Yeşil binalarla enerji ithalatı frenlenecek

Enerji modellemesi yapılması ve gerekli tedbirlerin uygulanması halinde geleneksel yöntemlerle tasarlanmış ve işletilen ortalama binalara göre enerji kullanımında yüzde 20 ila yüzde 50 arasında azaltım sağlanabilecek.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Yenilenebilir Enerji Genel Müdürlüğü Müdür Yardımcısı Erdal Çalıkoğlu, enerjide dışa bağımlılığının yüzde 75'ler düzeyinde seyrettiğini belirterek, enerji ithalatının Türkiye ekonomisine faturasının 55 milyar dolar seviyelerinde olduğunu söyledi.

Çevre Dostu Yeşil Binalar Derneği (ÇEDBİK) tarafından Ceylan Intercontinental Otel'de düzenlenen "ÇEDBİK Yeşil Binalar Kongresi 2016" etkinliği başladı.

Ana teması, "Dayanıklı Şehirler İçin Düşünsel Dönüşümler" ve "Binadan Yerleşkeye Bütünsel Tasarım için Diyalog" olarak belirlenen ve sürdürülebilir binalar konusunda önemli konuları ele alan kongrenin açılışında konuşan Çalıkoğlu, kalkınmakta olan Türkiye'de artan nüfus ve refah düzeyi, sanayileşme gibi nedenlerden dolayı enerji kullanımının hızla arttığından bahsetti.

Enerjide dışa bağımlılığın yüzde 75'lerde olduğunu dile getiren Çalıkoğlu, "Enerji ithalatının faturası ise 55 milyar dolar seviyelerinde. Enerji ihtiyacımızın artmasına karşılık enerji üretiminde kullanılan kaynakların giderek azalması, enerji kullanımından kaynaklı sera gazlarının iklim değişikliği ve küresel ısınma üzerindeki etkisi, acil ve etkin tedbirler alınmasını zorunlu kılmakta" diye konuştu.

Çalıkoğlu, Türkiye'nin 2030 yılında sera gazı emisyonlarını yüzde 21 azaltmayı hedeflediğini anımsattı.

Erdal Çalıkoğlu, "Bu hedefi gerçekleştirmek için güneş enerjisi santrali kapasitemizin 10 bin, rüzgar enerjisi santrali kapasitemizin 16 bin megawatta çıkarılması, hidroelektrik potansiyelimizin tamamının kullanılması, 1 nükleer santralinin devreye alınması, elektrik iletim ve dağıtımındaki kaybın yüzde 15'e indirilmesi, termik santrallerin rehabilitasyonunun yapılması ve mikro-kojenerasyon ve kojenerasyon gibi diğer yerinden üretim sistemlerinin kurulması gibi hedefler belirlenmiştir" diye konuştu.

Yapı sektörünün karbon ayak izi artışında diğer sektörlerin önüne geçtiğini ifade eden Çalıkoğlu, doğal kaynakların neredeyse üçte birini kullanan yapı sektörünün taze suyun yüzde 12'sini kullanırken toplam katı atığın yüzde 40'ından sorumlu olduğunu bildirdi.

Çalıkoğlu, binaların daha yapım aşamasında, entegre bir yaklaşım sergilenmesi, enerji modellemelerinin yapılması, modellemeden elde edilen sonuçlara uygun tedbirlerin uygulanmasının sadece sosyal bir sorumluluk değil, aynı zamanda insani zorunluluk olduğunu söyledi.

"Kazanç milyarlarca doları bulabilir"

Çalıkoğlu, enerji modellemesi yapılması ve gerekli tedbirlerin uygulanması halinde sağlanacak faydalara değinerek, şöyle devam etti:

"Çevre dostu, enerji verimli, sürdürülebilir yeşil binalar üzerinde yapılan araştırmalar, binaların bu şekilde tasarlanması ve işletilmesi durumunda, geleneksel yöntemlerle tasarlanmış ve işletilen ortalama binalara göre enerji kullanımında yüzde 20 ila yüzde 50 arasında, CO2 emisyonlarında yüzde 30 ila yüzde 40 arasında, su tüketiminde 30 ila 50 arasında, katı atık miktarında yüzde 70 oranında, bakım maliyetlerinde ise yüzde 10-15 oranında azaltım sağlanabileceğini göstermektedir.

Türkiye gibi enerji kaynakları bakımından diğer ülkelere bağımlı ve sanıldığının aksine kullanılabilir su bakımından çok da zengin olmayan bir ülkenin, çevre dostu, enerji verimli, sürdürülebilir yeşil ve sürdürülebilir binalar sayesinde tek kalemde kazancı milyarlarca doları bulabilir."

"Hedefe ulaşmada en büyük katkıyı yapı sektöründen bekliyoruz"

Türkiye'nin 2023'te enerji yoğunluğunu 2011 yılı değerine göre en az yüzde 20 azaltmayı hedeflediğini anımsatan Çalıkoğlu, "Bu amaçla yapılagelen çalışmaların sonucu olarak 2000 yılı baz alınarak karşılaştırma yapıldığında, 2014 verileriyle birincil enerji yoğunluğu indeksinde yaklaşık yüzde 13, nihai enerji yoğunluğu indeksinde ise yüzde 15 iyileşme sağlandığı görülmektedir" dedi.

Çalıkoğlu, enerji ve iklim konusundaki hedeflerine ulaşmada en yüksek katkıyı, yüksek tasarruf potansiyeli dolayısıyla, yapı sektöründen beklediklerini aktardı.

Bu bağlamda binaların enerji taleplerinin ve karbon emisyonlarının azaltılması gerektiğini vurgulayan Çalıkoğlu, şu ifadeleri kullandı:

"Ayrıca yenilenebilir enerji kaynakları kullanan, enerji verimli, sürdürülebilir, yani, çevre dostu binaların yaygınlaştırılması, binalara azami enerji ihtiyacı ve azami emisyon sınırlaması getirilmesi, karbondioksit salım miktarları ilgili mevzuatta tanımlanan asgari değerlerin üzerinde olanlara idarî yaptırım uygulanması, 2010 yılı yapı stokunun en az dörtte birinin sürdürülebilir yapı haline getirilmesi, Türkiye'nin stratejik hedefleri."

Çalıkoğlu, 64. Hükümet Programında hem yerli ve yenilenebilir enerji hem de enerji verimliliği konularının yer aldığından bahsetti.

"Ana hedefimiz sürdürülebilir yeşil binaların üretilmesi"

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Mesleki Hizmetler Genel Müdür Yardımcısı Murat Oral, enerji verimliliği sunan sürdürülebilir yeşil binalar üretilmesinin Bakanlığın ana hedeflerinden olduğunu söyledi.

Havayı, suyu, toprağı daha az kirleten yapılar üreterek şehirleri rehabilite etmek istediklerini dile getiren Oral, enerji tüketimini ve salınımı azaltan binalar üretmeyi ciddi şekilde önemsediklerinin altını çizdi.

Oral, "Kentsel dönüşüm ve yeni bina üretim sürecinde binalarımızın kimlikli olması için çalışmalar yürütüyoruz" dedi.

Uluslararası Müteahhitler Konfederasyonu Başkanı Emre Aykar da Birleşmiş Milletler verilerine göre dünyadaki mevcut binaların toplam enerjinin yüzde 40'ını tükettiğini belirterek, " Bu binalar, tüketilen suyun yüzde 25'ini, global kaynakların yüzde 40'ını, toplam elektriğin yüzde 60'ını kullanıyor" dedi.

Bu oranların azalması için sürdürülebilir ve yeşil binaların üretilmesinin önemine değinen Aykar, mevcut bina stoklarının genelde düşük enerji performansına sahip olduğunu dile getirdi.

Aykar, binaların enerji verimliliğini artırmak için yapılacak her yatırımın kısa vadede geri dönen doğrudan ve dolaylı tasarruflar sağlayacağına vurgu yaparak bugün harekete geçilmezse onlarca yıl sera gazı salınımının azalmayacağını bildirdi.

7 başlıkta 7 farklı konu

ÇEDBİK Yönetim Kurulu Başkanı Selçuk Özdil ise derneğin 140'tan fazla üye kuruluşu olduğunu belirterek, Dünya Yeşil Binalar Konseyinde Türkiye'yi temsil ettiklerini söyledi.

Çevre dostu sürdürülebilir bina kültürünün oluşumu, gelişimi ve yaygınlaşması için çalıştıklarını dile getiren Özdil, derneğin faaliyetlerinden bahsetti.

Toplamda 40 konuşmacının görüşlerini paylaşacağı kongrede, "Sürdürülebilir Bina Yönetimi", "Sürdürülebilir Malzeme", "Sürdürülebilir Verimlilik", "Entegre Tasarım", "Sürdürülebilir Bina Belgelemesi", "Sürdürülebilir Finans" ve "Sürdürülebilir Yerleşkeler" başlıklı 7 farklı oturum düzenlenecek.

Bu konularda ilginizi çekebilir