"Kâr yoksa ‘taşıt tanıma’yız!"
Ana dağıtıcı firmaların taşıt tanıma olarak bilinen elektronik sistemlerle yaptırdığı satışlar yüzünden zarar ettiklerinden yakınan akaryakıt ve LPG istasyonları, durum düzelmezse bu sistemleri bloke edecek.
Mehmet KARA
Akaryakıt istasyonları, bayi dağıtım kârını aşağıya çektiği gerekçesiyle, ana dağıtım firmalarının kurduğu elektronik sistemlerle yapılan satışlardan şikayetçi. Enerji Petrol Gaz İkmal İstasyonları İşveren Sendikası (EPGİS) Başkanı Fesih Aktaş, taşıt tanıma sistemi olarak bilinen, akaryakıt istasyonlarındaki elektronik sistemle yapılan satışlar konusunda ana dağıtım firmalarını eleştirdi.
Aktaş, sendikanın sosyal medya hesapları üzerinden, “Özellikle elektronik sistemle satış pazarı bakımından en büyük paya, yani pazarın yüzde 85 ine sahip ana dağıtım firmalarına ihtarımızdır” ifadeleriyle başlayan bir açıklama yayınladı. Ardından ikinci bir açıklamayla, ana dağıtıcılardan isteklerini açıklayan Aktaş, bu istekler yerine getirilmediği takdirde istasyonların elektronik sistem üzerinden akaryakıt satışını durduracaklarını ilan etti. Aktaş, elektronik sistemle mal satışlarına dair istek ve önerilerinin, tüm ana dağıtım firmalarına ve bu firmaların çatı kuruluşu kabul edilen derneğe de (Bu sıfatları taşıyan dernek ise Petrol Sanayi Derneği) gönderildiğini de vurguladı.
Şeffaflık sağlanmalı
Aktaş, öncelikle elektronik sistemler üzerinden yapılan akaryakıt satışlarındaki kar paylaşımının şeffaf şekilde ortaya koyulmasını istedi. Bu tip satışlarda bayi karı için yüzde 4’ün altında olmayacak bir alt limit belirlenmesini de talep eden Aktaş “Bayi karı asla bu limitin altına düşmememeli” dedi.
Elektronik yöntemle yapılan satışların, ana dağıtıcı ile bayi arasında yapılan sözleşmelerdeki satış taahhüdü kapsamında değerlendirilmesini de isteyen Aktaş, “Ayrıca, ana dağıtıcının kazandığı kamu ihaleleri kapsamında maliyetin altında satış yapılması gerekiyorsa olası zararlar ana dağıtım firmasınca karşılanmalı, bayiler asgari karını elde edebilmeli” ifadelerini kullandı.
Faturalaşma süreçlerinin, beyilerin en az yüzde 4 düzeyindeki kar payını mutlaka elde etmelerini sağlayacak şekilde düzenlenmesini isteyen Aktaş, “Bayi elektronik sistem müşterisine malı sattığında, aldığı malın fiyatından ana dağıtıcıya iade faturası keserek, dağıtıcından o ay sattığı miktar kadar anlaştığı yüzdelik üstünden komisyon almalıdır” dedi.
Düzeltilmezse sattırmayız
EPGİS Başkanı Fesih Aktaş, en büyük beş firma başta olmak üzere tüm ana dağıtıcılardan dokuz ay içinde, elektronik sistem satışları yoluyla bayi kârını ortadan kaldıran uygulamalardan vazgeçmelerini istedi. Bu süre içinde düzelme yaşanmadığı takdirde istasyon işletmecilerinin elektronik sistem satışlarını bloke edeceği uyarısında bulunan Aktaş “Artık bunu yapabilecek ölçüde yeterli çoğunluğa ulaşan üye sayımız ile sistemi bloklayacağız. Yani elektronik sistemde satış yaptırmayacağız. Bu duruma karşı ana dağıtıcıların bayilere yapacağı (mal vermeme, istasyonu bayinin elinden alma) tehditlerine de boyun eğmeyeceğiz. Gücünüz yetiyorsa gelin, bu konuda bayilere ceza kesmeyi ya da diğer dediklerinizi yapmayı deneyin. Tarafların uzlaşı içinde çalışması için gerekli koşullar mevcuttur. Ötesini yapmak bayiiyi sömürmek olacaktır. Bu konuda dağıtıcıların özellikle 5 büyük dağıtıcı temsilcilerinin mantıklı düşünüp aklı selim davranacağını umuyoruz.”
İhtar çekti, kâr payının 2 kuruşunu geri aldı
“Dağıtıcı bayi kârını iskonto için kullanıyor”
Orta Anadolu illerinden birinde iki istasyon işleten adı ve ana dağıtıcısının markası bizde saklı bir istasyoncu, elektronik sistem satışlarının bayileri neden zorladığını kendi yaşadıkları örnekle anlattı.
“Ana dağıtıcıyla 2015’te sözleşme yaptık. O zaman elektronik sistem satışları için de imza attırdılar, bu müşterilere de ürün vereceksiniz dediler. Tamam dedik. Ama zamanla fark ettim ki sistem satışlarından bize kâr kalmıyor. Rafineri çıkış fiyatı ile pompa fiyatı arasındaki 50 kuruşluk dağıtım kârının yarısını daha en başından ana dağıtıcı alıyor. Bana kalan 25 kuruşluk kısmın 20 kuruşunu da başkalarına iskonto olarak veriyor, bana 5 kuruş bırakıyor.
Sonra da diyor ki, sen bunları benim adıma sat. Bunun üzerine ana dağıtıcıya ihtarname çektim, satmayacağım dedim. Ondan sonra araya hatırlı kişileri sokup bize 7 kuruş bırakmaya başladılar. Kardeşim sen karşı tarafa iskonto verirken bana danıştın mı? Benim cebimden veriyorsun. Neye göre veriyorsun?
İhtarnameden dolayı yeni sözleşme imzalamadık ama şu anda hatır için 7 kuruş kârla satış yapıyoruz.”
İstasyoncu çareyi kısıntıda buldu
Yolda kalmayacak kadar veriyorum
Yine Anadolu illerinden birinde faaliyet gösteren bir istasyoncu, elektronik sistem satışları kârını düşürmesin diye kendince çözümler geliştirmiş. Yıllık 10 milyon litreye yakın satış yaptığını anlatan istasyoncu, “Araç araç tanıma sistemi üzerinden gelenlerin çoğuna yakıt vermiyoruz. Normalde hepsine vermiş olsak, 3-4 milyon litre buraya gidecek. Özellikle büyük araçlara yakıt vermiyoruz. Binek araçlara, yolda kalmasın, mağdur etmeyelim diye kısıtlayarak veriyoruz. Yoksa başka türlü sürdürülebilir bir iş değil bu. Sadece hammaliye yapmış oluyoruz. Vergisini ben ödüyorum, hizmeti ben veriyorum, üstelik paramı da 45 gün sonra alıyorum. Oysa ben mal alırken parayı üç hafta geç ödesem hemen yüzde 1-1.5 vade farkını yapıştırıyor bize. Ama onun malını satıyorum, bana parasını 45 gün sonra ödüyor, vade farkı falan da vermiyor.”