Elektrik Piyasası Kanunu'na kısmi iptal

Anayasa Mahkemesi'nin, hidroelektrik santrallerinin inşasının inceleme ve denetiminin, yetkilendirilecek denetim şirketlerine yaptırılmasını öngören kanun hükmünün iptaline ilişkin kararının gerekçesi Resmi Gazete'de yayımlandı.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

 

ANKARA - Anayasa Mahkemesi'nin, Elektrik Piyasası Kanunu'nun, hidroelektrik santrallerinin inşasının inceleme ve denetiminin, yetkilendirilecek denetim şirketlerine yaptırılmasını öngören hükmünün iptaline ilişkin kararının gerekçesi Resmi Gazete'de yayımlandı.
 
Danıştay 13. Dairesi, 4628 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu'nun Geçici 14. maddesinin birinci fıkrasına, 6111 sayılı Kanun'un ile eklenen (f) bendinin "...veya gerektiğinde yetkilendirilecek denetim şirketlerine yaptırılması sağlanır. Denetim şirketleri ile ilgili uygulamaya ilişkin usul ve esaslar, ilgili bakanlıkların görüşü alınmak kaydıyla DSİ tarafından çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir" bölümünün iptaline ve yürürlüğünün durdurulmasına karar verilmesi istemiyle Anayasa Mahkemesi'ne başvurmuştu.
Yüksek Mahkeme, elektrik enerjisi üretmek maksadıyla yapılacak üretim tesislerinin su yapısıyla ilgili kısımları ile gerçek ve tüzel kişiler tarafından inşa edilecek suyla ilgili yapıların inşasının inceleme ve denetiminin, gerektiğinde yetkilendirilecek denetim şirketlerine yaptırılmasını öngören hükmü iptal etmişti.
Anayasa Mahkemesi, denetim şirketleri ile ilgili uygulamaya ilişkin usul ve esasların, ilgili bakanlıkların görüşü alınmak kaydıyla DSİ tarafından çıkarılacak yönetmelikle düzenleneceğine ilişkin hükmün de iptaline karar vermişti.
 
Gerekçeden
 
İptal kararının gerekçesinde, DSİ'nin, 6200 sayılı Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü'nün Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanunu uyarınca, su yapıları ile etüt ve proje işlerini kendisi yapabildiği gibi ücreti karşılığında da yaptırma imkanına sahip olduğu belirtildi.
Gerekçede, DSİ'nin, su yapılarıyla ilgili, yapının projeye uygun olup olmadığı, fenni icaplara uygun şekilde yapılıp yapılmadığı konusunda tek yetkili kurum iken, 4628 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu'na eklenen başvuru konusu yeni düzenlemeyle elektrik enerjisi üretmek için yapılacak üretim tesislerinin su yapısıyla ilgili kısımları ile gerçek ve tüzel kişiler tarafından inşa edilecek suyla ilgili yapıların inşasının incelenmesi ve denetlenmesinin yetkilendirilecek denetim şirketlerine de yaptırılabileceğinin kurala bağlandığı hatırlatıldı.
Denetim şirketleriyle ilgili uygulamaya ilişkin usul ve esasların ise ilgili bakanlıkların görüşü alınmak kaydıyla DSİ tarafından çıkarılacak yönetmelikle düzenleneceğinin öngörüldüğü belirtildi.
Anayasa'nın 7. maddesinde "Yasama yetkisi Türk Milleti adına Türkiye Büyük Millet Meclisi'nindir. Bu yetki devredilemez" denildiği vurgulanan gerekçede, buna göre yasa ile yürütme organına genel ve sınırları belirsiz bir düzenleme yetkisinin verilebilmesinin olanaklı olmadığı kaydedildi.
Yürütmenin düzenleme yetkisinin, sınırlı, tamamlayıcı ve bağımlı bir yetki olduğu, yasayla yetkilendirmenin Anayasa'nın öngördüğü biçimde yasa ile düzenleme anlamını taşımadığı ifade edilen gerekçede, "Temel ilkeleri belirlenmeksizin ve çerçevesi çizilmeksizin, yürütme organına düzenleme yetkisi veren bir yasa kuralı ile sınırsız, belirsiz, geniş bir alanın yönetimin düzenlemesine bırakılması, Anayasa'nın belirtilen maddesine aykırılık oluşturur" denildi.
 
"Kamu hizmetlerinin gerektirdiği asli ve sürekli görevler"
 
Anayasa'nın 128. maddesinde ise "Devletin, kamu iktisadi teşebbüsleri ve diğer kamu tüzel kişilerinin genel idare esaslarına göre yürütmekle yükümlü oldukları kamu hizmetlerinin gerektirdiği asli ve sürekli görevler, memurlar ve diğer kamu görevlileri eliyle görülür" denildiği hatırlatılan gerekçede, şunlar kaydedildi:
"Devlet ya da diğer kamu tüzel kişileri tarafından, bunların gözetim ve denetimleri altında, genel ve ortak gereksinimleri karşılamak, kamu yararını, çıkarını sağlamak için yapılan ve topluma sunulan sürekli ve düzenli etkinlikler olarak tanımlanan kamu hizmetinin, kamu hukukunun genel ilkeleri gereğince, doğrudan idarenin kuruluş ve kurumları eliyle, kamusal yönetim biçimine göre yürütülmesi asıl ve olağandır."
Gerekçede, elektrik enerjisi üretmek için yapılacak üretim tesislerinin su yapısıyla ilgili kısımları, gerçek ve tüzel kişiler tarafından inşa edilecek suyla ilgili yapıların inşasının incelenmesi ve denetlenmesi işlemlerinin kamu hizmeti niteliği taşıdığına kuşku bulunmadığı vurgulandı.
 
"Dava konusu kuralda bir açıklık yok"
 
İtiraz konusu kuralda bu inceleme ve denetlemenin DSİ tarafından yapılacağı veya gerektiğinde DSİ tarafından yetkilendirilecek denetim şirketlerine yaptırılabileceğinin belirtildiği anımsatılan gerekçede, şöyle devam edildi:
"Denetim şirketlerine yaptırılacak denetimde, bu şirketlerin yetkilerinin sınırları, söz konusu denetim sonuçlarının DSİ yönünden bağlayıcılık taşıyıp taşımadığı ve bu aşamada DSİ'nin denetim yetkisinin ayrıca devam edip etmediği, inceleme ve denetimlerde denetlenen şirket ile denetleyen şirketin yükümlülüklerini tam olarak yerine getirmediğinin ya da usulsüzlük yapıldığının tespiti halinde uygulanacak yaptırım ve sonuçları, denetimin tekrarlanabilirliği hususlarında dava konusu kuralda bir açıklık bulunmamakta, denetim şirketleri ile ilgili uygulamaya ilişkin usul ve esasların bakanlıkların görüşü alınmak kaydıyla DSİ tarafından çıkarılacak yönetmelikle düzenleneceğinin belirtilmesi ile yetinilmektedir.
Denetim şirketlerinin yetkileri ve nitelikleri ile bu şirketlerce yapılacak denetimin usul ve esaslarına ilişkin temel ilkeler belirlenmeksizin ve çerçevesi çizilmeksizin, yürütme organına düzenleme yetkisi verilmesi, yasama yetkisinin devredilmezliği ilkesine aykırılık oluşturur."
Anayasa'nın 2. maddesinde yer alan hukuk devletinin temel ilkelerinden birinin "belirlilik" olduğu vurgulanan gerekçede, bu ilkeye göre, yasal düzenlemelerin hem kişiler hem de idare yönünden herhangi bir duraksamaya ve kuşkuya yer vermeyecek şekilde açık, net, anlaşılır ve uygulanabilir olması gerektiğine işaret edildi.
Gerekçede, "Denetim şirketlerince yapılacak denetimin usul ve esaslarına ilişkin temel ilkelerin belirlenmemesi, itiraz konusu kuralın belirsizliğine de yol açmakta ve bu belirsizlik, Anayasa'nın 2. maddesine aykırılık oluşturduğu gibi dava konusu kural yönünden devletin, kamu iktisadi teşebbüsleri ve diğer kamu tüzel kişilerinin genel idare esaslarına göre yürütmekle yükümlü oldukları kamu hizmetlerinin gerektirdiği asli ve sürekli görevlerin memurlar ve diğer kamu görevlileri eliyle görüleceğini öngören Anayasa'nın 128. maddesi yönünden yapılacak denetime de engel oluşturmaktadır" denildi.
Çoğunluk görüşüne katılmayan Üye Hicabi Dursun, dava konusu kuralda DSİ'nin sahip olduğu denetim yetkisinin devri değil, bir kamu hizmetinin özel şirketlere gördürülmesinin söz konusu olduğunu belirtti. Kuralın, denetim yetkisinin devrini kapsamaması nedeniyle ortada denetim yetkisinin devri yönünden iptali gerekli kılan bir Anayasal neden bulunmadığını savunan Dursun, dava konusu yasal düzenlemelerin hem kişiler hem de idare yönünden herhangi bir duraksamaya ve kuşkuya yer vermeyecek şekilde açık, net ve anlaşılabilir düzenlemeler olduğunu da ileri sürdü.