Karaelmas kenti Zonguldak’ta ‘ithal kömür’ korkusu

Demir-çelik ve elektrik üretimine yeraltı zenginliği kömür ile can veren Zonguldak, ÇATES’in özelleştirilmesi sonrasında ithal kömür kullanılması ihtimalinden tedirgin. Kentin kanaat önderleri ‘yerli’ vurgusu istiyor

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Handan Sema CEYLAN

Sabiha TOPRAK

ZONGULDAK - Türkiye’nin ağır sanayi hamlesini başlattığı kent Zonguldak’ı, bir diğer adıyla karaelmas diyarını ‘ithal kömür’ korkusu sardı. Türkiye Taş Kömürü Kurumu’nun (TTK) bir yıl içindeki üretiminin yüzde 80’ini, özel sektörün üretiminin yüzde 50’sini sattığı Çatalağzı Termik Santralı (ÇATES) özelleştirme ihalesine çıkıyor. İhale şartnamesinde ‘yerli kömür’ ibaresinin bulunmadığı iddiaları ise kentte huzursuzluk yaratmış durumda. İstihdamın önemli bir kısmını sırtlayan madencilik sektöründe, termik santrala özelleştirmenin ardından yurtdışından ucuz kömür getirileceği ve bu nedenle kentin duracağı korkusu hakim. ÇATES’in özelleştirmesi için ise Türkiye’nin büyük gruplarının ihaleye girmesi bekleniyor.

ÇATES’te önyeterlilik ve teklif verme tarihi Özelleştirme İdaresi Başkanlığı tarafından 5 Şubat 2014 olarak belirlenmiş durumda. Maden sektörü; şartnamenin bu haliyle geçmesi halinde 11 bin 500’ü TTK’da olmak üzere toplam 17 bin kişinin istihdam edildiği sektörlerini bitireceğini kenti durduracağı iddiasında. ÇATES’in kurulma amacının; elektrik enerjisi üretmenin yanı sıra, piyasaya arz edilmeyen ticari değeri düşük ve başka yerlerde kullanılamayan mikst, şlam gibi yüksek küllü ara ürünlerin değerlendirilmesi olduğunun  altınıçizen madencilik sektörü havzada üretimin durmasıyla ithal edilmek zorunda kalınacak kömürün cari açığa her yıl 250 milyon TL ekleyeceği görüşünde. Bu yıl ÇATES’in sadece bir ünitesinin bakıma girmesi nedeniyle 2012’de 1 milyon 400 bin ton kömür üreten özel sektör işletmelerinin sadece 6 bin ton civarında kömür ürettiğini anımsatan sektör temsilcileri, ÇATES’in tamamının ithal kömürle çalışması halinde kentin geleneksel sektörünün darbe alacağını söylüyor. Özel sektörün üretim yapamaması halinde ERDEMİR ve KARDEMİR’e satılan bir miktar yakacak kömüründe üretilemeyeceğini savunuluyor. Kentin önemli bir diğer beklentisi ise Filyos Vadisi Projesi için ilk adım olarak liman ihalesinin gerçekleştirilmesi.tablo1-012.jpg

OSB’nin yarısı boş

Ergün Çelik: Çaycuma TSO Başkanvekili

Kentin en büyük umudunu Filyos Vadi Projesi’ne bağladığını kaydeden Çaycuma TSO Başkanvekili Ergün Çelik, “Proje ağır işliyor. Endüstri bölgesi ilan edildi ama hiç bir faaliyet yok” dedi. Çelik, ilçenin sıkıntılarına da değinerek, “OSB’mizin yüzde 50’si boş” diye konuştu. Çaycuma’da havaalanı olduğunu anımsatan Çelik, iç hat seferleri olmadığını sadece dış hat uçuşu yapıldığını anlattı.

Alport için beklemedeyiz

Recep Ocak: Alaplı TSO Yönetim Kurulu Başkanı

Sözlerine  “Zonguldak ne kadar güçlü olursa bizlerde güçlü oluruz” diyerek başlayan Alaplı Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Recep Ocak da,  “Biz Alaplı olarak hem ilçemizin hem de Ereğli’nin istihdam sıkıntısını çözüyoruz. Zonguldak TTK’da yaklaşık 4 bin kişi çalışıyordu. Şehir zengindi ama kömürün dışında bir sektör yoktu. Bunun sıkıntısı çektik” diye konuştu.Komşu kentler

Bartın, Karabük ve Düzce’nin teşvikte 4. Bölge olduğunu da anımsatan Ocak, “Biz daha az teşvik oranı alan 3. Bölge’deyiz. Bunu aşmak için Alaplı olarak OSB‘nin proje çalışmasını bitirdik. Çünkü OSB’ler bir alttaki bölgenin imkanlarından faydalanabililyor” dedi. “OSB’mizde Merinos Gurubu’na ait bir iplik fabrikası var” diyen Ocak, “Şuanda bu fabrikada 500 kişi çalışıyor. Hemen yan tarafında da 75 milyon dolarlık yeni bir

yatırıma başladılar. 350 kişiye daha istihdam sağlayacağız” dedi.  Islah OSB için de başvurduklarını kaydeden

Ocak, Alaplı’da 3 milyon ton kapasiteli bir liman kuracaklarını da söyleyerek, “Alport isimli bu liman, Taş Yapı’ya devredildi. Liman Akçakoca, Düzce, Sakarya, Ereğli’ye hizmet edecek.Haydarpaşa Limanı’nın ağırlığını azaltmak için bu işe başladık” dedi.

Kenti kurtaracak üç adım

Erdal Şeker: İlk esnaflardan

Zonguldak’ta faaliyet gösteren en köklü esnaf ailenin üyesi olarak toplantıya katılan Erdal Şeker ise, şunları kaydetti: “İlimizin TSO’su ve MESİAD önemli bir çalışma yürütüyor. Rödevans ve ÇATES için mücadele veriyorlar. Bu iki mesele bölgenin kalkınması için çok önemli. Ben kentimizin kalkınmasının üç şekilde olacağına inanıyorum. Rödevansların ruhsata dönüştürülmesi, ÇATES’in bölge çıkarlarına göre özelleştirilmesive Filyos Vadi Projesi.”

İşsizlik gıda toptancısını vurdu

Turan CESUR: Gıda Toptancısı

Zonguldak’ta hissedilen işsizliğin sektörlerine de yansıdığını anlatan Gıda Toptancısı Turan Cesur, “Ekonomik sorunların yanında gıda toptancılarının bir araya geleceği bir yere ihtiyaç var. Gerekli mercilerle görüşülerek, gıda ile ilgili Bakacakkadı arasında tesis kurmak önemli. Bakkallar gelinen noktada zor durumda. Göç verilirken kaybettiğimiz önemli bir esnaf kesmi de bakkallar” açıklamasını yaptı. 

Umut, organize sanayi bölgesinde

Yaşar TETİKER: Karadeniz Ereğli TSO Yönetim Kurulu Başkanı

İlçelerinin en büyük sancısının ERDEMİR’in erken özelleştirilmesi olduğunu savunan Karadeniz Ereğli Yönetim Kurulu Başkanı Yaşar Tetiker, “Bu durum Zonguldak’a da yansıdı. Karadeniz Ereğli’ye imkan teşvikler zamanında verilseydi, rödevans işletmeciliği gibi yanlışlar yapılmasaydı ve ERDEMİR’e olan bağımlılığımız ortadan kaldırılmadığı sürece özelleştirme gerçekleştirilmeseydi, biz bugün bambaşka yerdeydik” şeklinde konuştu.  Gelinen noktada sac tüccarlarının sayısının azaldığını kaydeden Tetiker, “Geçmiş dönemde 470 tane sac tüccarı bu işleri yaparken şu anda 50 tane sac tüccarını bir araya getiremiyoruz. 100 sac tüccarından 5 müşteri portföyü olsa beş kişiyle çalışabilir Kayseri, Konya Gaziantep, Kahramanmaraş, İzmir, Bursa bu şehirlerde beş portföyü olsa 100 sac tüccarı 500 tane müşteriyi kontrol edebilir. Karadeniz Ereğli’deki sac tüccarları portföyü hiçe sayıldı. Dünya pazarlarında gerileme oldu, sac tüccarlarının durumu yok oldu” iddiasında bulundu.  Tüccarların piyasada bir denge olduğunu savunan Tetiker, “Şimdi 3 bin satış elemanı da koysanız, o günleri geri getiremezsiniz. Tüccarlar elinizdeki nakit parayla stokları tutmak için dengedir. Bu pazarın Karedeniz Ereğli’de yok olması gelecekte ERDEMİR’i de zafiyete getirir. Sac tüccarlarının çökmesi yassı pazarını da çökertti. Bu da kendi ayağına kurşun sıkmak oldu. Şimdi Karadeniz Ereğli ve Zonguldak’ın kurtuluşu OSB’lerle doğru orantılıdır. ERDEMİR dışında bizim umudumuz OSB’dir” açıklamasını yaptı.  İlçedeki tersanelerin sorunlarına da dikkat çeken Başkan Tetiker, “Burada 6 tersane kapandı. 7 bin işçi işsiz kaldı. 25 bin kişi mağdur oldu. Siyasiler bu durumu sorgulamadı. Tersaneler, sermayeyi tabana yaymak için önemliydi. Şimdi Tuzla’da sıkışıklıklardan dolayı çok ciddi sorunlar yaşanıyor. Bunun önüne geçebilirdik” açıklamasını yaptı.

[PAGE]

‘ÇATES’in ihale şartnamesi yeniden değerlendirilsin’

M. Salih Demir Zonguldak TSO Başkanı

Zonguldak TSO Yönetim Kurulu Başkanı M. Salih Demir, kentin önünde üç önemli sorunun olduğunu kaydederek, bunların tamamlanması beklenen Filyos Vadi Projesi, ÇATES özelleştirmesinde kentin durumu ve teşvikler olduğunu dile getirdi. Kentin kaderini karaelmas; kömürün çizdiğini vurgulayan Başkan Demir, TTK ile özel sektörün kömür üretiminin kentin istihdam ve ekonomik kalkınma deposu olduğunu belirtti. TTK’nın bugün ki kömür üretiminin 1 milyon 4 bin ton olduğunu bununda yüzde 80’ini ÇATES’e satarsa bu üretimi sürdürebileceğinin altını çizen Demir, santralın özelleştirme sürecinde olduğunu anımsattı. Başkan Demir, “ÇATES özelleştirme ihalesi şartnamesi yeniden değerlendirilmeli. Yoksa santralın tamamen ithal kömür kullanan bir yapıya dönüşme ihtimali yüksek” diye konuştu. 2 ay içinde yapılacak 3 ayrı özelleştirme ihalesinde ÇATES ile birlikte 3 santralin daha yer aldığı bilgisini veren Demir, “Kemerköy, Yeniköy ve Yatağan santrallarının da varlık satışları yapılacak,  kullandıkları linyit sahalarının işletme hakkı da verilecek. Özelleştirilmesi gerçekleştirilmiş olan Seyitömer ve Kangal santralları da kömür ocaklarının işletme hakkı ile birlikte verilmiştir. Özelleştirme sonrasında kullanacağı kömür kaynağı belirtilmeyen tek santral ÇATES” dedi.

Cari açığa 250 milyon lira yük biner

ÇATES’in havzadaki madenciliğin devamı için teminat olduğunu savunan Demir, “Başkaca kullanım alanı bulunmayan filtrasyon ürününü ana yakıt olarak kullanan ÇATES’in Zonguldak kömürü tüketmeye devam etmesi hem TTK hem de özel sektör için hayati önemde. Bu özelleştirme yöntemiyle ÇATES’in ithal kömür kullanan bir yapıya dönüşme ihtimali yüksek. 2014’te sona erecek rödövans sözleşmelerini yenilemez ve 5 bin 500 kişinin doğrudan istihdam edildiği bu sektör kısa sürede devre dışı kalır. Cirosunun önemli bir kısmını kaybedecek olan TTK’nın da bu koşullarda üretime devam etme imkanı azalacak ve 11 bin 500 kişiyi istihdam eden TTK’nın  hızla tasfiyesi gündeme gelecektir” açıklamasını yaptı.

Özel sektörün üretime sürdürmesi halinde  önümüzdeki 20 yılda devlete ödemesi muhtemel rödövans miktarının yaklaşık 800 milyon lira olduğunu kaydeden Demir, “Buna, yerli üretim firmalarının vereceği kurumlar vergisi, üretimde kullanılan girdiler için verilecek dolaylı vergiler ve çalışanların tüketim harcamalarından vereceği dolaylı vergiler ilave edildiğinde toplam tutar, havzada kömür üretiminin devam etmesinin en iyi çözüm olacağını gösteriyor. Havzada üretimin durmasıyla ithal edilmek zorunda kalınacak kömürün cari açığımıza her yıl en az 250 milyon TL ekleyeceği gerçeği de gün gibi ortada. Milli çıkarlarımıza ve yöresel ekonomimize tamiri imkansız zararlar verecek ihale şartnamesi gözden geçirilmeli” şeklinde konuştu.

Çelikçiler için de üretim yapılamaz

Özel sektörün 2012’de 1 milyon 400 bin ton kömür ürettiğinin altını çizen Demir, şunları dile getirdi: “Bu yıl sektörün kömür üretimi 6 bin tonu geçmez. Özel sektörün kömür üretiminin yarısı ÇATES’te yanıyor. Bu sayede üretim devam ediyor. Eğer ÇATES bu yüzde 50’lik kısmı almazsa özel sektör diğer yakacağı yani ERDEMİR ve KARDEMİR’e sattığı kömürü de üretemeyecektir.”

Çok ortaklı bir şirket kurarak Zonguldaklılar’ın ÇATES’i  işletmek arzusunda olduğunu kaydeden Demir, “Sayın Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan’a kısa da olsa konuyu anlattım.Kendisi konuyu bildiğini söyledi. Bizi Enerji Bakanımızla bir araya getirin bir komisyon kuralım, Zonguldak’taki bu sıkıntıyı araştırsınlar. Söylediklerimiz doğru ise böyle bir şirkete burayı devredelim dedik” diyerek, konuyla ilgili gelişmeleri beklediklerini kaydetti.

Filyos Projesi’nin de kent için önemli olduğunun altını çizen Demir, “Eğer limanın ihalesi yapılabilirse limanın arkasında bulunan 8 milyon karelik alanın tahsisleri başlayacak. Yer tahsislerinin ardından buradaki yatırımlara karar verilecek. Proje içinde çimento, mobilya, gaz beton, kireç fabrikaları var. KARDEMİR’den beslenen Karabük’teki haddehanelerin buraya taşınması gündemde.  Derenin ıslahı bittikten sonra 19 tane HES de yapılacak” açıklamalarında bulundu.

ÇATES’i almak için şirket kuruyoruz

Ümit Velioğlu Maden ve Enerji Sanayici İşadamları Derneği (MESİAD) Başkanı

Üyeleri arasında rödevans ile çalışan firmaların bulunduğunu ve bunların yaklaşık 7 bin işçisi olduğunu kaydeden Maden ve Enerji Sanayicileri İş Adamları Derneği  (MESİAD) Başkanı Ümit Velioğlu; “Son 2 yıldır sıkıntılarımız var. Sektör daralma yaşıyor. Bu yılbaşında Zonguldak’ta 132 bin olan istihdam sayısı 9’ncu ay itibari ile 120 bine düşmüş durumda. Yani Zonguldak’ta 12 bin kişi işsiz kalmış. Bunun 2 bin 500’e yakını madencilik sektöründen.

TTK’nın olmazsa olmaz bir kurum olduğunu anlatan Velioğlu, “Kurum koklaşabilir kömür üretimini elinde tutuyor. TTK’nın 2012 rakamlarına baktığımız zaman kömürün tonunu 192 liraya sattığını ancak aynı oranda kömürü 564 liraya mal ettiklerini görüyoruz. Devlet bu üretimi destekliyor” dedi. Rödevans ile ilgili de bilgi veren Velioğlu, “Biz özel sektör olarak TTK’ya çıkartacağımızı söylediğimiz kömürün tonu başına 30 lira ödemek zorundayız. Yani 100 ton çıkartacağımızı söylesek ama 45 ton çıkartsak da, 100 ton üzerinden bu ödemeyi yapmak mecburiyetindeyiz. Bu sene özel sektör 1 milyar ton çıkartacağını söylemiş ama 500 bin ton üretim var. Üretmediğimiz kömürün parasını ödeyeceğiz” diyerek, 15 yıldır bu sorunu dile getirdiklerini belirtti. Dünya piyasalarında kömürün kan kaybetmesi ve ÇATES’in ünitelerinden birinin bakıma girmesi neticesinde son iki yıldır büyük sıkıntı yaşadıklarını kaydeden Velioğlu, “ÇATES, bakım nedeniyle TTK’dan ve özel sektörden aldığı 5 bin 500 tonluk kömürü bu süreçte 2 bin 500 ton civarına düşürdü. TTK ürettiği kömürün neredeyse yüzde 80’e yakınını oraya satıyor. Özel sektöründe ÇATES’e satış oranı yüzde 50. Bu oranlar yarı yarıya düşünce kentte sıkıntı baş gösterdi. Ancak son dönemde bakımın tamamlanıp piyasadan kömür alınacağı müjdesi geldi” şeklinde konuştu.

“Stickhome dediğimiz Erdemir ve Kardemir’in aldığı koklaşabilir kömür fiyatlarının 130 dolar olması bizim iyice belimizi büktü” diyen Velioğlu, şu değerlendirmeyi yaptı: “Madencilik sektörü mal satamaz ve üretmez durumda. ÇATES’ i almaya yönelik şirket kuruyoruz. Bu konuda kararlıyız. Bu ayrıca ERDEMİR ve KARDEMİR’e tek elden kömür ulaştırmayla ilgili bir konsorsiyum da olacak. Böylece burada özel sektörün ayakta kalmasını sağlayacağız.”

Uzun vadeli çözüm konusunda da açıklamada bulunan Velioğlu, “Amele Birlik’i, TSO ve sivil toplum kuruluşlarının kent için ÇATES’i doğrudan alması. Enerji Bakanlığına dosyamızı sunup anlatacağız. Zonguldak’ta kömür ÇATES olmadan üretilmez” dedi.

Rüştü BOZKURT'un Analizi

[PAGE]

Rüştü BOZKURT / Analiz

Zonguldak’ta ÇATES sorunu…

Ülkemizin sosyo-ekonomik ve politik gündeminde  “Zonguldak faktörü”  her zaman ilk sıralarındaki yerini almıştır. Bugün de bu ülkenin bir  “Zonguldak Sorunu” vardır; bu sorunun her türlü politik ve kısa dönemli çıkarın etkisinden arındırarak olanca açıklığı ve netliği ile ele almazsak, kendimizi kandırmanın ötesine geçemeyiz.

Zonguldak’ta   “ÇATES ‘in özelleştirilmesi”  ve  “Filyos Vadisi Projesi ” konularını netleştirmeden atılacak her adım; bırakınız başkalarını, önce kendimizi aldatmak, özsaygımızı yitirmek, “ülke insanının refahı için çalışıyorum” iddialarını boşlukta bırakmak olur. Bu kadar net bir sorunu,  siyasi irade, bürokrasi, girişimciler, medya ve sivil inisiyatifler bir araya gelerek bir sonuç üretemiyorsak; ülke geleceğinden ciddi biçimde korkarım.

Önce  “ÇATES Özelleştirmesini”  ele alalım: Zonguldak Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı M. Salih Demir’in  “… ÇATES’in özelleştirme süreci, ilk bakışta basit bir özelleştirme süreci gibi algılanıp sadece TTK ve özel kömür işletmecilerinin sorunuymuş gibi düşünülse de ÇATES endeksi ayakta durabilen TTK ve özel işletmelerdeki 17 bin 500 kişinin işsiz kalabileceği, hesaplananın dışında ne kadar kritik bir süreçten geçtiğimiz daha iyi algılanacaktır” saptaması üzerinde düşünmeden kısa dönemli bir çözüm üretmek mümkün olamayacaktır.

Zonguldak ve ilçelerindeki  oda  başkanları  ve  özel kömür işletmecileri diyorlar  ki:

1- Özelleştirilen diğer santraller, kullanacakları linyit sahaları da kendilerine verilerek özelleştirildi. ÇATES’in özelleştirilmesinde ise kömürün nereden ve nasıl temin edileceği belirtilmedi. Bu durum ÇATES’in ithal kömür kullanacak sermaye gruplarının eline geçmesine açık kapı bırakıyor.

2.- ÇATES’ in  “ithal kömürle enerji üretecek”  bir sermaye grubunun eline geçmesi durumunda, havzada kömür-odaklı olan ekonomik ve sosyal yaşam bütünüyle çökecektir.ÇATES’ın bir ünitesinin bakıma alınması ve 6 aydır çalışmaması, TTK ve özel kömür işletmecilerinin elindeki stokları tahammül sınırlarını aşan bir düzeye getirmiştir.

3- Zonguldak’taki özel kömür işletmecileri, ÇATES’i şu andaki ederi ile satın almaya hazırız; ancak büyük sermaye ile bir ihale yarışında tesisleri satın alabilme şansı yoktur. ÇATES’i yerli girişimin satın alması, özel kömür işletmecileri kadar TTK’ya da sahip çıkmaktır. Bu formül 12 bin TTK ve 5 bin 500 özel kömür işletmeleri istihdamını korumak ve kentin ani çöküşler yaşamasını da engellemek anlamına gelir.

4- Çok açık yazılıp söylenmese de yerli girişimciler ortaklığı, aynı zamanda  “ithal kömüre” de açık kapı bırakarak; bir yandan tesisinin enerji maliyetlerini dengelerken, öte yandan “geçiş süreci”  yaratarak, kentin çok sancılı bir yeniden yapılanma yaşatılmaması öngörülmektedir.

5- Bizim algıladığımıza göre özel kömür işletmecilerinin  “rödövanslı sahaların”  gelecek yıl yapılacak yeni sözleşme bağlamında da sorunları vardır. Rödövanslı saha işletmeciliğinin 30 yıllık geçmişi vardır. Eğer rödövanslı sahalarda sözleşme yenilenmezse TTK’nın zararları artacaktır. ÇATES Zonguldak’daki özel kömür işletmecilerine verilirse doğrudan kârlılık hesapları değil,   fayda/maliyet hesaplarına göre ülkeye ciddi katkısının olacağı ileri sürülmektedir…

Bütün bu söylenenlere karşı, “…kamunun kaynaklarını özel kişilerin istihdamını güven altına alma dönemi gerilerde kalmıştır. Hükümetlerin üretim tesisleri kurarak ya da özel kesim tesislerini sübvanse ederek verimlilikten uzak ve kaynak israf eden işlere yönelik desteği olmayacaktır” denebilir. Eğer arka plandaki düşünce bu ise, yörede ucuz ithal kömüre dayalı termik santrallerin kurulmasına izin verilmesi öncelikli bir politika ise bunu da gerekçeli olarak ortaya konması,  herkese başının çaresine bakmasının söylenmesi özgüvenine, siyasi iradenin, bürokrasinin ve sivil toplum inisiyatiflerinin gelmişi olması gerekir… İkiyüzlülüğün ve işleri sürüncemede bırakmanın çok büyük bir vebal olduğunu düşünüyorum, yanlış beklenti yaratmanın insani ve ahlaki olmayacağına inanıyorum.

Hepimiz eteklerimizdeki taşları dökülmeliyiz, “…miş gibi yapma ve iş zamana yayarak idare etme”   kasaba kültürü saplantısına paçaları kaptırmamalıyız ki,  Zonguldak’ta yaşayan herkes önünü görebilsin, geleceğini nasıl inşa edeceğini planlayabilsin. 

Bu incelemeyi yaptıktan sonra ÇATES’in özelleştirme ihalesi için şartnamesiyle ilgili olarak yerel üreticileri korumayan bir içerik de hazırlandı tepkisi geldi.

Yarın  Filyos Havzası Projesi’ni  tartışacağım.

Talip AKTAŞ'ın Gözlemi

[PAGE]

Talip AKTAŞ / Gözlem

Ruhr, dönüşüm ve kaderini bekleyen Zonguldak…

Karabük Demir Çelik Fabrikaları (KARDEMİR) 1937 ve Ereğli Demir Çelik Fabrikaları (ERDEMİR) 1960 yılında kuruldu. Türkiye’nin iki büyük demir çelik devi… Biri Cumhuriyetin ilk, diğeri ikinci sanayileşme hamlesinin hayata geçirildiği dönemlerde işletmeye alındı. Fabrika üreten fabrikalar olarak Türk sanayinin gelişmesinde öncü ve destekleyici rol üstlendiler.Her iki devin de Zonguldak bölgesinde kurulmasının rasyonel bir gerekçesi vardı: Kömür… Zira yüksek fırınlarda ihtiyaç duyulan devasa enerjiyi karşılayacak tek kaynak, bölgeden çıkarılan kömürdü.

Diğer yandan 1938’de projelendirilen ve iki yıl  II. Dünya Savaşı nedeniyle yapımı 1946 yılına sarkan Çatalağzı Termik Santrali (ÇATES), üretim başladığı 1948 yılında Türkiye’nin ikinci büyük elektrik üretim tesisi idi. Kömüre dayalı olarak kurulan ÇATES, sadece Zonguldak ve çevresinin değil, İstanbul, Kocaeli ve Sakarya başta olmak üzere, sanayileşmenin yoğunlaştığı Marmara Bölgesi’nin de uzun yıllar enerji ihtiyacını karşıladı.  Kısacası kömür bölge ekonomisine, bölge ise demir çelik endüstrisi ve elektrik üretimiyle Türkiye ekonomisine can verdi. “Kara elmas”ın yarattığı zenginlik Zonguldak ve bulunduğu bölgeyi gelişmişlik skalasında da üst sıralara taşıdı.

Osmanlı’nın Havza-i Fahmiye olarak belirlediği taşkömürü havzasına ilişkin mevzuat, zilyetlik yoluyla taşınmaz mal edinilmesini yasaklamış, özel mülkiyeti sınırlamış ve ilerleyen dönemlerde kentleşmeye olumsuz etkide bulunmuştu. Ancak, Zonguldak ve yöresine sağladığı iş, aş, istihdam; kısacası yarattığı zenginlik tüm olumsuzlukları gölgede bıraktı.  

Başlangıcı itibarıyla benzer bir gelişim süreci yaşayan Ruhr Bölgesi de sahip olduğu kömür kaynağı ve demir çelik endüstrisi ile sadece Almanya’nın değil, Avrupa’nın da en büyük sanayi merkezi olarak öne çıkmıştı. Ruhr dönüşümü yakaladı ve kömür-çelik önemini yitirirken, bölge de giderek bilişim teknolojileri, alternatif enerji ve lojistik merkezi kimliğine kavuştu.  Sorumlunun, bölgenin yerel dinamikleri mi yoksa merkezi otoritenin politikaları mı olduğu ayrı bir tartışma konusu, ancak Zonguldak ise ne yazık ki aynı dönüşümü başaramadı. Ve, 30 yıl öncesinde Türkiye’nin en zengin kentleri arasında yer alan Zonguldak, 1990’lardan başlayarak Anadolu’da yaşanan göreli zenginleşmeden pay alamadığı gibi sosyo-ekonomik gelişmişlik sıralamasında da hızla alt sıralara geriledi. Çünkü, bir dönem bölgenin zenginlik kaynağı olarak el üstünde tutulan “kara elmas” artık eski önemine sahip değildi.

Türkiye’nin iki büyük demir çelik devi KARDEMİR ve ERDEMİR ile bölgenin elektrik ihtiyacını karşılayan ÇATES yakın zamana kadar Zonguldak Bölgesi’nden çıkartılan kömürün büyük bölümünü kullanıyorlardı. Demir çelik fabrikaları son yıllarda ihtiyaç duyduklar kömürün tamamına yakınını ithalat yoluyla karşılamaya başladılar. İthal kömür Zonguldak kömürünün rekabet gücünü elinden alırken, Türkiye Taşkömürü Kurumu’nun (TTK) işletme devirleri ile özel sektör üzerinde yarattığı maliyet baskısı da üretime ikinci bir darbeyi vurdu. Gelinen noktada, Zonguldak’ın kömür ekonomisi, dünya konjonktürü ve ucuz ithal kömürün baskısı altında adeta eriyor.  Zonguldak havzası kömürünün ve tabii bölge ekonomisinin kaderinde son dönemeci ÇATES’in özelleştirilmesi oluşturacak. Santralin ihale şartnamesi kısa süre önce belirlendi. 5 Şubat’ta ta verilen teklifler açıklanacak ve ardından ihale tarihi belirlenecek. Havzadaki madencilik faaliyetlerinin teminatı olarak görülen ÇATES’te özelleştirme sonrasında ithal kömür kullanılmasıyla, üretimin sürdürülemeyeceği ve TTK ile özel sektörde istihdam edilen 17 bini aşkın çalışanın işsiz kalacağı endişeleri giderek artıyor. 

Zonguldak Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Salih Demir, özelleştirme sonrasında kullanacağı kömür kaynağı belirtilmeyen tek santralin ÇATES olduğuna işaret ediyor ekliyor: “Özelleştirme sonrasında ÇATES’in tümüyle ithal kömür kullanan bir yapıya dönüşme ihtimali yüksektir. ÇATES`in mevcut ihale şartnamesi gözden geçirilmelidir.”

Bölge girişimcisinin ortak arzusu, havzada kömür üretiminin sürdürülebilmesi için ÇATES’in yerel sermayeye devredilmesi… Zonguldak Maden ve Enerji Sanayicileri İşadamları Derneği’nin (MESİAD) Başkanı Ümit Velioğlu, bölge sanayici ve işadamlarının kurduğu ortak girişim grubunun hazırlıklarını sürdürdüğünü ve ÇATES’e talip olduklarını belirtiyor.Velioğlu, ihaleyi almaları halinde iş dünyası örgütlerini, sendikayı ve Ereğli Kömür Havzası Amele Birliği’ni de ortak edecekleri bir yapı kuracaklarını söylüyor.  

ÇATES’in kaderi önemli… Zira santrali devralacak grup ya da şirketin seçimi, aynı zamanda bölge ekonomisinin geleceğine de yön verecek. Daha doğrusu, bu tercih aynı zamanda Zonguldak ekonomisinin var olma ya da yok olması tercihi olacak. Çünkü halen bölgede üretilen kömürün yarısına yakınını ÇATES alıyor. Eğer santrali devralacak şirket ithal kömür kullanırsa -ki engelleyici bir hüküm konulmaması halinde tercihinin bu yönde olması kaçınılmaz görünüyor- bu durumda Zonguldak ekonomisi gerçekten de ağır bir darbe alacak.Bunun sorumluluğunu taşımanın ise kolay olmadığı konusunda katı bir görüş birliği var…

 

Bu konularda ilginizi çekebilir