Benzin istasyonlarının %80’i zorda

Türkiye’de bir akaryakıt istasyonunun kâr etmesi için günde 10 bin litrenin üstünde satış yapması gerektiğini söyleyen PÜİS Başkanı Alkan, rafineri sonrası kârın en az yüzde 50’sinin bayilere verilmesini istedi

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Mehmet KARA

Akaryakıt sektörünün en önemli ve en çok görünen bileşenlerinden biri hiç kuşkusuz, tüketiciyle yüz yüze çalışan akaryakıt istasyonları. 2000’li yıllara gelinceye kadar istasyon sahipliği özellikle Anadolu’da çok rağbet edilen bir girişimcilik türüydü. Aslında bugün de kısmen öyle. Kısmen diyoruz, çünkü istasyon sahipliğinin cazibesini azaltan gelişmeler yaşandı, yaşanıyor. Türkiye’deki istasyon sahiplerini bünyesinde yer aldığı Petrol Ürünleri İşverenler Sendikası’nın (PÜİS) Başkanı Muhsin Alkan, sorularımızı cevapladı.

Akaryakıt istasyonları nasıl bir yıl geçirdi?

Akaryakıt istasyonları, zar zor ayakta kalabilen işletmeler durumunda. Şu anda sınırlı sayıda istasyon dışında işletmeler hayatını zor idame ettiriyor. Yani bir oksijen çadırında diyebiliriz. Ama üstlendiği hizmetleri de yapmak durumunda. İstasyon sahiplerimiz satış yapsa da yapmasa da, gece sabaha kadar lambalarını yanık tutmak zorunda. Dolayısıyla özellikle Anadolu'daki istasyonlar her türlü hizmeti veriyor. En azından yerine göre sığınak hizmeti, bazen sağlık ocağı hizmeti, barınak hizmeti veriyor. Ama bunun karşılığında ne yeterli ilgiyi, ne hak ettiği saygıyı, ne de hak ettiği kârı elde edebiliyor. Dolayısıyla 2013 yılı parlak geçti sayılmaz.

Nereden kaynaklanıyor bu?

5015 sayılı yasanın çıkmasından bu yana akaryakıt dağıtım sektörü parlak bir dönem geçirmiyor. Haksız rekabetler, haksız fiyatlar, ana dağıtıcıların çokluğu, kaçak akaryakıtın devam etmesi, 10 numara yağın devam etmesi. Gayriyasal akaryakıtın Türkiye'ye girmesi, normal çalışan bayileri son derece rahatsız ediyor.

Kaçakla mücadelenin başarılı olduğu söyleniyor...

Maalesef kaçak akaryakıt hâlâ var. Peki kaçak akaryakıt nereden geliyor? Daha çok denizlerden geliyor tabii. Kaçağın varlığını nasıl anlarsınız? Maliyetin altında akaryakıt satılıyor. Yoksa bu nasıl yapılabilir? Maliyetin altında satılıyorsa bu millileşmemiş, ÖTV'si ödenmemiş akaryakıttır. Devlet ÖTV ötelemesi yapıyordu eskiden, onu da kaldırdı. Ana dağıtıcılar bundan yanlış yararlandılar, yanlış kullandılar. Tabii ki bu sektörü rahatsız etti.

Kaçak denizlerden geliyor dediniz, nasıl oluyor bu?

Kaçak dediğin, öyle Doğu’dan üç beş katırla, atla gelen akaryakıt değildir. Kaçağın ağırlığı denizlerde. Deniz taşıtlarına hava taşıtlarına ÖTV'siz akaryakıt veriliyor. Deniz yakıtları ya da jet yakıtları piyasaya giriyor. Biz bugüne kadar bunları anlamış değiliz.

Bayiler nasıl etkileniyor?

Bayi bu tür baskıların altından kalkamıyor. Ama gel gör ki cezayı yiyen de yine dürüst bayidir. Yok deponda oksitlenme olmuş, yok tankın altında su çıktı... Zavallı bayiye cezayı basıp, kendilerinin iş yaptığını zannediyorlar. Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) kuruldu kurulalı pek hoşnut değiliz.

Akaryakıt sektörünün EPDK' dan alınıp başka bir yere bağlanacağı söyleniyor...

Aslında bizim doğrudan bu yönde bir talebimiz olmadı ama herkes de anladı ki, EPDK hem akaryakıtı hem elektriği hem boru hatlarını taşıyamaz. Rüzgârı, güneşi var, boru hatları var. Normal hidroelektrik santralleri var. Her çeşit enerji kaynağı ve konusu var. Altından kalkılamıyor. EPDK'nın yıldönümü toplantıları yapılıyor, bir sürü konuşma yapılıyor. Ama burada petrolün P harfinden söz edilmiyor. Demek ki bizim yerimiz burası değil. İyi idare edilemiyoruz, işin gerçeği bu. Çünkü idare edenler akaryakıtı bilmiyorlar. Bayilerin bütün kârını ana dağıtıcıya vermişler.

Bayiler kârın ne kadarını almalı?

Eskiden devletteyken neyse, o oranı istiyoruz. Geçmişte yüzde 55'i bayinin, yüzde 45'i ana dağıtıcınındı. Bugün ise yüzde 65'i dağıtıcının, kalanı, yani yüzde 35'i bayilerde. Serbest piyasa olduğu için Türkiye'de devlet fiyatı belirlemiyor. Bunlar kesinlikle Tüpraş tarafından belirlenen fiyatlar geçerlidir. Fiyat politikası oradan çıkıyor. EPDK'nın şu anda fiyatlara müdahale etmesi gerekir ki, o da etmiyor. Dolayısıyla formülümüz açık. En azından yüzde 50-50 olmalı. Bu fazla bir artış değil.

İstasyon sayısı ne durumda?

Türkiye'nin her tarafı akaryakıt istasyonu oldu. Aslında bu pahalı bir yatırım ve milli servet heba oluyor boşu boşuna. Her tarafa bayilik verilmez ki... Sektöre dışarıdan bakanlar bunu anlamıyor. Zannediyorlar ki, çok para kazanılıyor. Ama işin gerçeği öyle değil... Bu kârlarla bir akaryakıt istasyonu kendini zar zor çeviriyor. Günde 10 bin litrenin altında akaryakıt satan bir istasyon kâr etmez. Kendisini zar zor ayakta tutar. Ekmek yedirmez istasyon sahibine...

Peki bugün 10 bin litre üzeri satan kaç istasyon vardır?

13 bine yakın istasyonun ancak yüzde 15-20'si ancak 10 bin litrenin üzerinde satıyordur. 20 bin litrenin üzerinde satış yapan istasyonlar, parmakla sayılıdır. Ayrıntılı istatistiğini bilemeyiz, fakat gözlemlerimiz bize bunu söylüyor. Bugün akaryakıt bayilerinin yüzde 70-75'i, günde 10 bin litrenin altında akaryakıt satar. Ortalaması 2 bin 500 litredir.

Dağıtıcı-bayi sözleşmelerine 5 yıl sınırı getirilişinin beşinci yılı doluyor...

İstasyonlar ana dağıtıcılarla yine oturacak, konuşacak, anlaşacak. Fiyat indirimi arayacak, iskonto alacak falan. Bu değişikliği vakti zamanında biz yaptırdık. Sendikamız uğraştı. İntifa sözleşmeleri 15, 20, 30 yıllıktı. Hatta 50 yıllık sözleşmeler bile vardı. Ama sözleşmelere beş yıl sınırı gelince istasyon sahipleri ana dağıtıcısını değiştirebilecek. İstasyonların yüzde 30-35'i bir yıl içinde pazarlığa oturacak durumda olabilir. Tabii bu sirkülasyon her sene olacak, yıllara yayılıyor. 

Kanun değişikliğinden umutluyuz

5015 Sayılı Petrol Piyasası Kanunu'nda bir revizyon için taslak hazırlanıyor. Sanırım seçimlerden sonra gündeme gelecek. Petrol İşleri Genel Müdürlüğü, ana adağıtıcılar çalışıyor. Güzel bir değişiklik çıkar umuyoruz. Bizim de bazı taleplerimiz var. O revizyon sırasında bunlar gerçekleşirse mutlu oluruz. Hizmet sektörü olarak bizlere daha çok sorulsa, danışılsa, sektör beraber uygularsa iyi olur. Ama ana dağıtıcılar bayiyi ezmeye kalkarsa, EPDK ya da diğerleri bayiyi ezmeye kalkarsa olmaz. Ticari kurallar çerçevesinde tüm kesimler işlerini doğru yaparlarsa 2014 bizim için daha iyi bir yıl olur.

Bu konularda ilginizi çekebilir