanser ve yaşlanmaya dur diyecek nitelikteki bu çalışmayı, San Francisco'daki California Üniversitesi'nden Elizabeth H. Blackburn; Johns Hopkins Üniversitesi Tıp Fakültesi'nden Carol W. Greider ve Massachusetts General Hospital'dan Jack W. Szostak yürüttü ve kromozomların uçlarıyla, yani telomerlerle ilgili bilinmeyenleri çözmeyi başardılar.
Telomerlerin hareketleri tam bir zıtlık göstermekte: Düzgün çalıştıkları zaman yaşlanmaya katkıda bulunuyorlar, düzgün çalışmadıklarında ise kanser hücresinin oluşmasına yardımcı oluyorlar. Telomerler her hücre bölünmesinde kısalmakta ve eğer fazla kısalırlarsa, hücre bölünemez hale gelmekte. Bu da hücrenin sonsuza kadar yenilenemeyeceğinin göstergesi. Aynı zamanda hücrenin karmakarışık olmasını ve belirsiz büyümesini de engelliyor. Kök hücreler gibi, bazı hücreler de kendilerini sürekli yenilemek zorundalar. Bu hücreler, telomeraz adında bir enzim üreterek telomerleri hücre bölünmesinden sonra düzeltmekteler. Problem, normalde kapalı olması gereken telomeraz enziminin bir şekilde hücre içinde aktive edilmesinden çıkıyor. Kanser hücrelerinin %80-90'ında telomerazın aktif olduğu görülmekte. Stockholmlü gelişim biyolojisi uzmanı Thomas Pärlman'a göre, bu çalışma, hayatımızla ilgili en temel sorunu çözmekte.
Nobel kazanan araştırmacılar telomerin DNA'sını çıkarıp, bakteriler hariç telomer olan tüm organizmalarda telomeraz enziminin de varolduğunu kanıtlamışlardır. Telomeraz enziminin varlığının hücre yenilenmesini sonsuza kadar devam ettireceğini düşünmek çok idealist bir yaklaşım olsa da, daha realist bir bakışla tümörleri yok etmek, yakın zamanda mümkün olacaktır.
Kimya alanında Nobel alan çalışma da tıbba yeni yöntemler ve tedavi çözümleri getirecek. Üç bilim insanı DNA üzerindeki bilgilerin nasıl kodlandığını ve binlerce proteine nasıl geçtiğini gösteren çalışmalarıyla Nobel'e hak kazandılar. Cambridge'deki MRC Moleküler Biyoloji Laboratuvarı'ndan Venkatraman Ramakrishnan; Yale Üniversitesi'nden Thomas A. Steitz ve Israil'deki Weizmann Bilim Enstitüsü'nden Ada E. Yonath ayrı ayrı çalışarak hücrenin protein deposu olarak bilinen ribozomları incelediler. Ribozom genetik kodu proteinlere taşır; proteinler ise, bitki, hayvan ve insanların kimyasını kontrol eder. Çalışmayı yürüten bilim insanları x-ray kristalografi adında bir metot geliştirdiler ve ribozomu oluşturan yüzbinlerce atomun konumlarını belirlemeyi başardılar. 3 boyutlu modeller sayesinde farklı antibiyotiklerin nasıl ribozomlara bağlandığı keşfedilmiş oldu, bu da bakteriyel enfeksiyonları iyileştiren yeni ilaçların geliştirilmesinin önünü açacak.
Fizikte ise, 40 yıl önce keşfedilen fiber optik ve dijital fotoğrafçılık alanlarında iki bilimsel gelişme, sonunda bu yıl Nobel ile ödüllendiriliyor. Işığın cam kullanarak uzun mesafeleri geçmesi ve fiber optik kabloların keşfi Charles K. Kao tarafından 1960'ların ortasında gerçekleşti. Cam fiberlerin bilgi transferinde taşınabileceği fikri, döneminde kuşkuyla karşılandı. Telekomünikasyon alanında devrim niteliğindeki bu buluş, geç de olsa, Nobel ile taçlandırılmış olacak. Ödülün diğer yarısı ise, Bell Laboratuvarları'ndan Willard S. Boyle ve George E. Smith'in semi kondüktör sensörü, bugün milyonlarca dijital makinada bulunan charge-coupled device (CCD) geliştirilmesini sağladı.
Nobel ile Fark Yaratmak
Dünyanın en prestijli ödülü Nobel kimin eseri? Nobel ödülleri, Alfred Nobel adında bir mühendisin insaniyete bir mirası. Alfred Nobel sıradan bir mühendis değil, patlayıcı nitrogliserini, yani dinamiti keşfeden bilim adamı. Kendi buluşunu ticarileştirmeyi başarıyla sağladı, inşaat alanında kesin çözüm sağlayan dinamiti dünyanın çeşitli yerlerinde sattı. Ölümünden sonra, dinamitin babası olarak anılmak yerine, varlığının çoğunu kendi adını vererek kurduğu vakıfa bağışladı. Nobel Vakfı, insanlığa katkıda bulunan bilim adamlarını barış, edebiyat, fizik, kimya ve tıp alanlarında 1901 yılından bu yana ödülendirmektedir. Bu ödüle edebiyat alanında layık görülen tek türk Orhan Pamuk. Melankolik ruhu doğduğu şehirde yeni sembollerde kültürlerin çarpışması ve içiçe geçmesiyle keşfeden Pamuk, 2006 yılında Nobel ödülünü kazanmıştı.
Nobel ödülleri, dünyada erişilebilecek en büyük prestijin simgesi. Warwick Üniversitesi'nin 2007'de tamamladığı araştırmaya göre, Nobel kazanmak; sadece saygınlık, şöhret ve para getirmiyor, ayrıca Nobel ödülü, kazananın yaklaşık iki yıl ömrüne ömür katıyor. 1901-1950 arasında fizik ve kimya dalında adaylar ve kazananların oluşturduğu 528 kişilik havuzda ortalama yaş 76, dikkat çekici olan ise Nobel kazananların adaylara göre, 1.4 yaş daha uzun yaşadığı.
Bu senenin Nobel ödüllerinden uluslararası arenaya verdiği mesaj açık ve net: Komite, geleceğe olumlu yaklaşıyor ve uluslararası çabaları destekliyor. Barack Obama'ya verilen barış ödülü, barışın sağlanması ve değişen dengelerle yeni düzenin kurulmasında tüm milletlerin işbirliğinin önemini vurguluyor. Tıp ve kimya alanındaki gelişmeler ,hastalıklarla mücadelede orta evrede büyük kazanımlar sağlayacak, insanın kaliteli yaşamasına aracı olacaktır. Herta Muller'e verilen edebiyat ödülü de, demokrasinin her zaman diktaya ve baskıya karşı kazanacağının bir simgesi.