Atayık: Enflasyon muhasebesi kuyumcuyu kayıt dışına itti

Hazine ve Maliye Bakan­lığı tarafından kuyum­culara yönelik başlatılan ‘ver­gi’ denetimlerini yorumlayan İstanbul Kuyumcular Odası (İKO) Başkanı Mustafa Ata­yık, kamuoyunda oluşturulan ‘vergi kaçırıyorlar’ algısından rahatsız olduklarını söyledi.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Nurdoğan A. ERGÜN

40 bin firmanın bulunduğu sektörde hepsinin ‘aynı kefe­de’ görülmesinin yanlış oldu­ğunu söyleyen Atayık, diğer yandan sektör firmalarını ka­yıt dışılığa iten tek nedenin ‘enflasyon muhasebesi’ uygu­laması olduğunu belirtti. Ata­yık, “Birçok firma, bu muha­sebe sistemi nedeniyle oluşa­bilecek astronomik vergi yükü nedeniyle bilançosunu tam olarak gösteremiyor.

Buna pa­ralel olarak firmalar, bilanço ve stoklarını gerçek anlam­da gösteremediği için arzula­dığı miktarda altın kredisini almakta da zorlanıyor” dedi. Atayık, “Mevcut tablodan çı­kışın tek bir yolu var, o da enf­lasyon muhasebesinden vaz­geçilerek kuyumcular için ‘al­tın esaslı muhasebe’ sistemine geçmek” yorumunu yaptı.

“23 milyar dolarlık hacmin vergisi dikkate alınmıyor”

Kuyumculuk sektörünün kamuoyunda hep vergi kaçı­ran, kayıt dışı çalışan bir imaj içerisinde gösterilmesinden rahatsız olduklarını söyleyen Atayık, “Sektörü günah ke­çisi olarak göstermeden ön­ce meslektaşlarımızı kayıt dışılığa iten sebepleri tespit etmek ve çözüm bulmak çok önemli” dedi.

Kuyumcular, ‘düşük matrah beyan ediyor’ açıklamalarında bazı gerçek­lerin gözden kaçırıldığını ifa­de eden Atayık, “Basit usulde vergiye tabii meslektaşları­mız olduğu gibi KDV mükel­lefi olan, Maliye Bakanlığı ile entegre yazılım geliştiren en­tegratör firmalarla çalışan, e-arşiv, e-fatura kullanan, İSO 500 listesine ilk 10’da 2, top­lamda 6 firma ile giren ve bin­lerce e-muhasebe sistemine dahil sektör mensuplarımız yok sayılıyor.

Bugün sektörü­müzde, iç piyasa, ihracat, tu­ristik bölge satışları, DİR kap­samlı satışlar, serbest bölge satışları ve yabancı kredi kartı satışları boyutunda 23 milyar dolar civarındaki yıllık işlem hacmi üzerinden, kesilen fiş ve faturalardan alınan vergi­lerin hesaba katılmadığı anla­şılıyor” diye konuştu.

13 milyar dolarlık ihracat potansiyeli

Sektörün doğrudan 400 bin kişiye istihdam sağladığını kaydeden Atayık, “Yıllık yak­laşık 12-13 milyar dolarlık ih­racat ile kuyumcu firmaları­mızın en yüksek katma değe­ri oluşturduğunu unutmamak gerekiyor. 40 bin işletmeden oluşan büyük bir kuyum ailesi var” dedi.

“Tek amaç hammaddenin vergilendirilmesi olmasın”

Altın esaslı muhasebe uygu­lamasının sonbahar ayların­da TBMM’den geçmesi bekle­nen yeni vergi paketine alın­masını isteyen Atayık, talep ettikleri maddeyi şöyle anlatt­tı: “Sürekli olarak işlenmiş al­tın alım-satımı ve imali ile iş­tigal eden mükellefler, altın sa­tış tarihindeki İstanbul Altın Borsası’nda oluşan has altın değeri ile satılan mamulün has altın maliyet bedeli arasında oluşan farkı, maliyet bedeline ilave ederler.

Söz konusu fark, bilançonun pasifinde özel bir fon hesabında izlenir. Bu fon, sermayeye ilave dışında her­hangi bir suretle başka bir he­saba nakledildiği veya işlet­meden çekildiği takdirde, o yılın kazancına dahil edilerek vergiye tabi tutulur.

Bu mükel­leflerin kullandıkları yabancı kaynaklara ait gider ve mali­yet unsurlarının sadece ilgi­li dönemde ayrılan fonu aşan kısmı gider kabul edilir.” Bu metnin, 32 Sayılı Karar kap­samındaki kıymetli madenler dikkate alınarak genişletile­bileceğini dile getiren Atayık, “Burada tek amaç; hammad­denin dolaylısıyla kuyumcu­nun sermayesinin vergilendi­rilmesinden vazgeçilmesi ol­malı” dedi.