"ABD'nin artan üretimi enerji fiyatlarını baskılayacak"
Önümüzdeki 3-4 yıl içerisinde çok büyük bir jeopolitik gelişme olmazsa ABD'nin artan petrol ve doğal gaz üretiminin, fiyatları aşağı doğru baskılayacağı ön görülüyor.
ABD Başkanı Donald Trump yönetimince izlenecek enerji politikalarının küresel enerji piyasalarına çok önemli yansımaları olacağını vurgulayan Birol, "Amerika, şu anda hem petrolde hem doğal gazda bir numara. Ülkede bu iki enerji kaynağının üretimi hızla artıyor. Bu artışı daha da hızlandırıp Amerika'yı, dünyanın en önemli enerji ülkesi haline getirmeye çalışıyorlar. Önümüzdeki 3-4 yıl içerisinde eğer çok büyük bir jeopolitik gelişme olmazsa ABD'nin artan petrol ve doğal gaz üretimi, fiyatları aşağı doğru baskılayacak" diye konuştu.
"ABD, yakında nükleer enerjide çok ciddi adımlar atacak"
ABD Enerji Bakanı Rick Perry'nin ile temaslarında nükleer enerji hususunun da gündeme geldiğini belirten Birol, "Sayın Perry ile görüşmelerimiz sonucunda anladığım ikinci bir nokta, Amerika'nın nükleer enerji konusunda yakın zamanda çok ciddi adımlar atacağı oldu" ifadesini kullandı.
Donald Trump yönetiminin nükleer enerji alanındaki girişimlerinin şu anda fazla gelişme kaydetmeyen sektörün yeniden canlanmasına katkı sağlayabileceğini vurgulayan Birol, Washington ziyaretinde ayrıca ABD Dışişleri Bakanı Rex Tillerson'la görüştüklerini bildirdi ve bu toplantıda ise küresel enerji piyasalarındaki son gelişmeleri ele aldıklarını aktardı.
ABD'nin temiz kömür teknolojilerinde de önemli bir sıçrama hedeflediğini hatırlatan Birol, "karbonu yakalama ve depolama" gibi yöntemlere yatırım yaparak kömürü daha temiz bir şekilde kullanmaya çalışacağını söyledi.
Birol, Trump yönetiminin, "yenilenebilir enerji kaynaklarını ikinci plana atacağı" görüşüne katılmadığını belirterek, "ABD, bütün enerji kaynaklarına bakacak. İçlerinde hangileri hem maliyet hem çevre açısından daha yararlı olacaksa onları kullanacak" dedi.
"Yeni devrim enerji depolamada olacak"
Yenilenebilir enerji kaynaklarının en büyük dezavantajının süreklilik olduğunu dile getiren Birol şöyle konuştu:
"Güneş varsa elektrik var, güneş yoksa elektrik yok. Rüzgar için de aynı şey geçerli. Dolayısıyla yenilebilir enerji kaynakları 24 saat bizim emrimizde değil, daha çok doğa şartlarına bağlı. Bu nedenle yenilebilir enerjiyi kullanan sistemlerin sürekliliğini ve güvenliği sağlamak için piyasaların iyi bir şekilde dizayn edilmesi, doğal gaz, kömür ve nükleer gibi sürekli elektrik üreten kaynaklarla iyi entegre olması lazım."
Bu açıdan enerji piyasaları için bir sonraki devrimin elektrik depolama alanında yaşanacağı öngörüsünde bulunan Birol, ABD Enerji Bakanlığı ve IEA'nın bu konuda ortak çalışmaları olacağını söyledi.
"En büyük tehlike jeopolitik riskler"
Şu anda küresel enerji güvenliğini tehdit eden risklerin başında jeopolitik risklerin geldiğine işaret eden Birol, "Dünyadaki petrol ihracatının büyük bir kısmı Orta Doğu'dan geliyor. Ayrıca, Venezuela, Libya ve Nijerya önemli petrol ihracatçıları... Bu ülkelere baktığımız zaman jeopolitik dengeleri istikrarlı gözükmüyor. Katar'la Arap ülkeleri arasında yaşanan son gelişmeler de enerji ile jeopolitikanın içe içe geçtiğini ve jeopolitik gerilimlerin enerji güvenliği için ciddi sorunlar çıkarabileceğini bize gösterdi" şeklinde açıklamalarda bulundu.