"Uzun vadede gençleri kazanmalı, kısa vadede tesislere sahip çıkmalıyız"

Kayseri Damızlık Sığır Yetiştiricileri Birliği Başkanı Çakı, "Sektörde yaş ortalaması 52'ye dayandı. Gençleri işin içine çekmemiz gerekiyor. Gençler bu işten para kazanabileceklerini görürlerse zaten işin içine girerler" dedi.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

HİLAL SÖNMEZ

KAYSERİ - Kayseri, hayvancılık sektöründe diğer illerde yaşanan sorunlara paralel artan maliyetlerle baş etmeye çalışıyor. Yetiştiriciler; yem, mazot ve elektrik fiyatları noktasında destek bekliyor. Ancak Kayseri'deki yetiştiricilerin yaşadığı özel sorunlar da var. Özellikle çiğ süt ve damızlıkta pazara uzak olması, Kayserili yetiştiricileri olumsuz etkiliyor.

Kayseri Damızlık Sığır Yetiştiricileri Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Günay Çakı, Kayseri'de şu anda yaklaşık 22 bin ahırda, yıllık 80 binden fazla buzağı doğduğunu ve 235 bin civarında büyük baş hayvan olduğunu söyledi. Günlük süt üretim kapasitesinin ise 450 ila 500 ton arasında olduğunu aktaran Çakı, sektörde uzun ve kısa vadede alınması gereken tedbirler olduğunu aktardı. Uzun vadede en büyük sorunun gençlerin tarım ve hayvancılık yapmak istememeleri olduğunu söyleyen Günay Çakı, "Tarım ve hayvancılık stratejik önemi olan bir sektör ve maalesef biz sektörü devam ettirecek nesiller yetiştiremiyoruz. Sektörde yaş ortalaması 52'ye dayandı. Gençleri işin içine çekmemiz gerekiyor. Gençler bu işten para kazanabileceklerini görürlerse zaten işin içine girerler. Fakat ne zaman üreticimiz biraz kar yapacak olsa karşısına ithalat ile çıkıyoruz. Üreticilerimiz şu anda hafif bir rüzgara dahi dayanamayacak kadar güçsüz. Bazı dönemlerde para kazanmalarına izin vermeliyiz ki, kazanamadığı zamanlarda bunu tolere edebilsin" dedi.

"Market zincirlerine hazır değildik"

Kayseri'de yeterli büyüklükte süt işleme tesisi bulunmadığı için, üretici sütünü büyük ölçüde Konya, Aksaray ve Karaman'a satıyor. Sütü toplayan firmalar ise lojistik maliyetleri yükseldiğinde ve hayvancılık krize girdiğinde maliyetlerini düşürme adına uzak noktalardan süt almayı bırakıyor. Süt pazarına uzak olmasına rağmen sanayicilere bir takım avantajlar sunması ile Kayseri'nin şu anda bir sorun yaşamadığını belirten Çakı, "Kayseri bugün sütünü pazarlama noktasında bir sıkıntı yaşamıyor ancak lojistik maliyetleri düşünüldüğünde büyük firmalar Kayseri gibi illerden süt almayı bırakıyor. Kayserililer sütlerini üç ay satamasınlar, bu işi bırakırlar. Biz birlik olarak küçük üreticinin sütünü alıp değerlendiriyoruz ancak yeterli olmuyor. Daha kapsamlı bir politikanın uygulanması gerekiyor. Yatırımcılar teşvik edilse belki süt işleme tesisleri, kapasitesi olan şehirlere kurulabilir. Lojistik olmayacağı için de Kayseri gibi şehirlerde sorun ortadan kalkabilir. Ancak bu kez daha farklı sorunlar çıkacak karşımıza, bunun adı da marketler zinciri. Üretici tesis kurdu, sütü aldı, işledi. Peki, sonra ne yapacak? Zincir marketlerle anlaşıp, yeni markasını piyasada kabul ettirebilecek mi? Burada şu eleştiriyi yapmamız gerekiyor. Biz zincir marketlere hazır değildik ve küçük üreticileri bitme noktasına getirdik" dedi.

"Saray Çiftliği gibi tesislerimize sahip çıkmamız gerekiyor"

Konkordato ilan eden ve iflas noktasına gelen işletmelerle ilgili de açıklamalarda bulunan Çakı, "Kayseri'nin günlük 450 ila 500 ton arasında olan süt üretiminin yaklaşık 200 tonunu Develi ilçemiz karşılıyor. Develi'nin bu başarı ise bugün konkordato ilan eden Saray Çiftliği'nin ilçeye kazandırdığı tesis ile oldu. Uzun vadede gençleri kazanacak politikalar üretmemiz gerekiyorsa, kısa vadede de Saray Çiftliği gibi tesislerimize sahip çıkmamız gerekiyor. Saray Çiftliği, bir OSB değil ama istihdama çok büyük katkıları oldu. Onlar sayesinde Develi göç veren bir ilçe pozisyonuna düşmedi. İnsanlar kendi köyünde çalışacakları işler buldular. Birliğimizin de kurucuları arasında olan Necati Kurmel, Saray Çiftliği ile sadece istihdama katkıda bulundu demek de yanlış olur. Aynı zamanda ilçesindeki insanları da üretmeye teşvik etti. Bu kişilerin ne olursa olsun desteklenmesi ve sektörde devamlılıklarını sağlanması gerekiyor" diye konuştu.

"Elektrik, yüzde 50 oranında devlet tarafından karşılanmalı"

Sektörün özelikle yem noktasında desteklenmesi gerektiğini kaydeden Günay Çakı, üreticilerin ve yetiştiricilerin talepleri hakkında da şunları söyledi: "Hayvana verdiğimiz yemi yurtdışından alıyoruz. İyi bir planlama ile yurtiçinde üretim yapabiliriz. Özelikle soya fasulyesinde ithalatı durdurmak çok önemli. Elektrik fiyatları yüzde 50 oranında devlet tarafından karşılanmalı. Mazot ve gübre için tedbirler alınmalı. Bunlar yapılırken üreticinin her zaman devlete yük olmaması adına işletmelere kendi elektriklerini üretebilmeleri için şans verilmeli. Mazot konusunda da tarlaya uygun, en tasarruflu araç hangisi gibi konularda üreticiler eğitilmeli ve uygun makinelere teşvikler verilmeli. Beş veya on yıllık tarım politikaları belirlenmeli ve bunlar üzerinde küçük düzeltmeler dışında ciddi değişiklikler yapılmamalı. Ayrıca yöneticilerin şunu da unutmaması gerekiyor; hayvan yetiştiricileri, sanayiciler gibi makinenin bir tuşuna basıp üretimi durduramaz. İşimiz daha zor ve desteğe ihtiyacımız var."

Bu konularda ilginizi çekebilir