Ah nerede o eski kokular!

Parfüm sektörü, laboratuvarlarda ucuza elde edilen parfümlerden uzaklaşılıp yeniden esanslar üzerinde çalışılması gerektiğini tartışıyor.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Sibel SANCAKLI

Osmanlı hekimlerinin, Mevlana'nın, "Koku, gönül gözünü açar" şeklindeki tavsiyelerinin, günümüz parfümleri için geçerli olmadığı söyleniyor. Uzmanlar geçmişte şifa olarak kullanılan esansların günümüzde sentetikleştiği ve tıpta değer bulamadığından şikâyetçi. Kokunun yaşadığı bu değişimi Aromaterapi Derneği Başkanı Prof. Dr. Ayten Altıntaş ile masaya yatırdık. Altıntaş geçmişin en gözde kokularından olan gülsuyunu örnek vererek başlıyor sözlerine. Zamanında ferahlattığı ve hafızayı artırdığı hekimlerce bilinen, halkın da bu amaçla kullandığı gül suyunun kırışık giderici ve cildi tazeleyici etkisini bildiklerini söylüyor Altıntaş. Ayrıca gülsuyunun ruha iyi geldiğini de vurguluyor.

Prof. Dr. Ayten Altıntaş, 12 yıl önce Osmanlı tıbbında ilaç olarak kullanılan bitkiler üzerine çalışmış. Bu sırada gülün önemli bir ilaç olduğunu gördüğünü ve kokularla ilgilenmeye başladığını anlatıyor. Diyor ki, "Sentetik kimyasalların bozulmama, kolay tedarik ve ucuzluk öncelikleri var. Parfümörler de bunlardan çok çeşitli ve güzel kokular yaratıyorlar. Fakat beden bunları yabancı madde olarak kabul edebiliyor." Altıntaş'a göre doğal kokular insana dost ancak bu endüstride artık doğala dönmek zor ve rantabl değil.

Gül ekstresi ultraviyole ışınlardan koruyor

Prof. Dr. Ayten Altıntaş'ın gül ekstresi üzerine çalışmaları kitaba dönüşmüş. Kitapta Dr. Leslie S. Bauman'ın 2011'deki bir çalışmasını anlatıyor Altıntaş. Bauman, gül ekstresinin güneşin ultraviyole ışınlarına karşı koruyucu etkisi olduğu sonucuna ulaşmış. İlk olarak 1979'da daha sonra 2003'te bilim dünyasına tanıtılmış iki araştırmada da UV ışınlarını önleyici, bu ışınları absorbe edici etkisinin çok yüksek olduğu, bu koruyuculuğun güldeki polifenol bileşiklerden kaynaklandığı yayınlanmış. 200-40 nm değerleri arasındaki ultraviyole ışınlarına karşı gül özütlerinin faydalı olacağı rapor edilen çalışmada güneş kremleri ve yağlarda gül ekstrelerinin kullanılabileceği belirtiliyor.

"Her ürüne ilave parfüm istememeliyiz"

Prof. Altıntaş, tüketici günlük ürünler konusunda da uyarıyor. Temizlik malzemeleri gibi ürünlerde koku aramamak gerektiğini belirten Prof. Dr. Altıntaş, "Zaten doğal temizleyicilerin kendine has bir kokusu var. Her şey buram buram sentetik koku ile doldurulmamalı" şeklinde konuşuyor.

Bazı kokular canlandırıcı bazılarıysa sakinleştirici

Koku uzmanı Bihter Türkan Ergül de kokunun insan beynindeki etkilerini bizimle paylaştı. Ergül, bazı kokuların canlandırıcı bazılarınınsa sakinleştirici etkisini hafızayla bağdaştırıyor. En kalıcı kokuların yağ halinde olduğunun altını çizen Türkan Ergül, "Esanslar parfümün içinde uçuculuk gösterir ve bu, koku moleküllerinin de yayılmasını sağlar. Dolayısıyla kalıcılığı azalır. Öz yağ denilen esanslar, yani çiçek ve yaprak özleri ise tende daha uzun süre kalır" diyor. Bugün parfüm yapımında özyağlardan oluşan esansların sadece yüzde 22 oranda kullanıldığını belirten Ergül, "Bu yüzden kalıcı değiller" diye özetliyor durulmu. Ergül kalıcı kokularla ilgili şu bilgileri veriyor: "Güzel koku şeklinde hissettiğimiz uçucu yağlar bitkilerin hormonu gibi. Bu yüzden bu yağlar insanların hormonlarını etkileyebiliyor. Suni kokular asla bitkilerden elde edilen uçucu yağların yerini tutmaz."

Darüşifa'da da kullanılıyordu

Bihter Türkan Ergül, kokuların ruh sağlığı üzerindeki etkilerini anlatırken Edirne'de 1488'de akıl sağlığı bozulan ve buhran geçirenlere müzik, su sesi ve koku terapisi yapılan Darrüşifa'yı örnek veriyor. Bu şifahaneyle ilgili Evliya Çelebi'nin şu notlarını aktarıyor: "Havale ve felç geçirenler için buhurdanlıkta nane, okaliptüs, gül, hint defnesi bulunurdu. Halüsinasyon görenlere bergamot, misk, melisa, fesleğen, yasemin ve kananga koklatılırdı. Gül, amber, turunçgiller, sedir, lavanta ve kuşdili kokuları da zihni açar ve unutkanlığa iyi gelir."

Kendi parfümünüzü hazırlayabilirsiniz

Bilinçli kişilerin sadece doğal uçucu yağlarla parfüm hazırlayabileceklerini belirten Altıntaş, konuyu, "Çiçeklerden veya turunçgillerden çıkarılan uçucu yağlar piyasada satılıyor. Kontrollü ve standartları belli. Bu yağlarla herkes kendine uygun parfüm hazırlayabilirler. Bunu Aromaterapi ile öğrenebilirler" diye özetliyor. Dünya genelinde kullanılan bütün bu kokuları doğala çevirmenin zor olduğunu dile getiren Altıntaş, "Özellikle ve öncelikle gıdada kullanılanlar sentetik olmamalı. Çocuklara ve yaşlılara sentetik koku koklatmamalı, hamile ve lohusalara sentetik koku kullandırmamalı" diye de ekliyor.

Bu konularda ilginizi çekebilir