Dünya liginde liderlik hedefi

Dünya (İzmir) - Beyza Coşkuntürk

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Çimento ihracatında dünya üçüncüsü olan Türk çimentocular, 2019 yılı performansları ile liderliğe oynayacak. Hali hazırda ihracatta Avrupa birincisi olan sektör, dünya klasmanında da hedef büyütmüş oldu.

Çimento, Cam, Seramik ve Toprak Ürünleri İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı ve Batı Anadolu Grubu İcra Kurulu Üyesi Feyyaz Ünal, rakip ülkelere bakıldığında Türkiye’nin pozitif bir ivmesi olduğunu, ihracatta doğru fiyatlandırma ve üretim planlaması ile 2019 yılında dünya çimento ihracatında birinci sıraya yükselmek için hiçbir sıkıntı olmadığını söyledi.

Ünal, Türk çimento sektörünün 70 fabrikasıyla 19 bin kişiye istihdam sağladığını ve 100’ün üzerinde ülkeye ihracat gerçekleştirdiğini ifade ederek, “Çimento sektörü bu yılı artan talep ve daralan marjlarla geçiriyor. Türkiye Çimento Müstahsilleri Birliği tarafından son açıklanan verilere göre yılbaşından bu yana Türkiye’de 38 milyon ton çimento üretildi. Geçen yıla kıyasla yurt içinde yüzde 5,4 artışla 33 milyon ton çimento satıldı” dedi.

Maliyet tarafında ise sektörün döviz artışına bağlı kömür ve elektrik maliyetlerinin yükselmesinden oldukça etkilendiğini aktaran Ünal, “2018 başına kıyasla kar marjları hem ihracatta hem de iç satışta daraldı. İhracatta, dünya çimento pazarında dengeler değişti. 2018 yılında geçen seneye kıyasla yüzde 17 artışla toplam 412 milyon dolar ihracat gerçekleştirildi. 5,2 milyon ton çimento ve 4 milyon ton klinker ihraç edildi” şeklinde konuştu.

Çimento sektörünün ilk üç pazarından ABD ile ihracatın 2018’de yüzde 56 artış gösterdiğini söyleyen Ünal, İsrail’e olan ihracatın yüzde 40 yükseldiğini ve Suriye’deki çatışmaların sakinleşmesiyle birlikte bu ülkeye gerçekleştirilen ihracatın da arttığı bilgisini verdi. Ünal, “2019 yılında ihracat pazarlarımızın çoğunda ekonomide ve inşaat sektöründe büyümelerin devam edeceğini öngörüyoruz. Böylece dış talep ve dolayısı ile ihracat artışımız 2019 yılında da sürecek” ifadesini kullandı.

Güney Afrika yeni pazar olacak

Türkiye’nin dünya çimento ihracatında lider ülke konumuna yükselmesi için hiçbir mani bulunmadığını vurgulayan Ünal, “Önümüzdeki yıl Türkiye’nin rakibi olan ülkelerde değişik nedenlerle önemli duraksamalar yaşanacak. Bu yıl en çok ihracat yaptığımız ABD, İsrail ve Suriye pazarları bizim için önemini sürdürecek. Bununla birlikte Batı Afrika ülkelerinin de alımlarının artacağını öngörüyoruz. Çin ve İran’ın ihracat pazarından çekilmesi ile birlikte bizim için Güney Afrika’ya doğru yeni pazarlar açılabilir” dedi. İnşaat sektörünün Türkiye ekonomisinin büyümesinin lokomotifi konumunu halen sürdürdüğü söyleyen Ünal, “Süregelen kentsel dönüşümlerle beraber yaklaşık 7 milyon konutun beş yıllık zaman diliminde yeniden inşası, 130 ile 140 milyon ton civarında çimento kullanımına işaret ediyor. Türkiye çimento sektörünün ülke içi talebi karşılamasının yanı sıra ihracatta dünya pazarında tuttuğu yer de tartışılmaz” dedi.

Çin’deki konsalidasyon onları ithalatçı yaptı!

 Maliyetlerde kura bağlı olarak özellikle kömür ve elektrik fiyatları arttığını, hatta 2018 başına kıyasla ihracatta dahi karlılığının düştüğünü gözlemlediklerini söyleyen Ünal, “Kur artışından ziyade rakip ülkelerin durumunu incelediğimizde bizim için pozitif bir tablo ortaya çıkıyor. Bunun gelecek yılda etkilerini hissedeceğimizi düşünüyorum. Çin’de gerçekleşen konsolidasyon, ihracatçı olan Çin’i bugün ithalatçı konuma getirdi. Çin’in 2019 yılında 12 milyon ton çimento ve klinker ithal etmesi bekleniyor” şeklinde konuştu.

İran’da uygulanan ambargo sebebi ile İran’ın dünya çimento ticaretinde önemli ölçüde gerilediğini ifade eden Ünal, “Avrupa’da ise karbon fiyatlarında beklenen yüzde 70’lik artış, ticaretin odağının karbona yönelmesine neden olacak. Dolayısıyla Türkiye, dünya çimento ve klinker ihtiyacı söz konusu olduğunda bugün neredeyse rakipsiz durumda” şeklinde konuştu.

Sektör demiryollarını kullanmak istiyor

Sektör için demiryolu taşımacılığının artırılmasının önemine işaret eden Feyyaz Ünal, “Yakıt tasarrufunun yanında karayolu trafik yoğunluğunu ve taşıma riskini azaltacak. Demiryollarının maliyet avantajı sağlayarak yük trafiğinde daha fazla kullanılabilmesi için mevcut 0-150 km sabit tarifesinin 0-200 km’yi kapsayacak şekilde güncellenmesi gerekir” önerisinde bulundu.