Geleneksel enerjinin müteahhidi 'yenilenebilir'de yatırımcı oluyor

Tekfen Holding, kollarına yeni bir kas eklemeye hazırlanıyor. Bugüne kadar Türkiye ve yakın coğrafyada ağırlıklı olarak petrol-gaz gibi geleneksel enerjinin müteahhidi olarak adından söz ettiren şirket, şimdi taahhüt, tarımsal sanayi ve gayrimenkule dördüncü kuvveti eklemeye odaklandı.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Ece CEYHUN

Sahraaltı Afrika'daki yeni iş fırsatlarına baktığını okuduk. Sonra analist raporları gelmeye başladı. Çünkü grup ilk yarı bilançosunda tahminlerden daha hızlı büyüyeceği işaretlerini verdi. Şirket de, analistler de Tekfen Holding için yıl sonu beklentilerini yukarı revize etti. Bu büyüme de dikkatimizi çekti. Tekfen Grup Şirketler Başkanı Osman Birgili ile bu rakamları getiren hikayeyi konuştuk. Osman Birgili'nin anlattığı Tekfen için artık pazar kavramı bölgeyi değil dünyayı ifade ediyor. Birgili, Tekfen'in yenilenebilir enerjide yatırım olanaklarını dikkatle incelediğini de anlattı.

Sohbetimiz sırasında "Yenilenebilir enerjide yatırım fırsatlarına bakıyoruz" diyen Tekfen Grup Şirketler Başkanı Osman Birgili, planlarını anlatırken "Türkiye içinde yatırımlarımız olacak.Holdingin yatırımcılığına, inşaat ve gübre tarafına yeni imkanlar getirecek projelerin içindeyiz. Yenilenebilir enerjiye, yeni oyuncu olarak girmek çok zor ama yatırımcı olarak üretim tarafına da bakıyoruz. Bizim için yeni bir sektör olacak. Jeotermalden rüzgara ve güneşe kadar her alanına bakıyoruz. Geleneksel enerjide biz aslen müteahhidiz, yenilenebilir enerjide müteahhit ve yatırımcı oluruz. Yatırımcı kimliğimiz öne çıkar. Bir ekip kurduk" dedi. Birgili, yatırım ajandalarının sadece yeni bir sektör arayışı ile sınırlı kalmadığını, faaliyet gösterdikleri alanlarda bakış açılarını 360 dereceye ayarlayarak her işi kendi içinde inovasyonundan pazarlama tekniklerine kadar ‘nerede ne yapabiliriz' bakış açısıyla değerlendirdiklerini de aktardı. Özellikle tarımsal sanayi alanında çiftçi ile direkt temaslarını artıracak yeni çalışmaları olduğunu da kaydetti. Birgili, bunun sinyalini de "Yetiştiricilikten tutun da çiftçinin tüm ihtiyaçlarını tek bir noktadan karşılayabileceği pazarlama metotlarına kadar geniş bir yelpazede olabilir" sözleriyle verdi.

"Keyifli bir yıl geçiyor"

Önce rakamlardan başlayalım. Tekfen Holding'in 30 Eylül tarihli bilançosuna bakıldığında toplam aktifl eri 31 Aralık 2016'ya göre yüzde 25 artarak 8,3 milyar TL'ye geldi. Satış gelirleri aynı dönemde yüzde 49 artarak 3,4 milyar TL'den 5,0 milyar TL'ye gelen Tekfen Holding'de net kâr yüzde 141 artışla 516 milyon TL'yi gösteriyor. Şirketin satış gelirlerinin dağılımına bakıldığında amiral gemi taahhüt grubu. 2016 yılı eylül bilançosunda 1,9 milyar TL cirosu olan taahhüt grubunun bu yıl eylülde cirosu 3,0 milyar TL'ye çıkmış. Ciro artışını sadece taahhüt grubu sağlamamış. Aynı dönemlere bakıldığında tarım grubunun satış gelirleri 1,4 milyar TL'den 1,6 milyar TL'ye gelmiş. Gayrimenkul geliştirmede ise 24 milyonluk gelir 313 milyon TL'ye çıkmış. FAVÖK marjını sürükleyen ise tarım grubu olmuş. Kâra katkı olarak bakıldığında da tarımın ağırlığı hissedilir ölçüde artmış. Tekfen, 2017 yılını 7,3 milyar TL satış geliri ile tamamlayacağını öngörürken bunun 4,6 milyar TL'sinin taahhüt grubundan geleceğini varsayıyor. Bu rakamların ışığında Osman Birgili'ye Tekfen'deki gelişmeleri sorduğumuzda ilk yorumu "Taahhüt grubunda da gübre başta olmak üzere tarım sanayi tarafında da işlerimiz iyi gidiyor. Keyifli bir yıl geçiyor" oldu.

"Fas, Sahraaltı Afrika'ya açılan kapımız"

Grubun elinde kalan iş miktarını yani ‘backlog'u 3.6 milyar dolar. Birgili, backlog miktarını bu seviyede tutmanın Tekfen İnşaat'ın hedefl erinden biri olduğunu anlatırken yeni planları hakkında da bilgi verdi. Birgili, "Özellikle Ortadoğu ve Hazar Bölgesi'ndeki jeopolitik gelişmeleri dikkate alarak ‘backlogumuzu, ciromuzu daha geniş bir satha yaymalı mıyız' diye çalışıyoruz. Çok uzun zamandır Sahraaltı Afrika bizim için yeni iş alanlarının başında geliyor. Artan oranlarda Sahraaltı Afrika'da teklifl er vermeye başladık" bilgisini verdi. Osman Birgili, Afrika'daki bu adımların ilk olarak Tekfen Mühendislik ve Tekfen İmalat ile biri Gana'da diğeri Nijerya'da atıldığına da değinerek, "Tekfen İnşaat'ta teklif vermeye başladı. Büyükçe verebileceğimiz petrol ve gaz projelerine yönelik teklifl er hazırlamaya başladık. Boru hatları ve rafinerileri içeren çok büyük birkaç milyar dolarlık projeyi şahsen de takip ediyorum. Şu anda Fas'ı sahraaltı Afrika'ya yönelik bir kapı olarak görüyoruz" şeklinde konuştu.

Sadece Afrika'ya bakmıyor

"Afrika'da birkaç milyar dolarlık proje takip ediyoruz" diyen Birgili, "Afrika'da sosyal çalkantıların çok fazla olmadığı ülkeleri takip edeceğiz. Bizim için birinci öncelik emniyet. İlk etapta proje takip ettiğimiz ülkeler Gabon, Gana, Mozambik, Tanzanya ve Uganda" açıklamasını da yaptı. Afrika'da hem Hazar Bölgesi hem Ortadoğu'daki gibi benzer bir yayılmayı yapabileceklerini değerlendirdiklerini de anlatan Osman Birgili, "Tabii bir de ‘daha uzak ama emniyetli sulara bakalım mı?' diye de konuşuyoruz. Ne kadar emniyetli olacağını bilmiyoruz ama Güney Amerika başta olmak üzere ABD ve Kanada ya da daha kısa bir söylemle Amerika kıtası da takibimizde" diye konuştu.

"Bazı pazarların bir limiti olmalı"

‘Ortadoğu, Hazar, Afrika derken nereden çıktı şimdi Amerika kıtası' diye sorduğumuzda ise Birgili şu cevabı verdi: "İşin içinde çok uluslu bir şirket olma vizyonu var. Bizim sürdürülebilir bir büyüme programımız var. Bunu yapabilmek içinde petrol-gaz fi yatlarının geleceği nokta da belli, bu emtianın ömrünün gideceği nokta da. Çalıştığımız bölgelerdeki siyasi sıkıntıları da görüyoruz. Ben 40 yıldır Tekfen'de çalışıyorum bunun 35 senesi inşaat tarafında geçti biz hiç krizsiz bir dönem yaşamadık. Dünyadaki gelişmeleri takip ediyoruz. Şunu da kıvançla söylemek gerekir ki Türkleri yeni ülkelere hep müteahhitler taşıdı. Ortadoğu'da Türk müteahhitlerin yaptığı milyarlarca dolarlık projeler yeni kapılar açtı. Örneğin bizim yaptığımız ve yapacağımız projelerle Katar'da 5 milyar dolarlık büyüklüklere geldik. Bir sonraki projeyi değerlendirirken her veriye bakıyorsunuz. Bazı pazarların da bir limiti olması gerektiğine inanıyoruz. Şunu da eklemek gerek. Biz, çok fazla iş yaptığımız yerlerde yatırımcı da oluyoruz. Mesela, Azerbaycan… Sürdürülebilirliği sağlayabilmek için varlığınızı güçlendirmek zorundasınız. Biz hevesle yeni yatırımları bekliyoruz. Çalıştığımız pazarlarda büyüyelim, güçlenelim ama bir tavanı olması gerek. O zaman da ne yapacağız yeni pazarlar arayacağız."

Tahkim'den Libya kararının çıkmasını bekliyor

"Libya'daki alacak davamız sürüyor. Bize zarar yazdırdı ama idare ‘gelin işi yapın' diyor. Yanlız ülkede henüz ortam buna müsait değil. Projemiz Bingazi'nin 1.000 km güneyindeydi. Büyük ortağımızla ilk uluslararası tahkime giden biz olduk. İki farklı dava açıldı. Kasım ayında ilk dava görülecek. Dava neticesini 6 ayda alacağımızı umuyoruz. Eğer imkan olursa, emniyet şartlarında gelişme olursa, paramızı alacağımızı da garantiye alırsak gider yaparız da. Fakat, şimdilik davanın sonucunu beklemek daha doğru geliyor."

Hindistan'dan Amerika'ya iş planı

Tekfen için yeni pazar arayışlarının bölgesel dağılımda bir karşılığı da var. Tekfen Grup Şirketler Başkanı Osman Birgili, söze "Biz buralardan kopamayız" diyerek başlarken şunları anlattı: "Bizim belli zamanlarda tamamen Türkiye dışında çalıştığımız Türkiye'nin payının yüzde 1-2'ye düştüğü zamanlar da oldu. Türkiye'de şu anda elimizdeki projeler bitmeye yönelmiş gibi dursa da bazı projeleri takip ediyoruz. En büyük arzum, uzak ülkelere gidebilmek. Tekfen İnşaat'ta çalışırken iş geliştirme ve ihale tarafında çalıştım. Şahsi emeğimde olduğu için oralardan fırsat çıkacağına inanıyorum. Yakın gelecekte olmasa da Malezya, Bangladeş ve Hindistan… Bizim bu ülkelerde, kilit noktalarda yer alacağımız profesyonellerimiz ile yönetici müteahhit olarak çalışacağımız fırsatlar yakalayacağımıza inanıyorum."

Osman Birgili, 5 yıllık bir zaman diliminde, iş hacmine ilişkin ideal dağılımı da "Türkiye'de 15-20, Hazar Bölgesi ve Ortadoğu'da yüzde 25-30'ar paylarla çalışmak. Kalan kısım için şahsen; Afrika'da takip ettiğimiz işlerin mutlaka yüzde 20-25 mertebesine ulaşması gerektiğine inanıyorum. Güneydoğu Asya ve Amerika kıtasını da yüzde 5'ler seviyesine getirebiliriz. Biz Türkiye'de her projeye hazırız. Hem çok iyi bir fi nansal gücümüz, hem uluslararası bankalar nezdinde çok da iyi bir ismimiz var. Bu gücümüzü Türkiye'deki her projede kullanmaya da hazırız. Kanal İstanbul'da keşke yer alabilsek. Türkiye'de yapım aşamasına gelmesini beklediğimiz, izlediğimiz projeler var. Beklentilerimize paralel şekillenirse Türkiye'de de yüzde 15'i tutturabiliriz" ifadeleriyle anlattı.

"İnovasyona kafa yoruyoruz"

- Geçen yıl aralık ayında Tekfen Teknoloji'yi kurmuştuk. Şimdi New York'ta ‘Tekfen Ventures' adıyla bir şubesini kuruyoruz. Silikon Vadisi'nde ekibimiz var. 50 milyon dolarlık bir bütçe ayırdık. Yatırımlarının yüzde 60'ını bizim iştigal konularımız, inşaat ve gübreye, yönelik inovatif düşünceler olarak belirledik. Yüzde 40'ı da güzel düşüncelerin olacak. ‘Fikre yatırımı' da bu şirketimiz kanalıyla yapacağız. Bu holding kendi odaklandığı alandaki yeni fi kirlere yatırım yapmaya hazır.

- Adana'da müthiş laboratuvarlarımız var. Tekno-tarım yapıyoruz. Doku kültüründen muz ve patates üretiyoruz. Ar-Ge merkezimizi ve bu araştırmalarımızı büyütmek istiyoruz. Bizim doku kültüründen üretmek için baktığımız bitkiler, Türkiye'nin net ithalatçı konumda olduğu ürünler. Şimdi gözümüz susamda. Tekfen Tarım olarak bizim de buralarda bir katkımız olabilir mi diye bakıyoruz.

- Nitratlı gübre yasağı çiftçiyi üreye yöneltti. Stoklarımızı ihracat yaparak erittik. Üstelik fabrika 7/24 çalıştı. Fakat üre kullanımının tahıl rekoltesini düşüreceğini görüyoruz. Bitki, amonyum nitratın içinden aldığı azotu başka bir yerden alamıyor. Şimdi gübre konusunda Mersin'deki Ar-Ge merkezimiz her türlü inovasyonu çalışıyor. Bunlardan biri de patlamayan amonyum nitratlı gübre.

Siyasi iklim trendleri değiştiriyor

Dünyada değişen siyasi iklimin uluslararası şirketlerin iş yapış biçimlerini de etkilediğinin altını çizen Tekfen Grup Şirketler Başkanı Osman Birgili, iç karışıklıkların ya da yükselen korumacılık duvarlarının taahhüt fi rmaları için ‘o ülkede daha az kalmalıyım' refl eksini doğurduğuna işaret etti. Birgili, "Şirketler bir ülkede kalış sürelerini azaltmak istiyorlar. Ülkeye gidecek, hemen tesisin montajını yapacak işi bitirecek ve kalış süresini azaltacak. Biz bunu K. Irak'ta bir projede daha denemek üzereydik ki yine karıştı. Ama bu bize trendi gösteriyor. Dolayısıyla işin içine inovasyon ve Ar-Ge giriyor" ifadelerini kullandı. Bu nedenle Tekfen Mühendislik'te süratle yatırım yapma kararı aldıklarını da aktaran Birgili, "1000 kişiye çıkmalarını önerdik. Hem mühendislik yapmaya gençleri ikna edeceksiniz, eğiteceksiniz ve şirkette kalmaya ikna edeceksiniz. Bu epeyce zor ve meşakkatli bir şey. Ama biz buna baş koyduk. Uzun yıllardır şunu söylüyoruz. Mühendislik ve inşaat imkanlarını birleştirip anahtar teslim çözüm sunan şirket olalım. Epeyce de yol kat ettik. Bir sürü branşta zaten bu imanlarımız var ama özellikle rafi naj konusunda proses içine girdiğinde, üstün mühendislikte hala biraz açığımız var. Biz hem büyüyeceğiz hem yatırım yapacağız. Gerekirse inorganik büyüme de olabilir. Kulaklarımız ve gözlerimiz açık. Satın alma ve birleşme yapabiliriz" dedi.