Enerjide vergi muafiyet süresi uzatılıyor
Enerji özelleştirmelerinde, 2010 yılında sona eren vergi istisnaları 2023 yılına kadar geçerli olacak.
ANKARA - Hükümet, yeni teşvik sistemi kapsamındaki bazı yasal düzenlemeleri içeren 'Torba Kanun Tasarısı'na eklediği bir maddeyle elektrik dağıtım şirketleri ile elektrik üretim tesis ve şirketlerinin özelleştirilmesinde vergi kolaylığı getiriyor. Yapılan düzenleme yeni değilÖ2006 yılında Meclis'ten geçmiş olan bir başka torba yasayla Elektrik Piyasası Kanunu'nda değişiklik yapılmış, 2010 yılı sonuna kadar vergi muafiyeti getirilmişti. süre doldu ve bir yılı aşkın bir süre geçti. Hükümet bu kez yeni bir torba yasayla elektrik dağıtım şirketleri ile elektrik üretim tesis ve şirketlerinin özelleştirme çalışmalarının devam etmesi nedeniyle 2023 yılı sonuna kadar süreyi uzatıyor.
'Torba Yasa'da yer alan düzenlemeye göre, elektrik dağıtım şirketleri ile elektrik üretim tesis ve şirketlerinin özelleştirilmesi kapsamında 31 Aralık 2023 tarihine kadar yapılacak devir, birleşme bölünme, kısmi bölünme işlemleriyle ilgili olarak ortaya çıkan kazançlar kurumlar vergisinden muaf olacak. Bu kapsamda yapılacak işlemler nedeniyle zarar oluşması halinde bu zarar kurum kazancının tespitinde dikkate alınmayacak. Yapılan bu bölünme işlemleri Kurumlar Vergisi Kanunu kapsamında yapılan bölünme işlemleri olarak kabul edilecek. Bu kapsamda yapılacak teslim ve hizmetler katma değer vergisinden muaf tutulacak. Söz konusu teslim ve hizmet ifalarıyla ilgili olarak yüklenilen vergiler, vergiye tabi işlemler nedeniyle hesaplanan katma değer vergisinden indirilecek. İndirim yoluyla giderilemeyen katma değer vergisi iade edilmeyecek. Bu kapsamdaki işlemlerde Türk Ticaret Kanununun ilgili hükümleri uygulanmayacak.
Elektrik dağıtım özelleştirmelerinde 21 dağıtım bölgesinden 13'ünün devir işlemleri tamamlandı. Özellikle dağıtımda satılamayan, ihalesi sonuçlanıp da devir aşamasında takılan bölgeler var. "Torba YasaTtasarsı'ndaki vergi düzenlemeleri başta dağıtım olmak üzere elektrik özelleştirmelerini nasıl etkiler? Mevcut dağıtım ihalelerindeki sorunları çözer mi? Özelleştirmeler için yeterli bir teşvik mi? DÜNYA Mikro Politika'nın yönettiği bu sorular çerçevesinde sektör temsilcileri konuyu değerlendirdiler.
Fahrettin Amir Arman
Hidroelektrik Santralleri Sanayi İşadamları Derneği /HESİAD/ Başkanı
Özelleştirme ihalelerinde başarı şansının artırılması için; vergisel teşvik getirilecek ise; belirli süreyle sınırlı olmak üzere (örneğin 5 yıl), bu şirketlere kurumlar vergisi kazanç istisnası getirilebilir. İhaleyi alacak şirketler tarafından yapılacak, yenileme ve altyapı yatırımlarında KDV istisnası da sağlanabilir.
Yeni bir teşvik söz konusu değil
Halen TBMM'de ele alınmayı bekleyen Torba Kanun Tasarısının 25'inci maddesi ile yeni bir teşvik mekanizması getirilmemekte. Bazı yayın organlarında "ihaleye girecek şirketlerin bu işlemlerden doğan her türlü kazancı Kurumlar Vergisi'nden ve ayrıca KDV'den de muaf olacaklar " şeklinde haberler çıkmış olsa da işin aslı böyle değil. Yeni bir teşvik söz konusu değil. Kanun maddesi, özelleştirilecek şirketlerin özelleştirmeye hazırlanması amacıyla yeniden yapılandırma sürecinde, kamu şirketleri açısından ortaya çıkan vergi yüklerinin bertaraf edilmesi amacıyla getirilmişti. Ancak söz konusu madde hükmünün yürürlük süresinin dolması nedeniyle, süresinin uzatılması gerekiyordu. Nitekim, Torba yasanın 25'nci maddesi; 4628 sayılı Kanun'un geçici 12'nci maddesiyle aynı olup, sadece maddedeki 31.12.2010 ibaresi 31.12.2023 olarak değiştirilmekte. Tasarının madde gerekçesinde de "özelleştirme işlemlerinin halen devam etmesi nedeniyleÖ" şeklinde açıklama da yapılmış.
Hem 4628 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu'nun Geçici 12'nci maddesinde yer alan, hem de 'Torba Yasa' ile süresi uzatılan bahsi geçen vergi muafiyet ve istisnaları, özelleşecek şirketlerde doğacak vergileri kapsamakta. Özelleştirme ihalesi ile bu şirketleri satın alacak şirketlerin faydalanabileceği bir istisna ve muafiyet söz konusu değil. Maddede yer verilen, devir, birleşme, bölünme, kısmi bölünme hallerinde vergilendirilecek kazanç çıkması hali, ancak devredilen şirketlerde doğabilecek bir durum. Yani devir alanı doğrudan ilgilendiren bir durum söz konusu değil.
Bu kanun maddelerinin çıkış amacı aslında, TEDAŞ ve EÜAŞ bünyesinde olup, Özelleştirme İdaresine devredilecek işletmelerin, önce şirketleştirilmesi, sonra santraller itibariyle bölünmesi, kısmi bölünmesi veya şirketlerin birleştirilmesi gibi devir öncesi ihtiyaca göre hazırlık aşamalarında ortaya çıkan ve bu şirketleri ihalelerde satın alacak şirketlere yansıtılmaması gereken vergilerin yok edilmesi.
Diğer taraftan, bugüne kadar ki tüm özelleştirme uygulamaları; 4046 sayılı Kanunun 27. maddesi ile her türlü vergi, resim ve harçtan, Katma Değer Vergisi Kanunu'nun Geçici 12. maddesi ile de KDV'den muaf.
Özelleştirme ihalesi gerçekleştirilip, devri gerçekleştirmeyen ve dolayısıyla ihaleleri iptal edilmek durumunda kalınan şirketlerde, ihaleleri kazanan şirketler teminat mektuplarını yakarak ihalelerden vazgeçtiler. Kanaatimizce, mevcut teşvik mekanizmasıyla elektrik dağıtım ve üretim şirketlerinin özelleştirilmesine katkı sağlamak mümkün görünmemekte.
Özelleştirme ihalelerinde başarı şansının artırılması için; vergisel teşvik getirilecek ise; bu tür büyük özelleştirmelerde, belirli süreyle sınırlı olmak üzere (örneğin 5 yıl), bu şirketlere kurumlar vergisi kazanç istisnası getirilebilir.
Devralınan şirketlerde mevcut yatırım ihtiyacı özel sektör tarafından karşılanmaktadır. Bu yatırımların geri dönüş süresi, tarifeler yoluyla 10 yıl olarak belirlenmiş. Burada yatırımların geri dönüşünü kısaltacak bir düzenlemeye ihtiyaç olduğu görülmekte İhaleyi alacak şirketler tarafından yapılacak, yenileme ve altyapı yatırımlarında KDV istisnası getirilebilir.
Elektrik dağıtım ve üretim özelleştirmeleri açısından bakıldığında, bu ihalelerin İşletme Hakkı Devri suretiyle hisse satışı şeklinde gerçekleştiği düşünülürse, 25 yıllık sürecin içerisinde yapılacak yatırımların, yatırımcıya geri dönüşünün 10 yıl ötelenmesi zaten bir yük iken, en azından benzer bir düzenlemeyle KDV'nin istisna edilmesi ve böylece KDV yükünden ve finansmanından kurtarılması önemli bir teşvik olacaktır. K.D.V.Kanunu'nun Geçici 29'ncu maddesinden elektrik dağıtım ve üretim şirketlerinin yapacağı yatırımlarında faydalanabileceği şeklinde bir ekleme yeterli olacaktır.
Ulusal ve uluslararası alanda finansal ortamın bozulması ve maalesef sağlıksız bir şekilde ilerlemesi nedeniyle, söz konusu ihalelerin USD bazında değil, TL bazında yapılması seçeneği üzerinde mutlak surette durulmalı.
Özkan Ağış
Türkiye Kojenerasyon ve Temiz Enerji Teknolojileri Derneği /TÜRKOTED/ Yönetim Kurulu Başkanı
Hayatında küçük bir elektrik dağıtım bölgesini bile işletmemiş bir firmanın ve konsorsiyumun, BEDAŞ, AYEDAŞ ve Gediz gibi Türkiye'nin en büyük Elektrik Dağıtım Bölgelerinin ihalelerine yanlarına deneyimli yabancı ortak almadan girmelerine izin verilmemeli.
Elektrik dağıtım ihalelerinin yolunu açacak
Dağıtım Tesisi İhaleleri, üretim ihalelerinin ardından gündeme geldi. Ama yine de 10 yılı aşkın bir süreç var ve üretim tesisi ihalelerinden daha başarılı olmuştur ki, 21 Dağıtım Bölgesisin 13'ü bugün yeni işletimcisini buldu. Elektrik Dağıtım özelleştirmelerinde başarısız olanlar, BEDAŞ, AYEDAŞ, GEDİZ gibi büyük 8 bölge.
Büyük dağıtım bölgelerinin özelleştirilmesindeki başarısızlığın ana nedeni, ihalenin bir antika eşya müzayedesi gibi "en yüksek fiyat'' esaslı yapılması. Halbuki "En layık teklif'' esaslı yapılması gerekir. En yüksek teklifi verenler her zaman en layık şirket olmayabiliyor. Büyük dağıtım bölgelerinin özelleştirme teklifleri alındığı gün okuduklarımıza inanamadık. 50 yıldır enerji dünyası içinde ve büyük tesislerin ihale hesaplarını yapmış bir uzman olarak, bu kadar yüksek işletme hakkı devir fiyatlarının nasıl hesaplandığını anlamakta güçlük çektik. İhalelerde en yüksek fiyatları veren şirketlerin veya konsorsiyumların yanında yabancı ortaklar olabilse idi, onlar daha dikkatli hesaplar yaparlar ve fiyatlar bu kadar yüksek çıkmazdı. İhalelerde birinci ve ikinci en yüksek fiyatı veren firmalar, fazla uçtuklarını sonradan anladılar ve teminatlarını yakmak zorunda kaldılar.
Başarısızlığın bir nedeni de, bugün dağıtım ihalelerinin gecike gecike küresel kriz döneminde yapılması. Enerji projelerinize finans desteği sağlayan firmalar eskisi kadar rahat kaynak bulamayınca, ihaleyi kazanan firmalara olumlu finans desteği veremediler. Yerli kaynaklar da yeterli olmadığı için teminatlar yakıldı.
Bütün bu olumsuzluklardan sonra, Özelleştirme İdaresi Başkanlığı'nın yeniden tertiplenme önlemi almasını olumlu karşıladığımızı ifade etmek isterim. Halen TBMM'de ele alınmayı bekleyen ve bir takım teşvikleri içeren "torba kanunu tasarısının'' 25. Maddesini de bu bağlamda, elektrik dağıtım ihalelerinin yolunu açacak önemli bir adım olarak görüyoruz. Böylece, belirsizliklerden önemli bir kısmı giderileceği için, yeni devir fiyatları hesapları, daha doğru ve net bir şekilde yapılabilecek.
Bu kanun en kısa zamanda çıkartılabilirse, büyük elektrik dağıtım bölgesinin ihalelerine katılımları teşvik edecek ve devir fiyatlarını daha gerçekçi çizgilerle çekmiş olacak.
Ancak, kanaatimizce bu da yeterli olmayacak. Özelleştirme ihalesi, daha önce başarısız olduğunu gördüğü " en yüksek fiyat bazlı şartname'' yerine "en layık teklif'' esasını getirmeli. Hayatında küçük bir elektrik dağıtım bölgesini bile işletmemiş bir firmanın ve konsorsiyumun, BEDAŞ, AYEDAŞ ve Gediz gibi Türkiye'nin en büyük Elektrik Dağıtım Bölgelerinin ihalelerine yanlarına deneyimli yabancı ortak almadan girmelerine izin verilmemeli. Yabancı ortağın payı küçük olabilir. Ancak deneyim ve teknoloji payının büyük olmasına ve referanslarına dikkat edilmelidir.
Cengiz Göltaş
TMMOB-Elektrik Mühendisleri Odası Başkanı
Rekabet Kurulu'nun bugüne kadar yerine getirilmemiş olan koşulu olan ve Elektrik Piyasası Kanunu'na eklenen hükümle 2013 yılbaşına kadar yapılması gereken ayrışma işlemi kapsamında yapılacak bölünme ve birleşmelerde de söz konusu vergi muafiyeti geçerli olacak mı?
Tıkanan elektrik özelleştirmelerinin önünü açmak amaçlanıyor
Bu düzenleme, 4628 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu'na 10 Mayıs 2006 tarihinde kabul edilen 5496 sayılı Yasa'ya (Elektrik Piyasası Kanunu'nda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun)
TBMM Genel Kurulu'nda son dakika yapılan ekleme ile getirildi. Şimdi yeniden bu düzenlemenin getiriliyor olmasının nedeni süre sıkıntısı olarak görünmekte. Mevcut yasadaki düzenlemeye göre özelleştirme işlemleri ile ilgili vergi muafiyeti 2010 yıl sonuna kadar tanınmıştı, muafiyet için öngörülen süre doldu.
Bu düzenleme ile hükümet 2023 yılına kadar 10 yılı aşkın bir süre ile vergi muafiyeti tanımak istiyor. Bu süre uzatımı için konulan tarih ilgi çekici olduğu kadar süre bitiminin üzerinden 1 yıldan daha fazla zaman geçmişken yeniden bu tür bir vergi muafiyeti getirilmek istenmesinin nedenleri de önemli. Ayrıca elektrik dağıtım ve üretim özelleştirmelerinin tabi kılındığı 4046 sayılı Özelleştirme Kanunu'nda zaten vergi teşvikleri getirilmiş olmasına, hatta şirketlere devir sonrası yapılacak işlemler için bile vergi muafiyeti sağlanmış olmasına karşın neden ayrıca vergi muafiyeti getirildiği de soru işareti.
Tüm bu sorunlara tek tek bakacak olursak; sorunlardan bir tanesi, söz konusu hükmün siyasal iktidar tarafından kamuoyu ve TBMM komisyonlarındaki denetimlerden kaçırarak, son dakika maddesi olarak 2006 yılında yaşama geçirilmiş olması, bugün ise bu düzenlemenin kanıksanmış olarak yasallaştırılmasını bekliyor olması.
Bu düzenlemenin yeniden yapılıyor olmasının ardında tıkanan elektrik özelleştirmelerinin önünü açma isteği olduğu piyasada ifade edilmektedir. Düzenlemenin dikkat çeken noktalarından biri de öngörülen süre. Eğer düzenleme yalnızca kamu kurumlarının kendi içlerindeki birleşme ve devralmalara yönelik vergi muafiyeti sağlamaktan ibaret olsaydı bunun için daha kısa bir süre konulacağı açıktı. Zaten mevcut 21 dağıtım bölgesinden 13'ünün devir işlemleri tamamlandı. Kalanlardan 3 ihale iptal edilmiş, 4 ihalede ise kamunun ihale sürecine ilişkin karar alma prosedürleri yerine getirilmiş olup şirketlerin kararları bekleniyor. Yalnızca 1 ihalede yargı kararı nedeniyle bir bekleyiş söz konusu.
Bu muafiyetten, üretim özelleştirmeleri için kamunun elindeki santrallerden oluşturulan portföy gruplarından parçalanarak özelleştirmek üzere oluşturulacak şirket yapılanmalarının yararlanacağı açık. Bu, kamu kurumları için kamunun kamuya aktaracağı kaynak olması nedeniyle gereksiz bir bürokrasiden kurtulma olarak görülse de üretim tesislerinin özel sektöre devrinde de bu muafiyetin işletiliyor olması kamu açısından ciddi bir vergi kaybı anlamına gelmekte. Piyasanın işleyişinde şirketlerin devir ve birleşmelerinde nasıl özel sektörün kurumlar vergisi ödemesi gerekiyorsa bir kamu kuruluşunu yani kamu kaynağını özelleştirme yoluyla devralan özel sektörün bir de vergi sorumluluğundan kaçmasına izin verilmekte.
Yine bu düzenlemeden kimlerin yararlanacağı sorusu kapsamında gündeme getirilmesi gereken bir diğer konu da özel sektöre devredilen dağıtım şirketleri bünyesindeki üretim ve perakende satış faaliyetlerinin ayrıştırılması zorunluluğu nedeniyle oluşacak bölünmeler.
Yüksek Planlama Kurulu'nun Özelleştirme Stratejisi Belgesi'nde "Dağıtım, üretim ve perakende satış faaliyetlerini birlikte yürüten dağıtım şirketleri 1 Ocak 2013 tarihine kadar bu faaliyetleri ayrıştıracak, bu tarihten itibaren söz konusu faaliyetler ayrı tüzel kişilikler altında sürdürülecek. Bu uygulama için elektrik piyasası ikincil mevzuatında yapılması gerekli değişiklikler ve düzenlemeler EPDK tarafından 2012 yılı içerisinde tamamlanacak" denilmekte.
Özelleştirme kapsamında yaratılan dikey ve yatay tekelleşmelere karşı Rekabet Kurulu'nun bugüne kadar yerine getirilmemiş olan koşulu olan ve Elektrik Piyasası Kanunu'na eklenen hükümle 2013 yılbaşına kadar yapılması gereken ayrışma işlemi kapsamında yapılacak bölünme ve birleşmelerde de söz konusu vergi muafiyeti geçerli olacak mı? Bu işlemler de şirketlerin özel ticari hukuka göre faaliyet gösteriyor olmaları bir kenara bırakılarak, özelleştirme faaliyetlerine ilişkin işlemler kapsamına dahil edilecek mi? Elektrik dağıtım ve üretim özelleştirmelerinin tabi kılındığı 4046 sayılı Özelleştirme Kanunu'nda zaten bu tür durumlar için şirketlere devir sonrası yapılacak işlemler için bile vergi muafiyeti sağlanmış görünüyor.
4046 sayılı (Özelleştirme Kanunu) Kanun'da, kuruluşun devrinden önce veya sonrasına ait bölünme ve devir işlemleri her türlü vergi, resim ve harçtan muaf" hükmü yer almakta. Ayrıca elektrik özelleştirmelerinin de bu kanuna tabi olduğunu dikkate aldığımızda bu vergi muafiyeti yeterli görülmemiş ki yeniden daha kapsamlı bir vergi muafiyeti ekleme gereği duyulduğu anlaşılmakta.